Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1127 E. 2021/1229 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1127 Esas
KARAR NO: 2021/1229 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil —- tarihinde sevk ve idaresindeki — sayılı araç ile —-istikametine doğru seyir halindeyken sürücü —- sevk ve idaresindeki ——— gelerek kavşakta —-doğru dönmek için sola doğru manevra yaparak kazanın oluşumuna neden olduğu, sürücü—- kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğu, kaza sonucu —- dosyası ile soruşturma başlatıldığı, davalılardan—- plaka sayılı araç kazanın gerçekleşmiş olduğu tarihte davalı —- sigortalandığı, davalılardan —-olan iş kazası sebebiyle maddi zararın karşılanması maksadıyla başvuruda bulunulduğu, ancak davalı sigorta şirketi ile sulh olunamadığı, davacı müvekkili kaza tarihinde asgari ücretle motorlu kurye olarak çalıştığı, davacı müvekkilinin işbu kaza neticesi sağ ön kolunda kırık meydana geldiği, bunun üzerine —- götürüldüğü ve —- hastanede yattığı ve bu süre zarfında sağ ön kolundan ameliyat olduğu, kazadan bir süre sonra davacı müvekkilinin sol diz ön çapraz bağlarında da sorun oluştuğu ve önce —- tedavi gördüğü,— tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı müvekkilinin maddi ve manevi sıkıntılara maruz kaldığı, uzun süre tedavi olduğu ve ayağa kalkamadığı , başkalarının yardımı olmadan kendi ve ailesinin ihtiyaçlarını göremediği ve halen bu durumun devam ettiği, davacı müvekkilim kalan hayatını sakat geçirmek zorunda kaldığı, davacı müvekkilim, kaza nedeniyle eskisi gibi çalışması mümkün olmamış ve kazanç kaybına da uğradığı, davacı müvekkilinin sakat kalması nedeniyle, manevi tazminat alacağımızla ilgili olarak talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, fazlayı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, maddi tazminat alacakları için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik —- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf; —-plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde—- sigortalı olduğundan bahisle maluliyet tazminatı talep ettiği, —- davadan önce başvuru yapılması ve gerekli belgeleri ibraz etmenin zorunlu hale getirildiği, ancak davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden işbu davanın açıldığı, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan, davanın usulden reddi gerektiği, davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin tedavi gideri talepleri trafik sigortası yeni genel şartları gereği teminatı dışı olduğu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, ——göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. davacı tarafın tedavi gideri taleplerinin müvekkil şirket açısından reddi gerektiği, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceği, davacı tarafın, sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiği, davanın kabülü anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiği, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatlarının —– sınırlı olduğu, davacının müterafik kusuru bulunduğundan tazminat hesabından indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar, —- tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacılarının maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı sigorta şirketinin, zarara sebebiyet veren araç sürücüsünün ve araç malikinin oluşan zarardan —– poliçesi gereğince sorumlu olduğunu, davacıların maddi ve manevi zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, — davacının gelir durumu bilgisi celp edilmiş, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş, ——raporu alınmış, ——– tarihli bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli —- raporunda özetle;—Her ne kadar —– tarafından kişiye ——— bu bölgede herhangi bir yaralanma tariflenmediği, ilk defa olaydan yaklaşık —– ay sonra tanımlandığı dikkate alındığında mevcut tıbbi belgelere göre olayla illiyetinin kurulamadığı cihetle;—- tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle ——-hakkında yönetmeliğe göre; —–olduğu, —-aya kadar uzayabileceği 3.Kişinin dava konusu olay nedeniyle başka birinin bakımına muhtaç durumda olmadığı,—- yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, —tarihinde meydana gelen ve davacı — yaralanması ile neticelenen Olayda; 1)KUSUR YÖNÜNDEN: a) Davalı sürücü —- kusurlu olduğu, b) Davacı sürücü —– 25 (Yüzde Yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, 2)TAZMİNAT HESAPLAMASI YÖNÜNDEN: a) Yapılan Aktüerya hesaplaması sonucunda yukarıdaki kusur oranları, davacının Y)—– daimi işgöremezliği ve dosyada hesaplamaya yarar veriler dikkate alınarak ; Davacının Hesaplanan Toplam Daimi İş göremezlik Zararının — olduğu, Geçici iş göremezlik ödemesinin —- taraf olduğu geçici iş göremezlik ödemesinin tarafından yapmış olduğu, b) Kaza tarihi itibarıyla —- kişi başı sakatlık teminatı — olduğu ve Davalı—-diğer davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, c) Davacı tarafça —- tarihinde başvuru yapıldığı ve davalı—– faiz başlangıç tarihinin —– olduğu ve işletilmesi gereken faizin yasal faiz olduğu, Diğer davalılar sürücü —ve işleten malik —- yönünden ise —— kaza tarihi olan —-tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, d) —– takdirinde yapılabilecek indirimler hariç, dosya kapsamında aktüerya yönden indirim yapılmasını gerektirecek bir husus tespit edilmediği,
—-yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Maddi tazminat talebi yönünden;
——maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, —— aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Aracın işleteni(maliki), kusursuz sorumluluk ilkelerine göre, sürücü ise haksız fiil hükümlerine göre, sigorta şirketi ise KTK 85 ve devamı maddeler gereğince poliçe ve sigorta hükümlerine göre meydana gelen zarardan sorumludur.
Somut olayda, davacı —- tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan maluliyete bağlı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, — tarihinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı ve —-oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme — süresinin olay tarihinden itibaren — aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, davalı sürücü —-araç ile yerleşim yerinde gece vakti orta ayırıcı —- bölünmüş yolda seyir halinde iken olay yeri ışık kontrollü kavşak mahalline geldiğinde kendisine hitaben yanan kırmızı fasılalı trafik lambasını dikkate almadan kontrolsüz şekilde sola yönelerek dönüş yapmaya çalıştığı, mevcut trafik lambalarını dikkate almadığı, düz seyir halinde olan davacı —- sürücüsüne geçiş hakkını vermediği anlaşılmakla gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle dava konusu kazanın oluşumunda asli ve %75 oranında kusurlu olduğu, davacının seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde kendisine hitaben yanan sarı fasılalı trafik lambasında kavşağa girmiş ise de mevcut trafiğin durumunu ve mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp dönüş yapan araç nedeniyle etkili tedbir almadığı anlaşılmakla gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle dava konusu kazanın oluşumunda asli ve %25 oranında kusurlu olduğu, alınan bilirkişi raporlarının kusur oranlarının tespiti yönünden denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalı araç olan —– plakalı aracın kusuru olan %75 oranında dava konusu kaza sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, dava konusu kaza sebebiyle davacıya %25 oranında kusur atfedilmesi sebebiyle ayrıca davacıya müterafik kusur yüklenmesinin ve müterafik kusuru indirimi yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığı, her ne kadar aktüerya hesaplaması —- yılı verileri, —- teknik faiz kullanılarak yapılmış ise de, ——— usulü ve güncel asgari ücret üzerinden yeniden hesaplama yapılması halinde davacının tazminat alacağının artacağının kesin olduğu, davacı vekilinin — tarihli celse beyanı ve —- tarihli beyan dilekçesi dikkate alındığında ——- tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talep edildiği nazara alınarak taleple bağlılık, usul ekonomisi, yargıda hedef süre uygulaması gereği davacı vekilinin ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiş, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile,—- sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar —- yönünden kaza tarihi olan — tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan —– müştereken ve müteselsilen tahsil ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden;
Eldeki davada, davacı vekilinin dava dilekçesi ile manevi tazminat talebinde bulunmadığı, yargılama başladıktan yaklaşık– yıl sonra — tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. —- Dosya kapsamı, davacı tarafından sunulan — tarihli dilekçesi ve harç tamamlama iradesi dikkate alındığında davacının kısmi ıslah ile manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından sunulan —-tarihli dilekçesi ile tam ıslaha yönelik herhangi bir beyanı ve talebi olmadığından davacının anılan talebinin kısmi olarak değerlendirilmesi gerektiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Burada HMK düzenlenen ıslah müessesesi hakkında bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. HMK’nun 176.(HUMK 83.) ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. —–
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıların manevi tazminat talebi yönünden usulüne uygun bir dava ile talepte bulunulmadığı, davacılar vekilinin —- tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talep etmesinin hukuken mümkün olmadığına mahkememizce kanaat getirilmiş, dosya kapsamında usulüne göre açılmış bir dava bulunmadığından davacıların manevi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
Maddi tazminat talebi yönünden;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, —- sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar —- tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden —– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ——– müştereken ve müteselsilen tahsil ile davacıya verilmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden;
2-Dosya kapsamında usulüne göre açılmış bir dava bulunmadığından davacının manevi tazminat talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Maddi ve manevi tazminat talebi yönünden karar harcı 482,98-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 99,71-TL, ıslah harcı 20,74 -TL, harcın mahsubu ile bakiye 362,53 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 99,71-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 521,45 -TL tebligat ve müzekkere gideri,1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.780,45‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Maddi tazminat talebi yönünden; Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2021