Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/293 E. 2021/935 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/293 Esas
KARAR NO: 2021/935
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2017
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin işyeri yemeklerini sağlamakta olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap sözleşmesi şeklinde yürütülmekte olduğunu, alacak ve borçların buna göre belirlendiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki cari hesabın —- tarihi itibariyle yenilenmiş olduğunu, davalı şirketin,— tutarında borcunun bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu cari hesap —– devam ettiğini, müvekkilinin davalı şirkete aynı şekilde—-yaptığını, müvekkilinin davalı şirket adına kestiği faturalar ile de sabit olduğunu, yine müvekkili ile davalı arasındaki cari hesap bakiyesinin —- tarihli fatura, talep dilekçesi ile davalı şirketten sorulmuş olduğunu bu tarihte cari hesap alacağının — olduğunda mutabık kalındığını, taraflar arasında sabit olan bu ilişkinin —-tarihli faturaya kadar devam etmiş olduğunu, müvekkilinin cari hesap alacağının bu tarihte —- ulaştığını, davalı tarafından kabul edilen cari hesap bakiyesinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip yapıldığını, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine, icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından kötü niyetli olarak yapılan bu itirazın, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin alacağına ulaşmasını geciktirmiş daha çok mağdur ettiğini belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere içra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağı sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya yemek servisi yapıldığını, davalının almış olduğu hizmetin bedelini ödemediğini, dava konusu alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —– fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, —- dosyası celp edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu alınmış, —- havale tarihli bilirkişi ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle;—Mutabakat metninin geçerli olduğu duruma göre, davacı tarafın davalıdan —– tutarınca işlemiş yasal faiz alacağının bulunduğunun söylenebileceği, Davacının davalıya hitaben mutabakat metninden sonra düzenlediği aşağıda dökümü yapılan faturalara ait sevk irsaliyelerinin, sevk irsaliyelerinde teslim alan isim ve / veya imza bulunmama ihtimaline göre yemek hizmetinin verildiği ile ilgili yazılı belgelerin dosyaya sunulmasından sonra, mutabakat metninden sonra düzenlenen faturalar ile ilgili değerlendirme yapılabilecek olup, bu konuda nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Mahkememizin — tarihli duruşmasında—– tarafların —-celbine karar verilmiş, bu hususta ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ek raporu alınmıştır.
— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle—Tespit ve değerlendirmelere göre, davacının — yılında hiçbir ayda davacının satışlarının—
tutarı geçmediği anlaşıldığından ve incelenen davacıya ait —-bildirimlerinde davalı şirkete ait her hangi bir bildirimin olmadığı görüldüğünden, davacının bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşıldığından—- mutabakat metninin geçerli olduğu duruma göre, davacı tarafın
davalıdan —— tutarınca
işlemiş yasal faiz alacağının bulunduğunun söylenebileceği, Tarafların masraf, inkâr tazminatı, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, Sayın
Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Somut olayda, davalıya usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları —-üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının —–bedelli toplam faturaların davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca davacının, dava dilekçesinde cari hesap alacağı yönünden mutabakat metni sunmuş olduğu —– mahkemece sunulan mutabakat metnindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda isticvap davetiyesi çıkarıldığı, ve davalıya Teb K. 35md göre tebliğ edildiği —- davalı şirket yetkilisinin isticvap duruşmasına katılmadığı ve HMK 171/2 maddesi gereğince —– işlemiş faiz alacağı yönünden ikrar etmiş sayılmasının gerektiği, anılan fatura ve bedel yönünden davacının alacağını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu faturalardan mutabakat mektubunda sonra düzenlenen toplam —-bedelli faturaların/faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediğinin tespiti için taraf —— celp edilmiş, ve dosya ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş ve ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporda dava konusu faturaların bildirim yükümlülüğü altında olması sebebiyle —- formları yönünden herhangi bir tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, —- bedelli cari hesap alacağı yönünden davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı, dava konusu mutabakat mektubunda sonra düzenlenen toplam —– bedelli faturaların/faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediğinin dosya kapsamı ile tespit edilemediği, davacının dava dilekçesi ile açıkça yemin deliline dayanmadığı, dava konusu toplam—- bedelli faturalar yönünden davacının alacağını ispat edemediği anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden —– takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, — işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden —- takibin DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 819,06-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 256,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 562,18-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 256,88-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 332,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.118,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 873,20-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.362,82-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021