Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1204 E. 2021/180 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1129 Esas
KARAR NO: 2021/210
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından fuarda tanıtımı yapılan —- davalı şirket tarafından verilen bilgiler ve taahhütler nedeniyle müvekkili tarafından beğenildiğini,—- — kapsamında satıcı —- fatura ve buna ilişkin düzenlenen —- torba üretim makinesi ekipmanları ile beraber makine ——-teslim edildiğini, —— kapsamında kiralanan makinenin, kiralandığı tarihten itibaren kullanılamadığını, satıcının durumdan derhal haberdar edildiğini, bir kaç kez servis çağrıldığını, ancak makinenin çalıştırılamadığını, davalı yanın sözleşme kapsamında yer alan taahhütname gereğince makinenin çalışmaması nedeniyle makineyi geri alacağını ve müvekkilinin mağduriyetini gidereceğini yazılı olarak beyan ettiğini, müvekkilinin kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, davalı yanın makineyi geri almadığını, müvekkilinin zararlarını tazmin için—— dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının müvekkilinin zararını karşılamadığı gibi takibi de durdurmasının müvekkilini zor duruma soktuğunu belirterek, davalının——– dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın her ne kadar davalı müvekkiline yönelik başlattığı takibe —– miktarlı fatura bedelini konu etmiş ise de; — tarih, —- faturanın muhatabının—–olduğunu, ödeme emrinde takip dayanağı olarak belirtilen belgeler arasında yetki belgesinin yer almadığını, çünkü takip tarihinde ilgili finans kurumundan yetki alınmadığını, davacının sunduğu yetki belgesinin tarihinin —–olduğunu, davacı tarafın seçimlik hakkı kullanarak bedel iadesi talebinde bulunulduğunu belirtmişse de ayıp bildirimine ve hangi seçimlik hakkın kullanıldığına ilişkin herhangi bir yazılı belge ibraz etmediklerini, davacı şirkete satılan makinenin ayıplı mal niteliği taşımadığını, davacının makineyi fuarda çalışır halde gördüğünü, tüm teknik özelliklerini inceleyip satın aldığını, makinenin objektif olarak sahip olması gereken tüm özellikleri taşıdığını, satış ilişkisinin taraflarının ticari şirket olduğundan bahisle TTK m. 23/c kapsamında alıcının malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki, değil ise sekiz gün içerisinde satıcıya bu durumu ihbar etmesi gerektiğini, TTK gereğince tacirler arasında karşı tarafı temerrüde düşürmek, bir sözleşmeyi feshetmek yahut bir sözleşmeden dönmek için yapılacak olan tüm ihbar veya ihtarların noter aracılığıyla ya da taahhütlü mektupla yapılması gerektiğini, ancak davacı şirket tarafından kanunda belirtilen süreler içerisinde usulüne uygun bir ayıp bildiriminde bulunulmadığını, TBK m. 223 hükmünce alıcı davacının devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda sorumluluk gerektirir bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içerisinde satılana bildirmek zorunda olduğunu, oysa davacı şirketçe dosyaya sunulan deliller arasında herhangi bir ayıp bildirimi bulunmadığını, ayıp bildiriminin mevzuat doğrultusunda gerçekleştirilmediğini, TBK m. 223/11 hükmünce davacının satılanı bu halde kabul etmiş sayılması gerektiğini, davacı şirketin iade talebinin hakkın kötüye kullanımını oluşturduğunu, davacı alıcının seçimlik haklarını kullanmasında kullanılan hakkın satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması önem arzettiğini, orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değerinin, ayıbın öneminin ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceğinin dikkate alınacağını, makinenin sanayi tipi ticari bir makine olması ve bedeli dikkate alındığında alıcının geçerli ve ciddi oranda bir ayıp olmadan sözleşmeden dönme hakkını kullanması açıkça hakkın kötüye kullanımını teşkil edeceğini, satılan malın küçük ev aleti olmadığından ayıbın gerçek anlamda araştırılması ve somutlaştırılması ile sözleşmeden dönme koşullarının oluşup oluşmadığının detaylıca irdelenmesi gerektiğini, malın ayıpsız değeri ve ayıbın önemi hususunda yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde davacı şirketin sözleşmeden dönme hakkının oluşmadığının açıkça tespit edileceğini, bilirkişi incelemesi sonunda kusur tespit edilmesi halinde kusur boyutunun söz konusu kusur nedeniyle makinenin bedelinden indirim yoluna gidilip gidilemeyeceğinin değerlendirilebileceğini, davacının talebi doğrultusunda malın iadesine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında kurulan makine ve ekipmanlarının satış sözleşmesi uyarınca makinenin ayıplı çıkmasından dolayı TBK.nun 227. Maddesi uyarınca alıcının seçimlik hakları arasında yer alan satılanı geri verme ve sözleşmeden dönme ile ödediği bedeli iade talebi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali istemine konu —— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine dayanağı cari hesap alacağı olan ve ——- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların dayandıkları deliller toplandıktan sonra her iki tarafın iddiaları doğrultusunda ve makine mühendisi de dahil olmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda itiraz sonrası ek rapor alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından atlet kesim —- ekipmanları ile birlikte noter marifeti ile düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi kapsamında satıcı davalıdan —tarihinde düzenlenen fatura uyarınca makine ve ekipmanları—– tarafından satın alınarak davacıya kiralanmış, ancak makine ve ekipmanlarının satın alındığı tarihten itibaren kullanılamaması üzerine davalı satıcı haberdar edilerek servis çağrılmış, buna rağmen hala makineden beklenen hizmetin alınamamasından dolayı makine ve ekipmanları için ödenilen bedelin geri iadesi amacıyla takip başlatılmıştır.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; mahkeme heyeti tarafından tayin edilen bilirkişilerce —- tarihinde makine ve ekipmanları üzerinden inceleme yapılmış, yapılan inceleme sonucu makinenin çalıştırılamadığı, kullanım dışı olduğu, makinenin ürettiği poşet lastiğinin üzerine baskı yapan bölümün baskı yapmadığından dolayı makinenin çalıştırılmadığı, beklenen faydanın elde edilemediği tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki görüşmeler sonucu davalı satıcı firmanın makine ve ekipmanlar üzerindeki sorunu çözemediği, ancak satılan ürünü de geri almayı reddedip, başka tip makine ile değiştirmeyi teklif ettiği, davacı taraf da bu teklifi reddettiğini sözlü olarak beyan ettiği dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde tespit edilmiştir. Fatura düzenleme tarihi —-olan makine ve ekipmanlarının ilk kurulma aşamasında dahi kendisinden beklenen performansı göstermediği, açık ayıplı olduğu tespit edilmesine rağmen davacı şirket tarafından iyi niyetle uzun süre makinenin tamir olması beklenmiş, ancak bu mümkün olmamıştır. Dosya içerisindeki beyanların bir bütün olarak değerlendirilmesi ile makine ve ekipmanları üzerinde montaj sırasında makinenin çalışmaması nedeni ile açık ayıbın o anda ortaya çıktığı, makinenin hiç kullanılamadığı belirtilmiş ve bu durumda keşif sırasında bilirkişilerce makinenin atılı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında —tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca—- tarihine kadar ara ara makine üzerinde çalışması için denemeler yapıldığı ancak çalışmadığı ve yine davacı şirketin makineyi kendi başına çalıştırmadığı tutanak altına alınmıştır.
TBK’nun 219. Maddesinde “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebi ile sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile ondan sorumlu olur.” Bahse konu makine satıldığı ilk anda dahi çalışmamış, gerekli denemeler yapılmış, servis çağrılmış, ancak buna rağmen makinenin çalışmaması üzerine —- tarihinde iki taraf mutabık olarak makinenin yapılan denemeler sonucu çalışmadığı ve makinenin çalışmaması nedeni ile geri alınacağı imza altına alınmış olup, satıcı bu ayıba katlanmakla yükümlüdür.
TBK.’nun 223. Maddesinde “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
Davacı kiracı, makine montajı yapıldıktan sonra —- tarihleri arasında makinenin çalıştırılması için denemeler yapmış, ancak makinenin çalışmadığı tespit edilmiş ve bu durum davalı satıcıya bildirilmiş ve bildirim yükümlülüğü yerine getirilmiştir.
TBK.nun 227. Alıcının Seçimlik Hakları Maddesi “Satıcının, satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde satıcı aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,
3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
4-İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.”
Somut olayda davacı kiracı bahse konu makinenin montajından sonra yapılan denemeler sonucu randımanlı bir şekilde çalışmaması, kendisinden beklenen hizmeti görememesi nedeni ile davalı şirkete sözlü olarak bildirimde bulunmuş, yapılan görüşmeler sonucu makineye servis imkanı sağlanmış, ancak makinedeki sorunun devam ettiği tespit edilmiştir. Davalı şirket makineyi bir benzeri ile değiştirme teklifinde bulunmuş ancak davacı bu talebi kabul etmemiş ve TBK 227/1. Maddesi uyarınca sözleşmeden dönme ile satılanı geri verme seçimlik hakkını kullanmak istemiş ve ödediği bedelin iadesi içinde bahse konu takibi başlatmıştır. Makine üzerinde açık ayıp olmasına rağmen taraflar arasındaki sözlü görüşmeler ile ayıbın zamanında satıcıya bildirildiği tespit edilmesi nedeni ile davalı satıcının bu aşamadaki ayıbın zamanında bildirilmediği iddiası TMK. 2. Madde uyarınca haklı bulunmamıştır. Davacının makineden beklenen performansı gösterememesi nedeni ile ödediği bedeli geri talep etmekte haklı bulunması nedeni ile satış sözleşmesine konu makinenin iadesi koşulu ile takip tarihindeki asıl alacak miktarı olan —- yönünden takibin devamına ve takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca —uyguladığı bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmasına, alacak likit ve davalı borçlu tarafından belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Taraflar arasındaki sözleşmeye konu —- üretim makinesi ve ekipmanlarının iadesi koşuluyla şartı ile —- dosya yönünden asıl alacak miktarı olan —- yönünden takibin devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca —- bu para birimi için açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmasına,
2- %20 icra inkar tazminatının kabulüne,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken — —ve ilam harcından Mahkememiz veznesine yatırılan —— harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılan 11.642,38 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 4139 TL tebligat ve müzekkere ile bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.170,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 9/10’nun karşılığı olan 3.781,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1/10’nun karşılığı olan 388,55 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 27,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına AÜTT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 47.961,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen bölümü için davalı yararına AÜTT’nin 13(1-2) maddesi uyarınca takdir edilen 9.057,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2021