Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1326 E. 2021/1125 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1326 Esas
KARAR NO : 2021/1125 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Fazlaya dair her türlü haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun—- Sayılı dosyası ile yapılan 17.691,10-TL yapmış olduğu; takibe, borca, ferilerine, borcun faiz oran ve miktarına, vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak
kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalıya Yükletilmesini, davalı borçlu —– arasında imzalanan —- davalıya taahhütlü —- kullandırıldığı, davalı ödemelerin tam ve zamanında yapılmamış olması nedeniyle borçlu olduğu, davalının kullanmış olduğu hatlara ilişkin olarak gönderilen 22/04/2014 son
ödeme tarihli 1.454,50TL, 22/05/2014 son ödeme tarihli —– ödeme tarihli 14.013,56TL tutarlı faturaları ödememesi üzerine—– ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, ancak bu kez davalı borçluların takip
konusu alacakları karşı, kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadıyla yasal süresinde itirazda bulunulduğu ve takibin durduğunu, söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaklardan yoksun olduğu, 3. Taraflar aralarında imzaladıkları sözleşme ile ödeme şekli ve faiz oran ve miktarını Belirlediklerini, borç miktarı ve faiz hesabının sözleşmeye ve ilgili kanunlara uygun olarak tespit
edildiği itirazın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğu itiraz dilekçesinde beyan edilen — sayılı ihtarname icra dosyasına sunulmadığı gibi taraflarına da tebliğ edilmediği, 4. davalı borçlunun vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20 den az
olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan 18/12/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; —- itiraz edilmesi ve bu itirazın davacı tarafından tebellüğ edilmesi ile birlikte itirazın iptali davası açılması için öngörülen 1 yıllık sürenin başladığı ne var ki huzurdaki davanın 3 yıl geçtikten sonra açıldığı o nedenle davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, müvekkilin, alacaklı kurumdan aldığı— almadığı hizmetin bedelini son kuruşuna kadar ödediği, müvekkile verilmeyen, ancak verilmiş gibi gösterilen bir— hizmetlere dayalı olarak faturalar tahakkuk ettirildiği ve fatura bedellerinin ödenmesinin istendiği oysaki sözleşme konusu cihazların müvekkile teslim edilmediği ve gerekli hizmetlerin sunulmadığı, davacının fatura tutarlarını talep etmesi üzerine müvekkil davacı yetkilileri ile bir
dizi görüşmeler yapıldığı, sonuç alınamadığı anlaşılınca bu kere evvela 10/02/2014, sonrasında 12/02/2014 tarihli bilgi talep dilekçelerinin davalıya teslim edildiği, bundan da sonuç çıkmayınca bu kere —- numaralı ihtarının keşide edildiği, dava dilekçesinde her ne kadar ihtarın kendilerine tebliğ edilmediği ifade ediliyor ise de; ekinde bulunan tebliğ şerhinden ihtarnamenin davacıya 28/02/2014 tarihinde usulüne uygun olarak
tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacının var olan sorunu çözmek, dilekçeye-ihtara cevap vermek yerine derhal icra takibi başlatıldığı ve nihayet konunun mahkemeye taşındığı, müvekkilin istediği
cihazı ve hizmeti alamadığı, buna rağmen gereksiz yere bir takım ödemeler yaptığı, uzun bir süre oyalanmış, hizmeti alamadığı için de iş düzeninin bozulduğu maddi ve manevi zararlara maruz kaldığı, davacı, kurulan sözlü iletişimlerden, elektronik yazışmalardan ve bir sureti ekte bulunan dilekçeden, ihtarnameden ve nihayet iki farklı icra takibine karşı yapılan itirazlardan sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri ifa etmediğini, yani haksız olduğunu anlamaları gerektiğini, buna rağmen dava Açılmış olmasının onun son derece kötü niyetli olduğuna işaret ettiğini, bu nedenle davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ———– sözleşmesi kapsamında —– ve — davalının kullanımına sunulduğunu, bu sebeple davalı ile aralarına ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- sayılı icra dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —— ilişkin bilgiler celp edilmiş, —- bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
27/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…inceleme konusu —– kaşesi üzerine atılmış imzalar ile davalı şirket yetkilileri —- mevcut karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan — tanı unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilileri —- eli ürünü OLMADIĞI kanaatine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
08/08//2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “…Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla dava dosyasına sunulu belgeler ile davacı ve davalı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere; 5.1. Davacı-Davalı şirket tarafından ibraz edilen 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ilişkin
ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, ticari defterlerinin kayıt nizamı bakımından
uygun olduğu davacı-davalı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın
Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların Ticari Defterlerine Göre; Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, takibe konu faturaların toplamının 16.859,06-TL olduğu, takibe konu olan faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 16.859,06.-TL
alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 2.845,50-TL alacaklı olduğu taraf ticari defterlerindeki farkın 14.013,56-TL olduğu iş bu farkın sebebinin davacının davalı adına düzenlemiş olduğu —- tutarlı faturanın olduğu, davacı tarafından davalıya —- teslimine ilişkin
belgelerdeki imzaların davalı yetkililerine ait olmadığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, bu hususlar dikkate alındığında davalının itirazı sonucu duran icra takibinin, davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu anlaşılan (1.454,50-TL+1.391,00-TL) olan 2 adet faturanın toplam bedeli olan 2.845,50-TL üzerinden devam edebileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Taraflar ——-bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafında iddia edilen — tamamının davalının kullanımına sunulup sunulmadığı, teslim edilip edilmediği noktasındadır. Davacının dava dilekçesine konu —- tamamının davalının kullanımına sunulduğunun ve teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Davalı tarafından dava konusu —– davalıya teslimine ilişkin
belgelerdeki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olmadığı ileri sürülmüş, bu kapsamda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 27.02.2020 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu teslim tutanaklarındaki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan imza incelemesinde sonra mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Alınan bilirkişi heyet raporu gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu 3 adet faturanın olduğu, iş bu faturaların toplamının 16.859,06.-TL olduğu, takibe konu olan faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturalarda toplam tutarı 2.845,50.-TL (1.454,50.-TL41.391,00.-TL) olan 2 adet faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu 14.013.56.-TL tutarlı faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava konusu—- ve tesliminin davalıya yapıldığının iddia edildiği, davacı tarafında anılan hususların yöntemince ispat edilmesi gerektiği, dosya kapsamında alınan 27.02.2020 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu teslim tutanaklarındaki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olmadığının tespit edildiği, tarafların ticari defter ve kayıtları ile celp edilen evraklar üzerinden yapılan bilirkişi heyeti incelemesinde davalı şirket tarafından sadece toplam tutarı 2.845,50.-TL (1.454,50.-TL41.391,00.-TL) olan 2 adet faturanın ticari defter ve kayıtlarına işlediği ve bu faturaları davalının kabul etmiş sayılacağı, davacının anılan iki adet faturaya konu hizmeti/malı teslim ettiğini ispatladığının kabulü gerektiği, 08.08.2021 tarihli bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında cihaz —- numaraları ile eşleşen —– rastlanmadığı, davacının dava konusu 14.013,56-TL tutarlı faturaya konu mal ve hizmeti davalıya verdiğini/teslim ettiğini yöntemince ispat edemediği, davalı tarafından toplam tutarı 2.845,50.-TL (1.454,50.-TL41.391,00.-TL) olan 2 adet faturanın ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı anlaşıldığından davacının işlemiş faiz ve gecikme bedeli talebinin yerinde olmadığı, dosya kapsamında alınan 27/02/2020 tarihli ve 08/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafından iddia edilen——- davalıya tesliminin yapıldığının yöntemince ispat edilemediğinden davanın kısmen kabulüne, davalının —– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 2.845,50-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. (— Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının — esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 2.845,50-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 194,38-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 302,12-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan harcın davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 302,12-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 280,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.150‬,00- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.466‬,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 557,48- TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.845,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.845,50-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı