Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1325 E. 2019/492 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1325 Esas
KARAR NO : 2019/492
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 06/12/2017
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın kooperatife üye olup hususi nitelikte üye ile kooperatif arasında alacak davası olduğunu, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Anadolu 7. İcra Müdürlüğünde——— esas ile ilamsız takip yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, itiraz gerekçesinde ise, davacı kooperatifin kendisine üyelik sonucu vermiş olduğu daireyi 3. şahıslara sattığını ve ortak üyelik durumu kalmadığını itiraz ederek ödemekten kaçındığını, davalı yanın halen kooperatifte üye olduğunu ve henüz tasfiye işlemine geçilmediğini ve sunulan evraklara göre üyelik hakkının aynen devam ettiğini, üyeliğin devrinin kooperatife karşı geçerli olması için devir alan ile devir edenin birlikte başvuru yapıp devir alanın üyeliğinin yönetimce kabul edilmesi gerektiğini, davalının bu işlemleri ifa etmediğini, bu nedenle üyelik borçlarından sorumlu olduğunu, sonuç olarak, davalının haksız ve kötü niyetli olduğundan kooperatif tasfiyeye girmediğinden İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve faiz alacağı nazara alınarak itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın kooperatif üyeliğini ve kooperatif üyeliğine konu meskenini tapuda devrettiğini, hiçbir basiretli tacirin üyelik devrini bilmediğini ileri süremeyeceğini, davalı …’ın Aralık 2013 tarihinde Kooperatif merkezinde üyelikten çıkacağını kooperatif yönetim kurulu başkanına bildirdiğini, üyelikten çıktığının teyidi sonucunda ilişiğinin kesildiğini, kooperatiften ayrılma bildiriminin şekle tabi olmadığını, dava dilekçesinde kooperatifin tasfiyeye girmediğinin belirtildiğini, halbuki takip talebinde———” ibaresinin bulunduğunu, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, kooperatif tasfiye halinde değilse takipteki ——–Kooperatifi ünvanlı tüzel kişiliğe borcu olmayacağını, zira farklı bir unvanın davayı açtığını, farklı bir unvanlı kişinin de takip yaptığını, bu sebepten dahi itirazın iptali davasının reddi gerekeceğini, böylece davadaki husumet şartının oluşmayacağını, kooperatifin yapı kullanma izni alınmışsa dağılması gerektiğini, eğer iskan bilerek alınmıyorsa Kooperatifler Kanunu 62/son fıkra gereği suç işlenmiş olacağını, Kooperatif yöneticilerinin amaca ulaşmalarına rağmen maaş almak amacı ile kooperatifi yaşatma çabası içine girdiklerini, davacının defterlerinin kanıt olarak gösterilmesine karşı olduklarını zira müvekkilinin tacir olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün ———- E sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda; “kanun ve ana sözleşmenin belirtilen açık hükümleri ve Yargıtay Kararı karşısında, Davalı …’ın çıkma isteğini sözlü olarak Kooperatif yönetim kurulu başkanına bildirdiği, çıkma isteğinin bu şekilde kabul edildiği, ayrıca Davalı …’ın kooperatiften aldığı dairesini tapudan üçüncü kişilere satmasının da ortaklık payının da devri anlamına geldiği ve böylece kooperatif ortaklığının sona erdiği iddialarının yerinde görülemediği, bu nedenlerle de, Davalı …’ın halen davacı kooperatifin ortağı olduğu, Genel kurul hazirun cetvellerinde ortak olarak kayıtlı olduğu, bu nedenlerle de kooperatif genel kurul toplantılarında ortakların ödeyecekleri aidat miktarlarına ilişkin ödeme kararlarının … açısından da bağlayıcı olduğu ve ——– bu ödemeleri yapması gerektiği, diğer taraftan halen ortaklık sıfatını taşıyan …’ın Kooperatifler Kanununun 23. Maddesinde yer alan Hak ve vecibelerde eşitlik kuralı açısından da bu ödemeleri yapması gerektiği, halen kooperatif ortağı olan Davalı …’ın genel kurul kararları gereğince 5.825.00 TL ana para, 2.188,88 TL faiz olmak üzere toplam 8.013,88 TL Davacı kooperatife borcu olduğu, icra takibinin bu miktar üzerinden devamının uygun olacağı, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacı ile yapılan yargılama ve yargılama sırasında alınan bilirkişi tarafından denetime elverişli rapor ile davacı alacaklı kooperatif, kooperatif üyesi davalı borçlu hakkında 2014 ocak ayından 2017 ağustos ayı dahil olmak üzere birikmiş aidatların ödenmediğinden bahisle gecikme zammı ile birlikte giriştiği icra takibine davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş; davacı kooperatifin yerinde incelenen defterlerine göre davalının kooperatif üyesi olarak gözüktüğü, davalı iddiasına göre her ne kadar kooperatiften ayrıldığında dair beyanda bulunmuş ise de bu yönde bir dilekçesi bulunmadığı ve genel kurulca alınan bir kararın olmadığı, bu itibarla 1163 sayılı kooperatifler kanunu 13-14 ve 17. Maddelerinde yer alan kooperatiften çıkma ve ortaklığın devrine yönelik prosedürlerin yerine getirilmediği, davalının kooperatifteki hakkının tapudaki devrinin kooperatif ortaklık payının devri anlamını taşımadığı, sorumluluk ve yükümlülüklerinin devam ettiği, davacının genel kurulda belirlediği aidatların miktarları ve davalının ödemeleri gözönüne alındığında anapara ve faiz hesaplamaları yaptırıldığında davacı kooperatifin üyesi olan davalıdan 5.825,00 TL anapara alacağı ve her bir ödenmesi gereken aidat bedelinden kaynaklı faiz alacağının 2.188,88 TL olarak toplam talep edilecek miktarın 8.013,88 TL olduğu kabul edilmiş; davacının bu miktar için davalı hakkında icra takibi yapmakta ve iş bu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle davacı tarafından davalı aleyine açılan davanın subut bulduğundan kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün ———- sayılı takip dosyasında, davalının 5.825,00 TL asıl alacak ve 2.188,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.013,88 TL’ ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 8.013,88 TL’ ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 1.602,77 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile, İAA 7. İcra Müdürlüğünün ———— sayılı takip dosyasında;
1-Davalının 5.825,00 TL asıl alacak ve 2.188,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.013,88 TL ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak 8.013,88 TL ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi uygulanmasına,
3-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 1.602,77 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Alınması gerekli 547,43 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 141,82 TL harcın mahsubu ile 405,61 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk dava masrafı, 113,50 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 844,90 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%97 kabul) 815,38 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 29,52 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 290,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/04/2019