Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1353 E. 2020/249 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1353 Esas
KARAR NO: 2020/249
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2017
KARAR TARİHİ: 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı müvekkili şirket … tarafından borçlu davalı ——–firmasına cari hesap alacağından kaynaklı — İcra Müdürlüğü’nün ——— E. sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, yukarıda belirtilen icra takibine davalı borçlu vekili tarafından ——- tarihinde itirazda bulunulduğunu ve icra Müdürlüğünün —-tarihli kararı uyarınca takibin durdurulduğunu, öncelikle borçlu davalı tarafından ilgili icra dosyasına yapılan bu itirazın haksız ve kötü niyetli olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, halbuki müvekkili şirkete ait ticari defterler, yine borçlu şirkete ait defterler de incelendiğinde davalı tarafın müvekkiline borçlu olduğunun görüleceğini, zira müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş olduğunu, iki şirketin uzun yıllardır birbirleri ile iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında gerçekleşen ticari işler nedeniyle davalı şirketin müvekkiline ——- borçlandığını, ancak müvekkili şirket tarafından bu borcun o zamanın —-kuru baz alınarak ticari defterlere kaydının yapıldığını, davalı taraf i!e yapılan görüşmelerde de borcun ———– olduğunun ikrar edildiğini, ancak davalı borçlu şirket tarafından borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirketin hak kaybına uğramasını engellemek ve alacağını icrai yolla sağlamak maksadıyla davalı borçlu şirket aleyhine söz konusu takibin başlatıldığını, davaya konu——-İcra Müdürlüğü’nün —– E. sayılı dosyasına dayanak cari hesap alacağı iie ilgili müvekkili firmanın defalarca davalı şirket ve davalı şirketin avukatı ile irtibata geçtiğini ve davalı şirketin borcu kabul ettiğini hatta ödeyeceğini de beyan ettiğini, yine davaya konu borç ile ilgili davacı şirket vekili olarak tarafından da davalı şirketin takipten önce arandığını ve takibe geçilmemesi için müvekkiline olan borcun ödenmesi konusunda görüşüldüğünü, davalı tarafından istenen vekalet vs. evrakların yine müvekkili şirket tarafından davalı tarafa gönderildiğini, tüm bu iyiniyetli çabalarına rağmen borçlu şirketin borcunu ödemediğini, takip öncesinde yapılan görüşmelerde borcunu ikrar etmiş olmasına rağmen söz konusu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, yukarıda açıklanan nedenlerle davalarının kabulüyle borçlunun yetki itirazının iptaline, takibin —– İcra Müdürlüğü’nün —- Esas dosyası devamına, borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacılar tarafından müvekkili aleyhine; ——-. İcra Müdürlüğünün———-E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu takibe ilişkin taraflarınca borca ve ferilerine itiraz edildiğini, bu haklı itiraz sonucu davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itirazın iptali istemi ile dava açıldığını, açılan dava birçok açıdan hukuka aykırı olup, davanın bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin alacaklı olduğu iddiası ile takip yapan şirkete ödemekle yükümlü olduğu bir tutar bulunmadığını, davacının takip talebinde alacak kaynağının ne olduğunu göstermediğini, diğer alacak adı altında, ticari hayatta olmayan ve davanın tarafları arasında da hangi hukuki ilişkiye dayalı olarak doğduğunun iddia edildiği anlaşılamayan bir alacak kalemi oluşturduğunu, dava dilekçesinde, davacının müvekkilinden——- alacaklı olduğunun ileri sürüldüğünü, bu alacağın kaynağının ne olduğu ve neden kaynaklandığının izah edilmediğini, Öte yandan taraflar arasında yapılan ticari ilişkiye yönelik, Euro tipi alacağın doğumunu gerektiren hukuken geçerli bir düzenleme de bulunmadığını, davalı müvekkilinin, sözlü görüşmelerde bu miktar alacağın varlığına yönelik kabulünün olmasının da söz konusu olmadığını, hukukun genel kuralının, müddei iddiasını ispata mecbur olduğunu, davacının gerçek dışı, “kabul etmektedir” beyanı ile iddianın ispatının mümkün olmayacağının tartışmasız bir gerçek olduğunu, müvekkili şirketin, olmayan bir borcu kabul etmesi ve ödeyeceğini beyan etmesi gibi bir hususun varlığının söz konusu dahi olmayıp, davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların hiçbir suretle gerçeği yansıtmadığını, mevcut ve gerçek durumla ilgisi bulunmayan, kurgusal bir zemine oturtulmaya çalışılarak açılan davanın hukuka aykırı olup, reddine karar verilmesi gerektiğini, TBK’nın ilgili hükümlerinde temerrüt şartlarının açıkça ifade edildiğini, bir an için asıl borcun varlığı kabul dahi edilse (ki kabulünün olanaksız olduğunu) takip öncesi temerrüdün gerçekleşmemiş olması sebebiyle, takip tarihine kadar faiz tahakkuk ettirilmesinin ve talep edilmesinin de olanaksız olduğunu, talebin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle, talep edilen faize de ayrıca itiraz edildiğini, öte yandan takip sonrası için talep edilen faiz tutarının da fahiş olduğunu, davacının başlatmış olduğu icra takibi ve açılan itirazın iptali istemli davanın tamamen haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın kötü niyet ile hareket ettiğinin açık olduğunu, bu nedenle, dava tutarının % 20 sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yukarıda açıklanan ve yargılama sürecinde tüm delillerin toplanması ile sabit hale gelecek olan nedenlerle; davanın reddine, haksız ve kötü niyetli takip ve dava sebebiyle davacının % 20 oranından az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan e posta yazışmaları ve diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu ——-İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine — Asıl alacak, —işlemiş faiz olmak üzere toplam — TL alağın tahsili için ———– tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle davacının adresinin mahkememizin yetki sınırları dışında olması sebebiyle ——- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Tl sayılı dosyasına sunulan raporda davacının ————yılları ticari defter ve belgelerinin yerinde dahi incelenemediği, davacı vekilinin şirketin batık durumda olduğunu belirttiği dolayısı ile incelemenin yapılamadığı belirtilmiş; akabinde davalının ticari defterlerinin incelenmesi için dosya mali müşavir —- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —-tarihli raporda davalının —- yılları arasındaki ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu ve takip tarihi itibari ile davalının davacıya ———– borcu olduğu, davacının davalıyı takip öncesinde temerrüte düşürmüş olduğuna yönelik delil sunulmamış olması sebebiyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, sunulan e posta içeriğindeki kur farkına ilişkin davalının ödemeye ilişkin beyanlarının mahkemenin takdirinde olduğu yönündeki kanaat dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında taraflar arasında jenaratör alım satımına ilişkin ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına ilişkin başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile itirazın iptali icra inkar ve kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme kapsamında jeneratör satışına dair ticari ilişki kurulduğu, davacının ticari defterlerinin inceleme gününde sunulmaması sebebiyle incelenemediği, ancak davalının incelenen ve sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu tespit edilen ticari defter ve kayıtlarına göre davalının takip tarihi itibari ile davacıya ———- borçlu bulunduğu, her ne kadar davacı yan ticari defterlerini hazır etmemiş ise de delil olarak her iki yan ticari defter ve kayıtlarına dayanması sebebiyle davalının da ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği, davalı, icra müdürlüğüne sunmuş olduğu itirazında ve mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde her ne kadar davacıya borçlu olmadığını iddia etmiş ise de ticari defter ve kayıtlarında yer alan borç kaydının aksini ispat etme yükümlülüğü altında olduğu, buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, dolayısı ile toplanan deliller itibari ile davacının davalıdan takip tarihi itibari ile takip ile istenen asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, davacının işlemiş faiz talebine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise davacının takip öncesinde davalıyı temerrüde düşürdüğünü gösterir bir delil sunmadığı ve somut uyuşmazlıkta icra takibine konu alacak, sözleşme kapsamında yapılan fazla ödemenin iadesine ilişkin olduğu anlaşıldığından TTK 1530 madde hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığı zira söz konusu madde hükmünün uygulanmasının taraflardan birinin mal ve hizmet edimi karşısında bedel ödeme borcu söz konusu olduğu halde uygulama alanı bulacağı dolayısı ile işlemiş faiz talebi yönünden davacının alacağını ispat edemediği kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulü ile —- İcra Müdürlüğü’nün ——-E sayılı takip dosyasına davalı yanca yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan —TL yönünden iptaline, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacak likit itiraz haksız bulunduğundan takdiren % 20 oranında hesaplanan ——— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen miktar yönünden davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğunu gösterir bir delil sunulamamış olması sebebiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile—– İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan ————TL yönünden iptaline, işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 3.327,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden davacının kötü niyetli takip başlattığına dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 1.136,17 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 357,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 778,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 338,67-TL ilk masraf, 234,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.922,77 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.528,73 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2020