Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1243 E. 2021/1016 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1243 Esas
KARAR NO: 2021/1016
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 15/11/2017
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—-ona —- eden —- taşınmak üzere davalı —- taşıması yapılmak üzere aktarım yapılarak tam ve sağlam teslim edildiği, emtianın sevk esnasında —- tarihinde meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasında ayrıntısı ——– kırılmak, —– zayi olduğu, sigortalı ile ——hükmüne göre sigorta tazminatı ödendiğinden sigortalısının baklarına halef olduğu, yurtiçi taşımadan meydana gelen hasardan davalı taşıyıcı TTK hükümleri uyarınca sorumlu olduğu, TTK 883 md. ve 890 md. suyarınca davalı borçluların —— dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin aynı koşullarda devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili ve görevli mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Davacı şirket ile haklarına halef olduğu mal sahibi şirketin kusur ve ihmalinden doğan zararın davalı şirkete yüklenmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirket, kazanın gerçekleşmesinden hemen sonra mal sahibi —– haber vermiş ve malın kazayı yapan araçtan alınmasını sağlayarak sözleşmeden doğan külfetini eksiksiz yerine getirdiğini, tüm bu nedenlerle, dava konusu tutarın —– kısmının davalı müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, yanı sıra, davalı müvekkil şirketin araçlarında taşınan yükün, —-süreyle ve araç başına —- sigortalandığını, ——göre, taşınan malda kaza veya bir başka nedenle meydana gelen hasar bedeli, sigorta şirketi tarafından ödeneceğini, trafik kazası tutanakları incelendiğinde, hasar bedelinin ödenmesini engelleyen herhangi bir sebep olmadığını, sürücünün alkollü olması yada ehliyetsiz olması durumunun söz konusu olmadığını, Bu sebeple davacının, yükü sigortalayan şirkete başvurmak yerine müvekkil şirketten talepte bulunmasının yerinde olmadığını, davanın hasar gören yükü sigortalayan —— ihbarına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– adına çıkarılan dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, yurt içi taşıma esnasında meydana gelen kaza sebebiyle alt/fiili taşıyıcı davalı şirket ile fiili taşıyıcı şoförü olan davalının davacı sigorta şirketi tarafından asıl tşıyıcıya yapılan ödemelerin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, sigortalısı olan —- tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle taşınan emtiada zarar oluştuğunu, oluşan zarardan davalıların sorumlu olup zararın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazlarının iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı —— davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,——tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, —-Yapılan incelemeler neticesinde Dava Konu —-değerlendirmelerin bu başlık altında detaylandırıldığı, hasarlanan emtiadan taşıyıcının sorumlu olması gerektiği, Davalı yanın TTK Md.882 uyarınca taşımak için teslim aldığı malda oluşabilecek hasarlanma/kayıp/zayi hususlarından sorumlu olacağı, —– tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı içeriği doğrultusunda davalı taşıyıcının adamı olan araç şoförünün tutanakta yapılan tespitler uyarınca yağışlı havada hatalı kullanımı sebebiyle TTK Md. 879 uyarınca davalı taşıyıcının sorumluluğu olduğu, ayrıca TTK Md. 886 uyarınca TTK Md.882’da belirtilen sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağının değerlendirildiği, Dolayısıyla davalı tarafın hasara uğrayan emtiaların eksper raporunda da hasarlı —– ürün için hesaplanan tutardan sorumlu olacağı, bu hususta dosya içeriğinde yer alan ilamsız ödeme takibine konu alacağın —- tutarlı asıl alacağın eksper raporundaki — hasara ilişkin yapılan hesaplama ile örtüştüğü, faiziyle birlikte talep edildiği, ürünlerin tıbbi emtia olması ile sovtaj tespiti yapılamayacağının davacı yanca beyan edildiği, ancak bu hususa ilişkin alınan eksper raporundaki görseller ve incelemeler irdelendiğinde, kan alma tüplerinden —kolinin şirinklerinin dahi bozulmadığı, —- hasarlandığı yönündeki çıkarımların tarafımızca da değerlendirildiği, neticesinde sigortalıya yapılan —- ödemenin iki parça olarak gerçekleştirildiği, ödemenin ikinci parçasını gösteren dekontun tarihinin ilk ödemeden —- bedelli olduğu, eksper raporunda sovtaj teklifi alınan firma yazışmaları irdelendiğinde ——- sovtaj teklifi alındığı, bu teklifin uygulanamayacağı veya sonradan geçersiz olmasına sebebiyet verecek herhangi bir bulguya rastlanmadığı, Bu sebeple hasarlanan ürünlere dair sovtaj bedeli teklifinin uygulama alanı bulabileceğinin değerlendirildiği, dolayısıyla davacının alacak talebi olan toplam ——- tutardan davalı taşıyıcının sorumlu olması gerektiği,——– —–tamamının zayi olduğunu değerlendirmesi ve her ne kadar dosyada bulguya rastlayamadığımız belirtilse de tıbbi niteliğinden dolayı ürünlerin sovtajının söz konusu olamayacağına kanaat getirilirse davalı taraftan —–yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, —–Dosya içeriğine sunuları itirazlara binaen, davacı yanın —– hasarlanmasında sovtaj değeri olup olmadığı hususunda heyetimizdeki biyolog bilirkişinin sovtaj uygulamasının hasarlanan bu ürünler için söz konusu olamayacağının değerlendirildiği, Davalı yanın sınırlı sorumluluk hakkı ve pervasız davranış olmadığı yönündeki itirazların kök rapordaki kanaatimizi değiştirmediği, Ancak yine davalı yanını kanaat, sayın mahkemeye bırakılması yönündeki talebi için söz konusu sıturlı sorumluluk hesabının rapor içerisinde tanzim edildiği, sınırlı sorumluluk uygulamasından taşıyıcının yararlanamayacağı yönündeki kanaatimizin değişmediğini, trafik kazasının resmi tutanak kapsamı ve eksper raporunda açıkça KYTK hükümlerini ihlal ettiğinin anlaşıldığını, yüklemeye ilişkin her ne kadar davalı tarafın itirazları olsa da dosya konusu hasarlanma sebebinin trafik kazası olduğu ve sebeplerinin tutanak ile kayıt altına alındığının anlaşıldığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Eldeki davada davacı sigorta şirketi dava konusu emtianın taşınması sırasında meydana gelen trafik kazası sebebiyle oluşan hasardan davalıların sorumlu olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu emtianın İstanbul-İzmir arasında yapılan taşıma işlemi sırasında meydana gelen trafik kazası sonucunda hasara uğradığı, başka bir deyişle zararın yurt içi taşıma esnasında meydana geldiği anlaşılmakla dava konusu uyuşmazlık bakımından TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava konusu emtianın taşınmasında davalının TTK Md.882 uyarınca taşımak için teslim aldığı malda oluşabilecek hasarlanma/kayıp/zayi hususlarından sorumlu olduğu, ———– tarihli trafik kazası tespit tutanağı içeriği doğrultusunda davalı/taşıyıcının adamı olan araç şoförünün tutanakta yapılan tespitler uyarınca yağışlı havada hatalı kullanımı sebebiyle oluşan hasardan TTK Md. 879 uyarınca davalı-taşıyıcının da sorumlu olduğu, dava konusu emtianın insan sağlığını ilgilendiren tıbbi malzeme olması sebebiyle sovtaj değerinin olmadığı,———— davacının TTK 1472 maddesi gereğince halefiyete dayalı olarak rücuen tazminat hakkının bulunduğu, ödeme tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden davacı tarafça ödeme tarihi itibariyle avans faiz talep edebileceği, oluşan zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda işlemiş faiz talebi yönünden hesaplama yapılmamış ise de, hesaplamanın basit ve mahkememizce de yapılabileceği anlaşılmış;
—– ödeme yönünden;
Faiz İşletilen Süre—–
Faiz İşletilen Tutar:—-
Faiz Oranı: —-
Faiz Tutarı: —
Ödenecek Toplam Tutar:—- olmak üzere toplam —-faiz uygulandığı,
— ödeme yönünden;
Faiz İşletilen Süre: —-
Faiz İşletilen Tutar: —-
Faiz Oranı: —
Faiz Tutarı: —
Ödenecek Toplam Tutar: — gün için yıllık —-oranında faiz uygulanması gerektiği anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kabulüne, davalının— takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —–işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. ——
Her ne kadar bilirkişi raporunda dava konusu kazanın pervasızca davranış olarak kabul edilerek davalıların sınırlı sorumluluktan yaralanamayacağı belirtilmiş ise de; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında dava konusu kazadaki eyleminin pervasızca hareket olarak kabulü mümkün olmadığı, alınan bilirkişi raporlarının bu tespitlerinin hükme esas alınmadığı, davalıların sınırlı sorumluluktan yararlanmasının mümkün olduğu ancak ek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere sınırlı sorumluluk üst limitinin dosya kapsamındaki gerçek zarardan fazla olması sebebiyle davalıların oluşan zararın tamamından sorumlu olduğu anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —– işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.051,73-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 346,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.704,94-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 346,79-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 187,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.623,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.505,33-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde————— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021