Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1195 Esas
KARAR NO : 2021/847
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde ——— gelen iş kazası sonucu maluliyete —- kaza nedeniyle vefat eden—– sahibi olarak destekten yoksun kalma tazminatının için davacı şirket sigortalısı ve diğer davalı aleyhine dava açıldığı, neticeten,——– ve davalı şirket tazminata mahkum edilmiş, işbu karar—– konu edilmiş ve bahsi geçen tazminat bedeli davacı şirket tarafından poliçe—- dosyası ile görülen yargılamada alınan bilirkişi raporları ve gerekçeli kararda da, sigorta —- %50, davalı şirketin %30 ve müteveffa işçinin ise %20 oranında kusurlu olduğu tespit edildiği, hal böyle olunca, müvekkil şirket tarafından müteselsil sorumluluk esasına göre tamamı ödenen tazminat bedelinin davalıdan kusuru oranında iadesi gerektiği, şu halde davalıdan talebimiz, Mahkeme kararı ile sabit olan kusuru oranında davacı şirket tarafından müteselsil sorumluluğa istinaden ödenen tazminat bedelinin faiziyle iadesi olduğu, hasarın ödenmesi neticesinde, TTK madde 1472 gereği müvekkil şirket sigortalısının halefi durumuna geçerek kusurlu olanlara rücu talebinde bulunmuş ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine, davalıya karşı—– ödeme tarihinden itibaren işlemiş 5,92-TL yasal faizi ile toplam 22.179,67-TL için ilamsız icra takibinde bulunulduğu, borçlu (davalı) tarafından alacağımıza haksız şekilde itiraz edilmek suretiyle takip durdurulduğu, davalının ——– dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeni ile, davacı şirket lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; —- —- almış olup, bu poliçeye dayanarak sigortalıya yapılan ödeme için poliçe lehdarı statüsündeki Müvekkilime rücu başvurusunda bulunulamayacağı TTK nun yukarıda hükümleri yazılı 1429,1473, 1409 . maddelerinin amir hükmü olduğu, kaldı ki bu durum, görüleceği üzere, Yargıtay içtihatları ile de kurala bağlandığı, ayrıca rücu davasına —– olup, o tarihte Müvekkilim tarafından ödenerek payı nispetinde satın alındığı, sigorta şirketince,—- hüküm kesinleşmeden, yani henüz dava —- yapılan ödemeler “erken ödeme” yahut “ kısmi ödeme/eksik ödeme” hükmünde olup;—- rücuan başvuruda bulunma imkanı yoktur. Rücu başvurusu için davanın sonucunu ve hükmün kesinleşmesini beklemesi gerektiği, kaldı ki işbu itirazın iptali davası, ödenen tutarın dayanağını ortadan kaldıran bozma kararı Davacıya tebliğ edildikten sonra açılmakla, haksız ve tümüyle dayanaktan —- şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için TTK nunda aranan ikinci şart, sigortalının zarar verenden tazminat isteme hakkının mevcut olduğu, sigortalı, sigorta konusu menfaate zarar veren kişiden tazminat isteme hakkına sahip değilse, sigorta şirketinin de bu kişiden rücuan tazminat hakkı olmayacağı, bu husus, TTK.m.1301’de “sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava—–” ifadesiyle öngörüdüğü, bunun sonucu olarak, sigortalının üçüncü kişiden tazminat isteme hakkının bulunmadığı hallerde, —-ödediği halde üçüncü kişiden tazminat talebinde bulunamayacağı, diğer bir deyişle, sigorta şirketine intikal eden hak, sigortalının üçüncü şahıslara karşı olan dava hakkı olduğu, iş bu dava konusu olayda da, sigortalının—- açtığı maddi tazminat davası henüz temyiz aşamasında ve derdest bulunduğundan, nasıl sigortalının Müvekkilime rücu hakkı henüz doğmadıysa, onun halefi olan Sigortacının da ( Davacı) Müvekkilime rücu hakkının henüz doğmadığının kabulü gerektiği, açıklanan tüm nedenlerle açılan davanın reddine, davacı tarafın takibin %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle—— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan—– 7251 sayılı yasasnın 58. maddesi ile 6102 sayılı yasanın 4/2. maddesinde yapılan değişiklik ile dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğundan bu aşamadan itibaren basit yargılama usulüne göre ön inceleme ve tahkikatın yapılmasına karar verilmiş ve dosya sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,— tarihinde başlatılan—–yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —- borca ve ferilerine itiraz dilekçesi gönderildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı davanın— yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 22.179,67-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
—- Karar sayılı ilamında özetle; davacılar —– tarihinde vefat —— kalan hak — maddi zararının vefat tarihine kadar geçen maddi zararın ve manevi zararın davalıdan tahsilini talep ettiği, davanın kısmen kabulüne karar verildiği—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesinin teknik değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle dosyanın —- kaynanklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi heyetine edilerek rapor alınmış; anılan bilirkişi tarafından sunulan 22/03/2021 tarihli raporda özetle; mahkeme kararı kapsamında yapıldığı belirtilen ödeme miktarının uygun
olduğuna ve davacının alt taşeronun %30 kusurunun kabulü halinde, sigortacının
—gereği bu orana tekabül eden miktar ile ilgili —-kusur oranında rücu hakkından bahsedilebileceği, —yükleniciye 59.129,99 TL ödemede bulunulduğu, ana yüklenicinin
icra dosyasına bu tutarın üzerinde bir ödemede bulunduğu, ana yüklenici alt yüklenicinin toplam kusur oranının mahkeme kararında %80 olarak ifade edildiği,
müteveffanın %20 oranında kusurlu bulunduğu, %80 kusur oranının; alt
yükleniciye %30’unun, ana yükleniciye %50 oranının kusur olarak verildiği, bu
durumda —— ulaşıldığı,— tarihi olarak görüldüğü, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiği hususuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçelerinin gönderildiği, davalı vekilinin rapora karşı itirazlarının —-, yeni bir bilirkişiden rapor alınması talebinin tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak yeniden rapor alınmasına gerek görülmediğinden reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ile savunmaları, toplanan tüm deliller ve gerekçeli ve denetime elverişli dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu olayda;———- alınmış olup,— sebep olduğu zararların sigorta örtüsü altına alınmış olduğu veya ek teminatların sağlandığı özel olarak belirtilmediği, sigortalı kısmında —- poliçe ise, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile—- veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve—- sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine — kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin ettiği, ayrıca bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi — işçisi bakımından yapılmış ve eldeki dava %30 taşeron kusuruna —- ödenen bedelin rücuen tazmini istemine dayandırılmıştır. Bu kapsamda; yapılan ana yüklenici açısından ödemenin poliçe teminatında kabul edilebileceği ve sigorta tekniği açısından taşeronun kusuru oranında rücu edilebileceği kanaatine varılarak bilirkişi raporundaki hesaplama hatası resen düzeltilerek davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının ——- icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Hükmedilen asıl alacak üzerinden taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.515,09-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 267,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.247,21-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 267,88-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 138,80-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 870,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde—- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.