Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/315
KARAR NO : 2023/500
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette çalışan … davalıların sebep olduğu iş kazası sonucunu hayatını kaybettiğini, müvekkili şirketçe mütevvefanın genç yaşta yaşamını yitirmesi üzerine ailesi ve yakınlarına toplamda 380.000,00 TL tazminat ödendiğini, kazanın davalıların yapmış olduğu asansörün hatalı olarak yapılması sonucu meydana geldiğini, davalıların müvekkili şirket ile yapmış olduğu sözleşmeye aykırı malzeme kullanarak asansörü müvekkili şirkete teslim ettiğini,—-Asliye Ticaret Mahkemesinin —-Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda davalılarca teslim edilen asansörlerin %60 oranında tamamlanmış sayılabileceğinin belirtildiğini, —- Cumhuriyet Başsavcılığının—– Soruşturma sayılı dosyasında montaj işini yapan mühendisin söz konusu kazada asli kusurlu olduğuna kanaat getirdiğini, Prof. Dr.—– yapmış olduğu inceleme sonucunda yük asansörünün hatalı ve eksik emniyet sistemi ile imal edilmesinden dolayı söz konusu kazada %100 kusurlu olduğunu tespit ettiğini, müvekkili şirkette meydana gelen ölümlü kazada davalıların kusurlu olduğunu, iş kazası sonucu hayatını kaybeden … ailesine ödenen tazminatın tahsili için davalılar adına —-. İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu beyan ederek davalıların icra takibine yapmış olduğu itirazın iptalini, davalıların %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; “—– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyasında görülen İtirazın İptali davasında 05.04.2016 tarihinde Mahkemenin Görevsizliğine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin—–01.02.2017 tarihli kararıyla yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin karar onanmıştır. Bunun üzerine dosya yeniden tevzi edilerek mahkemenize gönderilmiştir…—– adresinde 16.07.2012 tarihinde meydana gelen ”İş Kazası” sonucunda 22.06.1982 doğum tarihli … yaşamını yitirmiş olup, 20.05.2014 tarihinde müteveffanın yakınlarıyla davacı işveren arasında “Uzlaşma Tutanağı” başlığı altında imzalanan ve davalı vekili sıfatıyla tarafımız aleyhine hükümler içeren sözleşme dayanak gösterilerek —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas Sayılı takip dosyasında davalı aleyhine takip başlatılmıştır….Takibe konu Uzlaşma Tutanağı’nda alacak miktarı 380.000,00 TL olarak belirtilmiş ve herhangi bir Hukuki bağlayıcılığı olmamasına rağmen iş bu meblağ davalıdan talep edilmiştir. Takibe konu Uzlaşma Tutanağı’nda ” İş bu belgenin imzasıyla birlikte tazminat alacaklıları, 380.000,00 TL’nin ödenmesi … vefatı nedeniyle doğmuş- doğabilecek tüm hak, alacak, zarar, maddi-manevi tazminat ve sair haklarını almış olduklarını, başkaca her ne nam altında olursa olsun —– herhangi bir hak, alacak ve tazminat tazminat talebinde bulunmayacaklarını, tüm zararların karşılanmış olduğunu, bu olay nedeniyle kendileri veya diğer yakınları tarafından açılmış herhangi tespit, alacak veya maddi-manevi tazminat davası bulunmadığını ve bu haklarından tamamen feragat ettiklerini, kendileri veya diğer yakınları tarafından da hiçbir dava açılmayacağını,—– Asliye Ceza Mahkemesi’nin —- Sayılı dava dosyasında—- yetkilileri hakkındaki şikayetlerinden vazgeçeceklerini, —- asansör firmasına karşı her türlü rücu hakkının saklı olduğunu, ez cümle … iş akdi nedeniyle işçilik hakları ve alacakları ( maaş, ücret, kıdem, ihbar, fazla çalışma, tatil ücreti v.s.) bakımından ve ayrıca vefat nedeniyle her türlü maddi-manevi tazminat, hak ve alacak bakımından—–çalışanlarını, hissedarlarını, yöneticilerini ve yetkililerini gayrikabili rücu olarak ibra ettiklerini beyan ederler.” kaydı düşülmüştür. İş bu kayıttan da anlaşılacağı üzere davacı şirket tarafından müteveffaya ödenen Manevi Tazminat ve Destekten Yoksun Kalma Tazminatının içinde işçilik haklarından kaynaklanan alacak hakları da bulunmaktadır. Davalı şirketle mütevveffa arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmamasına ve davalı şirketin müteveffanın ölümüne sebebiyet veren olayın vuku bulmasında herhangi bir sorumluluğu bulunmamasına rağmen aleyhine takip başlatılması hukuka aykırı olmakla iş bu itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekmektedir… Davacı şirket ile davalı şirket arasında 29.02.2012 tarihinde ——numaralı Asansör Montaj Sözleşmesi imzalanmış, sözleşmenin kapsamı ” Bu sözleşme …. Tarafından yaptırılmak istenen 1 Adet 4 duraklı 2500 kg kapasiteli yük ve 1 adet 3 duraklı 320 kg kapasiteli insan asansörünün —–. tarafından montaj, son kontrol, teslim ve ödeme şartlarını kapsamaktadır.” olarak belirlenmiştir. Sözleşme doğrultusunda davalı şirket 16.04.2012 tarihinde işi yapmaya başlamıştır. Sözleşmenin “Müşteri Tarafından İş Başlatma Öncesi Yapılacak İşler” başlıklı 4. Maddesinde; “Asansör kuyusu ve makine dairesinin inşasının tamamlanması, kuyu ve makine dairesi aydınlatması, elektrik ve toprak hattının makine dairesine getirilmesi ve otomatik sigorta, toprak, kaçak akım rölesi ve pako şalterden oluşan elektrik dolabının makine dairesine takılması… ” gibi işlerin davacı ——. tarafından yapılacağı kararlaştırılmış, davacı işverence bu işlemler geç yapıldığı için işin yapılmasına da geç başlanmıştır. Davalı şirket sözleşmede belirtilen yük asansörünün kaba olarak kurulumunu tamamlayıp, güvenlik önlemlerini almak suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere 2500 kglık bir yük ile deneme yapmış, sonrasında kapı önleri kapatılarak ve asansörün geçici elektrik kablosu çıkartılarak , ruhsat alabilmek için gerek davalı şirket gerekse davacı şirketten kaynaklanan eksik olan hususların tamamlanabilmesi için asansör kapatılmıştır. 16.07.2012 tarihinde Davacı—- tarafından—- Polis Merkez Amirliği’nde verdiği ifadede belirttiği üzere; 16.07.2012 tarihinde saat 17:45 sıralarında (yani mesai saatleri dışında) asansörün düştüğü bilgisi, yine davacı şirket yetkililerinden —— tarafından verilmiştir. 16.07.2012 tarihinde davalı tarafından henüz kullanma talimatı asılmayan, elektrik akımı verilmemiş ve henüz eksiklikleri giderilmediği için kapalı olarak tutulan yük asansörünün içine boş ağırlığı 3060 KG olan forklift yüklenmiş ve müteveffa … asansöre binerek çalıştırılmıştır. Asansörün yapımının tamamlanmamış ve kullanıma hazır hale getirilmemiş olması bir yana 2500 KG yük taşıma kapasitesi olan bir asansöre boş ağırlığı 3060 olan ve kendi ağırlığıyla birlikte ortalama 3120 KG ‘lık yük yüklemek , tabiri caizse kazaya davetiye çıkarmaktır. Kaldı ki forkliftin tekerlekli yapısı gereği hareketli olduğu için asansörde taşınırken sabit duramayacağı forklift uzmanı olan müteveffa tarafından öngörülebilir bir gerçektir. Ayrıca müteveffanın bindiği asansör yük asansörü olup, niteliği gereği insan taşınması yasaktır. Davacı şirket kontrolünde ve emir ve talimatı altında çalışan müteveffa teknik montajı tamamlanmamış, sadece yük asansörü olarak kabin dizaynı yapılan, tüm emniyet tedbirlerini teker teker bertaraf ederek, emniyet şeridini kaldırıp, uyarı yazılarını kenara çekip, davalı şirket iş tamamlandığında davacı şirketten ayrılırken tüm elektrik bağlantılarını kestiği için, asansöre seyyar kablo bağlamak suretiyle asansöre elektrik vererek, sadece yük asansörü olarak tasarlanan ve montajına başlanan asansöre hareketli yük kabul edilen ve farklı dizayn gerektiren forklift yüklemek suretiyle, insan taşınmasına uygun olmamasına rağmen hareketli yük yanında insan taşımak suretiyle, forklift bıçaklarının kabine sığmadığı görüldüğünde asansörün kabin boşluklarına takılacağı bariz olmasına rağmen , asansörün içine çarpraz yerleştirilip bıçakların hareketinin devam etmesini sağlayarak, iş güvenliği ve işçi sağlığı mevzuatına aykırı halde, asansörün hiçbir şekilde kullanılmaması gerektiği talimatlarını da ihlal edilmesi suretiyle forklift ve insan taşınmazı kazanın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Kazanın vuku bulma saati davacı şirket müdürü tarafından 17:45 olarak belirtilmiştir. Kazanın gerekleşme saatine bakıldığında davalı şirket tarafından herhangi bir müdahale imkanı bulunmadığı için, davalı şirketin sorumluluğu da gündeme gelemeyecektir. Zira dava konusu iş kazasının vuku bulma şekline bakıldığında davalı şirketten kaynaklanan bir kusur hali söz konusu değildir… Sözleşmesi gereği iş yapma yükümlülüğü altına girmiş olup, davacı şirketle arasındaki ilişki sözleşmesel ilişkiden öteye gidemeyecektir. Dolayısıyla huzurda görülen davaya ilişkin olarak davalının kusurlu-kusursuz sorumluluğu söz konusu değildir. Bir kusursuz sorumluluk hali olan “Adam Çalıştıranın Sorumluluğu” özen yükümlülüğünden doğmaktadır. Özen yükümlülüğü gerek işçinin işe alınırken gerekli yetkinlikte olup-olmadığı hususunun saptanmasına ilişkin gerekse iş yapılırken gerekli yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir… Davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 29.02.2012 tarihli Asansör Montaj Sözleşmesi’nin “Sözleşmenin Geçerlilik Süresi” başlıklı 5. Maddesinde ; “Bu sözleşme; özel bir süre belirtilmediği taktirde, imzalandığı tarihten itibaren İşin Teslim Süresi, İşletme Ruhsatı Alımı Ve Teslim Şekli” bölümünde zikredilen şartlar gerçekleşip Asansör Teslim Süreci tamamlanıncaya ve ödemeler yapılıncaya kadar geçerlidir. İş teslim süresi 90 iş günüdür. Ruhsat için gerekli olan belediye ruhsat harçları müşteriye aittir.” hükmüne yer verilmiştir. Madde metninde Asansör Montaj işleminin açıkça ruhsat alımıyla sona ereceği ve ancak bu durumda işin teslim edileceği hükme bağlanmıştır. Dava konusu iş kazasının meydana gelmesine sebep olan asansörün montaj işlemleri henüz tamamlanmamış, ruhsatı alınmamış ve kullanılmasına onay verilmemiştir. Sadece davalı şirket tarafından “kontrol altında ve sınırlar ölçüsünde” deneme yapılmış, onun haricinde asansör kullanıma açılmamıştır. Konuya ilişkin olarak Yargıtay —-H.D.’nin —–. 08.02.2007 tarihli kararında özetle ; “Taraflar arasındaki sözleşmede işin bitirilmesi (teslimi) iskan ruhsatının alınması şartına bağlanmıştır. İskan raporu alınmadığına göre sözleşmeye uygun bir teslimden söz edilemez denmiştir. Haksız ve Kötüniyetle açılan davanın reddine, Haksız ve Kötüniyetli İcra Takibi yapılmış olması ve itirazın iptali davası açılmış olması nedeniyle takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına icra takip tarihinden itibaren taraflar tacir olduğundan değişen oranlarda en yüksek ticari faiz işletilmesine, 6100 Sayılı yasanın 329’nci maddesi gereği haksız ve kötüniyetle icra takibi yapılarak, itirazın iptali davası usul ve yasaya aykırı ikame edildiğinden, davalının kendisini vekille temsil ettirerek — Barosu Tavsiye Niteliğindeki Vekalet Ücreti Miktarı üzerinden — sayılı yasa kapsamında vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığından, mahkemece takdiren AAÜT üzerinden hesaplanarak vekalet ücretinin davalıya ödettirilmesi, 6100 sayılı yasanın 330 ve 332 maddeleri gereği yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesi” şeklinde beyanda bulunmuş olup davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle, —-. İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı icra takibine davalıların yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Dava önce —-.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– esas sırasına kaydedilmiş, bu mahkemenin görevsizlik kararının onanması üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında, davacı şirkete ait iş yerine hidrolik yük asansörü ve insan asansörü yapılması amacıyla 29/02/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığı, davacı şirket çalışanı … 16/07/2012 tarihinde fortlift ile birlikte 2.500 kg taşıma kapasitesine sahip yük asansörüne binerek ikinci kattan zemin kata inmeye çalışırken asansörün zemin kata çakılması sonucunda ağır yaralandığı, kaldırıldığı hastanede tedavisi devam ederken 18/07/2012 tarihinde vefat ettiği, davacı tarafın ölenin yakınlarına icra takibine konu edilen toplam 380.000 TL tazminat ödediği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı; taraflar arasında, ölümün gerçekleştiği yük asansörünün taraf şirketler arasındaki sözleşmeye göre ve ayıplı olarak yapılıp yapılmadığı, ayıplı olarak yapılmış ise hangi nitelikte ayıpların bulunduğu, meydana gelen ölüm olayında davalıların, davacının, ölenin ve başkalarının kusurlarının bulunup bulunmadığı, var ise hangi oranda ve ne nitelikte kusurlarının bulunduğu, asansörün montajının tamamen yapılıp yapılmadığı, asansör ruhsatı alınmadan asansörün kullanılıp kullanılmadığı, davacı ve davalı tarafından iş yerindeki önlemlerin yeterli ve gereği gibi alınıp alınmadığı, davalı şirketin bilgisi dışında asansörün kullanılıp kullanılmadığının ve toplanacak delillere göre bu konularda belirlenecek oluşan durumun kusurluluk durumuna etkisinin bulunup bulunmadığı, bu konuda açılan ve sonuçlanan ve ceza davasının sonucunun beklenmesinin gerekip gerekmediği, davacı tarafın yaptığı ödemeler nedeniyle tahsili için davalılar hakkında giriştiği icra takibinde davalıların borca itirazlarının haklı olup olmadığı, itirazlarının kısmen yada tamamen iptallerinin gerekip gerekmediği, icra inkar ve kötü niyet tazminatları istemleri konusunda yasal koşulların oluşup oluşmadığı noktalarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu,—-.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz davacısı, borçlusunun mahkememiz davalıları olduğu; takibin rücuen tazminat alacağının tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır. —–ASCM’nin —- esas sayılı dosyası,—-.ATM’nin—– esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen dosyalar, 30/07/2012 tarihli ve (Kapatılan)—–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —– değişik iş sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi heyet raporu, 16/09/2012 tarihli (Kapatılan) ——Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan bilirkişi raporu celp edimiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır—-.Asliye Ceza Mahkemesi’nin—- esas saylı dosyasında; Davalı şirket yetkilisi —-, davacı şirket genel müdürü —- davalı—– ve davalı şirket mühendisi —-taksirle ölüme neden olma eyleminden ötürü yargılandıkları, ceza dosyasında mahkemenin hükmüne esas aldığı kusur raporunda davacı ve davalı şirketin asli kusurlu, müteveffanın tali kusurlu olarak tespit edildiği, bu rapora istinaden adı geçenlerin mahkum oldukları, mahkumiyet kararlarının 13/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
—-.ATM’nin —— esas sayılı dosyasında; davalı şirketin davacı şirkete karşı menfi tespit davası açtığı, mahkememizdeki dosya gerekçe gösterilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddedildiği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesindeki ve İş Mahkemesindeki yargılamalarda dinlemeyen tanıklar—-mahkememizce dinlemiştir.
Tanık—–“Vefat eden … vefat ettiği asansör, tam süresini hatırlayamamam ile birlikte 1 veya 2 ay kadar bir süredir kullanılan bir asansör idi, asansörün bağlantılarının kopması nedeni ile düşmesi sonucu … vefat etti, ben davacı şirkette forklift operatörü ve depo personeli olarak o tarihte de ve halen de çalışmaktayım, asansörün bakımı konusunda bilgim yoktur, asansör aktifti, biz kullanıyorduk. Asansör firması tarafından asansörün kullanılmaması gerektiğine dair herhangi bir talimat veya asansör kullanımını engeller bir güvenlik bandı çekilmesi gibi herhangi bir uygulaması olayın olduğu dönemde yoktu, kaza olmazdan önce bu anlamda herhangi bir kullanımı engelleyen bir durum olmamıştır, asansörde 1.900 kg kadar yük vardı. Bu asansör yük asansörü idi, olayın vuku bulduğu işyerinde ben 15 yıldır çalışıyorum, ancak olayın meydana geldiği işyerinde henüz 2-3 aylık bir zamandır çalışmakta idik” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …; “Ben davacı şirkete asansörün yapıldığı 2012 yılında henüz davalı —–asansör şirketinde çırak olarak çalışmakta idim, davacı şirketin olayın meydana geldiği fabrikasına asansörü kurduk, ancak asansör henüz tam olarak tamamlanmamış ve açılış ruhsatı alınmamıştı, zaten ayrıca asansörün konulduğu duvarla kapı kenarlarında henüz açıklıklar bulunup, davacı tarafça kapatılması gerekli olup kapatılmamıştır, asansör bu hali ile henüz açılmış değil iken bu olay meydana geldi, biz asansörü yapıp bitirdik, ancak belediye gelip kontrolleri yapıp açılış belgesini vermeden kullanılıp olay meydana gelmiş. Biz asansörü kurduktan sonra çalışmaması için elektriği kestik, bu şekilde tamamlanmış olarak bırakıp gittik, asansörün emniyet devreleri mevcut olup onları söküp gittik, bu şekilde asansörün birileri tarafından çalıştırılması ya da kendiliğinden çalışmasının önüne geçmiş olduk, güvenlik bandı asansörün açık olan kısmına çekilmişti, ancak kapılar kapalı olduğu için ve biraz önce belirttiğim diğer emniyet devrelerini sökme ve elektriği kesme şeklinde tedbirleri aldığımız için normalde tekniğini bilmeyen biri tarafından çalıştırılması kullanılması mümkün değildir. Bu asansör bir yük asansörü idi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanıkların dinlenmesinin ardından dosya hidrolik yük asansörleri konusunda ve iş güvenliği alanında uzman iki makine mühendisi ve bir aktüerya bilirkişisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilerek, tüm dosya kapsamı, kesinleşen ceza dosyası —–Asliye Ceza Mahkemesinin —–) toplanan tüm deliller değerlendirilerek, davacının dava dışı işçisi müteveffa … ölümü nedeniyle yakınlarına ödemiş olduğu maddi ve manevi tazminatın, davalılara rücu etmesinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı ile davalıların meydana gelen kaza neticesinde kısmen yahut tamamen kusurlarının ve neticede sorumluluklarının bulunup bulunmadığı hususunda dosyada toplanan tüm deliller ışığında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve hüküm kurmaya uygun rapor alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi heyetinin 27/02/2022 tarihli raporlarında özetle; “…Davacı —- %75 kusurlu olduğu, Davalı —-ve …’ %25 kusurlu
olduğu;… Manevi tazminat tutarlarının takdir ve değerlendirmesi Mahkemenin Sayın Hakimine ait olduğundan, bu konuda bir değerlendirme yapılamadığına,
Davacı şirket işçisi … 16.07.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası
sonucu 18.07.2012 tarihinde ölümü nedeniyle, ölenin annesi … ödenen ve davalı taraftan rücuen talep edilen 80.000,00-TL destekten yoksunluk tazminatının, dosyada ölenin kaza tarihindeki aylık kazancına ilişkin belge bulunmadığından asgari ücretler üzerinden ve 22.05.2014 ödeme tarihinde bilinen verilere göre hesaplanan tazminat tavanını aştığına, davalı tarafın %25 kusur oranına göre, davalı taraftan rücuen talep edilebilecek destekten yoksun kalma
tazminatı tutarının 9.137,43 TL olarak belirlendiğine…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüş; alınan ek raporda ise; “…Davacı şirket işçisi … 16.07.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu 18.07.2012 tarihinde ölümü nedeniyle, ölenin annesi … ödenen ve davalı taraftan rücuen talep edilen 80.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının, önceki raporumuzdan sonra dosyaya gönderilen—– Hizmet Döküm Cetveli’ndeki ücret baz alınarak
ve 22.05.2014 ödeme tarihinde bilinen verilere göre hesaplanan tazminat tavanını aştığına, davalı tarafın %25 kusur oranına göre, davalı taraftan rücuen talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 15.858,53 TL belirlendiği…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüştür.Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, dosyası kapsamı, taraf vekillerinin beyanları ve saptanan uyuşmazlık konuları uyarınca dosya üzerinde ve tarafların dava konusu uyuşmazlığa ilişkin tarihleri de kapsar nitelikteki belge, bilgi, raporlar, tüm Yargıtay kararları da dikkate alınarak dosya kapsamına göre tüm iddia ve itirazları karşılar şekilde orantısal kusur tespiti hakkında rapor düzenlenmesi için dosyanın mahkememize resen seçilecek —- Makine Mühendislerinden oluşan 2 kişilik bilirkişi heyeti ve 1 İş Güvenliği Uzmanı Bilirkişiden oluşan 3 kişilik heyete tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 06/04/2023 tarihli raporlarında özetle; “…Olayın, 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesi (a) ve (b) bentlerine göre iş kazası olduğu; önlem almak sureti ile önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemez” olup, tedbirlerin varlığı ve bunların uygulanabilirliği dikkate alındığında iş kazasının meydana gelişi ile ilgili kazalı ve işveren açısından “kaçınılmazlık” ilkesinin uygulanamayacağı; Davalı —- iş kazasının meydana geldiği yük asansörünün davacıya henüz teslim edilmediği kabulünde; Yük asansörünün başkaları tarafından devreye alınmaması için gerekli ve yeterli önlemleri almadığı, yük asansörünün davacıya teslimi durumunda yük asansörünün hatalı ve eksik emniyet sistemi ile teslim edildiği tespiti ile iş kazasına sebebiyet verecek güvensiz ortam yaratıldığı, layıkıyla Risk değerlendirme analizi yapmayarak meydana gelebilecek risk ve tehlikeleri ön göremediği / risk ve tehlikeleri önleyecek tedbirleri alamadığı, denetim ve gözetim görevini layıkıyla yerine getirmeyerek iş kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve % 35 oranında kusurlu bulunduğu; Davacı ….; yük asansörünün kullanım koşullarını ve talimatlarını oluşturmadığı, uygun olmayan ebatta forkliftin yük asansörüne yüklendiği ve forklift ile birlikte forklift operatörünün de asansöre bindiği tespiti ile iş kazasına sebebiyet verecek güvensiz ortam yaratıldığı, layıkıyla Risk değerlendirme analizi yapmayarak meydana gelebilecek risk ve tehlikeleri ön göremediği / risk ve tehlikeleri önleyecek tedbirleri alamadığı, çalışanın iş kazasını önleyecek vasıflara sahip olması için mevzuata uygun iş güvenliği eğitimi vermediği, denetim ve gözetim görevini layıkıyla yerine getirmeyerek iş kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve % 35 oranında kusurlu bulunduğu; Davalı —- Davalı —- asansör firması ortağı / yetkilisi olarak, “Yönetim ve organizasyondan sorumlu, çalışanları ve yüklenilen işi denetlemek ve değişiklik yapma kabiliyetine sahip işveren olarak” layıkıyla denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyerek iş kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve %5 oranında kusurlu bulunduğu; Dava dışı —– davalı —–asansör firması ortağı / yetkilisi olarak, “Yönetim ve organizasyondan sorumlu, çalışanları ve yüklenilen işi denetlemek ve değişiklik yapma kabiliyetine sahip işveren olarak” layıkıyla denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyerek iş kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve %5 oranında kusurlu bulunduğu; Dava dışı—-; davalı —- asansör firması yetkili mühendisi olarak, Yük asansörünün başkaları tarafından devreye alınmaması için gerekli ve yeterli önlemleri almadığı / yük asansörünün hatalı ve eksik emniyet sistemi ile teslim edildiği tespiti ile iş kazasına sebebiyet verecek güvensiz ortam yaratarak iş kazasına sebebiyet verdiği ve %5 oranında kusurlu bulunduğu; Dava dışı—-; davacı ….’ firması yetkilisi olarak, “Yönetim ve organizasyondan sorumlu, çalışanları ve yüklenilen işi denetlemek ve değişiklik yapma kabiliyetine sahip işveren olarak” layıkıyla denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyerek iş kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve %5 oranında kusurlu bulunduğu; Müteveffa …; Yaşı itibarıyla aklı selim tecrübeli bir çalışan olarak karşılaşılabileceği tehlikelerin farkında olması gerektiği, uygun olmayan ebatta forklift ile yük asansörüne binerek iş kazasına sebebiyet verecek güvensiz ortamda dikkat ve özenden uzak davranışları nedeniyle kazanın meydna gelmesine katkıda bulunduğu dolayısıyla % 10 oranında kusurlu bulunduğu…” şeklinde kanaat bildirdikleri görülmüş; bu raporla birlikte davalı şirket ve davalı olan yetkilisinin toplam kusur oranlarının %40 olduğu, davacı ve dava dışı yetkilisinin k-toplam kusur oranlarının %40 olduğu, dolayısıyla orantısal kusur tespitine dair bu raporun, ceza mahkemesindeki kusur raporu ile (davacı şirketin ve davalı şirketin asli kusurlu olduğu tespiti yönünden) uyumlu olduğu görülmekle, bu rapora itibar edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, davacı vekili tarafından sunulan deliller, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ve ekleri, dosya içerisine alınan ceza mahkemesi dosyası, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı —– arasında 29/02/2012 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre biri 2500 kg lık yük taşıyabilecek kapasitede yük asansörü, diğeri ise 320 kg lık 4 kişilik insan asansörü yapmak üzere anlaşıldığı, anlaşma gereği gerekli imalatların yapalarak asansörlerin teslim edildiği, asansör bakım ve işletme yönetmeliğine göre ilgili kurum olan —- Bölgesi tarafından onaylanmış asansör projesi olmadan asansör ruhsatı veya tescil belgesiz binaya yapı kullanma ruhsatı verildiği, davacı —– işçilerinden forklift operatörü olan dava dışı … 16/07/2012 gün saat 17:45 sıralarında forklift ile birlikte 2500 kg taşıma kapasitesine sahip yük asansörüne binerek ikinci kattan zemin kata inmeye çalışırken asansörün zemin kata çakılması sonucu vefat ettiği, davacının; dosyaya sunulan 20.05.2014 tarihli “Uzlaşma Tutanağı” ile belirlenen ve ölenin annesi, babası ve kardeşlerine 22.05.2014 tarihinde ödenen (Toplam 380.000,00 TL. ödemeye ilişkin 4 adet —— EFT dekontunun sunulduğu görülmektedir) anne … için 80.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatı ve 60.000,00 TL manevi tazminat; baba —– için 60.000,00 TL manevi tazminat;Kardeşleri —– herbiri için 30.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere, toplam 380.000,00 TL’nin tamamının davalı taraftan rücuen tahsili için —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı, mahkememizce ceza dosyası raporu ile de uyumlu görülen ve orantısal kusuru tespit eden 06/04/2023 tarihli heyet raporuna göre; davacı şirketin %35, davacı şirket yetkilisinin %5 olmak üzere toplam %40; davalı şirketin %35, davalı şirket yetkilisi olan davalının %5 olmak üzere toplam %40 oranında kusurlu oldukları anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile takibin (anne için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı olan 63.434,12-TL*%40=25.373,64-TL + anne, baba, altı kardeş için ödenen manevi tazminat toplamı olan 300.000,00-TL*%40=120.000,00-TL olmak üzere) toplam 145.373,64-TL asıl alacak üzerinden devamına, kusurlu davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiği, alacağın belirlenebilir olduğu değerlendirilmekle hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —İcra Dairesi’nin—–esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin (anne için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı olan 63.434,12-TL*%40=25.373,64-TL + anne, baba, altı kardeş için ödenen manevi tazminat toplamı olan 300.000,00-TL*%40=120.000,00-TL olmak üzere) 145.373,64-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım için davacının kötü niyeti ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 9.930,47-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 4.589,45-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 1.900,00-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.441,02-TL’nin davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 6.489,45-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 13.952,05-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 5.337,53-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 8.614,52-TL’sinin davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …. tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 7.540,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 4.655,48-TL’sinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine, 2.884,52-TL’sinin davalı …. üzerinde bırakılmasına,
8-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 22.806,05-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalılar lehine takdir olunan 35.847,69-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.