Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1271 E. 2021/434 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1271 Esas
KARAR NO : 2021/434
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket gıda ürünleri satışı yapan bir şirket olduğunu, davalı borçlunun işletmesinde kullanılan malları müvekkili şirketten aldığını, müvekkili şirketten —— bedelli fatura ile davalıya mal satın aldığını, söz konusu malları davalı tarafa teslim deldiğini, ancak davalı tarafından müvekkiline — dışında bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafa ——tarafından ihtarname gönderildiği ancak davalı tarafından müvekkiline bir ödeme yapılmadığını, teslim edilen malların iadesine ilişkin faturaları müvekkili şirket tarafından gönderilmiş ancak malları iade etmemesi sebebiyle ——- esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı adına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; iş yerini açma hazırlıkları aşamasında davacı taraftan kahve makinası ve malzemeleri alımı yapıldığını, gönderilen makine sıfır fiyatından ikinci el kullanılmış makine olduğunu, iş yerini açmadan sağlık sorunları nedeniyle iş yeri kapalı kaldığını, iade talebinde bulunduğuna istinaden kendisinden zorla senet alındığını, telefonunda tehdit mesajlarının olduğunu, malların iadesini noter aracılığıyla yaptığını, davacı tarafından aynı konuyla alakalı hakkında aynı ödeme ve aynı anda iki icra dosyası açılarak haksız yere iki defa ödeme talebinde bulunulduğunu, bu dosyalara ilişkin icra hukuk mahkemesine davacı adına dava açtığını, aynı anda iki defa ödemeyi kabul etmediğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edilmiştir.
——— karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalı tarafın —– olduğu görülmektedir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte mahkememizin görevi hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için davalının bağlı bulunduğu ilgili —– ayrı ayrı müzekkereler yazılmış, —– tarihli yazıda davacının gerçek kişi tacir kaydı bulunmadığı gibi herhangi bir ticari işletme kaydının da bulunmadığının, dava dışı şirketin ortağı olduğunun bildirildiği, —-yazıda davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, mal alış ve satış tutarlarının 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 maddesinde belirtilen tutarların altında kaldığının bildirildiği, ——-itibaren esnaf odasına kayıtlı olduğunun ve kaydının halen devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının —— kayıtlı olması ya da olmaması onun —–ayılması yahut sayılmaması için tek başına yeterli olmamakla birlikte, vergi dairesi ve —- kaydı ile birlikte değerlendirme yapılması esas olduğundan nitekim—— yönde olup mahkememizce de tüm kayıtlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda davalının gerek ticaret sicil kaydında gerçek kişi tacir kaydı ve ticari işletme kaydının bulunmayışı, dava dışı şirketin ortağı olmasının da davalıya tacir vasfını kazandırmaması gerekse vergi dairesi kayıtlarında işletme hesabına göre defter tutup mal alış ve satış tutarlarının hem fatura tarihi hem dava tarihi göz önüne alındığında 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 maddesinde belirtilen tutarların altında kaldığının diğer bir deyişle gelirinin esnaf sınırını aşmadığının belirtilmesi ve aynı zamanda esnaf odasına kayıtlı olduğunun anlaşılması göz önünde bulundurularak davalının tacir olmadığı ve nispi ticari dava koşullarının da oluşmadığı görülmekle, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK’nun 114 (1) /c maddesinin yollaması ile HMK’nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli ——– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331 (2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2021