Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/259 E. 2020/726 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/259 Esas
KARAR NO: 2020/726
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeni ile imzaya, borca faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespitine ve davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve takibin iptaline karar verilmesini, takibe dayanak çeke, ———kaşesi basılarak sahte imza atıldığını ve söz konusu imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek; dava sonuçlanıncaya kadar haciz işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve takibe dayanak çek üzerinde ki imzanın müvekkile ait olmaması nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespitine ve davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine açılan menfi tespit davasının esastan reddi gerektiğini, tüm yasal şartları ihtiva eden çekin, bankaya ibrazı neticesinde ödenmemesi sebebiyle, icra takibine konu edilmiş olduğunu, takibe konu çekin ödenmemesi hususunda bankaca herhangi bir ihtar / ödemeden men vs. tedbirlerin de bulunmaması sebebiyle, yetkili ve iyiniyetli hamil tarafından başlatılan icra takibinin yasal şartları haiz olduğunu, kaldı ki, takip yılının —- olduğunu, bu zamana kadar herhangi bir dava ikame edilmeyip —–ayında açılan işbu davanın, tamamen tahsilatı engellemek gayesiyle açılmış olduğunu ve kötü niyet arz etmekte olduğunu, davacı borçlunun, takipten yeni haberdar olduğu beyanının, hayatın olağan akışına aykırılık arz ettiğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, İİK. 72/3 maddesi gereğince takibin durdurulması da hukuken mümkün olmadığından, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması talebi haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek; işbu dava sebebiyle haksızlığı anlaşılacak olan davacıdan, müvekkilin alacağını geç tahsil etmesi sebebiyle uğrayacağı zararın, alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere tahsiline karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu, HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak; tensiben kurulan ara kararda icra takibinden sonra açılan davalarda İ.İK 72/3 maddesi gereğince tedbiren takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İcra dosyası, davacının imza asıllarının bulunduğu yerlerden belge asılları ve dava konusu çek aslı celp edilmiş, davacının huzurda alınan imzası ile grafolog bilirkişiden rapor alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Menfi tespit istemine konu olan —-dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlunun da içeresinde bulunduğu — borçlu hakkında muhatabı—- Şubesi, Keşidecesi —- keşide tarihli, —bedelli çek dayanak gösterilmek suretiyle —asıl alacak, —- tazminat ve — komisyon olamak üzere toplam —- alacağın tahsili için ——tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan belge asılları ile icra takibine konu senet aslı üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı yönündenbilirkişi ——-tarihli bilirkişi raporunda inceleme konusu çekin arka yüzündeki —- atfen atılmış cira imzası ile davacı ——— ait karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından önemli farklılıklar saptandığından söz konusu cira imzasının davacı —— eli ürünü olmadığının bildirildiği görülmüş, söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davaya ve icra takibine konu edilen çekteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı bu nedenle davacının davalıya çeke dayalı olarak borçlu olup olmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları toplanan deliller ve hükme esas alınan bilrikişi raporu doğrultusunda; imza sahteciliği iddiasıyla hükümsüzlüğe dayalı menfi tespit istemine konu çek üzerindeki davacıya atfen yapılmış ciro altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davacının iddiasını ispat ettiği, davalının kötü niyetle takip başlattığına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı da değerlendirilerek; davanın kabulü ile davacının ———– sayılı dosyasına konu çeke dayalı borçlu olmadığının tespitine, şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davacının ——— dosyasına konu çeke dayalı borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 567,59-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 141,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 425,70 TL, harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 173,30 TL ilk masraf, 208,65-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.131,95-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 -TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020