Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1430 E. 2018/1127 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1430 Esas
KARAR NO : 2018/1127
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı firma arasında İtalya Venedik – ambarlı metro yüklemesi işi nedeniyle yükü teslim edeceği diğer dava dışı firma arasında gecikmeden kaynaklanan sorun meydana geldiğini ve bu gecikmeden dolayı davacının kusuru olmamasına rağmen yükü taşıyan davalının yalan bilgi vermesi ve yola çıkmayan geminin yola çıktığı söylenerek davacının yükün taşınmasına aracılık etmiş olduğu Unıtrade firması ile davalı firmanın oylama ve yalan beyanları ile Unıtrade firmasının ürünü zamanında alamaması, ürünlerin gecikmesinden dolayı sözleşmesi olan dava dışı Unıtrade firmasının ——— ile sorun yaşamasına neden olduğunu ve firmanın teminatları ile diğer teslimatın zamanında yapılamasından dolayı hatası olmamasına rağmen bu gecikme ve ürünlerin tesliminin çok geç yapılmasından dolayı dava dışı firmanın ürünlerinin sıcakta beklemesi ve Metrogross marketin geç gelen ürünleri almamasından dolayı davacıya bu gecikme ve ürünlerin bozulması ve elde kalması nedeniyle anlaşması bulunan Unıtrade firmasının ——- ile olan ticaretinin bitme noktasına geldiğini ve bu gecikmenin şirketin teminat bedelinden alınması nedeniyle firmanın davacı şirkete durumu anlattığını, davacı şirketin gerek telefon ve gerekse de mail yazışmaları ile durumu davalı firmaya bildirdiğini ancak devamlı olarak oyalandığını, malın aracılık hizmeti nedeniyle iş yapmış olduğu dava dışı Unıtrade firmasının zararının karşılanması ile iş akitlerinin sonlanacağı baskısı ve yapmış olduğu diğer işlerden kaynaklı parasını alamayacağının söylendiğini bunun akabinde meydana gelen zararların davacıya kusuru olmamasına rağmen fatura edildiğini ve davacının bu fatura bedelini —– firmasına ödediğini, davalı firma ile davacı arasında içki yüklemesinin ——limanından 7 Ağustos tarihindeki gemiye programlandığını, —– Ağustosta gemiye yüklenmesi gerekirken gemiye sebebi anlaşılmayan bir sebeple yüklenmediğini, sistemde bu geminin 14 Ağustosta yüklendiğini gösterildiğini, —- sisteminde bu yüklemenin 27 Ağustos tarihinde geldiğinin gösterildiğini, davacı şirketin —- terminalini yapmış olduğuğu fiziki kontrolde geminin ortaya çıkmamasına müteakip konteynerin halen İtalya’da yüklenmemiş olduğu davalı firmanın çalışanı ve mail ile görüşülen şirket çalışanı tarafından tespit edilerek davacı şirkete bildirildiğini, bu netice ile ikinci gemiye de yüklenmediğinin ortaya çıktığını, mail yazışmalarında ilgili davalı tarafından——– nin işleyiş prensiplerinde yolda gelen ilk ürün için bandrol alındığından ve tracking sisteminde bu ürünün 27 Ağustosta burada olduğunun görülüp —–‘ den gerekli bandrol izin başvurusunun müşterileri tarafından yapıldığını, ayrıca kendilerinin Bordeaux dan gelen diğer içkileri de başka bir gemi hattı ile 10 Eylülde ordinosunu alacaklarını fakat —-‘ den Venedik yüklemesi için alınan bandrolü kullanamadıkları için bu gelen 2 konteyneri de ancak İtalya’dan gelecek ürünün antrepo beyannamesine müteakip yeni bandrol çıkartması yapabilecekleri şeklinde, davacı şirketi zorda bırakan beyan ile davacının bu gecikmelerden kaynaklı mağduriyet yaşadığını ve bedelini ödediğini, davacının bu bedeli kusuru olmamasına rağmen ödediğini ve rücuen ödemiş olduğu bedeli kusuru olan davalı tarafından istediğini ve icra takibi yaptıklarını ancak davalının itirazı ile icra takibinin durduğunu ileri sürerek İstanbul Anadolu 11. İcra müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasında davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına yükletilmesine masraf ve yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığı çözmekte mahkemenin görevsiz olduğunu görevli Mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, bunun yanında ise ——- Limanından İstanbul ———-t Limanına deniz yolu ile taşınan 1 adet 40′ lık konteyner muhteviyatı “Şarap” emteasının deniz yolu taşınmasında yaşandığı iddia edilen gecikme nedeniyle, dava dışı bir firmanın gerek bu taşımadan gerekse de dava konusu olmayan başkaca taşımalardan ve ticari ilişkilerinden doğduğu iddia edilen zararlardan davacıyı sorumlu tuttuğunu, davacının bu zarar kalemlerinin tamamını dava dışı firmaya ödememesi halinde dava dışı firmanın bir daha kendileri ile çalışmayacağı baskısına karşılık davacı yanın bu baskı altında ve aslında iddia edilen gecikmeden sorumlu olmamalarına rağmen dava dışı firmanın gerek bu taşımadan gerekse de başkaca taşımalardan ve ticari ilişkilerden doğan zararlarının tamamını yine bu dava dışı firmaya ödediği ve akabinde ödediği zararların tamamını davalıya rücu ettiği iddialarına dayanan bir rücu davası olduğunu, dava konusu taşıma bakımından, iddia edilen gecikme nedeni ile davacının doğrudan bir zararının olmadığını dava dışı bir firmada zarar oluştuğunu, zira kendilerinin de sorumlu olmamalarına rağmen firma zararını ödediklerini de ikrar ettiklerini, sonuç olarak kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu taşımada bir gecikme olduğunu ve bu gecikme nedeniyle dava dışı ——- isimli firmanın bir zarara uğramış olsa bile bu zarardan dolayı davacıyı değil kendi taşıyanı olan dava dışı—— sorumlu tutabileceğini ancak davacının hatır ödemesi mahiyetindeki yasal olarak sorumlu olmadığı ödemeyi yapmasının ve bunu davalı yana rücu etmesinin mümkün olmayacağını belirterek taşımaya ilişkin konişmentoda bulunan yetki şartı gereğince davanın milletlerarası yetki yönünden reddine, ayrıca görevli mahkemenin İstanbul 17. Asliye ticaret mahkemesi olduğundan bahisle görev yönünden reddine, haksız ve hukuk aaykırı davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı tarafından deniz taşımasında oluşan zarara ilişkin olarak üçüncü kişiye ödenen bedelin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlık; taşıma konusu eşyanın (konteyner taşıması; kırkambar taşıması) —— Limanından deniz yolu ile —— limanına taşınması sırasında yaşanan gecikme sebebiyle davacı tarafından dava dışı müşterisine ödenen zarar bedelinin halefiyete dayalı olarak taşıyan davalıdan tazminine ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali isteminden ibarettir.
Deniz yolu ile yapılan eşya taşımasında taşıyıcının sorumluluğu TTK’nın 5. Kitabı olan deniz ticareti hukuku hükümleri kapsamında madde 1178 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için TTK’nın deniz hukukuna ilişkin hükümlerinin tartışılması ve uygulanması gerekmektedir. Hal böyle olunca davaya bakmaya mahkememiz değil HSK tarafından İstanbul ili sınırları içerisinde deniz hukukundan doğan davalara bakmak üzere görevlendirilen İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi görevli ve yetkilidir. Deniz ihtisas mahkemesi olarak ise İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK m. 114 ve 115 hükümleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın deniz yoluyla yapılan taşımaya ilişkin zararın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davası olması nedeniyle T.T.K. 4,5, HMK 1,114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2018