Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1371 E. 2019/533 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/399 Esas
KARAR NO : 2019/535
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/04/2018
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2013 senesinde aynı kişilerin hem davacı kooperatif hem de davalı site yönetiminde bulunduklarını, bu hususun ——— Noterliği’nin ———–yevmiye numaralı vekaletnamesinde açıkça görüldüğünü, bu kişilerin ——– tarihinde kooperatif yönetim kurulu üyesi olarak —- TL’yi site yönetimine aktardıklarını, bu hususu genel kurul denetleme tutanağına da geçtiğini, önce sözlü talepler ile bu tutarın iadesinin istendiğini ancak karşılanmayınca bu kez ihtar keşide edilerek istendiğini ancak ödemenin yapılmadığını, bu kez davalı hakkında icra takibi yapıldığını itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, kooperatif kaynaklarını usulsüz kullanan kişiler hakkında yanı zamanda suç duyurusunda bulunulduğunu, verilen takipsizlik kararına da itiraz edildiğini, kooperatiflerin borç vermesinin de yasaya aykırı olduğunu belirterek itirazın iptaline takibin devamına davalı borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her iki tarafında yöneticilerinin aynı kişiler olduğunu, kooperatifin başkanına borç verme yetkisinin bulunup bulunmadığının belli olmadığı gibi site yönetiminin genel kurulunda site yöneticisine borç alma yetkisinin verilip verilmediği hususun da belli olmadığını, site genel kurulu tarafından site yönetim kuruluna borç alma yetkisi verilmemiş ise site yönetiminin sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, ancak yöneticiler hakkında kişisel sorumluluğa gidilebileceğini, kaldı ki site yönetimi adına harcanmış böyle bir paranın da olmadığı hususunun site yönetim defteri ve karar defterlerinde yer almadığını belirterek davanın reddine alacaklı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı kooperatif tarafından site yönetimine borç olarak verildiği iddia edilen paranın iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ——- esas ——– esas ve——— karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanan hukuk davalarının tarafların sıfatlarına bakılmaksızın ticari dava olduğu kabul edilmişse de, taraflar arasındaki uyuşmazlık, karz (ödünç) sözleşmesinden kaynaklandığından; genel olarak kooperatif ve ortakları arasındaki uyuşmazlıkların ifade edildiği Kooperatifler Kanunu’nun anılan hükmünün somut olayda uygulama yeri olmadığından, eldeki davanın Kooperatifler Kanunu gereği ticari dava olduğu sonucuna ulaşılması mümkün olmadığı gibi karz (ödünç) sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu durumda, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Dava konusu sorunda davacı konumunda bulunan yapı kooperatifi olup emsal içtihatlar uyarınca———– tacir olmayıp, davalı site yönetiminin de tacir olmadığı açıktır. Bu nedenle nisbi ticari tava da söz konusu olmayacağından görevli mahkemenin genel kurallara göre belirlenmesi gerekli olup somut uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevlidir.
Yukarıda yazılı nedenlerle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı kooperatifin davalı site yönetimine vermiş olduğu ödünç paranın iade edilmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali hususunda olduğu, karz akdinden doğan davalar mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi somut uyuşmazlıktan nispi ticari davadan da söz edilemeyeceği zira davacının ve davalının tacir olmadığı, mahkememizin görevsiz olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu bu nedenle davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dosyanın bir bütün halinde görevsizlik kararına tabi olduğu dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 1, TTK. 4, 5/3 ve HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/04/2019