Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1401 E. 2021/609 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1344 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin—– tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortaladığı,—– günü, sigortalıya ait ——sahasında,——– plakalı kamyonun, şantiye içerisine—— kaldırması esnasında kamyonun dengesinin sağlanamaması ve — yan sağ tarafa devrilmesi sonucunda——sorumluluğundaki —- ve idaresindeki— makinesinin hasarlanması sonucunda dava konusu kazanın meydana geldiği, kazanın oluşmasında —-plakalı vasıtanın kusurlu olduğunu, davalı ..—— plakalı vasıtanın — olarak, diğer davalı — araç sahibi olarak sorumluluklarının söz konusu olduğu, davalı ..—–, kazanın meydana geldiği yerin karayolu olmadığından bahisle hasarın teminat dışı kaldığını öne sürerek ödeme yapmadığı—- alanının — olan bir yer olup karayolu sayılan yerlerden sayıldığı, sigortalıları ile ödeme yapılan— imzaladığı, maddi hasar ile sonuçlanan işbu kaza sonucu — tespit edildiği, sigortalısından alınan muvafakatname sonucunda —– tazminat ödemesi yapıldığı, işbu ödeme sonucunda, hem sigortalımızdan hem de ödemenin yapıldığı —- —tarafından ibraname/temlikname alındığı, davacı şirketin, davalıların %100 kusuruna karşılık gelen ödenen tazminat miktarının tamamına TTK 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef ve TBK m. 183. Maddesi uyarınca alacağın temliki uyarınca alacaklı olduğu, davalı .–plakalı— kaza tarihi itibariyle—bulunan sigorta şirketi olduğu, ödenen hasar bedelinin tahsili için davalı şirkete yapılan başvurudan olumlu netice alınamadığı, açıklanan tüm sebeplerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; 14.830,37-TL rücuen tazminat alacağının, ödeme tarihi olan 19.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı …— vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan— plakalı aracın davalı şirket nezdinde — sigortalı olduğunu teyit ettiklerini, kazanın —yerde meydana gelmesi sebebiyle — teminatlarına girmediğini, davalı şirket tarafından talebin haklı olarak reddedildiği, davaya konu olayın — sahasında meydana geldiği, somut olayda , kazanın meydan geldiği mahalin hem araç trafiğine kapalı hem de kamunun kullanımına kapalı olduğu, bu nedenle — genel şartları gerekse de—-birlikte değerlendirildiğinde olayın teminat dışı olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin sorumluluğunun poliçede yazılan limitle sınırlı olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, davalı şirket sigortacı olması sebebiyle ancak, Karayolları Trafik Kanununun 99. maddesi gereğince kendisine yapılan müracaat tarihini takip eden 8. işgününden sonra, böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise, ancak dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olacağı, hasarın ihbarı üzerine davalı şirket sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan davacının faiz de haksız olup faiz talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği, uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu, açıklanan nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının—– olan zararlarına karşı sigortalattırdığı, davacının iş bu meydana gelen kaza ile ilgili olarak davalıya hiçbir surette bildirimde bulunmadığını, davalının temerrüde düşürmediğini, haksız ve kötüniyetli olarak faiz talebinde bulunduklarını, davalı meydana gelen kazadan sonra konu ilgili hiçbir şekilde bildirilmediği, temerrüde düşürülmediği, davacının davalının sigortası olan diğer davalı ile iletişime geçtiğini beyan etse de bu durumun davalıya bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği anlamına gelmediği, açıklanan sebeplerle, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle——-meydana gelebilecek risklerin sigortalandığı —- kullandığı –makinesinin hasarlanması sonucunda davacı … şirketince sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
——-olduğu görüldü.
Bilirkişi heyeti tarafından —- tarihinde düzenlenen kök raporda özetle; Kusur Yönünden; Davalı sürücü —– %100 yüzde yüz oranında kusurlu olduğu, dava konusu —— park halinde bulunduğu sırada meydana gelen olayın meydana gelişinde etkenliği bulunmadığı, Hasar Yönünden; dava konusu şap makinesinde meydana gelen hasar tutarının — olabileceği, Davacı … Yönünden; Hasara — makinesinin —-sevk ve idaresinde olduğu, bu halde hasara konu —–ait olmadığı gibi, sigortalının kiralığında da olmadığından, hasarlı makinanın ve hasarın Davacı—– ettiği poliçe kapsamında olmadığı, buna bağlı olarak Davacı —- sigortalısının muvafakati ile 3.kişiye yaptığı ödemede, poliçe kapsamında bir ödeme olmayıp, hatır ödemesi olduğu, bu neden ile davacı —– TTK1472.maddesi kapsamında kanuni halef ve buna bağlı aktif husumet ehliyetinin de olmadığı, — temlik edenlere ait olmadığı, hiç kimse sahibi olmadığı hakkı temlik edemeyeceği için, davacı .– akdi halef sıfatı ve buna bağlı aktif husumet ehliyetinin de olmadığı, Davacı … Yönünden; hasarın, Davalı … tarafından tanzim edilen—–hasardan sorumlu olduğu, Davacı —- aracın hem sürücüsü ve hem de işleteni olması sıfatı ile hem TBK49 maddesi, hem de 2918 sayılı KTK85 maddesi gereğince doğan hasardan sorumlu olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatine ilişkin rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Bilirkişi heyeti tarafından— tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 19.05.2017 tarihinde meydana gelen olay ile ilgili kök raporda verdiğimiz görüşte ısrar ettiklerini, buna göre; Kusur Yönünden; Davalı sürücü —- %100 Yüzde yüz oranında kusurlu olduğu, dava konusu— — park halinde bulunduğu sırada meydana gelen olayın meydana gelişinde etkenliği bulunmadığı, Hasar Yönünden; dava konusu —– meydana gelen hasar tutarının 14.830,37 TL olabileceği, Davacı …— hasara konu —- ait ve hasar anında da —- idaresinde olduğu, bu halde hasara konu—– ait olmadığı gibi, sigortalının kiralığında da olmadığından, hasarlı makinanın ve — tanzim ettiği poliçe kapsamında olmadığı, buna bağlı olarak, Davacı —– sigortalısının muvafakati ile 3.kişiye yaptığı ödemede, poliçe kapsamında bir ödeme olmayıp, hatır ödemesi olduğu, bu neden ile Davacı — TTK1472.maddesi kapsamında kanuni halef ve buna bağlı aktif husumet ehliyetinin de olmadığı, Dava dışı —- muvafakatnamesindeki iradesinin hukuki karşılığının, TBK555.maddesinde belirlenen havale ilişkisi olduğu,—hak sahibi olan dava dışı—– temlik etmediği, bu halde dava dışı—- alacaklısı sıfatı olmadığı, hiç kimse sahibi olmadığı hakkı temlik edemeyeceği için, Davacı — akdi halef sıfatı ve buna bağlı aktif husumet ehliyetinin de olmadığı, Davacı … Yönünden; hasarın, Davalı .—hasardan sorumlu olduğu, — — tam kusurlu—– aracın hem sürücüsü ve hem de işleteni olması sıfatı ile hem TBK 49 maddesi, hem de 2918 sayılı KTK85 maddesi gereğince doğan hasardan sorumlu olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatine varılmış olduğu rapor tanzim ettikleri görüldü.
Farklı bir bilirkişi—- tarafından düzenlenen 25.12.2020 tarihli raporda özetle; Kusura ilişkin dosyada mevcut teknik tespitlerin kabulü halinde; tespit edilen kusur oranı %100 nispetinde ve davacı … şirketinin yaptığı ödemenin poliçe teminatında kalması ve TTK kapsamında rücu hakkını elde ettiği ve ödediği bedelin kusur oranında talep edebileceği, kaza mahallinin — olduğunun kabulü halinde davalılardan sigorta şirketinin de sorumlu tutulabileceği, mahkemece rücu hakkının kabul görmesi halinde; davalılardan — ödeme tarihinden, sigorta şirketinden ise daha önce başvuru yapılmadığının kabulü halinde dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiğine ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim ettiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporları her birlikte değerlendirildiğinde, dava dışı—– tarihinde dava dışı —- sahasında davalı —– —- sırasında kamyonun dengesinin sağlanamaması nedeniyle — tarafa devrilmesi sonucunda—, davacı … şirketinin meydana gelen zararı sigortalısından aldığı muvafakat üzerine —- davada yaptığı ödemenin —- rücuen tahsilinin talep edildiği, davalı … şirketinin kazanın —- geldiğini sorumlu olmadıklarını savunduğu, yapılan değerlendirmede 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere şantiye sahasının karayoluna irtibatlı olması nedeniyle KTK 2. maddesi gereğince karayolu sayılması gerektiği, davacı … şirketinin —- şahıs maddi hasarlar rizikosu için teminat verildiği, dava konusu hasarlanan ———- inşaat alanında — yapılması işi için kullanıldığı, zarar gören her ne kadar poliçenin tarafı değil ise de davacının yaptığı ödeme poliçe ile teminat altına alındığından ve yine temlikname ile yapılan ödemenin davalılardan tazmin hakkının olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş olup her ne kadar davacı tarafça her iki davalı yönünden de ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de—- sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, rücu davasında faizin başlangıç tarihinin, sigorta şirketi dışındaki davalılar — yönünden, sigorta teminatının (gerçek zararın) sigorta ettirene ödendiği tarih, — şirketinin ödeme yükümlülüğü ise, zararın gerçekleştiğinin kendisine bildirilmesinden itibaren başlamakta ve kanunen 8 iş günü içinde ödenmemesi halinde temerrüt oluştuğu, olayda, davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığında dair delil bilgi ve belge olmadığı görülmekle, temerrüt tarihinin saptanamaması sebebi ile sigorta şirketi yönünden dava tarihi diğer davalı yönünden 19/10/2017 ödeme tarihinin temerrüt olarak kabul edilmesinin esas olduğu kanaatine varılarak açıklanan hukuki gerekçeler ile 14.830,37-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
— tazminatın davalı — yönünden ödeme tarihi olan 19/10/2017 tarihinden, diğer davalı …yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 1.013,10-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 253,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 759,80-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 253,27-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 211,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.393,10-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli–göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.