Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/308 E. 2018/265 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/308 Esas
KARAR NO : 2018/265

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili küçük …’ın diğer müvekkilleri —- ve —-‘ın müşterek çocuğu olduğunu, davalı —- Sigorta A.Ş’nin ise kadın doğum uzmanı doktor—-‘ın tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini tanzim eden olduğunu, müvekkili—‘in gebeliği boyunca davalının sigortalısı tarafından takip edildiğini, ancak gerekli özenin gösterilmemesi sebebiyle küçük—-‘in kalbinde büyük bir delikle dünyaya geldiği, hasta ile hekim arasında ilişkinin vekalet sözleşmesi kapsamında olduğu ve dolayısıyla doktorun yüksek özen borcu altında olduğu, hastanın mütarafik kusuru olmadığı sürece gerçekleşen en ufak kusurdan dahi sorumlu olduğu, davalının sigortalısının bilgilendirmeme, aydınlatılmış rıza almama, teşhiste kusur, ileri testleri önermeme, ultrason kullanımında ihmal ve bulguları değerlendirmeme vb. Sorumluluklarına aykırı hareket ettiği küçük —‘in ömrü boyunca bu açıyı çekecek olması sebebi ile maddi ve manevi zarara uğradığı TBK Md 56/2 hükmü gereğince zarar görenlerin yakınlarınında tazminat talep edebilieceği hükme bağlandığı, emsal içtihatlar uyarınca davalının söz konusu sigortalısının alınan yükümlülüklerine aykırı davranışlarından dolayı TTK’nın ilgili hükümleri kapsamında sorumlu olduğu, belirtilerek müvekkili küçük —-için HMK’nın 107 Md’si uyarınca belirlenecek iş göremezlik ve bakıcı giderleri dahil olmak üzere şimdilik 1.500,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın, anne —- ve baba … için ayrı ayrı 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans tarihi itibari ile davalıdan tazmini talep etmiştir.

SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davalının sigortalı doktor —-‘a ihbar edilmesini, davanın açılmasından önce sigortalıya söz konusu ihbar edilip edilmediğinin belli olmadığı, zira sigortalıya ihbar tarihinde geçerli olan tıbbi kötü uygulamaya ilişkin ZMMS’nin sorumlu olduğu bu durumun tespiti halinde müvekkili şirket aleyhine açılan davanın genel şartların birinci maddesi gereğince husumetten reddi gerektiği, somut olayda ise tıbbi uygulama hatası bulunmadığı, dava dışı sigortalının uygulama hatası yada özensiz davranışının bulunmadığı, sonuç ile yapılan tedavi arasında nedensellik bağı bulunmadığı, bunun yanında davanın açılmasına sebebiyet verilmediği için faiz sorumluluğunun da bulunmadığı kaldı ki avans faiz isteminin de yerinde olmadığını belirterek davanını reddini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tıbbi kötü uygulama sebebi ile davacılar uhtesinde oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminden ibarettir.
Dosyanın incelenmesinde tensiben davacının dava dilekçesinin başında el yazısı ile yazılan adli yardım talebine ilişkin emniyet müdürlüğünden gelecek yazı cevabından sonra talebin değerlendirilmesine karar verildiği, Ataşehir ilçe emniyet müdürlüğüne yazılan yazıya davacı anne ve babanın ücret bodrolarının eklenmesi suretiyle yanıt verildiği görülmüştür.
Dosyada yeterli gider avansı bulunmaması sebebi ile ön inceleme duruşma tebliğinin davalı vekiline yapılamadığı anlaşılmış, ön inceleme için verilen günde açılan duruşmada davacı vekiline 300,00 TL gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde davanın usulden red edileceği yöntemine uygun olarak ihtar edilmiştir. Verilen süre içerisinde davacı vekiline söz konusu ücret yatırlmadığı gibi belirtilen süre sonrasında davacı vekili tarafından 02/03/2018 tarihinde ve ara kararda belirtilen tutardan düşük olmak üzere 100,00 TL gider avanısının yatırıldığı görülmüştür.
Davacı yanın mahkememizin 23/01/2018 tarihli ara kararına rağmen belirlenen ücreti yatırmadığı, HMK nun 114/g maddesi gereğince yatırması istenilen ücretin aynı zamanda HMK 120.maddesi gereği gider avansı olduğu görülmekle HMK. nın 115/2 maddesi gereğince davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın verilen süre içerisinde gider avansı eksikliğinin tamamlanması sebebiyle HMK 114/1-g, HMK 120/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
2-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.090,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2018