Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1140 E. 2020/830 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1140 Esas
KARAR NO: 2020/830
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin eski acentesi davalının tanzim etmiş olduğu, takip talebine listesi eklenmiş poliçelere ilişkin olarak, poliçe lehtarlarından tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesi gereken miktarların müvekkiline ödenmemesi üzerine davalı haklında alacağın tahsili amacıyla —— numaralı dosyası ile icra takibine başlatıldığını, davalının icra takibine karşı kötü niyetti olarak borç yönünden hiçbir dayanağı ve açıklaması olmayan bir itiraz da bulunduğunu, davalı tarafın itirazının hiçbir dayanağı olmayıp sadece takibi durdurmak amacını taşıdığını, oysa davalı tarafından düzenlemiş poliçeler ve borç bakiyelerinden oluşan alacak hakkının aleni olup yapılacak yargılama ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda da açıkça ortaya çıkacağını belirterek davalı tarafın—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın kötü niyetli ve alacağın likit olması sebebi ile aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle ücret-i vekaletinde davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davacı şirketin acentesi olduğunu, davacı tarafından —- tarihinde kendilerine gönderilen ihtarname ekinde yer alan cari hesap ekstresine itiraz etmiş olduklarını ve mutabakat yapma taleplerine olumlu cevap alamadıklarını, ekte yer yer alan müşterileri tarafından iletilen iptal yazılarına rağmen birçok poliçe iptalleri —– tarafından yapılmadığını ve bu yazılar yüzünden primlerini ödemeyen müşterilerinin prim borçlarının müvekkili firmadan istendiğini, davacının gönderdiği bu ihtarlar nedeni ile müvekkili firmanın bir çok müşterisini kaybettiğini ve zarara uğradığını, hatta bazı müşterilerini davacı taraf
kenisini s atı k aynklar ına yönlendirdiğini, davacının bunun yanı sıra — tarihinde kendilerine müvekkilinin—- olarak verdiği teminat mektubunu, müvekkili ile hiçbir mutabakat yapmadan nakde çevirdiğini ve şirket kredibilitesinin çok ciddi bir şekilde bozulmasına neden olduğunu,—- müşterilerine göndermiş olduğu ihtar yazılarında belirtmiş olduğu iptal işlemlerini yapmamasından dolayı müvekkil firmayı borçlandırmasının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu sebeple takibe itiraz edilmiş olup davanın da reddi gerektiğini belirterek, davanın reddi ite kötü niyet tazminatına karar verilmesi, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından ödenmeyen—– borcundan dolayı —- tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, eski acentesi olan davalının tanzim ettiği poliçe bedellerinin/sigorta primlerinin ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—– dosyası celp edilmiş, dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmiş, bilirkişi kurulu raporu alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- raporda özetle,”…davacı— davalı —— ihtilafa konu alacağın, davalı acente tarafından düzenlenmesine aracılık edilen, icra takibinde listesi verilen sigortalılara ait poliçelerin tahsil edilen/edilemeyen primlerinin sigorta şirketine intikal ettirilmemesine/ödenmemesine dayalı olduğu, davalı acentenin poliçe primini tahsil yetkisinin sözleşmede verildiği, yetki konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı acentenin takibe konu edilen poliçelerin iptalinin istendiği, sigorta şirketi ile mutabakat sağlanmadığı şeklindeki savunmasının takibe konulan poliçeler dikkate alınarak yapılan incelemesinde iptal talebine konu edilen tek sigortanın —– ilişkin olduğu, ancak poliçenin sunulmadığı, iptal koşullarının var olup olmadığının ispat ediiemediği, takibe dayanak gösterilen — olarak istenilen alacakla ilgili düzenlenen poliçelerin sigortalısının —- ödemelerine ilişkin dekontların sunulduğu, acenteye ödeme yapıldığının anlaşıldığı, takibe konu—- düzenlenen poliçeler—- sigortalı olduğu,—- poliçelerin iptal talebine rastlanmadığı, —— sözleşmesi gereğince sorumluluğundan bahsedilebileceği, —- adına düzenlenen — numaralı—– prim borcunun mahsubu sonucu —-olarak talepte bulunulabileceği, acente kayıtlarına göre, acente davalının genel acentelik borcundan kaynaklanan borç miktarının ——- olduğu, ancak takibin tüm acentelik borcu olarak talep edilmeyip belirli poliçe primlerine ilişkin istendiğinin tespiti ile takdirin yüce mahkemeye ait olduğunu belirterek hukuki değerlendirmenin mahkemede olduğu,” yönünde tespit yapılmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Davacı vekili, davalı tarafından tahsil edilen ve ödenmeyen sigorta prim ve bedeller olduğunu iddia ettiğinden bu hususu ispatla yükümlü olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Dosya kapsamında davacı taraf iddiaları dikkate alınarak gerekli poliçeler ve belgeler celp edilmiş ve dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış, alınan rapor taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresi içerisinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Davalı vekili tarafından ——- tarihli bilirkişi raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi heyet raporu ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından, taraflar arasındaki acentelik ilişkisi kapsamında tahsil ettiği sigorta primlerini davacıya ödemediğine, davacının takibe konu alacağın varlığını yöntemince ispat ettiğine ve —– bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir. Her ne kadar davalı acente tarafından takibe konu poliçelerin iptal edildiği iddia edilmiş ise de; alınan bilirkişi heyet raporu ve davalının süresi içerisinde heyet raporuna karşı bir itiraz sunulmaması —- dikkate alınarak bu yöndeki davalı beyanlarına itibar edilmemiştir. Anılan gerekçelerle davanın kabulüne, davalının—-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —– asıl alacak üzerinden takibin aynen devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Dosyaya konu alacağın sigorta prim alacağı olması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı—- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —– alacak üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın — %20’si oranında ——icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.913,42-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 515,11-TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 181,85-TL harç olmak üzere toplam 696,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.216,46-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 515,11-TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 181,85-TL harç olmak üzere toplam 696,96 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 193,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.729,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.344,50-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2020