Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1092 E. 2023/469 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1092
KARAR NO : 2023/469

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2017
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalılardan—- havalandırma malzemesi alım- satımı hususunda anlaştıklarını, Davalı —bu anlaşma ile müvekkilinin davalıdan talep ettiği malzemelere ilişkin toplamda 960.001,98 TL bedelli faturaları kesildiğini, 25.07.2017 tarihli, Seri — Sıra — no’lu, 160.000,33 TL bedelli fatura 03.08.2017 tarihli, Seri– Sıra —no’lu, 160.000,33 TL bedelli fatura 03.08.2017 tarihli, Seri — Sıra — no’lu, 160.000,33 TL bedelli fatura 11.08.2017 tarihli, Seri — Sıra — no’lu, 160.000,33 TL bedelli fatura 11.08.2017 tarihli, Seri — Sıra —no’lu, 160.000,33 TL bedelli fatura 11.08.2017 tarihli, Seri — Sıra –no’lu, 160.000,33 TL bedelli faturalar olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafından kesilen bu faturalara karşılık toplamda 720.000 TI bedelli çekleri verdiğini, ayrıca, hem müvekkili şirket hem de davacı — 160.000 TL ve 280.000 TL olmak üzere 2 adet teminat senedi verdiğini, — 15.09.2017 keşide tarihli, —no’lu, 40.000 TL bedelli, — 03.10.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli, —10.10.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli,— 15.10.2017 keşide tarihli, —no’lu, 40.000 TL bedelli, — 24.10.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli, —– 01.11.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli, —-06.11.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli,—09.11.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli,—15.11.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli, —- 20.11.2017 keşide tarihli, — nolu 40.000,00 TL bedelli, —23.11.2017 keşide tarihli, — nolu, 40.000,00 TL bedelli, — 27.11.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40,000 TI. Bedelli, —30.11.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bdelli, — 03.12.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli, — 15.12.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40,000 TL bedelli, — 20.12.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli, — 25.12.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli, — 30.12.2017 keşide tarihli,— no’lu, 40.000 TL bedelli, 20.07.2017 tanzim tarihli, 160.000 TL bedelli, –kaydını içerir, vade tarihi boş teminat senedi 08.08.2017 tanzim tarihli, 280.000 TL bedelli, malen kaydını içerir, vade tarihi boş teminat senedi olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı —-arasında yukarıda ayrınlısı yazılı faturalara konu mallar haricinde başkaca bir ticari ilişki olmadığını, davalı —faturalara konu malları müvekkiline teslim etmediğini, faturaya konu malların — Esas ve —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, hatta bu senetlerden 08.08.2017 tarihli senedin kenarındaki sözleşmenin ekidir, teminattır yazılı kısmı kesilip sanki teminat senedi değilmişcesine icra takibine konulduğunu, müvekkillerinin teminat senedinin kesilerek işi tarafından işleme konulmasından dolayı hacze maruz kaldığını, mağdur olduklarını, müvekkiller — İcera Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosyasına istinaden alacaklı vekiline şimdiye kadar 20.000 TL para ödediklerini, davalılardan —- hakkında bedelsiz senedi işleme koyma, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıktan dolayı Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağını, müvekkillerinin 20.07.2017 tanzim tarihli, 160.000 TL bedelli,- kaydımı içerir bono ve 08.08.2017 tamzim tarihli, 280.000 TL bedelli, — kaydını içerir bonoyu yukarıda ayrıntısı yazılı 18 çekten 11 tanesinin teminatı olarak verdiğinin açık olduğunu ,dolayısıyla 160.000 TL bedelli ve 280.000 TL bedelli bonolardan dolayı öncelikle her iki müvekkilinin de davalı —borçlu olmadığının tespitine, müvekkillerinden– İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosyasına şimdiye kadar ödemiş olduğu 20.000 TL’nin istirdadına, iş bu dava devam ederken dosya borcu haciz baskısı altında olan müvekkillerce ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Davalı — kötüniyetli olarak ve suç teşkil edecek şekilde bedelsiz olan 18 adet çekten takibe henüz girilmeyen 17 tanesini de aynı şekilde faktöring şirketine temlik ederek vadesi geldiğinde müvekkil aleyhine icra takibi başlatılacağının aşikar olduğunu, müvekkillerin faktöring şirketi ile görüşmeleri sırasında şifahen bu çeklerin de faktöringe temlik edildiğini öğrendiklerini, Böyle bir durumda müvekkil şirket bedelsiz olan toplam 680.000 TL bedelindeki çeklere haciz baskısı altında ödeme yapmak zorunda kalacak, haksız olarak haciz işlemleriyle karşılaşacak ve ticari prestiji ciddi anlamda zedeleneceğini, en önemlisi ise müvekkil şirketin borçlu olmadığı 680.000 TL bedelindeki çeklerin başlatılacak icra takipleri neticesinde haksız yere davalılara ödenmesi müvekkil şirketin ticari ve maddi olarak telafisi olmayan zararlara uğramasına hatta şirketin iflas etme tehlikesiyle karşı karlıya kalmasına yol açacağını, bu nedenle dava konusu olan ve henüz takibe girilmeyen toplamda 680.000,00 TL bedelli çeklerin İİK 72 madde gereğince %15 teminat mukabilinde açılacak icra takiplerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettikleri görüldü.

SAVUNMA:
Davalı — Cevap dilekçesinde özetle; öncelikle malın kısmen yada tamamen teslim edilmeden toplam tutarının 960.001,98 TL olan 6 adet faturanın diğer davalı tarafınca davacıya kesilmiş olması ve davacı tarafınca kabulü ve buna karşılık 720.000.TL tutarında 18 adet çekin ve 440.000.TL tutarında 2 adet senedin davacı tarafınca diğer davalıya teslimi hayatın ve ticaretin olağan akışına uygun olmadığını, hiçbir basiretli tacirin böyle bir işlemi gerçekleştirmesi ve bu iddia ile dava açmasının mümkün olmadığını, ibraz edilen belgelerde kesin borç ikrarı mevcut olduğunu, müvekkilinin hamili olduğu davaya konu çekin ihtilafsız olan borç için ödeme aracı olduğunun kendilerinin bir cevap vermelerine gerek olmaksızın davacının ibraz ettiği belgeler ile sabit olduğunu, hal böyle iken bu dava ve talebe delil olarak sunulan belgeler iddiaların tasdik etmek yerine tam tersini gösterdiğini, bu durumda davacının kötü niyetli olarak işbu davayı açmış olduğu ve diğer davalı ile birlikte hareket ettiği sonucuna ulaşmak dışında bir yorum mümkün olmadığını, müvekkilinin şirket ile müşterisi — arasında 06.05.2014 tarih, —numaralı genel faktoring sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmeye istinaden 26.07.2017 tarihide davaya konu çeklerden sadece 15.09.2017 keşide tarihli, —numaralı, 40.000.TL tutarlı çekin teminat olarak alındığının faktoring işlemleri gerçekleştirildiğini, aynı işlem teklifinde —-tarafınca 15.10.2017 keşide tarihli,— numaralı, 40.000.TL tutarlı çek de dayanak olarak gösterildiğini ancak müvekkilinin şirket riski yeterli görüp sadece 15.09.2017 keşide tarihli, — numaralı, 40.000.TL tutarlı çekin dayanak faturasını ve çeki iyi niyetli yasal hamil sıfatı ile iktisap ettiğini, dayanak faturanın — tarafınca davacıya kesildiğini, 25.07.2017 tarihli,—Sıra — numaralı, 160.000,33TL toplam kdv dahil tutarlı fatura olduğunu, istihbarat esnasında istihbarat servislerinden — telefon görüşmesi ile çek ve fatura ile ilgili olarak davacı şirket yetkilisi — çekler ile ilgili teyit alındığını, görüşmelerde kayıt yapıldığına dair karşı tarafa bilgi verildiğini ve ses kayıtları muhafaza edildiğini, işlem öncesi istihbaratta çek keşidecisi davacının karşılıksız kaydı bulunmadığı ve keşideci bazında sorunsuz firma olduğu tespit edildiğini, keşideci davacıdan fatura içeriği ve çekler açık ve net olarak teyit edildiğini, ciro silsilesinin düzgün olması ve faturalarında cirolar ile uyumlu olması nedeni ile işlem gerçekleştirildiğini, müvekkilinin işlem öncesi gerekli tüm araştırmayı fazlası ile yaptığını, özetle müvekkili şirketin tüm yasal mükellefiyetlerini yerine getirdiğini ve tamamen iyi niyetli olarak çekleri iktisap ettiğini, davacının işbu davayı müvekkili şirkete yöneltmesi için çekleri kötü niyetli olarak veya ağır kusur ile iktisap ettiğini ispat etmesi gerektiğini, yukarıda belirtilen bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere bunu ispat etmesinin mümkün olmadığını, ispata yönelik olarak davacı tarafından dava dilekçesinde bir delil ibraz edilmediğini, ibraz ettiği delillerin de aksini ispata yarar nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — Cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin çeki iktisap ettiğini yetkili hamil ve iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı vekilinin her ne kadar davaya konu çekin diğer davalı şirket— havalandırma malzemesi alım-satımı hususunda davalının kestiği faturalara ilişkin olarak verildiğini, davalı şirketin faturalara konu malları teslim etmediğini beyan etse de; davacı ile diğer davalının aralarında doğrudan doğruya var olan ilişkiye dayanan bu def’iler TTK 686-687 vd. maddeleri gereğince iyiniyetli 3. şahıs ve yetkili hamil konumunda olan müvekkile karşı ileri sürülemez. Kanun metninde ”…. , meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmek suretiyle kötü niyetli iktisaplar korunmamışsa da müvekkilin kötü niyetli olduğunu iddia etmek abesle iştigal olduğunu, müvekkili şirketin alacağını yasa ve yönetmeliklere uygun olarak tevsik ettiğini, dava konusu çeke ilişkin tüm kontrol yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu sebeple davacı, diğer davalı ile aralarında doğrudan doğruya var olan ilişkilerden kaynaklı def’ileri müvekkile karşı ileri süremeyeceğini, müvekkili şirket alacağını yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde tevsik ettiğini, haksız ve mesnetsiz iddialarla açılan davanın esastan reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN— ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN —ESAS —-KARAR SAYILI DAVADA;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan —– Bankasının 03.10.2017 keşide tarihli, —no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden ihtirazi kayıtla ödenen 40.000 TL’nin—–ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına, davalılardan — Bankasının 15.10.2017 keşide tarihli,— no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden ihtirazi kayıtla ödenen 40.000 TL’nin —- ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına, davalılardan —- 15.10.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden ihtirazi kayıtla ödenen 5.000 TL’nin—- ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına, kalan 35.000 TL için başlatılan — İcra Müd. —- Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı—– borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkilince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan —. tarafından — 06.11.2017 keşide tarihli, —çek no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —İcra Müd.— Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı —borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, Yine —- tarafından —27.11.2017 keşide tarihli, —-çek no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —- İcra Müd.—-Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı —- borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çekler haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan — 15.11.2017 keşide tarihli, —no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden —. İcra Müd. —Tal. sayılı dosyada 31.01.2018 tarihinde yapılan haciz esnasında ihtirazi kayıtla ödenen 5.000 TL’nin —ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına, kalan 35.000 TL için başlatılan — İcra Müd. — Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilin davalı— borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan — tarafından — 20.11.2017 keşide tarihli,—- no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan—- İcra Müd—–Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı —-borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan —-. tarafından — Bankasının 30.11.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —. İcra Müd. — Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı —– borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan —-. tarafından — Bankasının 03.12.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —İcra Müd. —- Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı — borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan—- tarafından — Bankasının 20.12.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —-. İcra Müd. —- Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı—– borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan—–tarafından —- Bankasının 25.12.2017 keşide tarihli, —- no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —. İcra Müd. — Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı —-borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan — tarafından —Bankasının 30.12.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan—. İcra Müd— Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı— borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çek haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine,–Asliye Ticaret Mah. — Esas dosyası ile; — 15.09.2017 keşide tarihli, — no’lu, 40.000 TL,— 03.10.2017 keşide tarihli, —çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —- 10.10.2017 keşide tarihli, —çek no’lu, 40.000 TL bedelli,— Bankasının 15.10.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli,— Bankasının 24.10.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —- Bankasının 01.11.2017 keşide tarihli, —- çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —Bankasının 06.11.2017 keşide tarihli, —çek no’lu, 40.000 TL bedelli, — Bankasının 09.11.2017 keşide tarihli, —- çek no’lu, 40.000 TL bedelli, — Bankasının 15.11.2017 keşide tarihli, —-çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —-Bankasının 20.11.2017 keşide tarihli, —çek no’lu, 40.000 TL bedelli, — Bankasının 23.11.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —Bankasının 27.11.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —-Bankasının 30.11.2017 keşide tarihli, —- çek no’lu, 40.000 TL bedelli, — Bankasının 03.12.2017 keşide tarihli,—- çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —-Bankasının 15.12.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli, —- Bankasının 20.12.2017 keşide tarihli, —- çek no’lu, 40.000 TL bedelli,—- Bankasının 25.12.2017 keşide tarihli, —- çek no’lu, 40.000 TL bedelli,—- Bankasının 30.12.2017 keşide tarihli, — çek no’lu, 40.000 TL bedelli çeklerinden dolayı dava dışı —– karşı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ilişkin çeklerin ödeme günü gelmeden, icra takiplerinden önce menfi tespit davası açtıklarını, davanın açıldığı tarihte ilgili çeklerin, çekleri verdikleri firma olan — tarafından kimlere ciro edildiğini, kimlerin elinde olduğunu bilmediklerinden ve bilebilecek durumda olmadıklarından dolayı davalılara karşı bir dava açamadıklarını, halihazırda çeklerin kimlerin elinde olduğunu öğrendiklerini, bu nedenle huzurdaki davanın açıldığını konu ile ilgili daha önceden —Asliye Ticaret Mah. — Esas sayılı dosyasından bu çeklere ilişkin çeklerin verildiği firmaya dava açıldığından dolayı iş bu dava ile daha önceden açılan dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan davanın—. Asliye Ticaret Mah. —Esas dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı — arasında Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, müşterisi —- ile ticari ilişkide bulunduğu davacı şirket arasında gerçekleştirilen ticari iş hizmet neticesinde düzenlenen — nolu faturaya dayanan alacağın temlik alındığını ve bu alacağın ödeme vasıtası olarak davaya konu —- Şubesine ait —Seri No’lu, 40.000,00 TL’lik, 03.12.2017 keşide tarihli çekin çek teslim bordrosu ile dava dışı —- tarafından müvekkili şirkete teslim edildiğini, müvekkil şirketin, iş bu çeke dayanan alacağının tahsili amacıyla borçlular—aleyhine –. İcra Müdürlüğü — sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacı—- müvekkili şirket aleyhine çekte borçlu bulunmadığının tepiti ve çekin iptali talepli dava açtığını, davacı tarafın açmış olduğu iş bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının, dava dışı—ile arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin taraf sıfatına sahip bulunmadığını, davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı —- arasında Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında imzalanan Faktoring Sözleşmesi’ ne istinaden dava dışı şirket yetkilisi tarafından müvekkili şirkete iş bu davaya konu ; —Şubesi—-seri no’lu 15.10.2017 keşide tarihli 40.000,00TL bedelli çek verildiğini, çekte keşideci olan davacı şirket tarafından müvekkili şirkete iş bu çekin vadesinin 23.10.2017 tarihine ertelenmesini ve ibraz tarihinde ödeyeceklerini beyan eden 13.10.2017 tarihli davacı şirket tarafından imzalı ve kaşeli dilekçe gönderildiğini ve neticesinde davacı tarafından ibraz süresi içerisinde 13.10.2017 tarihinde 5.000,00TL ve 23.10.2017 tarihinde 35.000.00,TL olmak üzere müvekkili şirkete ödendiğini, sonrasında davacı şirket tarafından müvekkili şirkete mahkemeniz nezdinde yukarıda bilgileri yazılı çeke istinaden ödenen 40.000,00TL’nin istirdatı talepli dava açılmış olduğunu, davanın kötüniyetli ve haksız olarak açıldığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının, dava dışı — ile arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin taraf sıfatına sahip bulunmadığını davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin faktoring firması olup, ticari iş ve işlemlerin tamamını mevzuata, özelükle faktoring mevzuatına harfiyen uygun bir şekilde yerine getirdiğini, dava dışı — ile müvekkili şirket ile akdedilen 11.08.2015 tarihli Faktoring Sözleşmesi uyarınca, — 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının temlik alındığını, 11/08/2017 tarihli — nalu 160.000,33-TL bedelli, lehtarı davacı olan faturanın 40.000 TL’lik kısmının temlik alındığını, söz konusu faturadan doğan alacak ile birlikte, faturanın ödeme aracı olan — 03.10,2017 keşide tarihli —seri nolu 40,000 TL bedelli çekin de temlik alındığını, söz konusu çekin vade tarihinde davacı tarafından müvekkili şirkete ödendiğini, müvekkili şirket uhdesinde davacıya ait vadesi gelmemiş başkaca kıymetli evrakın da bulunmadığını, davacının diğer dava dışı — ile aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan defílerí müvekkili şirkete karşı ileri sürmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, müvekkilinin faktoring mevzuatının kendisine yüklediği tüm sorumluluk ve yükümlülüğü yerine getirdiğini, davacının huzurdaki davadaki taleplerinin tümünün ile kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN —ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN — ESAS — KARAR SAYILI DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-10/10/2017 keşide tarihli —-nolu 40.000 TL bedelli çeke istinaden davalıya ihtirazi kayıtla ödenen 40.000 TL nin — ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatına,— 09/11/2017 keşide tarihli, — nolu 40.000 TL bedelli çeke istinaden başlatılan —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasında müvekkilinin —-borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, konu ile ilgili daha önceden — ATM inin — Esas sayılı dosyasında bu çeklere ilişkin çekleri verdiği firmaya dava açtığını, iş bu dava ile daha önceden açılan dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirterek —ATM inin — Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl dava, verilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, teminat senetlerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen çekler nedeniyle istirdat talebidir.
Taraflar arasında havalandırma malzemesinin alın satımı konusunda anlaşma sağlandığı, bunun üzerine davalı satıcı konumundaki —tarafından talep edilen malzemelere ilişkin faturaların kesildiği ve alıcı konumundaki — tarafından davaya konu edilen değişik tarihlerde ve bedellerdeki toplam 720.000,00 TL bedelli çeklerin verildiği, bunun yanında vade tarihi boş olan toplam bedeli 440.000,00 TL miktarlı teminat senedi verildiği, ancak faturaya konu malların davacı şirkete teslim edilmediği gerekçesiyle davalı firmaya karşı açılan menfi tespit talebi ile 15.09.2017 tarihli çeklerin ödenmesinden kaynaklı istirdat talebidir.
Uyuşmazlık; davacı alıcı konumundaki — tarafından satıcı konumundaki —arasında gerçekleştirilen havalandırma malzemesinin satımı hususunda anlaşılmasından sonra satıcı firma tarafından faturaların düzenlendiği, bunun karşılığı olarak çeklerin ve senetlerin verildiği anlaşılmakla bahse konu ürünlerin teslim edilip edilmediği, bedel olarak verilen çeklerden dolayı davacı —borçlu olup olmadığı bunun yanından toplam 440.000,00 TL bedelli senetlerin teminat senedi olup olmadığı ve ödenen 15.09.2017 tarihli çekler nedeniyle istirdat talebinin haklı olup olmadığı hususlarıdır.Mahkememiz ile birleşen — Asliye Ticaret Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasındaki dava; menfi tespit ve istirdat talebidir.
Davacı — Tarafından Faktoring şirketlerine karşı bu dosya için üçüncü kişi konumunda olan satıcı — havalandırma malzemelerinin satımı sonucu verilen çeklerin bu davanın tarafı olan Faktoring şirketlerine ciro edilmesi nedeniyle temel ilişkiden kaynaklı lehtar konumundaki —-tarafından ürünlerin teslim edilmediği gerekçesiyle Faktoring Şirketlerine de şahsi defi niteliğindeki borçlu olunmadığına ilişkin definin ileri sürülmesi nedeniyle menfi tespit talebidir.Mahkememiz ile birleşen — Asliye Ticaret Mahkemesinin —-esas sayılı dosyasındaki uyuşmazlık; davacı alıcı firmanın havalandırma malzemesi satın alması sonucu verdiği çeklerin Faktoring Şirketlerine verilmesinden kaynaklı şahsi defi niteliğindeki menfi tespit talebinin davalı Faktoring Şirketlerine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği ve davalı Faktoring şirketlerine karşı herhangi bir borcun olup olmadığı hususlarıdır.Dosya içerisine —- Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat uyarınca, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine ilişkin SMMM raporu alınmıştır. Ardından mahkememiz tarafından dosya içerisine Ticaret Hukuk Öğretim Görevlisi ile SMMM bilirkişi heyetinden 03.04.2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucu, hükme esas alınan dosya içerisine giren 05.04.2021 tarihli SMMM raporu uyarınca davacılardan—-herhangi bir ticari faaliyeti olmaması nedeniyle incelenecek herhangi bir ticari defter kaydı yoktur, davacılardan —2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu noter açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, ancak hiçbirinin kapanış tasdikini yaptırmadığı, bu hali ile davacının kendi lehine delil kabiliyeti olmadığı sabittir. Bunun yanında faturalara ilişkin BA/BS formlarının incelenmesi sonucu davacı —- davalılardan—- tarafından 2017 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında adına düzenlenen mal alış faturalarının tamamını, BA bildirgesi olarak yasal süresi içerisinde vergi dairesine bildirdiği tespit edilmiştir. Davacı —- defilerinden bir tanesi faturaya konu ürünlerin kendisine teslim edilmediği olmasına rağmen piyasadaki mal alımının ve satımının kontrol edilmesi için hem alıcının hem de satıcının ilgili vergi dairelerine BA/BS formlarını yasal süreler içerisinde bildirmeleri gerektiği, somut olayda da alıcı —- elektronik ortamda bağlı olduğu vergi dairesine aldığı ürünlerin bildirimini yani BA formlarını yasal süre içerisinde bildirdiği ve herhangi bir iade faturası düzenlemediği tespit edilmiştir. Tarafların sadece faturaya konu edilen 2017 yılı içerisinde ticari ilişin içerisinde oldukları, bundan başka 2018-2019 ve 2020’de herhangi bir mal alım satımının almadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki mal alım satımı konusunda 2017 yılı içerisinde alınan malların karşılığı olarak faturalar uyarınca toplamda davacı firma tarafından davalı—- 18 adet çek verilmiş olup bu çeklerin tamamının davacı firmanın 2017 yılı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu ve 05.08.2017 tarihli 5.000,00 TL’lik kısmi ödeme dışında diğer çeklerin ödenmediği ve toplamda 720.000,00 TL’lik borç bakiyesinin olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafın ticari defter kayıtlarının noter açılık tasdik olup kapanış tasdiki mevcut değil ise de bu hali ile ticari defter ve kayıtlar ise kendi aleyhine delil kabiliyeti olduğundan davacı tarafın yevmiye defter kayıtlarına göre verilen 18 adet çekten 5.000,00 TL’lik kısmi ödeme dışında toplam 720.000,00 TL’lik borç bakiyesinin olduğu tespit edilmiştir. Yine davacının bir diğer talebi de 20.07.2018 tanzim tarihli 160.000,00 TL bedelli – Yazılı Teminat Senedi ile 08.08.2017 tanzim tarihli 280.000,00 TL— Yazılı Teminat Senetlerinin toplamı olan 460.000,00 TL’nin davacı tarafın 2017 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre borç bakiyesi olarak devredildiği tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin gerçekleştiği 2017 yılında düzenlenen bütün faturaların açık fatura olarak düzenlendiği, her birinin sevk irsaliyesinin mevcut olduğu, ancak teslim eden ve teslim alan kısmında imza olmadığı, davacı firma tarafından faturaya konu edilen ve satın alınan ürünlerin BA bildirimlerinin yasal süre içerisinde ilgili vergi dairesinde yapılması nedeniyle sevk irsaliyelerindeki teslim eden ve teslim alan kısımlarında imza olmamasının esaslı bir eksikli olmadığı kanaatine varmıştır bunun yanında bütün faturaların davacı tarafından 2017 yılı ticari defter kayıtlarında yer alması nedeniyle faturaya dayalı ürünlerin tamamının satın alındığı, bunun karşılı olarak da çek verildiği, çeklerin alınan malların bedeli olarak verildiği ve faturaların ürünlerin teslim edildiği kanaati oluştuğundan davacı her na kadar asıl davadaki talebi ile ürünlerin teslim edilmemesinden kaynaklı verilen çekler ve senetler ile menfi tespit ile istirdat talebinde bulunmuş ise de ürünleri tespit edildiği ve kendi adına olan ticari defter ve kayıtları ile asıl davanın reddi gerekmiştir.
Mahkememiz ile birleşen —-Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasındaki dava yönünden inceleme sonucu; davalı faktoring şirketlerin ticari defter ve kayıtların mahkememiz tarafından oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından incelenmiştir. Ancak temel uyuşmazlık asıl davadaki alıcı ve alıcı konumunda olan —ile satıcı konumunda olan — Arasındaki ihtilaf olan faturaya dayalı olan ürünlerin teslim edilip edilmediği, ürünlerin karşılığı olan 18 adet verilen çekten dolayı davacı alının borçlu olup olmadığı husus olup yapılan yargılama ile faturaya dayalı ürünlerin teslim edildiği, bunun karşılığı olarak ta çeklerin ve senetlerin verildiği, çeklerin birleşen dosyada Faktoring şirketlerine ciro edildiği anlaşılmakla temel ilişkinin incelenmesi sonucu asıl dosyadaki alıcı ve satıcı konumundaki şirketler arasındaki faturaya dayalı satım sonucu çeklerin verilmesinden kaynaklı uyuşmazlık olduğu ve çeklerin teslim edilen ürünlerin bedeli olarak verildiği tespit edildiğinden dava konusu edilen çeklerin birleşen dosyadaki davalı konumunda olan Faktoring Şirketlerine ciro edilmesinde herhangi bir usulsüzlük olmadığı, Faktoring işlemlerinin davalı Faktoring Şirketlerinin ticari defterlerin incelenmesi sonucu söz konusu çeklere ilişkin olarak gerçekleştirildiği ve çek bedellerinin davalı —- ödendiği ve Faktoring işlemlerinin yapılmasında herhangi bir usulsüzlük olmadığı tespit edilmiştir. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 9/3 “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla Faktoring şirketlerine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya öncelikle hamillerin biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri Faktoring şirketlerine karşı ileri süremez, meğerki Faktoring şirketleri kambiyo senedine iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” düzenlemesi mevcut olup davalı Faktoring şirketlerinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu Faktoring işlemlerinin düzenlenen faturalar uyarınca verilen çek bedellerine istinaden ödendiği, herhangi bir usulsüzlük olmadığı, davalı Faktoring şirketlerinin herhangi bir kötü niyeti ispat edilmediğinden birleşen davanın da reddi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dosyanın ve mahkememiz ile birleşen— Asliye Ticaret Mahkemesinin—- esas sayılı dosyasının REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken karar harcı 179,90-TL’den davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 19.809,90- TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 19.630,00-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Birleşen — Asliye Ticaret Mahkemesinin —esas sayılı dosyasındaki davada alınması gereken karar harcı 179,90-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Asıl dosyada ve birleşen dosyada davacı taraflarca yapılan tüm yargılama giderlerinin takdiren kendi uhdelerine bırakılmasına,
5-Asıl dosyada ve birleşen dosyada davalılardan tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından dolayı bu konuda karar verilmesine yer ve gerek olmadığına,
6-Asıl davada davalılar kendi vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T uyarınca 140.800,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Birleşen —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasındaki davada davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T uyarınca 70.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,İlişkin olarak bir takım taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde— Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.