Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1345 Esas
KARAR NO: 2021/172
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma tarafından, davacı firma aleyhine—— dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğu, anılan takipte borcun sebebi olarak —— tutarlı cari hesap alacağı olarak açıklanmış olduğu, davacının davalı yana böyle bir borcunun bulunmadığı, işbu sebeplerle başlatılan icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı firma işi gereği ilaç ambalaj işi ile iştigal etmekte olduğu, bu konuya ilişkin üretim yapmak için sadece envanterine kayıtlı, ——- onaylanmış makinaların kullanabildiği, sektörde önemli yere sahip davacı firma envanterine kaydettirmek ve üretim hacmini daha da genişletmek için davalı firma ile etiket makinası alımı konusunda anlaştığı, sözleşmenin kurulduğu tarih itibari ile davacı —- tarihinde makina peşinatı açıklaması ile —- akabinde etiket makinası ödemesi açıklaması ile ——-ödemeyi davalı firmaya yaptığı, sözleşme kuruluş aşamasında malın teslimi ile birlikte faturanın da teslim edilmesi gerektiği, sektörel uygulama gereği faturası bulunmayan makinaların envantere kaydedilemediği, envantere kaydedilemeyen makinaların ise üretimde kullanılamadığının davalı yana bildirildiği, ancak davalı yanın tüm uyarılara rağmen işbu davanın açıldığı tarih itibari ile sattığı makinanın faturasını davacıya teslim etmediği, faturanın teslim edilmemesi nedeni ile davacı işbu makinayı kullanamadığı gibi satışını da yapamamış olduğu davalı yanın edimi yerine getirmemesi davacının ticari ilişkilerini zora soktuğunu, faturanın teslim edileceği düşüncesi ile makinanın satışı konusunda önprotokol yapan davacı firmanın davalı yanın hukuka aykırı davranışı neticesinde 3. kişilere karşı edimlerini yerine getirdiği, faturanın davacı tarafa tebliğ edilmediği için alınan makinanın girdisinin ticari defterlere işlenememiş olduğu işbu zarar kalemlerine ilişkin tüm tazminat hakkını saklı tuttuklarını, davalı firma, davacı şirket ile arasında bulunan anlaşma gereği makinanın satış bedelini eksiksiz olarak almış olduğu, işbu sebeple de davacı şirketin, davalı firmaya hiçbir borcu bulunmadığını, davacı firmanın davalı firmaya herhangi bir borcu olmadığından dolayı faiz talebini de kabul etmedikleri, davalı yanın fatura keşide etmediği, ödenen bedeller haricinde ödeme talebinde de bulunmadığı, bu nedenlerle davacı firma temerrüde düşürülmediğinden bahisle faiz isteminin hukuka aykırı olduğu, asıl borcu hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere; işletilen faiz oranının fahiş olduğu, takip talebinde açıklandığı üzere —— şeklinde faiz talep edildiği, arada bu hususa bir açık bir anlaşma olmadığından bu talebin hukuka aykırı olduğu, davacının anılan icra dosyasından ——tarihli haciz esnasında haricen haberdar olduğu, davalı yan her ne kadar takip talebinde borcun sebebini cari alacak olarak göstermişse de bu güne dek davacıya herhangi bir fatura keşide etmediği ve ödeme talebinde bulunmadığı, bu durumun dahi davalı yanın kötü niyetli olduğunu gösterdiği, öte yandan —haciz tarihi itibari ile dosya borcu haciz talimatı yazısında —– olarak gösterilmiş olduğu, davacıya ait adresten kaldırılan malların ortalama değerinin —— civarında olduğu, bu durumun davacı firmanın ticari hayatının mahvına neden olabilecek nitelikte olduğu, haksız haciz nedeni ile tüm tazminat ve şikayet haklarını saklı tuttuklarını, açıklanan nedenler ile davacının zararının daha da artmaması için tedbir taleplerinin bulunduğu, davacı firma icra dosya borcunun tamamını ve %15 teminatı yatırmaya hazır olduğundan, icra dosyasına yatırılacak paranın teminat karşılığında borçluya ödenmemesi, icra dosyasından uygulanan tüm hacizlerin fekki ile icra dosya borcu tamamen icra veznesine depo edildiğinden takibin işbu dava sonuna kadar durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davacının davalının ticari faaliyetlerine ara verdiği ve maddi durumunun kötü olduğu bilgisine haricen ulaştığı, bu nedenlerle davacı tarafından yatırılacak olan paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmemesi halinde, menfi tespit davası sonucunda haklı çıkmalarının halinde dahi yapılan ödemenin istirdatı fiilen imkansız olacağını, davalı firma haczedilen malların kıymet takdirini istemiş olmakla satış hazırlığı içine girdiğini, bu durumun telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasına neden olacak nitelikte olduğu, işbu sebeplerle cevap dilekçesinin beklenmeksizin tedbir talebinin kabulüne tensiple birlikte karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan sebeplerle; davacı şirket aleyhine başlatılan haksız icra takibinin mahkemece belirlenecek teminat karşılığı tedbiren durdurulması ile davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini, davanın açılmasını takiben, cevap ve cevap süresi beklenmeksizin dosya üzerinden yapılacak inceleme ile İİK’nun m. 72/3 gereğince, dava konusu icra dosyası toplam borcunun davacı tarafından icra dosyasına dava sonuna kadar geçici olarak yatırılmasını takiben, takdir olunacak %15 ya da daha farklı teminat koşulu ile dosyaya yatan paranın yargılama sonuna kadar davalıya ödenmemesi, icra dosyasının yargılama sonuna kadar durdurulması ve değeri dosya borcundan kat be kat fazla olan muhafaza altına alınan mahcuz mallar üzerindeki haczin dosyaya yatırılacak olan para üzerine kaydırılması ile davacının ticari hayatının mahvına neden olunmaması için mahcuz mallar üzerindeki haczin fekkine yönelik tedbir kararı verilmesini, yargılama neticesinde davamızın kabulü ile davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının bahsi geçen icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak giriştiğinden % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davacı şirketin etiket makineleri ürettiğini ve davacı ile makine satımı konusunda anlaştıklarını, davacı şirketin, borçlarını ödememesi üzerine —- tutarlı cari hesaba dayanarak, —–icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği ve ——-tarihinde haciz işleminin yapıldığı, davacı yanın hiçbir borcunun olmadığını, fatura teslim edilmediği için ticari defterlere işlenemediğini iddia ettiğini, bu iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı yan, davalı şirketle bir anlaşma yaptığını kabul etmekte fakat borcu ödediğine dair herhangi bir belge sunamamakla birlikte ticari defterlerine de işleyemediğini itiraf ettiklerini, davacı yanın borcunu ödemediği, davacı yanın tamamen haksız olduğu ve sunacak bir delili olmadığı için bu iddiaya dayanmak zorunda kaldığı, davacı yanın, icra takibinde talep edilen faiz talebini ve miktarını kabul etmediklerini beyan ettikleri, davacı yanın, icra takibi başlatılmadan evvel temerrüde düştüğünü, borç ödenmediğinde son çare olarak davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı yanın, davalıya borçlu olduğundan borcun fer’i olan faizi de kabul etmek zorunda olduğunu, davacının, icra dosyasından haciz esnasında haricen haberdar olduğunu iddia ettiği, bu iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tebligat yapılmadan icra takibinde satış aşamasına gelinemediği, bu aşamaya gelene kadar davacının icra takibinden haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, yine davacı yanın icra takibini sürüncemede bırakmak maksadıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, dilekçede açıklanan nedenlerle; haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddini, icra takibini sürüncemede bırakmak maksadıyla talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddini, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığı menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında —– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında; mahkememizce kurulan tensip zapti ile ilk olarak yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiş olup daha sonra davacı vekilince sunulan — tarihli dilekçeye istinaden kurulan — tarihli ara kararı ile——- sayılı dosyası veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için veznedeki tutar üzerinden %15 nakdi veya kesin süresiz teminat mektubu ile gösterilerek teminat ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş olup teminat yatırılmadığından tedbirin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Menfi tespite konu —- sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı —- davacı borçlu—– hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle, —- tarihinde icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
—-tarihinde davalı vekilinin tanık dinletme talebinin olduğu, duruşma— kararında tanık için mahkememize beyanda bulunulmasının istendiği, —– tarihli beyan dilekçesinde dinletilmesini istediği tanığın ne konuda beyanda bulunacağı hakkında mahkememize dilekçe sunduğu, — tarihli duruşmada davalı tanığı ——- dinlenilmiş olup anlatımları mahkememizce tutanak altına alınmıştır.
— tarihli —- oluşan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen—–bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında sözlü taşınır satış sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafın satış bedelinin ——- olduğunu ve bedeli ödemiş olduğunu iddia ettiği, davalı tarafın satış bedelinin daha yüksek olduğunu ve bakiye bedel alacağı olduğunu iddia ettiği, somut olayda ispat külfetinin alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olduğu, senetle ispat kuralı gereği dosyada delil başlangıcı da olmadığından satış bedelinin tanıkla ispatının mümkün görünmediği, mahkemece aksi kanaate varılacak olursa davacının takip öncesi temerrüde düşürülmüş olduğu ispata muhtaç olduğundan takip öncesi için işlemiş faiz talep etmenin mümkün olmadığına ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim edilmiş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının davalı şirket ile makina alımı konusunda anlaştığı, davalı tarafın ödenmeyen makina bedeli için icra takibi başlattığı, davacının ise takibe konu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik mahkememizde menfi tespit davası açtığı, davacının davalı tarafın makinanın faturasını teslim etmemesi nedeniyle üretimde kullanılamadığını, makine bedelinin ——- olduğunu ve bedelin de ödendiğini iddia ettiği, davalı tarafın ise makinayı teslim ettiğini, ayrıca davacının satış bedelini ödemediğini savunduğu, taraflar arasında makina alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğu noktasında ihtilaf bulunmadığı, davacının davaya konu makinanın bedelinin —- olduğunu ve ödediğini, davalının ise duruşmada— olduğunu beyan ettiği, davalı tarafın icra takibinde — asıl alacak, —— işlemiş faiz talebinde bulunduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık bakımından öncelikle makina bedelinin tespitinin ve davalının alacaklı olduğu miktarı HMK’nın 200. maddesi gereğince yazılı delille ispatlaması gerektiği, davalı tanığı makina bedelini —-olarak beyan etmiş olduğu, davalının ikinci cevap dilekçesinde makina bedelini —– olarak belirttiği, makina bedeline ilişkin yazılı delil başlangıcı niteliğinde dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, ilgili hususun tanıkla ispat edilemeyeceği, davacının makina bedelini — olarak kabul etmesi ve davalının da davacının yapmış olduğu —- ödemeyi kabul etmesi karşısında davacının ödeme iddiasını ispatladığı, davalının yemin deliline dayandığı ——–duruşmada davalı tarafa usulünce yemin deliline başvurup başvurmayacaklarına dair beyanda bulunmaları için süre verildiği, verilen süreye rağmen davalı tarafın beyanda bulunmadığı dolayısıyla davalının takipte belirttiği miktarda alacaklı olduğunu ispatlayamaması sebebiyle davacının açmış olduğu davanın kabulü ile davacının —- sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, ayrıca her ne kadar mahkememizin —- tarihli ara kararıyla İİK 72/3. maddesi gereğince icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de tedbir kararında belirtilen teminatın yatırılmaması sebebiyle icra edilemediği ve davacı borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin kötü niyetli başlatıladığına dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle şartların oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davacının——– takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin kötü niyetli başlatıladığına dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle şartların oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine ,
3-Karar harcı 4.963,40-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.240,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.722,50-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.240,83-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 227,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.363,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.245,61-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2021