Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1148 E. 2022/731 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1148 Esas
KARAR NO : 2022/731

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının —– tarihinde davalının sigortalayanı olduğu— plakalı otomobilin tam kusurla neden olduğu trafik kazasında ağır derecede yaralandığını, uzun süreli tedavi gördüğünü ve sonucunda malul olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya olumsuz yanıt verildiğinden dava yoluna başvurduklarını, davacının —işi ile iştigal ettiğini ve —- yaptıığını,—— satarak gelir elde ettiğini, yıllık asgari ve ortalama gelirinin 20.000 TL olduğunu belirterek sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı olarak bilirkişi incelemesiyle oluşacak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak koşuluyla 5.000 TL tazminatın 28/04/2014 olay tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, giderlerle ücreti vekalete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı— vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin şirketin—- Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetki yönünden itiraz ettiklerini, zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının talebinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirketin kazaya karışan —- sigortacısı olduunu, sigortalı araç sürücüsünün yaşanan kaza olayında davacı tarafça iddia edildiği üzere herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının taleplerinden KTK 90. Maddesi ve ZMMS Genel Şartları gereği müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereği kusurlu davacının tazminat talebinin reddi gerektiğini, trafik kaza tutanağında motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğu ve davacıda kask takılı olmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmiş olduğundan, işletenin kusursuz olması durumunda sorumluluğundan bahsedilemeyeğini, tam kusurlu olması halinde, işletene düşen hukiki sorumluluğu üstlenen müvekkili şirketin sorumlu olmadığının ortada olduğunu, trafik sigortacısının, işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğundan, somut olayda işletenin sorumlulluğunun bulunmaması karşısında, davalı sigorta şirketinin de sorumluluğunun olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, sigortacı nın gerçek zarardan kusur oranında sorumlu olduğunu, işgücü kaybına yönelik tazminat talebinin de teminat kapsamı dışında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, geçici/sürekli iş gücü kaybının, bakıcı ve tedavi giderlerinin teminatları dışında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, temerrüde düşmediğini, müvekkili şirketin faiz ve mahkeme masrafları yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, davacının ticari faiz talebinin hukuki olmadığını belirterek davanın öncelikle usulden, her halükarda esastan reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, 28/04/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının ağır yaralandığını, kaza sebebiyle malul kaldığını, oluşan zarardan davalının sigorta poliçesi hükümleri çerçevesince sorumlu olduğunu, dava konusu kaza sebebiyle uğramış olduğu maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde; ilk olarak—- —– sayılı ilamıyla yetkisizlik kararı verildiği, usulüne uygun gönderme talebine istinaden dosyanın mahkememize tevzi edilmiş, iş bu esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren İİK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — sayılı dosyası celp edilmiş, ——- davacının sosyal ekonomik durum bilgisi alınmış, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş, —– alınmış, —- dava sonuçlandırılmıştır.
——– raporunda özetle, “…Dosya içerinde mevcut grafilerin değerlendirilmesinde ———- görüntü tespit edilemediği. Olay tarihli yeni grafilerin temin edilip gönderilmesi halinde yeniden değerlendirilebileceği.Mevcut belgelere göre; 1—–tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, —- tarih, — sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,— Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, 2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, 3———- tarihinde maruz kaldığı trafik kazası nedeniyle başka birisinin yardımına ihtiyaç duymayacağı, oy birliği ile mütalaa olunur…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler —— değerlendirildiğinde; ——— yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için,—- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan; Kişinin maluliyetinin %0 (yüzdesıfır) olduğu; B-)İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, C-) Bir başkasının sürekli veya geçici olarak yardımına gereksinim duymayacağı oy birliği ile mütalaa olunur…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
2918 sayılı KTK’nun 85. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Aracın işleteni(maliki), kusursuz sorumluluk ilkelerine göre, sürücü ise haksız fiil hükümlerine göre, sigorta şirketi ise KTK 85 ve devamı maddeler gereğince poliçe ve sigorta hükümlerine göre meydana gelen zarardan sorumludur.
Somut olayda, davacı tarafından dosyaya konu trafik kazası sebebiyle sürekli iş göremezlik maddi tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkememizce davacının maluliyet oranın tespiti için dosya—- gönderilmiş, alınan raporda davacının sürekli iş göremezlik oranın yüzde —- olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça anılan rapora itiraz edilmiş ve dosya —- gönderilmiş,—– tarihli raporda da davacının sürekli iş göremezlik oranın yüzde — olduğu tespit ve teyit edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından ———– arasında çelişki bulunduğunu beyan etmiş ise de; —– dikkate alındığında davacının iddialarının yerinde olmadığı, —- sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılan düzenlemede kararnamenin ilk 29 maddesinin — Kurumuna ilişkin olduğu, 16. maddesinde— sayıldığı, 16/d-bendinde; — Kurumu dışındaki — kuruluşlarının heyet hâlinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyip kesin olarak karara bağlayacağının düzenlendiği görülmekle, davacının sürekli maluliyetinin olmadığı hususunun en üst düzeyde tespit edildiği nazara alınarak aksi yöndeki davacı itirazlarına itibar edilmemiş, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.