Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/122 E. 2018/1013 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/122 Esas
KARAR NO : 2018/1013
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı icra dosyası ile davacı şirket hakkında başlatılan icra takibinden ……tarihinde haberdar olunduğunu, takibe dayanak çekte son ciroya sahip ………. meşru hamil olmadığı gibi davacının meşru hamil olduğunu, takibe dayanak olarak gösteline çekin davacı şirketin kendi üzerindeki ciro olan .,………ile yapılan ticaret neticesinde alındığı, söz konusu hususların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, müvekkilin söz konusu çeki………… Şubesi’ndeki hesabına takasa verdiği, sonrasında bu çekle birlikte çalınan bütün çeklerini liste halinde bankadan aldığı, alınan çekle birlikte 45 müşteri çekinin ve çek koçanı ile…..-TL nakitin davacı şirket yetkilisinin arabasından çalındığını, çalınma olayının ülke genelinde faaliyet gösteren tüm banka ve faktoring şirketlerine bildirildiğini, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına …… soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunduğunu ve akabinde Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin……..esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını ve ödeme yasağı kararları alındığını, davalının haksız ve kötü niyetli başlattığı takipte meşru hamil olmadığını, çeklerin çalındığı olduğunu, çeklerin ciro zincirinin koptuğunu, çekte yasal hamil görünen davalının bir üstündeki ciro olan ……… isimli şahsın benzer sahtecilik suçları ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında 6 adet soruşturmasının sürdüğünü, ondan fazla bu nevi kaydının bulunduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında ….. soruşturma numaralı dosyası ile hırsızlık ve dolandırıcılık suçundan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu tüm bu hususlar neticesinde çekte meşru hamil olmayan ve başlattığı icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davalıya müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, takip dayanağı çekin davacıya iadesine, takip tuturanın keşideci veya davacının üzerindeki ciro tarafından ödenmesi halinde paranın meşru hamili davacıya ödenmesine, ayrıca tedbir kararı verilerek icra kasasına giren paranın davalıya ödenmemesine, bunun yanında takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin dava konusu çekte müvekkilinden önce cirosu bulunan ……… satışına aracılık ettiği gayrimenkul için müşteri götürdüğünü ve gayrimenkulun satışından alınan komisyonun yarı yarıya paylaşılması için anlaşma sağlandığını, ancak komisyon bedelini alan …….. müvekkiline düşen bedeli ödemediği, sadece 25.000,00-TL’yi elden ödediği ve bakiye 150.000,00-TL için 21/05/2016 vade tarihli senedi düzenleyerek verdiği, senedin vadesi geçmesine rağmen sürekli müvekkili oyalarak ödeme yapmayan ……. sonunda müvekkiline dava konusu çek ile . Bankasına ait ………-TL bedelli alacağına karşılık teslim ettiği ve ………TL elden nakit ödeme yaptığını, çekin tahsil için bankaya sunulduğunda karşılıksız olduğu ve Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası ile ödemeden men yasağı konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün….. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçluların huzurdaki dava gibi muvazalı davalar açarak tahsili geciktirmek ve ödemeden kurtulmak için bir çaba sarfettiğini, davacının müvekkilinin kötü niyetli olduğun ispat etmesi gerektiğini, söz konusu iddialarının müvekkilinin kötü niyetli olduğunu ortaya koymayacağını belirterek davanın reddine davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, çalıntı çek sebebiyle çekteki ciro silsilesinin bozuk olduğu iddiasına dayalı olarak, başlatılan icra takibindeki borçtan sorumlu olunmadığı, çekin iadesi ve meşru hamilin davacı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında …tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. esas sayılı dosyası ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer delillerle birlikte incelenmiştir.
Davacı yanın ihtiyati tedbir talebi mahkememizce tensiben verilen ara karar ile İ.İ.K. 72/3 maddesi uyarınca kabul edilmiş ve davacı tarafça dava konusu alacağın %20’si oranında teminat mahkememiz veznesine yatırılmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık, davacı şirket emrine düzenlenen….. keşide tarihli, …..TL bedelli çekin davacı yanca kambiyo senetlerine mahsus başlatılan icra takibine konu edilmesi sebebiyle davalının meşru hamil olup olmadığı, kötü niyetli veya haksız iktisabının söz konusu olup olmadığı, bu kapsamda davacının icra dosyasındaki borçtan sorumlu olup olmadığı ve çekin davacıya iadesinin koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekilerince yargılamanın 3 nolu celsesinde tarafların haricen anlaştığı, davalı alacaklı tarafından icra dosyasından feragat edildiği, davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Tarafların uyuşan beyanları sebebiyle tarafların haricen sulh oldukları, davalı yanca icra takibinden feragat edildiği ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların uyuşan beyanları doğrultusunda, davalı alacaklının icra takibinden feragat ettiği, dava konusu çekin davacıya iade edildiği anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememizin 31/01/2017 tarihli ara kararı uyarınca verilen tedbir kararının işbu dosyanın kesinleşmesiyle kaldırılmasına,
3-Karar harcı olarak alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 426,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 391,04-TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 458,34-TL ilk masraf, 66,00-TL tebligat ve müzekkere gideri toplam 524,34-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirildiğinden karar tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya tarafa verilmesine,
6-Davalılar tarafından yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, teminatın ise HMK 392/2 maddesi uyarınca yasal süre sonunda davacı tarafa talep edilmesi halinde iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/10/2018