Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1333 E. 2020/690 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1333 Esas
KARAR NO: 2020/690
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin muhtelif tarihlerde davalı tarafa mal ve hizmet arz ettiğini, tarafların arasında tutulan cari hesaptan da anlaşılacağı üzere davalı borçlu tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra cari hesap bakiyesi tam olarak kapanmadığı için cari hesapta davalı borçlunun ——– borcu olduğunun açıkça görüleceğini, müvekkili şirketin malları tam ve eksiksiz olarak davalıya teslim etmesine rağmen davalı tarafın cari hesapta kalan bakiye borcunu ödemediğini, bu nedenle taraflarınca ——— dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının——– tarihinde takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilere yaptığı itiraz ile takibi haksız ve kötü niyetli olarak durdurduğunu, tarafların defterleri incelendiğinde aralarındaki ticari ilişki ve faturalar bağlamında davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunun ve borcunu ödemediğinin, müvekkilinin alacaklı olduğunun anlaşılacağını, davalı borçlunun esasa ilişkin itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun, kötüniyetli ve asılsız olduğunu, davalı borçlunun itirazında sanki takip talebinde ve ödeme emrinde belirtilen ve kendisine icra takibi ile birlikte tebliğ edilen cari hesapta yer alan bakiye borç hiç yokmuş gibi itirazda bulunduğunu, alacaklarının likit olduğunun ortada olduğunu, davalı tarafın icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde ikametgah adresinin —- adresinde olduğunu belirterek söz konusu takibin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını yetkili icra dairesinin ——– icra müdürlükleri olduğunu belirttiğini, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, para alacakları götürülecek borçlar olduğundan ifa yerinin ödeme zamanında alacaklının ikamet ettiği yer olduğunu, ifa yerinin yetki konusunda önemli olduğunu, buna göre genel kural olan borçlunun ikametgahı yanında özel yetkili yer olan alacaklının ikametgahının da yetkili olduğunu, bu durumda somut olayda icra takibinin yapıldığı ———- yetkili olduğunun açık olduğunu belirterek, davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama aşamasında davalının mallarını kötüniyetli olarak satma ihtimali göz önüne alınarak ve yargılama sonunda alacaklarının tahsil kabiliyetinin olabilmesi için davalı adına kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmaz malların üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının en geniş anlamda saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davalının gerçek kişi olması sebebiyle görev bakımından yapılan değerlendirmede; davalının gerçek kişi tacir olup olmadığı veya faaliyetinin esnaf sınırını aşıp aşmadığı kapsamında yazılan müzekkerelere verilen yanıtlar incelenmiş, davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu anlaşılmış ve mahkememiz görevli addedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bunun yanında davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı kapsamında yapılan değerlendirmede; davanın taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin olarak cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu, para alacaklarının Borçlar Kanunu 89 mad. uyarınca götürülecek borçlardan olması ve İ.İ.K. 50 maddesi uyarınca icra takibinde yetki usulünün HMK ‘nın 5 vd. Maddelerinde düzenlenen yetkiye ilişkin kurallara tabi olduğu değerlendirilerek davalının icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
İcra dosyası, davalıya ait ilgili vergi dairesi kayıtları celp edilmiş, davacı tarafça dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu——-sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —- Asıl alacağın tahsili için —–tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya ilk olarak ön inceleme duruşmasında alınan —- nolu ara karar uyarınca davalının adresinin — olması sebebiyle ticari defterlerinin incelenmesi için —————talimat yazılmış, ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeniyle rapor tanzim edilemediği görülmüştür.
Dosya daha sonra bu kez davacı tarafın —- yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi için mahkememizce mali müşavir —– tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda; davacının—– ticari defterlerinin incelenmesinde takip tarihi itibariyle davalıdan——— alacaklı olduğu bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında mal satışına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin oluşan cari hesap alacağına istinaden başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yazılı olmayan satış akdine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının satıcı davalının ise alıcı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip konusu edilen cari hesap konusu alacağı oluşturan faturalara dayalı alacağın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacı yanın —-yılları ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan ——- alacaklı olduğu, usulüne uygun ihtarat ile defter ibrazı kendisinden istenen davalının davaya cevap vermediği gibi bilirkişi incelemesinde ticari defter ve kayıtlarını da sunmadığı ve icra dosyasına sunmuş olduğu itirazlarını doğrulayan ve davacı yanın usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların aksini ifade eden herhangi bir vesikayı dosyaya sunmamış olduğu, davalının, faturanın teslimine ve içeriğine ilişkin de bir itirazda bulunmadığı, icra dosyasında soyut olarak borca ve miktarına itiraz etmekle yetindiği, davacı tarafından sunulan dava konusu alacağa ilişkin —- adet irsaliyeli faturadan —tanesinde malların nakliyeciye teslim edildiği, teslim alan kısmında isim, plaka numarası ve imzanın bulunduğu, —- tanesinde ise malların ambar firmalarına teslim edildiğine dair ambar kaşeleri ve imzaların bulunduğu görülmekle davacının mal teslimiyle alacak iddiasını ispat ettiği kanaatine varılarak; davalı tarafından takibe yapılan itirazın haksız olduğu değerlendirilmiş bu nedenle davanın kabulü ile ——- sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren—-oranında hesaplanan —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile ——- dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 9.597,55 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.278,00-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 579,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.698,42 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 611,00 TL ilk masraf, 141,13 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.502,13 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.038,41 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2020