Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/232 E. 2021/1022 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/232 Esas
KARAR NO : 2021/1022

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın müvekkili şirket aleyhine—– dosyası ile icra takibi başlattığını, takip dayanağının 127.960,00 TL tutarlı çek olduğunu, müvekkili şirketin davalı yana mal alımı yapmak üzere 16 adet çek verdiğini, ancak davalının mal teslimi yapmadığını ve dava konusu çeki takibe koyduğunu belirterek; müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete borcu bulunan davacının karşılıksız çıkan 129.250,00 TL bedelli çek için icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin dava dilekçesinde iddia edildiği gibi herhangi bir mal satma beyanında bulunmadığını, davacının bu iddiasında hiçbir doğruluk payının olmadığını, hali hazırda davacının müvekkili şirkete aralarındaki cari hesaptan kaynaklanan——- bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,—- çekin davalı tarafından tahsili talebine dayalı olarak başlatılan takip dolasıyla borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası olup, yargılama sırasında takip dosya borcunun davacı tarafından ödenmesi dolasıyla dava istirdat davasına dönmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Menfi tespit istemine —– takip dosyasının incelenmesinde; 17/02/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davalı şirket, borçlusunun ise dosyamız davacısı olduğu; takibin —- ferileri ile birlikte toplam 150.405,59 TL bedelin tahsiline yönelik kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile yapılan icra takibi olduğu, takibin kesinleştiği ve toplam 185.602,36-TL takip dosya borcunun davacı tarafından 10/08/2017 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından —- tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen 08/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle,” Davacı ve davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı yanın ticari defterlerinde, davalı yandan — alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davalının davacı yanı —- numaralı — isimli üç — takip ettiği, —hesabında davalının kaydi olarak davacı yandan— alacağı, —numaralı diğer çeşitli borçlar hesabında ise —- numaralı hesaptan ise çek bedeli kadar, yani— alacağının olduğu, ancak bu çek bedelinin — hesaptan mahsup edildiği, yani alacağını bu çek bedeli kadar artırdığı dolayısı ile yapılacak mahsup içerisine —- hesabın dâhil edilmemesi gerektiği, dolayısı ile bu iki hesap birleştiğinde toplam olarak davalı yanın ticari defterlerinde davacı yana ———- yana borçlu olmadığı, aksine alacaklı olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi raporuna karşı davalı tarafından itirazda bulunulması üzerine, itirazların değerlendirilmesi amacıyla mevcut mali müşavir ile öğretim üyesi bilirkişiden ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından ayrıca 06/07/2020 tarihli rapor ile bilirkişiler tarafından 22/01/2021 tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen——- raporda özetle, ” Davalı tarafından yerinde inceleme talepli dilekçesinde muhatap isim ve ——ancak bildirilen telefon numaralarından aranmasına rağmen davalıya ulaşılamadığı, davalı yanın dosyaya kök rapordan sonra sunmuş olduğu cari hesap——davalı şirket borcundan mahsup edildiği ve davalının dava konusu çekin kayıtlardan çıkarılması ile alacağın kaydi olarak —– gözüktüğü, ancak davalı yan tarafından müşteriye iade edilen çek açıklaması ile ticari defterlerine kaydettiği çeklerin davacı yana iade edildiğine ilişkin tevsik edici herhangi bir belge ibraz edilmediği, dolayısıyla davalının savunmasının kaydi anlamda izaha ve ispata muhtaç göründüğü , kök rapordaki hesaplamayı ve görüşü değiştirecek yeni bir unsurun bulunmadığı, davalı defterlerinin elektronik defter olması ve e defterlerin—- incelenebileceği hususu göz önüne alındığında davalı yanın yerinde inceleme talebinin değerlendirmesinin mahkemede olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuş, 22/01/2021 tarihli raporda ise özetle, ” Somut olayda; davacı taraf çeklerin mal alımı için avans olarak verildiğini, davalı taraf ise cari hesap kapsamında ödeme aracı olarak verildiğini ifade ettiği, kök ve ek rapor kapsamında yapılan incelemelerde davacının davalı şirkete cari hesap kapsamında borcu olmadığı, çeklerin karşılığında da herhangi bir mal alımı gerçekleşmediğinin tespit edildiği, bu tespitler ışığında, davacının dava konusu çek karşılığında mal satın almadığını ve bir borcu olmadığını ispatladığı” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile alınan mahkememiz denetimine elverişli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava yukarıda açıklandığı üzere menfi tespit istemine ilişkin iken yargılama sırasında takip dosyasının ödenmesi sebebi ile istirdat istemine dönüşmüştür. Davacı taraf takibi konu çekin avans olarak mal alımı karşılığında davalı tarafa verildiğini ancak mal teslimi yapılmadığını iddia etmekte, davalı taraf ise taraflar arasında mal alım satım ilişkisi olmadığını, davacının borcuna karşılık çeki verdiğini savunmaktadır. Her iki tarafın incelenen ticari defterlerinde de davacının davalı yandan alacaklı olduğu bir borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı yanın itirazı üzerine mahkememizce yeniden ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ancak davalı tarafça defterler ibraz edilmemiştir. Bilirkişi ek raporunda davalı yan tarafından dosyaya sunulan ——– sonucunda davalının ———– hesabındaki borçtan mahsup edildiği ve davalının dava konusu çekin kayıtlardan çıkarılması ile alacağın kaydi olarak ——- gözüktüğü tespit edilmiştir. Ancak davalı yanın müşteriye iade edilen açıklaması ile davacı yandan aldığı çekleri davacıya iade etmiş gibi işlem yaparak ticari defterlerine kaydettiği ve netice itibariyle davalı yanın borcunun azaldığı görülmekle birlikte davalı tarafından çeklerin iade edildiğine ilişkin çek iade bordrosu gibi tevsik edici bir belgenin sunulmaması karşısında somut deliller ile desteklenmeyen kayıtlara itibar edilemeyeceği kanaatine varılmış, netice itibariyle davacı tarafından davalı yana dava konusu çekin verilmesini gerektirecek bir borcun bulunmadığı aksine davacı yanın davalı yandan her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre alacaklı olduğu, davalı yanın aksi yöndeki savunmalarının ispata muhtaç olduğu yine çek karşılığı herhangi bir mal alımı da gerçekleşmediği tespit edilmekle, davacı şirketin takibe konu çek ve neticede takip dolasıyı ile davalıya bir borcunun olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne, davacının—- dosyası yönünden davalıya borcunun olmadığının tespiti ile yargılama sırasında davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapılmış olması dolayısıyla davanın istirdat davasına döndüğü anlaşılmakla ve davacının ayrıca ve açıkça faiz talebinde de bulunmadığı göz önüne alınarak ödenen 185.602,36-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dosya kapsamı ile davalı yanın kötü niyetli olduğu hususu ispata muhtaç olduğundan yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile , davacının —-yönünden davalıya borcunun olmadığının tespiti ile yargılama sırasında davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapılmış olması dolayısıyla davanın istirdat davasına döndüğü anlaşılmakla ödenen 185.602,36-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Karar harcı 12.678,49-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.568,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.109,93-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.568,56-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 147,35-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.578,75-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —-esaslara göre belirlenen 21.442,17-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.