Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1175 E. 2020/255 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1175 Esas
KARAR NO : 2020/255
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ: 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 11/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Asıl davada davacı vekili; davacı …’nın davalı şirketin %10 hissedarı ve kurucu ortağı olduğunu, davalı şirketin ——–tarihli ———– davacı tarafından istenen özel denetçi atanması talebi ve diğer taleplerin oy çokluğu ile reddedildiğini ve davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğini, —- kararlarına muhalefet şerhlerinin konulduğunu, şirketin kuruluş amacının kâr etmek olduğunu, ancak —- tarihinden bu yana davalı şirketçe elde edilen kârların hissedarlar arasında hiç paylaştırılmadığını, tüm bu nedenlerle davalı şirketin ——— tarihlerinde elde etmiş olduğu kârların, şirket ana sözleşmesinin 19. maddesi uyarınca dağıtılması gerekirken bugüne kadar ortaklara hiç dağıtılmamasının gerekçelerinin ne olduğu ve bu durumun şirkete, hissedarlara ve bu kapsamda müvekkilime zarar verip vermediğinin tespiti, davalı şirketin, davalı şirketin diğer grup içi şirketlere ve özellikle hakim ortağı——- ait ———————– Yıllarında Hizmet Verip Vermediği, Hizmet Vermiş İse Hizmetin Türünün Ne Olduğu, hizmet vermiş ise aynı hizmeti başka üçüncü şahıs firmalara verip vermediği, hizmetlerin türüne göre birim fiyatlarının karşılaştırılarak davalı şirketin zararının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, davalı şirketin adı geçen şirketlerden hizmet alıp almadığı, hizmet almış ise hizmetin türünün ne olduğu, hizmet almış ise aynı hizmeti başka üçüncü şahıs firmalardan alıp almadığı, hizmetlerin türüne göre birim fiyatlarının karşılaştırılarak davalı şirketin zararının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, davalı şirketin liman işletmesinin ————- yıllarında kaç adet gemiye hizmet verdiği, bu gemilerden kaçının grup içi şirketlere kaç tanesinin grup dışı üçüncü şahıslara ait gemiler oldukları ve hizmet bedellerinin birim fiyatlarının kıyaslanarak davalı şirketin ve dolayısıyla ortakların zararlarının miktarının ne olduğu hususlarında TTK’nin 437, 438, 439 vd maddeleri uyarıca bir veya birden fazla özel denetçi tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; Aynı doğrultuda taleplerle TTK 437, 438, 438 ve devamı maddeleri uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanmasına, hazırlanacak raporun tebliğine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle: aynı davanın ——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyasında görüldüğünü, bu nedenle kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, aynı konuda ———Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— esas sayılı dosyasının görüldüğünü, bu nedenle derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da, davacının denetim istediği konuların şirket sırları ve benzeri konularda suistimale sebep olacağını, özel denetçi atanması istemiyle ilgili somut ve inandırıcı belge veya delil sunulmadığını, iddiaların gerçek dışı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmeni talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalarda dava, davalı şirkete özel denetçi atanması istemine ilişkindir .
Davacı birleşen davalı vekilinin ————- tarihli dilekçelerinde davadan feragat ettiği, davalı vekilinin de işbu esas dava ve birleşen davaya ilişkin herhangi bir vekâlet ücreti, yargılama masrafı ve sair ücret talep etmediğini talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili ve davalı vekilinin vekaletnamelerinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 311(1) maddesi uyarınca feragat, kesin hüküm gibi kesin sonuç doğurduğu gibi HMK’nun 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla; davacı vekilinin asıl davadan ve birleşen davadan feragatı nedeniyle asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirdiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdiri yoluna gidilmemeiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Mahkememizin asıl —— E sayılı dosyası yönünden;
Açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
2———ATM’nin ——– E sayılı dosyası ile açılıp bu dosya ile birleştirilen dava dosyası yönünden;
Açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
3-Harçlar yasası gereğince asıl dava için alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 31,40 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar yasası gereğince birleşen ——– ATM’nin ———- esas sayılı dosyasındaki dava için alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Talep edilmediğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin olarak davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2020