Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1423 E. 2018/2 K. 05.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1423 Esas
KARAR NO : 2018/2

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 05/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı eşi —– adına —- Şubesi’nin, —-nolu, —-seri numaralı, 20.05.2018 keşide tarihli, 6.000,00-TL bedelli çek hakkında zayi kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, zayi istemi ile açılan bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
HMK 138. maddesine göre mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1895-1668 E-K.sayılı kararında görevsizlik nedeniyle davanın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığına karar verilmiştir. Anılan karara göre, dava şartları yargılamanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda dosya öncelikle dava şartları yönünden incelenmiştir.
Dava şartlarının düzenlendiği HMK’nın 114 maddesinin 1-d hükmünde, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliklere sahip bulunması gerektiği, HMK 114/1-f maddesinde vekil aracılığı ile takip edilen davalarda vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve HMK 114/1-e hükmünde ise, dava takip yetkisine sahip olunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Yine HMK 53. maddesinde dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisi olarak tanımlanmıştır.
Davacı huzurdaki davayı eşi —‘e vekaleten açtığını belirtmiş ancak dosya içeriğinde buna ilişkin herhangi bir vesikayı sunmamıştır. Bu nedenle davacının eşi adına dava açma ve davayı takip yetkisinin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Bununla birlikte, HMK 114/1-h maddesinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması da dava şartı olarak düzenlenmiştir. Davacının dava dilekçesindeki beyanları dikkate alındığında dava konusu ettiği ve zayi nedeniyle iptalini istediği çekin davacının eşine ait olduğu belirtildiğinden, davacının bir an için vekaleten bu davayı açtığı kabul edilse bile lehtar ya da hamil olmayan (keşideci durumunda olan) davacının işbu çek iptali davasını açmakta hukuki yararı ve aktif davacı sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, TTK 651, 757 ve devamı maddelerde yer alan yasal düzenlemeye ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre çek keşidecisinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmadığı, davacının huzurdaki davayı açmaya ve davayı takip etmeye dosya kapsamı itibari ile yetkisi bulunmadığı, davacının sırf eşi adına dava açmaya yönelik kanuni temsil yetkisine sahip olmadığı değerlendirilerek dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d,e ve h maddesinde düzenlenen dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacının yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın davacıya tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/01/2018