Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/109 E. 2021/185 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/109 Esas
KARAR NO: 2021/185
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin—————— olan işyeri vasıflı taşınmazların toplamda—— bedel karşılığında satılması için davalılara —- tarihli —— yevmiye nolu vekâletname verildiğini, bu vekaletname ile ————vekiller olarak yetkili kılındığını, davalı şirket yetkilisi ——- yevmiye no ile davalı şirkete —– taşınmazların satışını yaptığını, ancak satış bedelinin davacı şirkete ödenmediğini, ——-yevmiye nolu ihtarname ile davalıya taşınmazları satan vekillere satış bedelinin derhal ödenmesinin ihtarının yapıldığını, davacı şirketin alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ————– sayılı dosyası ile —— tarihinde takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiğini, davalının haksız yere itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, ayrıca %20’den aşağı olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; tacir olan davacının basiret ile hareket etme yükümlülüğüne rağmen buna uymadığını, tacir olan davacının gayrimenkulünü satmak için vekaletname verdiği üçüncü şahsın —— işlemlerinden sorumlu olacağını, aynı şekilde bedelini almadan taşınmazı satmasının mümkün bulunmayacağını, satışın vekil aracılığı ile yapıldığını ve ödemelerin vekil tarafından alınıp bu hususun——– açıkça ikrar edildiğini, haliyle müvekkilinin bu davada muhatab olamayacağını, vekil ile asil arasındaki hukuki ilişkinin müvekkilini bağlamayacağını, dava dilekçesinde bahsedilen ihtarnameden müvekkil şirketinin haberinin olmadığını, taşınmazlarda bulunan hak kısıtlayıcı şerhlerin —-hemen kaldırılmasının zor olduğu ve ancak —– işlemlerin bitmesi karşılığında kaldıracağını davacının taahhüt ettiğini, satış bedelini tahsil edemeyen davacının, satıştan bir hafta evvel kayıtsız ve şartsız olarak, ——-ihtirazi kaydı yapmadan taşınmazdaki takyidatları kaldıracağını taahhüt etmesi karşısında, bedelin ödendiğinin delili olarak sayılması gerektiğini ve bu haliyle davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, inşaat projesinde yer alan taşınmazların satışı konusunda dava dışı vekillere vekaletname verilerek, yapılmayan ödemenin davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
İtirazın iptali istemine konu——sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —- asıl alacak, —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağın tahsili için ——- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Belirlenen ihtilaf noktalarının uzmanlık gerektiren yönleri bulunması sebebiyle dosya —- bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış; bilirkişi —- tarafından sunulan —– havale tarihli raporda özetle; her iki tarafın sunulan —— yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, davacı tarafça davalı tarafa herhangi bir satış faturasının kesilmediği, davacı tarafça incelemeye ibraz edilen defterlerinde davalı ile ilgili herhangi belgeye ve kayda rastlanmadığı, davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerinde taşınmazların alımı ile ilgili kaydın görüldüğünün bildirildiği tespit olunmuş, söz konusu rapor HMK 282. maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık;——— nolu iş yeri nitelikli bağımsız bölümlerin satışı konusunda dava dışı vekilleri vekaletname verildiği, alıcı olan davalı şirketin satın aldığı bağımsız bölümlerin bedeline ilişkin ödeme yapmadığı iddiası ile taşınmazların bedelinin ödenip ödenmediği, davacı tarafın bu konuda davalı hakkında yaptığı icra takibinde davalının borca ilişkin itirazının kısmen ya da tamamen iptalinin gerekip gerekmediği ve bu kapsamda icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre; davacı tarafından davaya konu edilen taşınmazların dava dışı vekile vekaletname verilmek suretiyle satışının yapıldığı, verilen vekaletnamenin usulüne uygun olduğu görülmüştür. Tapulu bir taşınmaz Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237., ve Tapu Kanunu’nun 26. Maddeleri uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi geçerlilik şartı olup ,somut olayda bahse konu tapu kaydının incelenmesi sonucu ‘satış bedelinin nakden ve tamamen alındığı’ ibaresi mevcut olup taşınmaz bedelinin ödendiği resmi belge uyarınca kabul edilmektedir.
Davacı tarafın iddiasına göre satışın gerçekleştiği taşınmazlara ilişkin bedellerin davalı yanca ödenmediği hususu belirtilmiş ise de resmi belge niteliğindeki resmi tapu senedi ile aksi aynı ayarda bir delil ile ispat edilinceye kadar ödendiği sabittir. Davacının yasal defterlerinde davalı ile ilgili bir kayda rastlanmadığı, davalının yasal defterinde ise —– numaralı mahsup fişinde ———-borcun kaydedildiği hususunun bilirkişi raporunda sabit görüldüğü, yine dosya arasına celp edilen —– cevabi yazısı ekinde gönderilen —–yevmiye numaralı ve ———– tarihli resmi senet örneğinde satış bedelini nakden ve tamamen aldığını kabul ettiğini bildiren imzalı evrakların bulunduğu anlaşılmakla, davacının davasını ispat etme yükümlülüğünün bulunması karşısında ispatını sağlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 15.116,41 TL harcın mahsubu ile artan 15.057,11-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 76.646,50 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2021