Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/265 E. 2021/574 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/265 Esas
KARAR NO : 2021/574 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/03/2017
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 17/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmaları sebebiyle, 6100 sayılı Yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, bedensel zararların belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden,—–şirketi yönünden dava tarihinden işleyecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte — olarak davalılara ödetilmesine; tüm davacılar için toplam 120.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte, ortaklaşa ve zincirleme olarak işleten ve sürücüden tahsiline;—–kayıtlan üzerine dava sonuna kadar ihtiyati haciz yerine geçmek üzere ‘ ihtiyati tedbir’ konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza ile ilgili olarak müvekkil şirkete dava öncesinde hiçbir başvuruda bulunulmadığı, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği, davacıların maluliyetine ilişkin raporun temin edilebilmesi için gerekli olan bir yıllık sürenin dolması dahi beklenmeden doğrudan dava yoluna gidildiği, işbu — kararların kanun değişikliğinden de önce verilmiş olup, gerçek zararın tespit edilebilmesi için gerekli evrakın teslim edilmemiş olması ile —– yapılmış bir usule uygun başvuru olduğunun kabul edilemeyeceği ve temerrüdün oluşmayacağının karara bağlandığı, özel kanunla belirlenmiş dava şartı yerine getirilmediğini— arasında müvekkil şirket tarafından sigortalandığı tespit edildiği, öncelikle dava konusu kazaya ilişkin hiçbir belgenin taraflarına tebliğ edilmediğini,—— taraaflarına tebliğ edilmesi gerektiği, müvekkil Şirketin tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olması —- çerçevesinde hareket etme zorunluluğu nedeniyle kusur oranlarını belgeleyen kanıtlar ve dokümanlar olmadan sadece zarar görenlerin talebi esas alınarak ödeme yapılması mümkün olmadığı, —- belgelendirilebilen maddi hasarları ve zararları teminat altına aldığı, maddi tazminat taleplerine cevap verebilmeleri ancak gerçek zararın ve kusurun kesin olarak belgelendirilmesi ile mümkün olacağı, müvekkil şirketin fiili ve yasal sigorta uygulamaları çerçevesinde, düzenlemiş olduğu sigorta poliçesi teminat limitleri ile sigortalısının ispatlanabilen kusuru oranında meydana gelen ve yine ispatlanabilen gerçek zarardan sorumlu tutulabileceği, gerçek zararın hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde davacı yanca ispatlanması gerektiği, davaya konu kaza hakkında ceza soruşturması başlatıldığı ve ceza davası açıldığı, meydana gelen kazada kusur oranları, kazanın hangi şartlar altında meydana geldiği ve gerçek zarar miktarı bilirkişi incelemesiyle tespit edilmesi gerektiği eğer davacının %100 kusurlu olduğu tespit edilirse davanın bu nedenle reddedilmesi gerektiği, aksi kanaat oluşması halinde ise, davacıların —- takılı olup olmadığı gibi hususlar yönünden müterafik kusur durumunun varlığının araştırılması ve hükmedilecek tazminattan indirim yoluna gidilmesi gerektiği, yine davacılardan bir kısmının araçta yolcu olarak bulunmakta olup —– indirimi yapılması gerektiği, yine davayı kabul anlamına gelmemek üzere, Bundan başka, yine davayı kabul anlamına gelmemek üzere, meydana gelen kaza ile ilgili olarak ,davacı, müvekkil şirket açısından dava tarihinden itibaren itibaren faiz talep etmekte olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, bu nedenle müvekkili şirket açısından faiz talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirkete dava açılmadan önce hiçbir başvuru yapılmadığından yasal mevzuat gereği dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine, aksi kanaat halinde — hakkında ikame olunmuş haksız ve mesnetsiz, usul, yasa ve içtihatlara aykırı davanın esastan da reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, 17.09.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında—–müzekkere yazılarak ———- evrakları celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce davalı sigorta şirketi yönünden dosyanın resen tefrikine karar verilmiştir.
Kusur tespiti yönünden yapılan inceleme;
———– idaresindeki —- plakalı aracın sağ şeritten ani sol şeride girmesi sonucu sol şeritte seyreden—- plakalı araca çarpmıştır. Trafik kazası tespit tutanağına göre: Kaza yerleşim yeri dışında. ——, Bölünmüş yol üzerinde,—- mahallindek— —- olduğu, Kazanın gündüz, açık havada,—- geldiği,—— yolu bulunmadığı, —- genişliğinde emniyet şeridi olduğu, yol şerit çizgilerinin olduğu, kaza noktasına iki metre kala mecburi —- bulunduğunu, Kaza mahallinde —— olmadığı,—-bulunmadığı, — bulunmadığı, yolda çalışma olmadığını, kazaya etken yol sorununun olmadığını, Kazanın yol üzerinde yandan çarpma şeklinde meydana geldiğini, ve yoldan çıkma olduğunu,——- yaralandığını, alkolsüz olduğu, Kazada sürücülerin ve yolcuların emniyet kemeri takıp takmadıklarının belirlenemediği, yolcuların oturduğu yerlerin belirlenemediği, emniyet kemeri takıp takmadıklarının belirlenemediği vurgulanmıştır. Kaza esnasında—– duruşmasında yolcu olarak yaralananların babası, kardeşi ve kuzeni olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca dosyaya delil olarak sunulan —– plakalı aracın yolcu ve sürücü—– açılmış olduğu görülmektedir. Trafik ekibi tarafından tutulan kaza tutanağında kazanın oluş şeklî ve kusur tespiti: sürücü ——- plakalı hususi kamyoneti ——— istikametine seyir halinde—– —– önüne geldiğinde tesise girmek için seyir halinde bulunduğu sağ şeritten sola dönüş yaptığı esnada aynı istikamette ——- aracıyla sol şerit üzerinden sağ ön kısımları ile diğer aracın sol ön çamurluk ve lastik kısmına çarpması sonucu yaralanmalı ve çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda ——– plakalı araç sürücüsü ——- 2918 sayılı KTK’nın 53/1-b (sola dönüş kurallarına uymama) kuralını ihlal ettiğini, diğer araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kural ihlali olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaza tutanağı—- önüne alınarak kazanın aşağıdaki şekilde geliştiği kanaatine varılmıştır. Sürücü —– istikametinde ———- önüne geldiği esnada, tesise girmek için seyir halinde bulunduğu sağ şeritten ani sola dönüş yapan sürücü——- plakalı aracın sağ yan taraflarına çarpması ile yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana gelmiştir. Kaza esnasında —–plakalı araçta— yolcu olarak bulunan— yaralanmışlardır. Kusur Yönünden Değerlendirme, Aksine bir İşaret bulunmadıkça sürücüler: Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek, zorundadırlar. Sağa ve sola dönecek oları sürücüler aşağıdaki kurallara uyarlar , Sola dönüşlerde sürücüler; Yolun gidişe ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmaya zorunludurlar, Araç sürücüleri trafik kazalarında şeride tecavüz etme halinde asli kusurlu sayılırlar.——— konu — kendi şeridinde seyreden aracın önüne kontrolsüz ve ani çıktığı, aracın şeridine tecavüz ettiği, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemediği, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde, trafiği ve gelen araçların hız ile mesafelerini dikkate almadan kendinin solundaki şeride kontrolsüz girmek sureti ile şerit ihlali sonucu kendisinin solundaki şeritte nizami olarak seyreden araca çarpmasına sebeb olması nedenleri ile trafik dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, Karayolları Trafik Kanunu’nun ve Karayolları Trafik Yönetmeliğimin yukarıda verilen ilgili maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, —–plakalı otomobilin——— kendi yol bölümü olan şeridi takiben —– sırasında, aynı istikamette kendine göre sağdaki şeritte seyreden —- girmek amacı ile ani ve kontrolsüz olarak şerit değiştirerek—- araç ile çarpışması şeklinde oluşan kazada alabileceği bir önlem olamayacağı, atfı kabil kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır. SONUÇ Detayları yukarıda açıklandığı gibi: Kusur oranlan: —- bahse konu mahalde,——-, kendi şeridinde seyreden aracın önüne kontrolsüz ve ani çıktığı, aracın şeridine tecavüz ettiği, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişi beklemediği, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde, trafiği ve gelen araçların biz ile mesafelerini dikkate almadan kendinin solundaki şeride kontrolsüz girmek sureti ile şerit ihlali sonucu kendisinin solundaki şeritte nizami olarak seyreden araca çarpmasına sebeb olması nedenleri ile trafık dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, Karayolları Trafik Kanunu’nun ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin yukarıda verilen ilgili maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu,————- olan şeridi takiben nizami—————-seyreden —- girmek amacı ile ani ve kontrolsüz olarak şerit değiştirerek —- araç ile çarpışması şeklinde oluşan kazada alabileceği bir önlem olamayacağı, atfı kabil kusurunun olmadığı,…” yönünde görüş ve tespitte bulunmuştur.
Alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalı ——- kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, davacı ——– atfı kabil bir kusurun bulunmadığı ve kazanın oluşumunda kusursuz olduğu anlaşılmış, tarafların kusur raporuna itirazı olmaması ile HMK 94/3 md dikkate alınarak 18.01.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Maluliyet oranı yönünden yapılan inceleme;
Dosya kapsamında ——– gereğince davacıların ayrı ayrı maluliyet oranları tespit edilmiş ise de; davacı vekili tarafından 21.01.2020 tarihli celse beyanında maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta şirketi ile anlaşıldığı, sigorta şirketi ile sulh olunduğu, eldeki davaya sadece davalılar —- tazminat talebi bakımından devam ettikleri belirtilmiş, davacının bu beyanı dikkate alınarak davalı sigorta şirketi yönünden davanın resen tefrikine karar verilmiş, mahkememizin—— Karar sayılı ilamı ile davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Başka bir deyişle, eldeki dava bakımından davacının maddi tazminat talepleri yargılama aşamasında sigorta şirketi tarafından karşılanması sebebiyle davacının maddi tazminat talepleri konusuz kalmış olup, mahkememizce davacıların maluliyetine ilişkin ayrıca değerlendirme yapılmamıştır.
Anılan gerekçelerle, davacıların maddi tazminat talebi yönünden, davacıların maddi tazminat talebinin tefrik edilen —- sulh olunarak ödenmesi sebebiyle (21/01/2020 tarihli celse davacı beyanı) iş bu davadaki davalılar ———- yönünden ) yönünden de konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden;
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde —– göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. —–
Tüm dosya kapsamı,—- durumları ,– tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi, olay sebebiyle davacıda oluşan maluliyet oranı dikkate alınarak, dava konusu trafik kazasının oluşumunda tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacılar lehine hakkaniyete uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, anılan gerekçelerle manevi tazminat talebi yönünden, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından davacı ——- yönünden manevi tazminat taleplerini HK 123 md gereğince atiye bıraktığını beyan etmiştir. Bu kapsamda davalılara HMK 123. Md gereğince davacının davanın geri bırakılmasına açık rızalarının olup olmadığı yönünden meşruhatlı davetiye çıkarılmış, davalılar tarafından süresi içerisinde beyanda bulunulmaması sebebiyle davacı—- yönünden HMK 123. Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
Maddi tazminat talebi yönünden;
1-Davacıların maddi tazminat talebinin TEFRİK edilen davalı —– tarafından sulh olunarak ödenmesi sebebiyle— — yönünden ) yönünden de konusuz kalması sebebiyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OMADIĞINA,
Manevi tazminat talebi yönünden;
2-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;
-Davacı —-için 30.000,00 TL,
-Davacı —- için 20.000,00 TL,
-Davacı —– için 7.500,00 TL, manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacı —- yönünden HMK 123. Maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
4-a-Maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 59,30-TL harcın davacı tarafından alınarak hazineye irat kaydına,
b-Manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 3.927,82-TL karar harcın davacı tarafından peşin yatırılan 416,70-TL harcın mahsubu ile kalan 3.511,12-TL nin davalılar—müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davacı tarafından manevi tazminat yönünden yatırılan 416,70-TL peşin harcın davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 734,30-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.650,00-TL bilirkişi ücreti,— yargılama giderinden davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre (%48) 1.197,60-TL nin davalılar—- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, , kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6 -Davacının manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için — 10. maddesi uyarınca takdir edilen 8.275,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.