Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1225 E. 2020/579 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1225 Esas
KARAR NO : 2020/579

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde; davalı şirkete sigortalı —–tarihinde — Plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, davalıya sigortalı araç sürücüsü dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, —– ile davalıya sigortalıdır. Davalı hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atanmış ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 2.290,38-TL tespit edildiği, yapılan ekspertize rağmen davalı tamir bedelini ödemekten imtina ettiği, davalı … şirketi, poliçe limitleri dahilinde hasarın tamamından sorumlu olduğu gibi kdv tutarının tamamından da sorumlu olduğu, meydana gelen hasar neticesinde —Plakalı araçta değer kaybı oluştuğu, hasar alan Parçaların tespiti ile Hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalınmış ve bu rapor için 250,OO-TL ekspertiz ücreti ödendiği, 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir.” davalı … Şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan tarafımıza Ödenmesi için 22/09/2017 tarihinde başvuru yapılmışsa da işbu davanın açıldığı güne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı 02/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, —–. şirketinden alacağını Bk. M.183 vd. maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacının —-devrettiği, hasar bedeli ve değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceğimiz miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracağımızı, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 650,00-TL hasar bedeli ile 100,00-TL değer kaybı bedelinin ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 02/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğinin, davacı, davalı şirketten alacağı bulunduğu iddia edilen—, alacağını temlik yoluyla kendisine devrettiğini iddia ettiğinin, geçerli bir temlikten bahsedebilmek için geçerli bir temlik sözleşmesinin ve geçerli bir temel sebebinin bulunması gerektiğinin, alacağın temlikinden bahsedilebilmesi için öncelikle ortada bir alacağın mevcut olması gerektiğinin, ayrıca davacının temlik sözleşmesinin hukuki sebebini oluşturan temel işlemi de ispat etmesinin gerektiğinin, alacağın devri sebebe bağlı işlem sayılırsa, hukuki sebebi oluşturan temel işlemin geçersizliği, tasarruf işlemini, yani devri de etkileyip, onu da geçersiz kıldığının, böylece alacak hakkının bir hak olarak devredenden devralana geçmemiş olduğunun, devirden önce olduğu gibi devirden sonra da devreden alacaklıda kalmış olduğunun, açıklanan nedenlerle davaya konu temlik alacağının sebebe bağlı olması ve bu sebebin geçerli bir temel ilişkiye dayanması zorunluluğu karşısında davacının temlik veren ile arasındaki hukuki sebebi oluşturan temel işlemi ve bu temel işlemin geçerliliğini de ispat etmesi gerektiğinin, temlik dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun ispat yükü davacı üzerinde olduğunun, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlik sözleşmesinin ispat edilememesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerinin, söz konusu dava görev yönünden yetkisiz mahkemede açıldığının, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerinin, davacı tarafından, 05/05/2017 tarihinde meydana geldiği iddia edilen bir kaza nedeniyle yaklaşık dört buçuk ay sonra 22/09/2017 tarihinde hasar ihbarında bulunarak, 2.290,38-TL’lik hasar tazminatı talep ettiği, açıklanan nedenlerle ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle huzurdaki davanın reddini, davalı şirketin sorululuğuna gidilmesi durumunda kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, davalı şirketin sorumluluğuna gidilmesi durumunda —– Sigortası Genel Şartları B.2. maddesi kapsamında gerçek zararın tespit ettirilmesini, her durumda değer kaybının —- sigortası genel şartları A.5.a maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile araçta oluşan hasar, değer kaybı ve ekspertiz ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının aracında hasar oluşup oluşmadığı, değer kaybı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti, olaydaki hasar ve kusur durumunun belirlenmesi bakımından bilirkişiden 11/03/2019 tarihli rapor alınmıştır.
Alınan raporda özetle; sürücü —–plakalı aracı ile geri geri manevra yaparken, manevraları düzenleyen genel şartlara uymadığı; yol kenarında normal—–plakalı araca çarptığı için Karayolları Trafik Kanununun 67/b – 84/j ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 137/B – 157/a/10 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; —- plakalı araç kaza öncesinde normal park halindeyken geri geri manevra yapan —- plakalı aracın çarpması sonucu kazaya karıştığı için sürücüsünün veya sahibinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; tazminata konu araç, ———– kullanıldıktan sonra kazaya karışmış otomobilin, onarım bedelinin KDV dahil 985 TL olduğu; Genel şartlara eklenen yöntemle hesaplanan değer kaybının 67 TL olduğu, Onarım bedeli ile değer kaybı toplamının 1.052 TL olduğu; —- alınarak 2017 yılı için belirlenen hasar tutarı belirleme ücretinin KDV dahil 186 TL olduğu ancak sigorta şirketine ihbar edilmeden eksper atanmasının iyi niyet kuralı ile uyuşmadığı için Karayolları Trafik Kanunu 97 ve Sigorta Eksperi Atama Yönetmeliğinin 4/1 – 4/2 – 7/1 – 7/2 maddeleri gereğince davacının eksper ücreti talep edemeyeceği; ayrıca düzenlenen ekspertiz raporu çok abartılı olduğu için itibar edilmediği, dava dışı —– tarihli temlik sözleşmesinin dosyada mevcut olduğu; davalı …nin—— 05.10.2017 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 05.05.2017 tarihini de kapsayacak şekilde sigorta teminatı altında ve kaza tarihinde maddi teminat limitinin araç başına 33.000 TL olduğu; zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartların A.3 maddesi gereğince mağdur aracın hasar tutarı ile değer kaybının gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğu; davacının tazminat talebi ile ilgili ihtarnamenin davalı ..—- 22.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğinin beyan edildiği; ancak ihtarname üzerinde alındı işareti veya ekinde alındı belgesi olmadığı; davacının işbu davadan önce sigorta şirketine başvurduğunun ispata muhtaç durumda olduğu; bu durumda KTK 97 maddesi gereğince dava şartının oluşmadığının mahkemenin takdirinde olduğu; Karayolları Trafik Kanununun 99 ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlannın B.2.a maddeleri gereğince davalı … şirketi temerrüde düşürülmediği yönünde rapor tanzim edilmiş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli 11/03/2019 tarihli rapor birlikte değerlendirildiğinde, davalı … şirketinin —— poliçesini düzenlemiş olup, trafik kazası poliçenin geçerlilik tarihi içinde meydana geldiği, bilirkişi tarafından saptanan tutarın poliçe limiti içinde kaldığı, değer kaybının trafik kazası neticesinde araçlarda oluşan hasara bağlı olup dolaylı zarar değil, trafik kazasının sonucu doğrudan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla,—— teminatı altında olup teminat dışı olmadığı, davacının hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin davasına konu ettiği ve ıslah talep ettiği, 985,00 TL hasar bedeli ve 67,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 1.052,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiş olup davalı … şirketinden müzekkere ile talep edilen hasar dosyasının mahkememize gönderildiği, davalı tarafça hasar dosyası oluşturulduğu ancak davacının dava açılmadan önce sigorta şirketine ne zaman başvurulduğunun tespit edilemediği, davalının şirketlerine başvuru yapılmadığına ilişkin bir itirazının bulunmadığı da anlaşılmakla dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin uygun olduğu kanaatiyle ve ekspertiz ücreti yönünden ise talebin kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Ekspertiz Ücret Tarifesi’ne göre KDV dahil 186,00-TL’sinin kadri maruf olduğu artan istemin yerinde olmadığı, içtihatlar gereği talebin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ İLE,
-985,00-TL hasar ve 67,00-TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 1.052,00-TL nin dava tarihi olan 10/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 71,86-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL ve sonradan yatırılan 6 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 34,46-TL harcın davalı taraftan tahsili ile HAZİNE ADINA İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL peşin harcın ve 6-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 37,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 154,30-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 186,00-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 971,7-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 1.052,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.