Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/189 E. 2019/545 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/737 Esas
KARAR NO : 2019/584

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin araç kiralama işi ile uğraştığını, müvekkile ait ——— plaka sayılı araç ile davalıya ait —– plaka sayılı araç arasında 16.04.2019 tarihide maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirkete ait araç sürücüsünü kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, müvekkile ait aracın onarım süresi boyunca kullanılamadığını ve kiraya verilemediğini bu nedenle 2.000 TL zararın meydana geldiğini, zararın tahsili için İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün 2018/14602 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek, davanın kabulüne, İtirazın İptaline, asıl alacak miktarının %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya konu trafik kazasına karışan ve sürücüsünün dava dışı … olduğunu, —– plaka sayılı aracın müvekkil tarafından …’e kiralandığını, bu nedenle davalı müvekkil şirkete davada husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, olaya ilişkin tutulan ve ve davanın esasını teşkil eden trafik kazası tespit tutanağının müvekkilinin yokluğunda düzenlenen ekspertiz raporunun müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı yanca iddia olunan kazanın ne şekilde olduğunun bilinemediğini, tutanak ve raporda belirtilen kusur oranlarını kabul etmediklerini davacı yanın trafik kazası neticesinde üzerine kayıtlı aracı on gün kullanamamış olduğu ve ne süre ile servis işlemi görmüş olduğu husunuun ispata yarar herhangi bir delilin dosyada yer almadığını, tek taraflı bir inceleme sonucu yukarıda değinilen kazanç kaybı bedelinin tespit edildiği iddiasını kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Yargıtay —— Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve — esas— karar ile 06/02/2016 tarih —- esas ve ——- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir .6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerekmektedir .
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davaya konu temel uyuşmazlığın trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen kazanç kaybı nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 3. maddesinde ise, ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, davacı şirketin araç kiralama ,davalı şirketin araç satımı, kiralama işleri ve yetkili servis bakım işleri alanında faailet gösterdiği anlaşılmış ise de, davacı şirketine ait ————- plakalı araç ile davalıya ait———————– plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek kazanç kaybının davalıdan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, davacının kullandığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —— Hukuk Dairesi’nin 16/03/2017 tarih 2017/458 Esas 2017/449 Karar sayılı kararı ile de tarafların her iki tarafı şirket olsa dahi uyuşmazlık ticari işletmelerden kaynaklanmayıp haksız fiilden kaynaklı trafik kazası sonucu meydana gelen tazminat talebine yönelik ise görev yeri Asliye Hukuk Mahkemesi olarak tayin edilmiştir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.