Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1233 E. 2020/880 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1233 Esas
KARAR NO: 2020/880
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2015
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ——kullandığını, kullandığını, kredi nedeni ile kendisinden haksız yere masraflar alındığını, müvekkil adına———- dosyasından icra takibi başladığını, ancak davalı şirket herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullandığı kredinin tüketici kredisi olmadığını, kredinin ticari kredi olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalı bankanın taraflar arasındaki ticari krediler sebebiyle yapmış olduğu haksız kesintilerin ——– tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı banka ile aralarında kredi ilişkisinin bulunduğunu, davalı banka tarafından ——-sebebiyle komisyon ücreti, skorlama ücreti, kredi kapama bedeli vb adlar altında haksız kesintiler yapıldığını, haksız kesintilerin iadesi amacıyla davalı banka aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının icra takibine itirazının iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın ——-mahkemesinde açılamayacağı, davacı tarafın ilamsız icra takibi başlatmasında hukuki yararı olmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından ilk olarak davanın ——– görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ———– yıllarında kullandırılan——— kapsamında alınan masraf ve oranları ile komisyon ücretlerine ilişkin bilgiler sorularak dosyaya celbi sağlanmış, hukuki ihtilaf noktalarının tespiti açısından dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ———- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen ————-tarihli raporda özetle,”.. ) Davacı Banka ve Davalı tarafından sunulan ——– dekontları ve belgelerin incelenmesinde toplam ——- tahsil edildiği, kullandırılan ticari krediler kapsamında alınan masraf ve oranlar ile komisyon ücretlerine ilişkin ——- hangi oranlarda alındığı sorulmuş, gelen cevabi yazılarda —– isimlerde masraf ve komsiyonların alınmakta olduğu, davalı Bankanın, kullandırdığı ticari kredi niteliğindeki —- yıllarında kullandırılan muhtelif krediler için —— tutarında tahsil ettiği erken kapama ve diğer komisyon masraflarından ——– kredi kapama tutarından ——- erken kapanı komisyonu ve—–kredi kapama tutarı üzerinden aldığı ——–tutarındaki erken kapama komisyonunun bankacılık teamüllerine ve sektör ortalamalarına uygun olduğu,———– ortalamalarının altında olduğundan fahiş bir ücret ve komisyon uygulamasından söz edilemeyeceğini tespit ederek takdirin yüce mahkemeye ait olduğunu belirterek hukuki değerlendirmenin mahkemede olduğu,” yönünde tespit yapılmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Davacı vekili tarafından davalı banka ile müvekkili arasında kullanılan ticari kredi sözleşmeleri sebebiyle davalının kredi masrafı, komisyon ücreti, kredi kapama ücreti, istirahat ücreti vb. adı altında yapılan kesintilerin haksız ve fazla olduğu iddia ettiğinden bu husus ispat etmesi gerekir. Davalı bankanın kredi masrafı, komisyon ücreti, kredi kapama ücreti, istirahat ücreti vb. adı altında yapılan kesintilerin haksız ve fazla olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Dosya kapsamında davacı taraf iddiaları dikkate alınarak ticari kredilerde yapılan kesintiler hususunda emsal ücret araştırması yapılmış ve dosya alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, alınan rapor taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içerisinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Davacı vekili tarafın ——– tarihli bilirkişi raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı banka tarafından yapılan kesintilerin bankacılık teamüllerine ve sektör ortalamalarına uygun olduğu, davacı vekilinin davalı banka tarafından yapılan kesintilerin haksız oluğunu yöntemince ispatlayamadığına mahkememizce kanaat getirilmiş, davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL’nin davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan ———- 580,64-TL harçtan mahsubu ile artan 526,24-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden —– tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2020