Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1116 E. 2021/869 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARARIN ÖZÜ
ESAS NO: 2017/1116 Esas
KARAR NO: 2021/869
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı—-aracın yangın sebebiyle hasar görmesi sonucu davacı/alacaklı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen hasar tazminatından doğan rücu tazminat alacağının sağlanması amacı ile davalı aleyhine —- ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davalının süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiası ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, sigortalı aracın —- tarihinde park halinde iken çıkan yangın neticesinde hasarlandığını, dava konusu yangın olayının hemen akabinde olay mahalline intikal eden görevli ve yetkili itfaiye ekiplerince tanzim edilen yangın raporunda ——izahatta bulunulmuş olduğunu, hasarın davacıya ihbarı üzerine önce ekspertiz incelemesinin yaptırıldığını, sonra da konu İle ilgili uzman olan oto hasar elektrik ve elektronik diyagnoz test uzmanı dava dışı—- olayın çıkış sebebi ile ilgili rapor istendiğini, hasar sonucu ilgili kasko poliçesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalısına/servise davacı tarafından —- halefiyete binaen zarar sorumlusuna rücu hakkı olduğunu, aracın üretici firma olan davalının sorumluluğundaki üretici hatasından kaynaklanmış olduğunu, davalının davacı tarafından ödenen hasar tazminatından sorumlu olduğunu, hasar tazminatı olarak ödenen —- yazısı gönderildiğini, sonra da davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz etmesi sebebiyle itirazlarının iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmaksızın itfaiye raporuna ve kendi bünyesindeki ekspertiz raporuna dayanarak dava dışı sigortalıya yaptığı ödemenin rücu tazminat talebi ile icra takibi başlatmış olduğunu ve bu takibe taraflarınca itiraz edilmesi üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edilmiş olduğunu, davacının ve dava dışı sigortalının tüzel kişi tacir olduğunu, dolayısıyla dava konusu aracın satışının ticari satış niteliğinde olduğunu, ancak burada davalının satıcı konumunda olmayıp dava dışı sigortalının aracı kimden satın aldığının da taraflarınca bilinmemekte olduğunu, aracın trafiğe çıkış tarihinin —olduğunu, huzurdaki davanın ikame tarihinin—-olduğunu, her ne kadar davalının aracın satıcısı değil ise de talebin zamanaşımına/hak düşürücü süreye uğramış olduğunu, dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olan —-edildiğinin anlaşıldığını, davacının açık bir talepte bulunmamış olduğunu, davalıya %100 kusur isnadında bulunulmuş ise de bu isnadın delilsiz olduğunu, davacnın itfaiye raporu ile kendisinin aldırmış olduğu ekspertiz raporuna dayalı olarak icra takibi başlatıldığını ve huzurdaki davanın ikame edildiğini, her iki raporunda müvekkil şirketin yokluğunda hazırlanmış olduğunu, itfaiye raporunun detaylı bir inceleme yapılmaksızın tanzim edilmiş olduğunu, raporda —– ibaresine yer verildiğini ve kesin hasar tespitinin yapılamadığının belirtildiğini, itfaiye görevlilerinin konunun uzmanı olmadığını, dolayısıyla aracın kusurlu olup olmamasına ilişkin bir tespit niteliği ve amacı taşımayan ve teknik bir inceleme yapılmaksızın tanzim olunan raporunun bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının hazırlatmış olduğu ekspertiz raporunu sanki bir bilirkişi raporu imişçesine göstermiş olduğunu ancak bu rapor ne delil tespitine de yargılama kapsamında herhangi bir mahkemece alınmış bilirkişi raporu olmadığını bu yüzden bu rapordan hareketle kesin bir sonuca varılması, kusur isnadında bulunulması ve rücu talebi yönetilmesinin mümkün olmadığını, delil tespiti kapsamında alınmış bilirkişi raporlarının bile kimi hallerde hükme esas alınmazken bilirkişi raporu niteliği taşımayan raporların talebe esas teşkil etmesinin evleviyetle imkansız olduğunu, mahkeme aracılığı dahi olmaksızın, yokluklarında bizzat davacının belirlediği taraflarınca uzmanlığı kabul edilmiş olmayan kişilerce yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen rapora itiraz ettiklerini, söz konusu raporun yargısal denetime elverişli olmadığını, dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olan mutabakatname başlıklı metinde yapılan hesap sonucu davacı tarafından ödenecek meblağdan ve bu belgeden davalının dava itibariyle haberdar olduğunu, dolayısıyla bu metne onayı da bulunmadığını, bu bedellerin neye göre takdir edildiğinin meçhul olduğunu, aracın rayiç bedelinin tayini açısından daha önceki hasar ve kilometre durumu incelenmeksizin bir sonuca var olabilmesinin mümkün olmadığını davacı tarafın sovtaj değerini tek taraflı olarak belirlendiğini bu nedenle bu bedelleri kabul etmediklerini ve ilgili belgeye itiraz ettiklerini, aracın sürücüsü olan —– olduğunun, aracın maliki tarafından aracı kullanmak için yetkilendirilip yetkilendirilmediğinin belirsiz olduğunu davacının bu yönde bir bilgi ya da belge sunmadığını, davalının—–bölümünde yangının başlangıç noktasının açık olarak tanımlanmadığını, kalorifer sistemindeki Isı yükseliminin sebebinin belirtilmediğini, olayın—– yüksek hızlı kademelerde çalışılması gerektirmediğini, kalorifer fanının aşırı ısınması varsayımının kuvvetli bir argüman olmadığını, bahar ayında havalandırma sisteminin ısınma amaçlı değil soğutma amaçlı kullanıldığını, nisan ayında olayın gerçekleştiği —–ilinde hayatın olağan akışına uygun olanın klimayı çalıştırmak olduğunu, klima sistemi devredeyken havalandırma kanallarına zarar verecek erime kavrulma ve yarıma derecesinde ısı yükseliminin meydana gelmesinin mümkün olmadığını, —— serinlikten bahsedilmesinin daha isabetli olacağını, Hiçbir şekilde araçta üretim hatası olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafından dosyaya sunulan delillerin sorumluluğu ispatlamaya elverişli ve yeterli olmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu, aracın üçüncü bir kişiye devredilmesinden, bu devirden sonra plaka değişikliği ve onarımı yapılmış ve halihazırda trafik sigortalı şekilde kullanılmış olduğundan yangın olayının bütün izlerinin silinmiş durumda olduğunun bu nedenle araç üzerinde inceleme yapılamayacak olduğunun dosya üzerinde yapılacak bir incelemeye de muvafakat edilememekte olduğunu, davacının hazırlatmış olduğu ekspertiz raporlarının tanzimi sırasında davalının hiçbir şekilde bilgilendirmemiş ve sürece dahil olmasını engellemiş olduğunu belirtmiş ve davanın reddine, uyuşmazlık konusunun likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, dava konusu —- plakalı aracın üretimden kaynaklı ayıp sebebiyle çıkan yangın sonucu oluşan zararın davacı —- tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu — plaka numaralı aracın—tarihinde park halinde iken meydana gelen yangın sebebiyle hasara uğradığını, oluşan hasar sebebiyle sigortalıya —–gereğince sigortalının haklarına halef olunduğunu, dava konusu araçtaki yangının üretimden kaynaklı olması sebebiyle davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, zararın tazmini için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, yargılama sırasında —— fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu doğrultuda dava konu aracın trafik tescil kayıtlarının celp edilmiş, —- dava konusu aracın sigorta poliçesi kayıtlarının celp edilmiş, hasar dosyası davacı — edilmiş, —– dosyası celp edilerek dosya içine alınmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…İmalatçı firma garantisi devam eden aracın imalatında kullanılan aksamlardan kaynaklı, elektriksel kısa devre başlangıçlı olduğu, yangının üretimden kaynaklı olması nedeni ile ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp olduğu, yangın zararının üretici firmanın sorumluluğunda bir zarar olduğu yönünde kanaat oluştuğu, dava konusu aracın tamir edilmiş olması nedeni ile ayıp tespitinin mümkün olmadığı, dava dışı halef olunan tarafından ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği yönünde dosyada herhangi bir belge olmadığı, aracın — garanti kapsamında olması nedeni ile üretici firma garantisi devam ettiği, talep edilebilecek hasar zararının—–yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur—–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut dosya bakımından, davacı dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıp sebebiyle çıkan yangından dolayı zarar gördüğünü, davalının imalatçı olarak oluşan bu zarardan sorumlu olduğunu iddia etmekte olup, bu hususların davacı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. İspat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu araçtaki yangının üretimden kaynaklı olduğu, iş bu hususun—- bilirkişi heyet raporu ile tespit edildiği, araçtaki yangının üretimden kaynaklı olması nedeni ile ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp olduğu, dava konusu aracın garanti süresinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafından, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı beyan edilmiş ise de; dava konusu aracın garanti süresi içerisinde yangının meydana geldiği sabit olduğu, garanti süresi içerisinde ayıp ihbarına gerek bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir. —- imalattan kaynaklı ayıplarda üreticinin sorumlu olduğu sabit olmakla bu yöndeki davalı itirazına da itibar edilmemiştir. —– Anılan gerekçelerle davacının hasar bedeline yönelik talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya konu icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından sigortalısına ödeme yaptığı tarih itibarile —- gereği sigortalı haklarına halef olduğu ve ödeme tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği, davacının ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edebileceği, tarafların tacir olması sebebiyle avans faizi talep edilebileceği değerlendirilmiştir. Her ne kadar mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının işlemiş faiz talebi hususunda bir hesaplama yapılmamış ise de bu hususun basit bir hesaplamayı gerektirdiği, hesaplamanın mahkememizce de yapılabileceği dikkate alınarak davacının işlemiş faiz talebi aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
—–
—-
—-
—-


—–
— arasındaki —- uygulanmıştır.
Davacı tarafında talep edilen işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, davacının işlemiş faiz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—– Dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminat talebinin şartları oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
3-Karar harcı —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 291,48-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 211,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.247,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden ——esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2021