Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1276 E. 2020/731 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1276 Esas
KARAR NO: 2020/731
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hesabından, icra takibine konu —- tarihinde,—- no.Iu dekont ile —- no.Iu dekont ile —– parasının, bilgisi ve rızası olmaksızın —- gerçekleştirildiğini, icra dosyasının diğer borçlusu —— hesabına müvekkili şirketin hesabından internet bankacılığı aracılığıyla para gönderildiğini, gönderilen meblağın anılan diğer borçlu tarafından nakden çekildiğini, bahse konu —- fark edildiği——- hizmetleri aranarak şirket hesaplarına bloke konulmasının istendiğini, ancak müşteri temsilcileri tarafından, yetki dışı olduğunu bildirilerek üç kişiye aktarım yapıldığını ve müşteri temsilcileri arasında yönlendirmeler yapıldığı sırada hesaba vaktinde bloke konulamayarak müvekkilinin parasının diğer borçlu tarafından çekildiğini, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yapılan işlemler nedeniyle davalı bankadan uğranılan zararın giderilmesinin talep edildiğini ancak bu talebin de ret edildiğini, davalı bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almadığı için dava konusu zararın meydana geldiğini, müvekkilinin olayın gerçekleşmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, gerekli güvenlik önlemlerini en sıkı şekilde almakla yükümlü olan davalı bankanın olayda kusurlu olması sebebi ile takibe itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin, davalı bankanın sunduğu bankacılık hizmetlerinin bilincinde ve teknik —- olduğunu, gerekli özeni, ihtimamı ve dikkati göstererek internet bankacılığı hizmetlerinden yararlandığını, müvekkilinin gerek kullanıcı ismi, gerek internet bankacılığı şifresini gizleme ve üçüncü kişilerin bilgisinden uzak tutulması gerektiğinden haberdar olan bir banka müşterisi olduğunu, müvekkili şirketin diğer dosya borçlusunu hiçbir şekilde tanımadığını ve bu kişi ile hiçbir ticari ya da sosyal ilişkisinin olmadığını, davalı bankanın müvekkilinin zarara uğramasına sebep olan bu olayda ağır kusurlu olduğunu, davalı bankanın sistemlerinde yeterli ve güvenli ortamı sağlayamayarak müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu iddia ederek, davalının —— dosyasında mevcut itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının şikayeti üzerine müvekkili bankanın yapmış olduğu inceleme neticesinde, davacının hesabından aktarılan paranın, müşteri numarası, ——–, kendisinin bilmesi gereken ve kendisinin belirlediği şifre ve tek kullanımlık cep şifre ile yapıldığını tespit ettiğini, davacının, müvekkili bankanın internet bankacılığı hizmetlerinden cep telefonuna indirilen uygulama olan —– adına kayıtlı —- numaralı —– yararlandığını, aynca cep telefonu dışında diğer bilgisayarlardan da internet bankacılığı üzerinden müvekkili banka nezdinde bulunan hesaplarına giriş yapmakta olduğunu, cep telefonu aracılığıyla gerçekleşen bu uygulamada hesap sahiplerinin, müşteri numarası veya —- hesap sahibinin belirleyeceği şifre ve ——- kullanımlık şifre ile giriş yapabildiklerini, müvekkili bankanın, internet bankacılığı hizmetlerinden yararlanan müşterilerin şifrelerinin müvekkili bankanın personelince bilinmesi mümkün olmayan en üst düzeydeki teknolojiye ait güvenlik sistemi ile korunmakta olduğunu, davacıya ait sistemlerin ve iletişim ağları üzerinde müvekkili bankanın hiçbir sorumluluğunun olmadığını, bu sistemlerin güvencesini sağlama zorunluluğunun davacıya ait olduğunu, müvekkili bankanın internet bankacılığı hizmetinin uluslar arası alanda kabul edilen güvenlik standartlarında olduğunu, bu nedenle iddia edilen zarardan müvekkili bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili bankanın internet bankacılığının, bireysel ve kurumsal olarak ayrılmakta olduğunu, davacının ——müşterisi olduğunu, müvekkili banka ile davacı müşteri arasında —– imzalandığını, sözleşme hükümleri gereği davacı müşterinin internet şubesinden de yararlanabilmekte olduğunu, bunun için öncelikle müşteriye bir kullanıcı kodu ve şifrenin tanımlanmakta olduğunu ve teslim edildiğini, kullanıcı kodu ve şifrenin birbirinden bağımsız olarak müvekkili bankanın farklı birimleri tarafından tanımlandığını, bu nedenle bu bilgilerin banka personelince bilinmemesinin mümkün olmadığını, müşteri şifrelerinin müvekkili bankanın ana bilgisayarında kriptolu olarak saklanmakta olduğunu ve ana bilgisayarların ise —— tarafından kontrol altına alındığını, aynca müvekkili bankanın güvenlik sistemlerinin bağımsız kuruluşlarca sürekli denetlendiğini, müşterinin internet şubesini kullanmak istediğinde, müvekkili bankanın internet sayfasında ilk önce——— tıklayarak yalnızca bireysel müşterilerin giriş yapabileceği ekrana yönlendirildiğini, müşterinin bu sayfada kendisine tanımlı müşteri numarasını ilgili bölüme girmekte olduğunu, daha sonra sayfa her yüklendiğinde farklı bir kod oluşturan güvenlik kodunun girilmesinin gerektiğini, daha sonra müşteriye tanımlı en az ——-karakterden oluşan kullanıcı adı ve internet şifresi girişlerinin de yapılmasının istendiğini, internet şifresinin sanal klavye yolu ile girildiğini, tüm bu adımların tamamının doğru girilmesi üzerine kullanıcının sistemde tanımlı ve maskeli olan ——- telefonu numarasına —– güvenlikli tek kullanımlık cep şifrenin gönderildiğini ve bu şifrenin de ekrana doğru olarak girilmesi İle sisteme giriş yapılabildiğini, sistemde maskelenmiş olan ve kullanıcının tanımlanmış olduğu cep telefonu numarasının güvenlik sebebi ile hiçbir şekilde——- sisteminden değiştirilemediğini, tanımlı cep telefonu numarasının değiştirilmesi ve yeni numaranın tanımlanması işlemleri için kullanıcının bizzat şubeye müracaatının gerektiğini, sistemde tüm şifrelerin, güvenli olduğu uluslar arası alanda kabul görmüş —— şeklinde anılan bir program vasıtası ile şifrelenerek saklanmakta olduğunu, alınan bu güvenlik önlemleri sayesinde müşteri şifrelerinin müvekkili banka sisteminden ele geçirilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili bankanın —– sitesinin ateş duvarı—-denilen bir program vasıtası ile korunmakta olduğunu ve ilgili sistem güvenliğinin izleme ürünleri diğer bilgisayar ve mevcut yazılımlar ile sürekli güncellendiğinİ, müvekkili bankanın bilgisayar sisteminin dünyada bilinen ve kullanılan en geniş ve güvenli güvenlik sistemi ile korunmakta olduğunu ve bugüne kadar herhangi bir izinsiz giriş olayına rastlanılmadığını, internet bankacılığı giriş ekranında müşterilere şifre ve bilgisayar güvenliği konusunda bilgi verilmekte olduğunu, burada, şifrenin kimseye söylenmemesi, hiçbir yere yazılmaması, virüslere karşı dikkatli olunması, işlem yapılan bilgisayarın antivirüs programlan ile korunması gibi uyanlar bulunduğunu, kullanıcıya tanımlı şifrelerin müvekkili banka sisteminden elde edilmesi mümkün olmadığından geriye bu şifrelerin davacının elinden temin edilmesi ihtimalinin kaldığını, bugüne kadar karşılaşılan tüm olaylarda şifrelerin bir şekilde kullanıcıların egemenlik alanlarından temin edildiğinin görüldüğünü, örnek olaylarda, şifrelerin bir yere yazılması ve bunların kötü niyetli kişilerin eline geçmiş olması, şifrelerin üçüncü kişilerle paylaşılması ya da güvenliğinden emin olunmayan bilgisayarlardan erişim sağlanması, kullanıcının bilgisayarına gelen mesajlar ile kullanıcıdan şifrelerin temin edilmiş olması gibi sebeplerle şifrelerin kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinin görüldüğünü, müvekkili bankanın sisteminin, ——— tarihli tebliğine uygun olarak birbirinden bağımsız en az iki bileşenden oluştuğunu, kullanıcıya tanımlanan şifre ve parolaların kullanıcının elinden bir şekilde temin edilmesi durumunda dahi sisteme giriş için yeterli imkana sahip olunmadığını, ikili bileşen sisteminin bunun için gerekli olduğunu, ikinci bileşen olan kısa mesaj servisi ile sağlanan tek kullanımlık parolaya ulaşmak için ise yalnızca kişinin cep telefonu hattına ulaşmanın gerektiğini, bu tür nitelikli ve organize bir dolandırıcılık olayında müvekkili bankanın kusurunun olmayacağını, internet şubesi kullanımı hususunda bireysel müşterilere imzalatılan —— göre müşterilerin, bankaca verilen şifrelerin gizli kalması için gerekli dikkat ve özeni göstereceklerini, kendilerine özel bu bilgileri herhangi bir üçüncü şahıs ile paylaşmayacaklarını ve bu bilgilerin üçüncü şahıs tarafından kullanımının sonuçlarından kendilerinin sorumlu olduğunu beyan, kabul ve taahhüt ettiklerini, dava konusu işlemlerin, imzalanan sözleşme gereği davacıya tanımlanan ve kendi egemenliğinde ve sözleşmeye göre yazılı talimat hükmünde bulunan kullanıcı kodu, parolası ve tek kullanımlık şifre doğru girilerek gerçekleştirildiğini, davacının sözleşmeye aykırı davranarak kendi egemenliğinde bulunan şifreleri veya cep telefonu hattını koruyamadığından bahse konu işlemlerin yapıldığını, burada müvekkili bankaya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67 md kapsamında davacı alacaklının, davalı bankanın gerekli—- önlemlerini almaması davacının hesabından bilgi ve rızası olmadan yapılan ——–nedeniyle ortaya çıkan zararın ödenmesi için girişilen takibe yönelik itirazın iptali ile, icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir.
Davacı, davalı bankanın güvenlik açığı sebebiyle davalı şirkette mevcut hesabından müvekkilinin rızası olmadan eft işlemi gerçekleştiğini, ödeme dekontlarında belirtilen alacak bedeli için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kusuru olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, ——sayılı celp edilerek incelenmiş, iade edilmiş, —– tarihli ara karar ile bankacı bilirkişiye dosya tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmış, taraf vekillerinin rapora karşı itirazları gözetilerek önceki bilirkişi ile bilgisayar mühendisi bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdi edilerek yeni bir bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle,” Davacının, davalı —–, “bilgisi ve rızası dışında hesabından, internet bankacılığı üzerinden gerçekleştirilen ———takip tarihi itibariyle; —-asıl alacak ve —-avans faizi olmak üzere; toplam —-alacağının olduğu, davacının icra ödeme emrindeki talebinin ise, —- asıl alacak ve —- avans faizi olmak üzere toplam —–olduğu, açılan takip ——hakkında kesinleştiğinden tahsilde tekerrür etmemek ve T.B.K. 100. maddesi gereğince kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, — asıl alacağa, “takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, Kanuni Faiz ve Temerrüt Faİzi’ne ilişkin 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca, dönemler itibariyle değişen oranlarda avans faiz oranları üzerinden faiz hesaplanmak suretiyle” alacağın bu rakamlar üzerinden devam edeceğinin tespit edildiğini belirterek hukuki değerlendirmenin mahkemede olduğu,” yönünde tespit yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle, “davalının internet bankacılığı işlemlerinde aldığı—— yöntemlerinin yeterli olmadığı, dinamik şifre, güvenli anahtar, veri hareketinin analist olarak inceleyen programlara sahip olmadığı veya uygulamadığı, yine—– önlemi olan ip kontrollerinin yapılmadığı, dava konusu zararın meydana gelmesinde tarafların müterafik kusurunun bulunduğuna hükmedilmesi halinde, kusur oranlarının mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup hukuki değerlendirmenin mahkemede olduğu” yönünde tespit yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; eldeki dosya bakımından, davacının hesabından iradesi dışında internet bankacılığı yoluyla toplamda —— çekildiği, güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankanın kendisine emanet edilen paranın korunmasında objektif özen yükümlülüğünün olduğu, hafif kusurlardan dahi sorumluluğunun kabul edildiği, davacının varsa kast ve kusurunun ispat külfeti davalı bankaya düşmesine rağmen dosya kapsamında alınan — tarihli bilirkişi raporu ve —- tarihli bilirkişi heyet raporu ve diğer tüm deliller dikkate alındığında davalı tarafından, davacının kast ve kusuru ——– ispat edilememiştir. Ayrıca alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davalının yeterli—— önlemlerini almadığı, davalı tarafça yeterli———- önlemlerinin alınmaması sebebiyle davacının zarara uğramasına sebep olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, davanın kısmen kabulüne, davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin —– asıl alacak ve — işlemiş avans faizi üzerinden takibin devamına, davacı tarafından fazlaca talep edilen işlemiş faiz talebinin —- reddine karar verilmiştir. ——-
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Dosyaya konu alacağın banka havale/EFT işlemine dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı——- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, takibin —- asıl alacak ve — işlemiş avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA, davacı tarafından fazlaca talep edilen işlemiş faiz talebinin —– reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında ——icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 2.657,14-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 450,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.206,18-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 450,96-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 146,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.082,50TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.081,68-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesin yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.834,74-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 15,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020