Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/235 E. 2021/1025 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/235 Esas
KARAR NO: 2021/1025
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 27/02/2017(Asıl dava)- 22/03/2017(Karşı dava)
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında —- dışında başka bir amaç dışında kullanılmamak üzere — imzalandığını, iş bu sözleşme gereği müvekkil şirket —- belirtilen araçları ariyet olarak davalıya teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile kendilerine ariyet olarak teslim edilen üragipiin —– teslim alındığını, ana —-davalının araçlardaki hasarlardan sorumlu olduğunu, araçlar teslim alındıktan sonra ayrıntılı ekspertiz incelemesi yapıldığını, araçlardaki hasarların tespitinin yapıldığını, öncelikle e-mail yazışmalarıyla zararın talep edildiğini, müteakiben de ——no’lu ihtarıyla zararın tazmininin ihtar edildiğini, zararın giderilmediğin, araçlardaki hasarın tespiti amacıyla —- başvurarak araçların bulunduğu —– otoparkında delil tespiti yapılması için başvuruda bulunulduğunu, Mahkemenin ——— sayılı dosyasıyla ve uzman bilirkişi marifetiyle delil tespiti yapıldığını ve araçlar üzerindeki mevcut hasarlar yerinde görülerek rapor tanzim edildiğini, bu rapora istinaden araçların onarıma alınarak satışa sunulduğunu,” beyan edip müvekkili şirketin ariyet olarak teslim ettiği araçlara, davalı tarafından verilen zararın fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalkmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,—-dosyasından yaptırılan delil tespitine ilişkin —-giderin davamızdaki yargılama giderlerine eklenerek vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; araçlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinin davalı olmadan yapıldığını, bunun hukuka aykırı olduğunu, bu sebepten ötürü bilirkişi raporuna karşı itirazlarının yapıldığını, rapor içeriğinde tespit edilen hasar tutarlarının fahiş olduğunu, araçların ağır hasar durumlarının mevcut olmadığını, yapılan harcamamaların lüks sayılabilecek harcamalar olduğunu, araçların——olarak teslim edilmediğini, ariyet sözleşmesi gereği olağan kullanımdan kaynaklanan harcamaların ariyet alandan talep edilemeyeceğini, karşı davadava, davalı karşı davacının —– sürücülere ileri sürüş eğitimi verdiğini, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle işbirliği kurulduğunu, taraflar arasında — itibaren yıllık dönemler halinde sözleşmeler akdedildiğini, bu sözleşmeler ile davalı şirket tarafından davalı şirkete ariyet olarak ve eğitimlerde kullanılmak üzere araçlar verildiğini, eğitim verilen kişilerin davalı yanın araçlarını tanıması ve teknik kapasitesi hakkında bilgi sahibi olmasının amaçlandığını, davalı karşı davacının sorumluluklarını yerine getirdiğini, taraflar arasında sözleşmeler en son —– yıllarında yapıldığını, bundan sonra yazılı olarak yapılmadığını, mevcut sözleşmeye göre taraflar yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin zımnen uzadığını ve belirsiz süreli hale geldiğini, davacı karşı davalı tarafın —- göre davalı karşı —— ölmesi gereken aylık —–tutarındaki—– karşılığı bedel olduğunu, bu bedelin ödenmediğini, davacı karşı davalı tarafın davasının reddine, ikame ettikleri karşı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla —- alacağın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan —– tarihli sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa ariyet olarak verilen araçlarda oluşan hasarın tazminine ilişkin açılan alacak davası olup, karşı dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında imzalanan —-tarihli sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiği iddiasına dayalı olarak sözleşmede kararlaştırılan reklam tanıtım bedellerinin ödenmediği iddiasına dayalı açılan alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bu kapsamda—– dosyası fiziki olarak celp edilerek mahkememiz dosyası arasına alınmış, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler, ihtarnameler, araç iade ve teslim tutanağı, davalı karşı davacı taraça sunulan —— yevmiye numaralı —- ve ekleri mahkememiz dosyası arasına alınmış, taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiş, bilirkişi kök ve ek raporları alınmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
—- dosyasının incelenmesi neticesinde; davacı karşı davalı tarafından , —- tarihli tespit talepli dilekçesine istinaden mahkemece—–bilirkişi aracılığıyla asıl dava konusu — araç üzerinde inceleme yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle,— araç için toplam hasar bedeli tutarının —- olduğu belirlenmiştir.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasından ve tanıkların dinlenmesinden sonra davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine de dayanılması sebebiyle, hem asıl dava hem karşı dava yönünden tarafların ticari defterleri ile dosyada toplanan tüm deliller üzerinde mali müşavir, makine mühendisi ve öğretim üyesi bilirkişisinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ——- tarihli bilirkişi heyet raporu düzenlenmiştir. Düzenlenen raporda özetle, ” Her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı karşı davalı şirketin defterlerinin incelenmesinde, davalı karşı davacının —— eğitimi içerikli hizmet faturaları düzenlediği, söz konusu fatura bedellerinin de davacı karşı davalı şirket tarafından—— davalı karşı davacı şirkete—– düzenli olarak ödendiği, karşı davadaki taleplere konu davalı karşı davacı —— davacı karşı davalı —– alacak istemine istinaden herhangi bir borç kaydının davacı karşı davalı şirketin kayıtlarında yer almadığı, davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalı şirkete herhangi bir —– tanıtım faturasının düzenlenmediği; davalı karşı davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde de , tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, davalı karşı davacı —- şirketinin davacı karşı davalı ——– alacak istemine istinaden herhangi bir alacak kaydının bulunmadığı, herhangi bir reklam tanıtım faturasının düzenlenmediği; teknik inceleme sonucu, yerinde yapılan incelemeye istinaden hazırlanmış olan —– tarihli rapordaki hesaplamaların kadri maruf olduğu, söz konusu raporda, araçlardaki hasarların giderilmesi için yapılması gerekli olan masrafların tutarı, ——– tarihi itibariyle —— olarak hesaplandığı ve bu tutarın kadri maruf olduğu, her ne kadar davacının araçları —– tarihinde iade aldıktan sonra yaptırdığı ekspertizde araçlardaki hasarın giderilmesi masraflarının ——- olarak hesaplandığı anlaşılmaktaysa da; ekspertiz raporunun hazırlandığı tarih ile delil tespiti raporunun hazırlandığı tarih arasındaki zaman sürecinde araç parçalarında meydana gelmiş olan fiyat artışı nedeniyle delil tespitindeki masraf bedelinin —— olarak hesaplanmış olduğu kanaatine varıldığı; imzalanan —– tarihli sözleşme içeriğinde birden fazla anlaşma —— bulunduğu ve bu anlaşmalardan birinin de —– anlaşması olduğu, —– ariyet alınan —-davalı tarafından kullanılması sırasında hangi nedenle olursa olsun hasara uğraması halinde tamir giderleri davalıya ——ait olacaktır şeklinde düzenleme bulunduğundan bu hüküm uyarınca davalı karşı davacının almış olduğu araçları hasarsız olarak davacıya iade etmekle yükümlü olduğu, yine davalı karşı davacı tarafından ——- tarihli ——- ekspertiz sonucuna göre çıkacak olan tüm hasar ve zararı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini beyan ettiğinden hasar tamir masrafları tutarını davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiği, davacı karşı davalı tarafından gönderilen ihtarname ile davalı karşı karşı davacı tamir masraf tutarının ödememekle, ödeme borcunun ifasında temerrüde düştüğü, dolayısıyla da temerrüt tarihinden sonra ödemede gecikmesi halinde davacının gecikme yüzünden uğrayacağı zararları —— tazmin etme yükümlülüğü altına girdiği, —– ise, hasarların tamir masrafları ——olarak tespit ve hesap edildiğinden ve raporun teknik kısmında, aradan geçen zaman içinde yedek parça bedellerinde meydana gelen artıştan kaynaklanan bu farklılığın olağan —– olduğu sonucuna varıldığından davalı karşı davacının —– tutarı davacıya ödemekle yükümlü olduğu kanaatine varıldığı, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise taraflar arasındaki sözleşmenin normal süresinin —– itibariyle sona erdiği, sözleşmenin içeriğinde yer alan —–kadar devam ettiği ancak sözleşmenin içeriğinde yer alan —— ise tarafların örtülü anlaşmaları ile uzamadığı, sözleşmenin normal süresinin sona ermesinden sonraki dönemde, sözleşmenin—– maddesinde sözü edilen reklam bedeli faturalarının davalı tarafından düzenlenmediği ve davacıya gönderilmediği, bu durum taraflar arasındaki “reklam anlaşması”nın tarafların örtülü anlaşmasıyla uzamadığını, sözleşmenin—- yıllık normal süresinin sona ermesiyle sona erdiğini gösterdiği, diğer bir ifadeyle bu durum,—– ettiği, bu nedenle, davalı karşı davacının, davacı karşı davalıdan reklam bedeli talep etme hakkına bulunmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi heyet raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, davacı karşı davalı vekili tarafından yazılı olarak beyanda bulunulmamakla birlikte duruşmada sözlü beyanlarda asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi talep edilmiş; davalı karşı davacı vekili tarafından rapora ilişkin itiraz dilekçesi sunulmuş, itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, düzenlenen —–tarihli ek raporda özetle, kök rapordaki görüşlerin aynen korunduğu, karşı dava yönünden kök rapordaki görüşlerin değişmesine sebep olacak herhangi bir delilin bulunmadığı dosyaya sunulmadığı belirtilmiş, ek rapora karşı davacı karşı davalı vekili tarafından beyan dilekçesi sunulmuş ve asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi talep edilmiş; davalı karşı davacı vekili tarafından rapora ilişkin itiraz dilekçesi sunulmuş ve yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep edilmiş ise de aşağıda açıklanacak gerekçeler ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporu mahkememiz denetimine uygun ve hüküm için yeterli görüldüğünden yeni bir heyetten rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan kök ve ek rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde, asıl dava yönünden yapılan incelemede; öncelikle taraflar arasında —- tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davanın konusu teşkil eden ——- da yer aldığı ——adet aracın davalı tarafa—— sürüş teknik eğitimlerinde kullanılmak üzere ariyet olarak verildiği hususu ihtilafsız olup tarafların da kabulündedir. ———, araçların hasara uğraması, sürücüsünün zarar görmesi ya da üçüncü kişilere zarar verilmesi nedeni ile davacı ——- veya üçüncü kişilerin doğacak her türlü maddi ve manevi zararları ile tüm sorumluluk ve neticeleri davalı —– üstleneceği yine araçların davalı ——-tarafından kullanılması sırasında hangi nedenle olursa olsun hasara uğraması halinde tamir giderlerinin ——– şirketine ait olacağı düzenlenmiştir. Dava konusu araçların da yer aldığı ———— edilmiş, teslim tutanağının incelenmesinde ——— fiziki durumlarının fotoğraflı olarak tespit edildiği, —— tarafından teslim günü ve öncesinde ——— hakkında tahakkuk etmiş olan ve olacak tüm trafik para cezaları ile araçların ariyet olarak teslim alımındaki taahhüdü çerçevesindeki araçlardaki hasar ve zararlar ile tamir giderlerinin ——— tarafından ödeneceğinin kabul edildiği yine ekspertiz sonucuna göre çıkacak hasar ve zararı ——— ödemeye kabul ettiği görülmüş olup tutanak her iki tarafça da kaşeli olarak imzalandığı görülmüştür. Davalı tarafından tutanağın içeriği ile altındaki imza ve kaşeye bir itiraz bulunmamakta olup, davalı tarafından hasar ve zararları taahhüt etmesinin nedeni olarak davalı şirket yetkilisinin davacı tarafça iradesinin fesada uğratılması, araçlarda çok düşük hasarların çıkacağı ve taraflar arasındaki sözleşmenin yenilenmesinin gündemde olacağı ve araçların yerine yeni araçların ariyet olarak verileceği beyanları üzerine ilişkilerin bozulmaması amacıyla verildiği savunulmuştur. Öncelikle taraflar arasındaki sözleşme kullanım ödüncü( ariyet sözleşmesi ) olup, davacı taraf ödünç veren davalı taraf ise ödünç alan konumunda olup, davacı taraf ödünç verilen malın kullanılması borcunu üstlenmekte, davalı taraf ise ödünç aldığı malı sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde kullanmayı, sözleşmede hüküm yoksa niteliğine ya da özgülendiği amaca göre kullanmayı ve kullanma sonunda ödünç aldığı şeyi hangi durumda almışsa o durumda geri vermeyi üstlenme borcu altına girmiştir. Genel olarak yasada düzenlendiği şekli ile sözleşmenin kapsamı da bu şekilde olmakla birlikte taraflar karşılıklı olarak sözleşme ile ayrıca kullanım amacı, geri verme şekli ve borcu, meydana gelen zararlardan sorumluluk vs yönünde düzenleme yapabilirler . Bu husus, sözleşme serbestisi ilkesinin de bir gereğidir. Nitekim somut olayda da taraflar arasında imzalanan—— açıkça araçların davalı —— tarafından kullanılması sırasında hangi nedenle olursa olsun hasara uğraması halinde tamir giderlerinin —– şirketine ait olacağı düzenlenmiştir. ———- davalı şirket tarafından ekspertiz sonucu belirlenecek zararların ödeneceği açıkça kabul ve taahhüt edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça tutanağın şirket yetkisine irade fesadı ile imzalatıldığı savunulmuş ise de davalı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tüzel kişi tacir olup, anılan Kanun’un 18. maddesinin 2. fıkrası gereğince her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 36. maddesinin 1. fıkrasında ——- açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Genel açıklamalar ışığında somut olaya gelince; bu hususta ispat yükü kendisine ait olan davalı şirket, belgeyi imzalayan şirket yetkilisinin tutanağı imzalarken iradesinin fesada uğratıldığı iddiasında bulunmuş, araçlarda çok düşük hasarların çıkacağı ve taraflar arasındaki sözleşmenin yenilenmesinin gündemde olacağı ve araçların yerine yeni araçların ariyet olarak verileceği beyanları üzerine ilişkilerin bozulmaması amacıyla tutanağın imzalandığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamına göre davalı şirket tarafından fesat olgusu hiçbir şekilde ispatlanamamakla birlikte bu hususta davalı tanığın beyanına da itibar edilmemiştir. Hal böyle olunca basiretli tacir gibi davranması esas olan davalının sözleşmenin yenileneceği, yeni araç verileceği, hasarın düşük çıkabileceği inancı ile taahhütte bulunduğu iddiası ve dayanak savunması mahkememizce yerinde görülmemiştir. Kaldı ki taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2. Maddesi gereği de davalı taraf açıkça hasar ve tamir bedellerinin üstlenmiş olup, gerek sözleşme gerekse tutanak gereği araçlarda meydana gelen hasar ve tamir masraflarından sorumludur. Davalı tarafın diğer bir savunması ise araçların olağan olarak kullanıldığı, ariyet sözleşmesinin genel unsurları gereği olağan kullanımdan kaynaklı harcamaların talep edilemeyeceği, hesaplanan miktarın fahiş olduğuna ilişkindir. Bu hususta yapılan inceleme de ise yukarıda açıklandığı üzere taraflar karşılıklı iradeleri ile hangi nedenle olursa olsun araçların hasara uğraması halinde hasar ve tamir masraflarının davalı tarafça ödeneceğini kararlaştırılmış olup, nitekim teslim tutanağında da ekspertiz incelemesi yaptırılacağı ve hesaplanan bedelin ödeneceği davalı tarafça taahhüt edilmiştir. Davacı tarafından da ekspertiz incelemesi yaptırılmış ve ————-masrafın ödenmesi için davalı tarafa ihtarname keşide edilmiş ancak davalı tarafça ödeme yapılmamıştır. Bu kez davacı tarafından hasarlı araçların otoparkta bekletilmesinin ticari olarak maliyet getireceği gerekçesiyle delil tespiti yaptırılmış ve —— tarihli raporda ——— bedeli hesaplanmıştır. Nitekim mahkememizce de makine mühendisi bilirkişiye teknik inceleme yaptırılmış olup bilirkişi tarafından ————– hasar bedelinin kadri maruf olduğu, araçlardaki hasarların giderilmesi için yapılması gerekli masraflar olduğu ve fahiş olmadığı, ekspertiz raporu ile delil tespiti raporu arasındaki farkın ise aradan geçen zaman içinde yedek parça bedellerinde meydana gelen artıştan kaynaklı olduğu ve bu farklılığın olağan olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından tamir faturalarının fahiş olduğu, parça ve işçilik kalemlerinin incelenmediği yönünde itirazda bulunulmuş ise de gerek delil tespiti dosyasında ——– araç için ayrı ayrı ve detaylı incelemelerin yapıldığı yine mahkememizce aldırılan rapor da delil tespiti dosyasındaki bedellerin kadri maruf olup fahiş olmadığı ve araç hasarları için yapılması gerekli olan masraflar olduğunun belirlenmesi karşısında davalının aksi yönde itirazların incelenmediği yönündeki itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de aldırılan teknik rapor hükme ve denetime elverişli görülmekle yeni bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Davalının diğer bir savunması ise ekspertiz raporu ile delil tespiti raporu arasındaki farka ilişkin olup, teknik bilirkişinin de raporunda açıklandığı üzere aradaki fark geçen zaman içinde yedek parça bedellerinde meydana gelen artıştan kaynaklı ve olağandır. Kaldı ki davacı tarafça davalı tarafa yapılan ekspertiz incelemesi sonucu ödeme yapılması için ihtarname keşide edilmiş olup, davalı tarafından ödeme yapılmamış ve temerrüte düşülmüştür. Dolayısı ile ödemede geciken davalının davacının gecikme sebebi ile uğramış olduğu zarar olan tamir bedelinin artmasına ilişkin zarardan sorumlu olacaktır. Açıklanan hukuki gerekçeler ile asıl dava yönünden davacının davasının kabulü ile ——— itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Karşı dava yönünden yapılan incelemede ise, bu kez davacı olan ——- taraflar arasında imzalanan——— gereği davalı ———- ödemesi gerekli reklam tanıtım bedellerini ödemediğini iddia etmekte ve şimdilik ——— davalıdan tahsilini talep etmektedir. Davacı taraf iddiasında en son —— yazılı sözleşmenin imzalandığını, başkaca yazılı sözleşme yapılmadığını ancak davacı tarafın davalı tarafa sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve sözleşmenin belirsiz hale geldiğini ancak reklam tanıtım bedellerinin ödenmediği , karşı taraf ile uzun süreli ilişkilerin bozulmaması amacıyla alacağın gelecekte ödeneceğine inanarak dava yoluna başvurulmadığını ancak davalı tarafça asıl davanın açılması sebebi ile talepte bulunulmaya karar verildiğini karşı dava dilekçesinde beyan etmiştir. Öncelikle karşı dava dilekçesinde hangi dönemdeki hizmete ilişkin reklam tanıtım bedellerinin ödenmediği açıkça belirtilmemekle birlikte davacı tarafın daha sonra sunmuş olduğu dilekçelerinde ——- sonrasına ilişkin taleplerinin olduğu beyan edilmiştir. İddialarına dayanak olarak da —— ve sonrasına ilişkin reklam tanıtım yapıldığını gösterdiğini iddia ettiği ——– yevmiye numaralı —— eklerini, tanık beyanını ve ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesini göstermiştir. Davacı tarafça sunulan sözleşmelerin incelenmesinde bir kısım sözleşmelerin imzalandığı en son asıl davaya da konu ——- tarihli sözleşmenin imzalandığı başka bir sözleşmenin imzalanmadığı görülmüştür. Nitekim davacı tarafından da ———- sonrası yazılı bir sözleşme yapılmadığı kabulündedir. İmzalanan sözleşmelerin tümünde ——–tanıtım yapılacağına ilişkin düzenlemenin —– yıl süre ile sınırlı tutulduğu görülmektedir. Davacı tarafın iddialarının aksine sözleşmelerin ———— yılına kadar sıralı olarak her yıl ayrıca yazılı olarak düzenlediği görülmüş olup taraflar arasında anılan yıllarda yazılı sözleşme ilişkisi olmadan sözleşmenin kendiliğinden belirsiz hale geldiğine ilişkin bir uygulama yahut delil mevcut değildir. ——– tarihli ——– incelendiğinde, davalı ——-şirketinin davacı———- gerçekleştirilen eğitimlerde sözleşme imzalandıktan sonra —- yıl süreyle reklam karşılığı tanıtım yapacağı, davalı —————- bu ödemeleri davacı —— tarafından fatura düzenlenmesi karşılığında yapacağı ilgili faturaların ——– tutarlarının ise fatura tarihini takip eden ayın ——- ödeneceği kararlaştırılmıştır. Öncelikle karşı davada alacak talebine konu sözleşmenin anılan maddesi diğer bir deyişle ——– alanında ve—— gerçekleştirilen eğitimlerde sözleşme imzalandıktan sonra —— yıl süreyle reklam karşılığı tanıtım bedeli olup, sözleşmenin diğer hükümlerine ilişkin değildir. Her iki tarafın incelenen ticari defterlerinde de bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, taraflar arasında ——- yılı ve sonrasında ————- düzenlenen bir faturanın olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından faturanın düzenlenmemiş olması alacağın olmadığı sonucunu doğurmayacağı yönünde beyan ve itirazda bulunulmuş ise de her iki tarafın da tacir olduğu ve ticari ilişki içinde bulunan tarafların en azından iddialarını ispat bakımından basiretli davranarak iş ve eylemlerinde hareket etmesi gerektiği aksi halde külfetine katlanmak zorunda olduğu açıktır. Davacı tarafından fatura düzenlenmediği kabul edilmekle birlikte bu kez dosyaya sunulan ———–yevmiye numaralı ———- ve eklerini ve tanık beyanını ispat hususunda delil olarak göstermiş ise de öncelikle her iki davanın da niteliği gereği her iki tarafın tanıklarına ilişkin beyanların uyuşmazlığa katkı sağlamadığı gibi tanıkla ispat edilecek bir hususta olmadığından tanık beyanlarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacı tarafça sunulan ——- mahkememizce resen incelenmiş olup, içerisinde ———— kanallarında çoğunlukla davacı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu dosya kapsamından anlaşılan ——— ileri sürüş teknik uzmanı olarak vermiş olduğu röportajlardan kesitlere ilişkin olduğu, davacının iddiası gibi ——– belirtilen şekilde reklam tanıtımının yapıldığına ilişkin herhangi bir delilin mevcut olmadığı, kaldı ki görüntülerin hangi tarihlere ait olduğuna ilişkin somut bir kaydında bulunmadığı görülmekle birlikte sunulan görüntülerin bir kısmında son değiştirilme tarihlerinin çoğunlukla taraflar arasındaki ihtilafsız dönem olan ——–ait olduğu, tespit edilemeyen diğer görüntülerde ise açıklandığı üzere davacının iddiasını ispata elverişli bir görüntü olmadığı anlaşılmıştır. Asıl dava açıldıktan sonra karşı davanın davacısı———— numaralı Düzenleme Şeklinde Tutanak ve ekleri yönünden yapılan değerlendirme ise davalı tarafça yapılan tespiti istinaden yalnızca tabela ile reklam alacağından bahsedilmesinin mümkün bulunmadığı, metaryallerin kaldırılmamış olmasının talep için yeterli olmadığı, bu tabelaların tespit öncesi konulup konulmadığı hususunun belli olmadığı savunulmuştur. Sözleşmenin 7. Maddesinin lafzına bakıldığında eğitim alanında 1 yıl süre ile ——- ——— tanıtım yapacağı ve fatura karşılığında ——– ödemede bulanacağı düzenlenmiş olup, her ne kadar davacı tarafça sunulan tutanakta————- olduğu tespit edilmiş ve fotoğraflanmış ise de amblem ve tabelaların ne kadar süre ile orada olduğu, hangi yıllarda konulduğu hususu belirsiz olduğu gibi esasen sözleşmenin 7. maddesinin lafzı incelendiğinde de yalnızca tabelaların bulunmasının reklam tanıtım anlamına gelmeyeceği nitekim bu hususlara ilişkin sözleşmenin ayrı maddelerinde düzenlemelerin yer aldığı kaldı ki her şeyden önce davacı tarafın reklam tanıtıma ilişkin aynı şartlarda( aynı bedel, aynı süreye ilişkin) sözleşme ilişkisinin devam ettiği hususunu ispat etmesi gerektiği karşısında sunulan belgeler iddiaların ispatı için yeterli değildir. Davacı taraf her ne kadar ariyete konu araçların ——— yılında teslim edildiği gerekçesi ile sözleşmesinin de uzadığını iddia etmiş ise de esasen bu husus davalı tarafça kabul edilmemekle birlikte taraflar arasında imzalanan sözleşme maddelerinin düzenlenişi göz önüne alındığında ——–sözleşme gibi diğer sözleşmelerde de ariyet, eğitim bedeli, reklam tanıtımı gibi birden fazla hususta anlaşma sağlanarak tek bir sözleşmede toplandığı, her bir anlaşma maddesinin ayrı başlıklar altında tarafların hak ve yükümlülüklerinin ayrıca belirlendiği görüldüğünden, ariyete ilişkin araçların ——- teslim edilmiş olması yahut eğitim bedeli faturasının düzenlenmesi doğal olarak reklam tanıtımı hususunda da taraflar arasındaki anlaşmanın devam ettiği anlamına gelmeyeceği gibi açıkça sözleşmede fatura düzenlenmesi halinde ödemenin yapılacağı ancak davacı tarafa eğitim bedeline ilişkin faturalar düzenlenmesine ve davalı tarafça da ödenmesine rağmen reklam tanıtım adı altında hiçbir faturanın düzenlenmediği, yalnızca fatura düzenlenmemesi sebebi ile değil dosya kapsamındaki sunulan diğer belgeler ile de bu hususun ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla, açıklanan gerekçeler ile açılan karşı

davanın
reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Asıl dava yönünden;
1-Davacının davasının kabulüne, —– tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 5.242,03-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.310,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.931,52-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.310,51-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 235,3‬0 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.666,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.776,04-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Karşı dava yönünden;
1-Açılan davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 853,88-TL harcın mahsubu ile artan 794,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.300-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C)Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2021