Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1050 E. 2023/1046 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1050 Esas
KARAR NO:2023/1046
DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/09/2017
KARAR TARİHİ:19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iş yerine ——– tarihinde kimliği belirsiz kişiler tarafından girilerek hırsızlık yapıldığını, müvekkili şirkete ait kilitli çelik kasanın zorla açıldığını ve içerisinde bulunan müvekkili şirketin hamili olduğu 13 adet dolu müşteri çeklerinin çalındığını, hırsızlık olayına ilişkin olarak ——-soruşturma numarası ile soruşturmanın devam ettiğini, 13 adet müşteri çekine ilişkin ise ——- sayılı dosyası ile 06.03.2017 tarihinde çek iptali davası açıldığını, çek iptali davası açılan çeklerden bir tanesinin de —– seri numaralı —- keşideci olduğu ve——– ciro etmiş olduğu ——– tutarındaki çek olduğunu, 13 adet çekler hakkında, çekleri elinde bulunduranların ilan tarihinden itibaren 3 ay içerisinde mahkemeye ibraz etmeleri, aksi halde çeklerin iptaline karar verileceğinin ilan edildiğini, davalı —— ise söz konusu çeki eline geçirdikten sonra bankaya ibraz ettiğini ve çekin arkasına banka tarafından ödeme yasağı bulunduğuna dair şerh düşüldüğünü, akabinde —- —- tarihinde ihtiyati haciz talebiyle ——— sayılı dosyası ile başvuruda bulunduğunu, mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin müvekkilini mağdur ederek hem alacağına kavuşmasını önlediğini hem de müşterisine uygulanan haciz işlemi ile ticari itibarının zedelendiğini, ihtiyati haciz kararını alan davalının —– sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararını uyguladığını ve——– İcra Müdürlüğünün talimat dosyası ile çekin keşidecisi olan şirkete hacze gittiğini, keşideci şirketin, davalıya borçlu olmamasına rağmen, dosya borcunu icra dosyasının hesap numarasına haciz tehdidi altında——– gönderdiğini, davalı çeki elinde bulundurarak haciz işlemi uygulamışsa da söz konusu çekin resmi ve muteber hamili (alacaklısı) müvekkili şirket ——- olduğunu, açıklanan nedenlerle dava konusu çek hakkında tedbir kararı verilmesine ve çekin müvekkili şirkete geri verilmesine, bu talepleri kabul görmez ise, —- mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak çekin resmi ve muteber hamili (alacaklısı) müvekkili şirkete verilmesine, davalı hakkında %40’dan aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine dayalı dava konusu çekin istirdadı talebine ilişkindir.
Davacı; davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, dava konusu çekin çalındığını, davalının emniyette vermiş olduğu ifade de dava konusu çekle hiçbir alakasının olmadığını, çekle ilgili işlemlerin dava dışı —–isimli kişi tarafından yapıldığını beyan ettiğini, dolayısıyla davalının iktisapta kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, dava konusu çekin ve keşideci tarafından ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —— sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, dava dava dışı—– ihbar edilmiş, —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporunda özetle, “…Davacı ile dava dışı —–incelenen —- yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, dava konusu —— bedelli, çalıntı iddiası bulunan, davalı —–tarafından haciz marifetiyle tahsilatı yapılmış çekin davacı ve dava dışı —-şirketin defterlerinde de kayıtlı olduğu, çekin taraflar arasındaki ticari ilişki doğrultusunda dava dışı —–verildiği tespit edilmiştir…” yönünde görüşlerini bildirmiştir. TTK 792 maddesinde; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup a  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dava konusu—- tarihli çek numarasının —-olan çekin incelenmesinde; keşidecisinin —- olduğu, sırasıyla lehtarının—- sonraki ciranta—- sonraki ciranta —-, sonraki ciranta ———–şeklinde olduğu görülmüştür. Dava konusu çek ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı, çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının dava konusu çekin son yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca çek ödeme aracı olup sebepten mücerrettir. Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunun davacı tarafça inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı ve dava dışı —-ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede dava konusu çekin dava dışı —— tarafından davacıya verildiği sabittir. Ancak çek ciro silsilesi dikkate alındığında davalının ancak kötüniyetli ya da iktisapta kusurlu olması halinde çeki iade yükümlülüğü bulunmaktadır.6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir.Mahkememizce çekin davacının elinden çalınmasından sonraki cirantalar ———–hakkında —— üzerinden yapılan kontrollerde çok sayıda sahtecilik, dolandırıcılık, alacak, menfi tespit ve istirdada yönelik ceza ve hukuk davasının bulunduğu görülmüştür. Davalının ———– tarihinde vermiş olduğu ifadesi ve çekin çalınmasından sonra iktisap eden cirantalar hakkında çok sayıda sahtecilik, dolandırıcılık, alacak, menfi tespit ve istirdada yönelik ceza ve hukuk davalarının bulunması dikkate alındığında davalının basiretli bir işadamı gibi davranma yükümlülüğü gereği çekin iktisabında gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir——— Başka bir deyişle, davalı iktisapta ağır kusurlu olduğundan davacının istirdat talebi yerindedir. Ancak çek bedeli 18.000,00-TL olmasına rağmen davacı tarafça ihtiyati haciz sonrası lehtar-İlgin Koca tarafından icra dosyasına ödenen paranın tamamının iadesi talep edilmiş ise de dava konusu çekte davacı ciranta olup çekten kaynaklı hakkı çek bedeli ile sınırlıdır. Davacının ödeme yapan lehtar (İlgin Koca) olmaması sebebiyle çek bedeli dışındaki talepleri yerinde olmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davacının,—–, meblağının —- olan çekin yasal hamili olduğunun TESPİTİ ile çek bedeli olan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.229,58-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 414,48-TL harcın mahsubu ile bakiye 815,1‬0-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 414,48-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 399,4‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.085,40-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 804,99-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/12/2023