Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1330 E. 2020/567 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1330 Esas
KARAR NO : 2020/567
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
Mahkememizin—– tarihli celsesinde davacı tarafından davalı —–aleyhine açılan davanın takipsiz bırakılması sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, —–sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi sebebiyle bu dosyada davalı —– açılan dosyanın anılan dosyadan tefrik edilerek Mahkememizin esasına kaydedildiği ve Tazminat —–davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket yetkilileri arasında ——– tarihinde bir protokol imzalandığı, bu protokol hükümleri uyarınca davalı şirketin ——– kapsamında gerçekleştirilen ihale neticesinde oluşan adi ortaklık hükümlerinin yerine getirilmesi gerekirken, davalı tarafından kısmi ödeme yapılıp, bundan sonra hiçbir yükümlülüğün yerine getirilmediğini, davacının yetkilisi bulunduğu dava dışı —– adına ——– tarafından açılmış olan enerji üretim ihalesine katılıp, bu ihalenin ——- üzerinde kaldığı, daha sonra davacının ihalenin gereklerini yerine getirmek için taşeron firma arayışına girdiği, davalı şirketle irtibat kurulup, bu şirket yetkililerinin davacıya önerdiği şartlar kapsamında ——- tarihli sözleşme akdedilerek, önceki ihalenin feshinin sağlandığını, davalı şirketin müvekkilinin iyiniyetinden faydalanmak suretiyle ihalesinin feshini sağladığını ve gerçekleştirilen yeni ihale ile kendi adına yüklenici sıfatına bürünmek suretiyle davacıyı hataya düşürdüğünü, davalı tarafın sözleşmenin akdedildiği sırada maddi anlamda büyük bir güçlük içinde olup, büyük miktarda maddi ve manevi emek harcadığı ihaleyi kaybetme rizikosu ile karşı karşıya ve darda bulunduğu bir sırada karşı tarafın koşullarını kabul etmek zorunda bırakıldığını, davacının bu protokolün hükümlerinin yerine getirilmesi halinde ancak zararını en aza indirgeyebileceğini, protokolün 1 ve 2. bentlerinde yer alan toplam —— ödemenin —- kısmının ödendiği ve geri kalan kısım ödenmediği için davalı şirket hakkında ödenilen—– düşüldükten sonra —— alacağa ilişkin icra takibine girişildiğini ve bu takibin halen derdest olduğunu, sözleşmenin 3. Maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığını, ancak bu hüküm uyarınca adı geçen —– tesislerinin kurulup, halen metangazından üretimin sağlanmakta olduğunu, bu nedenle —— yıllık süre dolmadığından bu madde ile ilgili yaptırım taleplerinin bulunmadığını, müvekkilin dava açılmadan önce ——– yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek, davalıya 1 ay süre verdiğini, BK’nun 123. Maddesinin öngördüğü bu sürenin dolduğunu, ancak davalının ihtarnameye cevap vermediğini, bu kez davacının ifa edilemeyen borcun aynen ifası ile gecikme sebebiyle talep etme haklarını kullandığını, sözleşmenin 5. Maddesinde işin başlamasından itibaren tüm bilanço ve gelir tablolarının onaylı olarak davacıya verilmesi kararlaştırıldığı halde, davacıya bu güne kadar hiçbir mali bilgi ve bilançonun teslim edilmediğini belirterek taraflar arasında akdedilen ——tarihli protokol hükümlerinin aynen ifasına, davacıya ödenmesi gereken kar payının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, belirlenecek meblağ üzerinden şimdilik ——- ihtarname tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak protokolün —- tarihinde imzalandığını, davaya konu ilgili protokole taraf olmayan müvekkilinin ——–olduğunu, iş bu davada müvekkili şirketin taraf sıfatının bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının husumet yönelttiği ve alacaklı olduğundan bahisle davalı sıfatı ile hak talep edilen —– müvekkili şirket arasında ne hukuki, ne de fiili bağlantının mevcut bulunduğunu, böyle bir sorumluluk olması halinde bu şirketin işlem ve eylemlerinden bağımsız olarak sorumlu olduğunu,—— kurucu ortağı ile böyle bir sözleşme imzalandığının varsayılması halinde bile —-hem kurucu ortak, hem de —–vekili olarak şirket kuruluş sözleşmesine imza attığını, fakat —— bu davanın davalısı olarak değil, tanığı olarak bildirildiğini belirtmiş, açıkladığı nedenlerle öncelikle davacının davasının husumet yokluğu nedeniyle reddini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın gerçek muhataplarına ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından——– tarihli protokol hükümlerinin aynen ifası ve protokol gereğince ödenmesi gereken kar payından davacı payına düşenin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan protokol gereğince —— kısmi ödeme yapıldığı, bakiye alacak bedelinin ödemesinin yapılmadığı, ayrıca protokolün 4. maddesi gereği oluşan kar payı bedeli ile tüm alacaklarının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama safhasında davacı —— vefat etmiş olması sebebi ile davacı vekili ———–sayılı mirasçılık belgesi davasına ait gerekçeli kararı ibraz etmiş, dava dosyamız yasal mirasçılarına yöneltilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında yazılı yargılama usulüne tabi olarak hazırlanan tensibe istinaden yargılamaya yazılı yargılama usul hükümleri uygulanmak suretiyle başlanıldığı ve tahkikatın bu şekilde devam ettirildiği,—— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı yasanın 61. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesi ile değişik hükmü gereğince miktar itibariyle davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu ancak celseler aşamasında bu usule geçilmediği, yine 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile değişen 6102 sayılı yasanın 4. Maddesi ile huzurdaki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilerek yargılamaya basit yargılama usulüne göre devam edilmesine karar verilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tefrik olunan —- sayılı asıl dosyada aldırılan—– tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Anılan protokol asıl dava davacısı yabancı şirket ile akdedilmiş olsa da, birleşen dava davalısı ——– ticari defterlerine göre, davacıya protokolde kararlaştırılan — ödemenin —- kısmını ödediği görülmektedir. Ayrıca söz konusu protokolde dava dışı yabancı şirketin ——- ihalesine katılmak üzere —— yeni bir firma kuracağı ve ihafeye bu firmanın katılacağı kararlaştırılmış olup, dosyadaki verilerden birleşen dava davalısı —– bu şirket olduğu sonucuna varılmaktadır. Diğer taraftan anılan protokolde —-tarafından —- iptal edilmesi halinde veya ihalenin başka bir firma tarafından kazanılması durumunda protokol şartlarının ——adına bir geçerliliği olmayacağı kararlaştırılmıştır. Davacının yetkilisi olduğunu kabul ve ikrar ettiği dava dışı —– açmış olduğu ihaleye katılmış ve ——tarihli ihale komisyon kararı ile ihale kendisine verilmiştir. Ancak davacı yan —– tarihli yazı ile ihalenin feshini talep etmiş ve ——- tarihli kararı ile ihale feshedilmiştir. Davacı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi iptal edilen bu ihaleye davacı ile davalının adi ortaklık ilişkisi içerisinde katıldıklarına ilişkin dosya kapsamında hiçbir somut delil yer almadığı gibi, bu ihalenin davalı şirketin yanıltması sonucu davacı tarafından feshedildiğine ilişkin bir veri de bulunmamaktadır. Dava konusu protokol iptal edilen ihaleden çok sonra akdedilmiş olup, davacı yanın bu protokol gereği bir hak kazanabilmesi için ——— tarafından aynı konuda açılacak olan ihaleye davalı şirketin katılması ve ihalenin ona verilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında bu şartın gerçekleştiğini gösteren bir bilgi yer almamaktadır. Bir an için her iki firmanın iptal edilen ihaleye adi ortaklık ilişkisi içerisinde katıldığı düşünülse dahi söz konusu ihale davacı yanın talebi üzerine feshedilmiş olup,———kendi isteği ile sözleşmeyi feshetmesi söz konusu değildir. Davalı yanın da davacının sözleşmeyi feshetmesinde onu yanılttığına ilişkin somut bir veri yukarıda belirtildiği üzere dosya kapsamında yer almamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olduğu” işaret edilmek suretiyle; davacı yanın alacak talebinin kabul edilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği tespit olunmuştur.
Davacı vekilinin ek rapor talebine ilişkin dosyamız aynı bilirkişi heyetine tevdii edilerek yeniden rapor aldırılmış, —— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle; taraflar arasında akdedilen —- tarihli protokolden sonra protokolde belirtildiği üzere ——– yeni bir firma kurulmadığı; şartları gerçekleşmeyen bu protokolden sonra tarafların adi ortaklık ilişkisi içinde ihaleye katıldıklarına ilişkin bir bilginin dosya kapsamına yer almadığı; davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı; ancak bu ödemenin hangi hukuki sebeple yapıldığına ilişkin usulüne uygun bir delil bulunmadığı; bu ödemenin şartlarının gerçekleşmediği anlaşılan anılan protokolden sonra tarafların üzerinde mutabık kaldıkları yeni bir anlaşma (adi ortaklık vs.) gereği olarak mı ödenip ödenmediği” hususunda takdirinin Mahkememize ait olduğu yönünde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Davacı vekili, —-tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini —– çıkartmış, harcını tamamlamış ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilerek ıslaha karşı beyan ve itirazları alınmış, davalının itirazlarının davanın sübutunda değerlendirmeye esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalı şirketin kuruluş tarihi — tarihi olup, davacının talebine konu protokolün ise dava dışı——- imzalanmış olduğu, protokolün imzalandığı tarihte davalı şirketin henüz kurulmamış olduğu dosya kapsamındaki belgeler ve —- ile sabittir.
Ayrıca her ne kadar davacı vekili, davalı ticari defterlerinde tespit edilen ve taraflarına yapılan ——- ödemenin davalı tarafça protokolün kabulü anlamına geldiği beyan edilmiş ise de; davalı taraf açıkça davacı ile aralarında herhangi bir protokol veya ticari ilişki bulunmadığını beyan etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini iddia edenin bu iddiasını ispat etmesi gerekir. Davalı savunmasında akdi ilişkiyi inkar etmek suretiyle gerekçeli inkarda bulunmuştur. Bu durumda eldeki dava bakımından davacının öncelikle, davalı ile aralarındaki akdi ilişkiyi yöntemince ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki alacak miktarı dikkate alındığında bu hususun yazılı belge ile ispat edilmesi gerekmektedir.——–
Dosya kapsamında taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, —– tarihli müzekkere cevabı ve davalı vekilinin ——- tarihli beyan dilekçesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacının, davalı ile aralarındaki protokol ilişkisine dair herhangi bir belge ve bilgi ibraz etmediği, davalı tarafından davacıya yapılan mevcut ödemenin hangi hukuki sebeple yapıldığına ilişkin usulüne uygun bir delilin bulunmadığı, dolayısı ile davacının bu yöndeki beyanına itibar edilemeyeceği değerlendirilmiş, davacının, davalı ile aralarındaki ilişkiyi —— yöntemince ispat edemediğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Ayrıca davacının alacak talebini dayandırdığı protokol dava dışı—– imzalandığı dosya kapsamı ile sabit olduğu, —– tarihli ek bilirkişi raporu dikkate alındığında davalı şirketin protokolde imzası bulunan dava dışı——- tarafından kurulan bir şirket olmadığı anlaşılmış, eldeki davada davalı şirketin sıfatının bulunmadığı —–anlaşıldığından davanın, davacı tarafından yöntemince ispat edilememesi ve pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 8.317,34-TL harcın indirilmesi fazla alınan 8.262,94-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 38.654,39 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———— Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere. Açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020