Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/26 E. 2018/601 K. 18.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/26 Esas
KARAR NO : 2018/601

DAVA : Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Nedenli)
DAVA TARİHİ : 09/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/06/2018

Yukarıda tarafları yazılı dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın sürücüsü olduğu, davalı şirketin mülkiyetindeki araçla davacıların murisi ve yakını olan yaya …. çarparak 27/10/2016 tarihinde ölümüne neden olduğunu, bu kaza nedeniyle davacıların ölenin zamansız ölümü nedeniyle maddi ve manevi açıdan yıkıldıklarını bildirmiş, maddi zararın kapsamına göre belirlenecek manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsiz olup davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, dava dilekçesinin usulüne uygun olmadığını, davanın manevi tazminat davası olup, belirsiz alacak davası veya kısmi dava şeklinde açılmasının mümkün bulunmadığını, her iki yönden davanın usulden reddinin gerektiğini, kazada ölen yayanın asli ve tek kusurlu olduğunu, ölenin tek kusurlu olması ve araçta bir bozukluk bulunmaması nedeniyle davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, adli yardım talebinin reddinin gerektiğini bildirmiş, davanın usulden ve esastan reddi ile adli yardım ve ihtiyati tedbir taleplerinin de reddine, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedenli ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve 2014/14664 esas 2015/9298 karar ile 06/02/2016 tarih 2015/9854 esas ve 2016/1152 karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşlmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
TTK’nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalar tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK nun 4(1)-a ve devamı bentlerinde yazılı uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; dava trafik kazası nedenli ölüme bağlı olarak manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı belirgindir. Davacıların tacir niteliğinin bulunmaması nedeniyle dava nispi nitelikte ticari dava da değildir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4 ve 5. maddelerindeki düzenleme nedeniyle davacı tarafın tacir olmadığı gibi davaya konu anlaşmazlığın ticari iş niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın mutlak ve nispi ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmakla somut davada HMK’nun 2(1) maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup, uyuşmazlığın mahkememizde çözümünün mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK’nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği, dilekçeler teatisinin tamamlandığı, HMK’nun 138(1) maddesi uyarınca usul ekonomisi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle dosya üzerinden karar verilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
5-Dava dilekçesinde davacılar tarafından adli yardım talebinde bulunulduğu, dava dilekçesine ekli olarak yalnız …’ye ilişkin fakirlik belgesi sunulup diğer davacılar için HMK’nun 336(2) maddesine aykırı olarak yasal zorunluluğa rağmen belge sunulmadığı, yapılan uyap sorgulamasında davacılardan …’ye ait arsa, iki katlı ve tarla nitelikli beş taşınmaz kaydı ile davacı …’ye ait bir taşınmaz kaydının bulunmasının yanında davacılardan … ve …’ye ölüm aylığının bağlandığı, sosyo ekonomik araştırma yazısında davacılardan……. 2010 yılı başı itibariyle 1.400,00 TL maaş ile markette kasiyer olarak, davacı …. evli olup geçiminin eşi tarafından sağlandığı, dava dilekçesinde usul ve yasaya aykırı olarak harca esas değerin ve miktar olarak sonuç talebin bildirilmesi zorunluluğuna rağmen davacılar vekilince talep edilen manevi tazminat miktarının bildirilmeyen davanın açılması sırasında yalnız başvuru harcı yatırılarak nispi peşin harcın yatırılmadığı, harçlar yasası hükümleri gereğince davanın niteliği itibariyle nispi harcın oranının düşük olduğu, nispi harcın yatırılması ve adli yardım talebinin nihai olarak kabul veya reddine karar verme görevinin görevli mahkemeye ait olduğu, bu aşamada görevsizlik kararının tebliğ için dosyada kalan gider avansının yetmeyeceği göz önünde tutularak ve tüm dosya kapsamı ile adli yardım koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla bu aşamada istemin reddi ile
Öncelikle kalan gider avansından kararın bir örneğinin davacılar vekiline gider avansının yatırılması açısından da tebliğine,
Davacı vekiline bu aşamada 100,00 TL gider avansını yatırmak üzere tebliğden itibaren iki hafta kesin süre verilmesine, gider avansı yatırıldığında kararın davalılar vekiline tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.