Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1244 E. 2021/676 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1214 Esas
KARAR NO: 2021/626
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı kurum arasında —- arasında geçerli olmak üzere ——imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden de kendisine ait ticari işletmede kullanılmak üzere elektrik enerjisi tahsis edildiği, davacı şirket, davalıya elektrik dağıtım hizmeti verilmiş olup, verilen bu elektrik hizmeti neticesinde davalının sözleşmeden kaynaklanan elektrik kullanım bedelini ödemediği, kendisiyle defalarca kez görüşüldüğü halde olumlu bir netice elde edilemediği, davalı tarafın sözleşme kapsamında ödenmemiş olan – adet faturaların toplamının :—– tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının borcunu ödemediği gibi borca, takibe, faize ve tüm fer’ ilerine itiraz ettiği, davalının bu itirazlarının haksız olduğu, —– bilerek hizmet aldığını, buna rağmen sunulan hizmetin bedelini ödememesi kötü niyetli olduğunu, sözleşmenin 11. maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların çözümünde—— olduğu, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalının itirazlarının iptaline, davalı aleyhine % 20′ den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı —- yaparak tavuk kümesinde kullanmak amacıyla davacıdan elektrik enerjisi satın aldığı, davalının kullandığı elektrik tüketimlerinin eski — tüketimlerine oranla —- daha yüksek olduğu, işyerindeki elektrik tüketimlerinin aynı olmasına rağmen faturalar arasındaki farkın yüksek olmasının şaşırtıcı olduğu belirtildiği, davalı kurumun feshinden sonra tekrar —- olduğunu, iki ayrı kurumun faturalarının arasında ciddi farkın bulunduğu, davacının —— cayma bedeli olduğu faturanın içeriğinin incelenmesinden tespit edildiği, TBK 25. maddesi uyarınca “Genel İşlem Koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz ” hükmüne aykırı davranıldığı, davalı ile davacı kurum arasında imzalanan sözleşmenin içeriğine bakıldığında maddelerin Genel işlem şartı niteliğinde olduğu, sözleşmenin bir çok hükmü müvekkil aleyhine dürüstlük kuralına aykırı şekilde düzenlendiği, fesih hükmü ve Cayma bedeli de bunlardan biri olduğu, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine, davacı aleyhine % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, elektrik faturaları dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibine itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
——— sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalı tarafın—– görülmektedir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte mahkememizin görevi hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için davalının bağlı bulunduğu ilgili ticaret sicil müdürlüğüne, ilgili vergi dairesine ve—– ayrı ayrı müzekkereler yazılmış, —– tarihli yazıda davalının herhangi bir mükellefiyetine rastlanmadığı, yine ilgili —– kayıtlı olmadığının bildirildiği görülmüş, ayrıca davalının davacı kurum ile arasında eşi —- işlettiği tavuk kümesinin elektrik enerjisi kullanımı için abonelik sözleşmesi imzalandığını beyan etmesi karşısında —–yönünden de araştırma yapıldığında faal mükellefiyetinin olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında kurulan elektrik aboneliği sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi kapsamında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, bu kapsamda itirazın iptali, icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamı ve dava dilekçesi içeriğine göre taraflar arasında,—– sözleşmesi imza edildiği, anılan sözleşmenin TTK’da düzenlenmediği dolayısı ile mutlak ticari davadan söz edilemeyeceği, davalının tacir sıfatının bulunmadığı, dolayısı ile nispi ticari davadan da söz edilemeyeceği, gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının gerek —– kaydında gerçek kişi tacir kaydı ve ticari işletme kaydının bulunmayışı, davalının tacir olmadığı ve nispi ticari dava koşullarının da oluşmadığı görülmekle, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli —— NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
15/06/2021