Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/330 E. 2020/501 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/330 Esas
KARAR NO : 2020/501
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalı şirkete ait ——- bulunan —- tesisinde —-kurulması, test ve devreye alınması işi için sözlü olarak anlaştıklarını, davacı şirketin üzerine aldığı iş kapsamında alt yüklenici dava dışı ——- anlaştığını ve davalıya ait tesiste kararlaştırılan rüzgar türbinleri kurulduğunu, test edilerek —-tarih itibariyle devreye alınarak davalı şirkete eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini, alt yüklenici olan——- bedelli fatura ile yapmış olduğu işi müvekkili davacı şirkete faturalandırdığını ve fatura bedelinin davalı şirket ile olan anlaşması çerçevesinde alt yüklenici —– davacı müvekkili şirket tarafından ödendiğini, yapılan iş kapsamında davacı şirket tarafından üzerine kar eklenmeden alt yükleniciye yapılan ödeme tutarında davalı şirkete icra takibi konusu olan —-numaralı,—– bedelli fatura düzenlendiğini, faturanın davalı şirkete —– tarihinde teslim edildiğini, davalı şirket tarafından fatura tebliğ edildikten sonra hiçbir itirazda bulunulmayarak kabul edilmiş olmasına rağmen fatura karşılığı ödenmediği için davacı dava konusu icra takibi yapıldığını, davalı şirket tarafından icra dosyasına işin tam olarak bitirilmediğinden bahisle kötü niyetli olarak itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği için işbu davayı açma zaruretimiz hasıl olduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, belirterek; ——– dosyası için yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar dava dilekçesinde müvekkil şirkete ait —- tesiste rüzgar türbinleri kurulduğu, test edilerek —- tarihi itibariyle devreye alınarak müvekkile eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini iddia etmişse de davacı firmanın, işi teslim süresinde bitirmediği gibi fatura konusu—– tamamlamayarak, yani fatura konusu işin eksiksiz şekilde tamamlanması için —– programının ve——- anahtarının da müvekkile teslim edilmesi gerekirken teslim etmeyerek iş sahasını da terk ederek müvekkil şirketi ihaleyi yapan firma nezdinde mağdur etmiş ve itibarının zedelediğini, davalının haricen yani dava dışı —- yetkilisi tarafından gönderilen maille dava dışı — firma tarafından eser sözleşmesine konu işin—–programının ve —– anahtarının davacı firmaya verildiğini öğrendiğini, davacı tarafından ————– dosyasından haksız ve kötüniyetli olarak başlatılan icra takibine süresinde yaptığımız itirazda da “İhaleyi yapan idare tarafından, işin geç tesliminden dolayı müvekkil şirkete olası bir ceza kesilmesi durumunda ise işbu ceza bedeli alacaklı tarafa yükletilecektir. Bu hususta dava açma hakkımızı saklı tutuyoruz” şeklinde beyana yer verildiğini, itirazlarından sonra ihaleyi yapan ——– tarihli yazıyla birlikte türbinin devreye alınması hususları dahilinde olan uzaktan izleme sisteminin oluşturulması ve idareye gerekli eğitimlerin verilmesi konularında ihtar çekildiğini, eksik işlerin varlığı halinde iş sahibi ihtirazı kayıt ileri sürmek ve ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işlerin giderilme bedelini, işin eksik yapılması sebebiyle fazla ödenen bedelin iadesini isteyebileceği gibi eserin eksik bırakılan kısmının bedelini ödemekten kaçınabileceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine eksik bırakılan işler için -ayıbın aksine- müvekkilin ihbar yükümlülüğü bulunmadığını, yetkisiz icra dairesinde takip başlatılması ve yetkisiz mahkemede dava açılması nedeniyle davanın esasa geçilmeden usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı tarafından açılan işbu haksız ve kötüniyetli davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden doğan fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67 maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Her ne kadar yargılamaya davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; celselerde —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen bu usule geçilmediği anlaşıldığından davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş ve basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası ve ——– celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan fatura ve ödeme makbuzları ile birlikte incelenmiştir.
Davalı vekilinin icra müdürlüğünün yetkisine ve mahkemenin yetkisine ilişkin itirazı kapsamında yapılan değerlendirmede; icra müdürlüğüne yapılan itiraz dilekçesi içerisinde yetkiye ilişkin açıkça bir itirazın yer almadığı, bu hususun davada ileri sürülebilmesi için icra müdürlüğüne yapılan itiraz içerisinde de ilk itiraz olarak nitelendirilerek yer alması gerektiğinden bu yöndeki dava şartı noksanlığı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince mahkememizin yetkisine ilişkin yapılan yetki itirazının ise ön inceleme duruşmasında her ne kadar dava konusu edilen hususun icra takibine dayanak fatura alacağı olması ve para alacaklarının BK 89 maddesi uyarınca alacaklının ifa zamanında ifa yerinde ödeneceği bu kapsamda İİK 50 ve HMK madde 10 kapsamında yetki itirazının reddine karar verilmişse de; eser sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için açılan davada mahkemenin yetkisinin belirlenmesinde HMK 6 ve HMK 10 maddeleri kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği ve TBK 89 maddesinde para alacağı için geçerli olan hükmün uygulanamayacağına yönelik ————–gözetilmiş ve bu husus hüküm öncesinde yeniden incelenmiş ancak davalının cevap dilekçesinde her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ve müvekkilinin adresinin —— ilinde olduğunu belirtmiş ise de HMK 19/2 madde hükmü gereğince yetkinin kesin olmadığı hallerde yetkili yer mahkemesini dilekçesinde açıkça belirtmesi gerektiği ancak buna uygun yetki itirazını ileri sürmediği değerlendirilerek yetki itirazının bu haliyle de reddi gerektiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu —– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine — asıl alacak, — işlemiş faz olmak üzere toplam — alacağın tahsili için — tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
—– müzekkere yazılmış ve yazılan yazı cevabında türbinin devreye alınması ile ilgili herhangi bir eksiklik bulunmadığı, türbinin kesin kabul sürecinin —— tarihinde tamamlandığı belirtilmiş ve kesin kabul tutanakları ile diğer bilgi ve belgeler gönderilmiştir.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktaları teknik değerlendirme gerektirdiğinden ve delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosyada alınan ara karar uyarınca davalının adresi gözetilerek öncelikle davalının adresinin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılmış; —- dosyasından davalıya usulüne uygun ihtarat yapılarak davalının —- yılları ticari defterleri incelenmiş; Mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan — tarihli raporda takibe müstenit faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak takip tarihi itibari ile davalının davacıdan —– alacaklı olduğu belirtilmiş; sonrasında davacının ticari defterleri ile belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesi için dosya mali müşavir, makine mühendisi ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilerek rapor ve bu rapora yapılan itirazlar neticesinde aynı heyetten ek rapor alınmış; alınan bilirkişi heyet raporundan da takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağı olmadığı bildirilmiş ve iş bu raporlar denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında sözlü olarak kurulan ve her iki tarafında kabulünde olan —–bulunan davalı arazisinde rüzgar trübünün kurulması/test ve devreye alınmasına ilişkin eser sözleşmesine dair ticari ilişki kapsamında davacının eksik iş yapıp yapmadığı, edimlerini yerine getirip getirmediği, bu kapsamda takip konusu alacağı davalıdan talep edip edemeyeceği, takip tarihi itibariyle davalıdan muccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda taraflar arasında TBK m. 12 hükmünce sözlü olmakla geçerli TBK m. 470 vd. hükümleri kapsamında rüzgar türbini kurulması ve test edilmesine ilişkin eser sözleşmesi kurulduğu, bu sözleşme kapsamında davacının —– olduğu, davacı yüklenicinin borçlandığı eser imalatı borcu için dava dışı alt yüklenici ———– anlaştığı, rüzgâr türbininin kurulması/test ve devreye alınması hususunda kurulan ticari ilişki kapsamında davacının eksik iş yapıp yapmadığı, edimlerini yerine getirip getirmediği savunmasına ilişkin celp edilen —— yazı cevabında ve alınan bilirkişi raporundaki tespitte davacı tarafından montajı yapılan rüzgâr türbininin eksiksiz kusursuz şekilde çalıştığı, türbinin çalışması sırasında bilgisayarlardan her türlü veri akışının alındığı, rüzgâr türbininden enerji üretiminin —– şartnamelerine göre yapıldığının anlaşıldığı, davacı şirketin —- yılları ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu ve davacı kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davacının davalıya —–borçlu olduğu, takibe konu faturanın da bu tutarın içerisinde olması münasebetiyle davacı defterlerine göre takip konusu faturadan kaynaklı davacı alacağının bulunmadığı, davalının talimat mahkemesi yolu ile incelenen ticari defterlerinde ise yine davalının takip tarihi itibari ile davacıdan —- alacaklı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin alacaklı görünmesinin sebebinin davacı şirket tarafından rüzgâr türbini işi nedeniyle düzenlenen ———-bedelli, faturanın davalı şirket adına düzenlenmemiş olmasının olduğu, bu faturanın —–adına düzenlenmiş olduğu, davacı taraf her ne kadar sözkonusu faturanın davalının şirket ortağı olan anılan kişinin isteği üzerine kayıt kurulduğunu iddia etmiş ise de davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı kayıt kurulması neticelerine katlanması gerektiği, yine davacının huzurdaki davanın fatura alacağından doğan itirazın iptali istemine konu olduğu ve dolayısı ile davalının davacıdan cari hesap alacağının bu durumu etkilemeyeceği iddiasının ise davalının mahsup itirazı kapsamında bilirkişi raporunda davalı tarafından sunulan ve dava dışı davacı ortağına ödenen fatura bedellerinin toplamının sözleşmede ödemenin ne şekilde yapılacağına dair bir hüküm bulunmaması ve iş bedelinin hangi kısmının kime yapılabileceği belli olmadığından iş bedelinden düşülebileceği, bu fatura bedellerini davacının alt yüklenicisi olan dava dışı —– ödeyip ödemediği net olarak tespit edilemese de yapılan defter incelemesi neticesinde de davacının davalıdan alacaklı olduğunun da tespit edilemediği şeklindeki değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olduğu, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü kapsamında kendi ticari defter ve kayıtlarının aksini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği ancak faturanın dava dışı şahsa düzenlenmesi sebebi ile ilgili hususları da ispat edemediği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 621,08TL harcın mahsubu ile artan 566,68 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 750,00 TL (ek bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 14.550,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2020