Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1049 E. 2021/5 K. 07.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1049 Esas
KARAR NO: 2021/5
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2017
KARAR TARİHİ : 07/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili —– harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin borçlu şirket ile ticari alım satım ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin borç ilişkisine binaen çeşitli zamanlarda —- tutarında mal teslim ettiğini, faturaların kesildiğini, davalının borunu ödememesi üzerine——– sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen—- katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
Davalının ——sayılı takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde özetle; Alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, tarafına gönderilen faturalardaki imzanın da kendisine ait olmadığını belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle borcun tamamına, faize, talep edilen faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında tekstil ürünleri alım satımı sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında hak ettiği alacağın davalı tarafından ödenmediğini, alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde takibe konu faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını, davacıya borcunun bulunmadığını beyan ile haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —– sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- taraf şirketlere ait —- davalı şirket çalışanlarının listesi celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle, “….Davacının incelenen defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, takip konusu faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura içeriği hizmetin ifasına ilişkin olarak , faturalardan bir kısmında sadece ismin bulunduğu, bir kısmında sadece imzanın bulunduğu, davalı tarafın takibe itiraz dilekçesinde fatura üzerinde yer alan teslim alan kişi ve imzalarına itiraz ettiğinden, üzerinden isim ve-veya imzası bulunan ——-malın teslim edilmiş tesliminin somut delillerle ispatlanmadığı, imzaların davalı ya da adına hareket eden kişilere ait olduğunun araştırılmasının Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğunu, diğer 4 adet fatura toplamı —–bölümde ise, teslim alan isim ve imzanın hiç bulunmadığı ve ispata muhtaç olduğu, Malın teslim edildiğinin ispat yükü davacı tarafta olup, ispat gerçekleşmediği sürece davalı tarafa başkaca bir külfet yüklenemeyeceği, yapılan ihtara rağmen defter& belge sunmamış olmasının tek başına aleyhine kesin delil niteliğinde olmayacağı,, ancak , davalı taraf icra dosyasında yapmış olduğu faturalardaki teslim alan bölümündeki imzalara itirazının araştırılmasını yanında, “dayanak belge” niteliğinde olduğundan, yine takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davalı —- bulunduğu —- listelenmiş toplam —- davalı tarafından indirim konusu yapılıp yapılmadığına ilişkin “indirilecek —- geçen —– formlarının talep edilerek davacıya ait söz konusu faturaların” alım” olarak beyan edilip edilmediğinin sorgulanabileceği, davalı tarafın bilanço esasına göre defter tutmaması sebebiyle BA mükellefi olmadığının vergi dairesinde belirlenmesi halinde, ilgili ayların faturalarında yer alan—- davalı tarafından indirim konusu yapılıp yapılmadığına ilişkin “indirilecek —– istenebileceği faiz yönünden; davacı/ alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacaktır. Tarafların tacir olması, işin ticari iş olması , temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle takip sonrasında hükmolunacak alacağı 3095 s.k m.2/2 kapsamında iskonto avans faiz talebinin yerinde olduğu değerlenderilmiştir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça icra dosyasına yapmış olduğu itiraz ve HMK 128 maddesi dikkate alındığında davalı tarafça mal teslimi ve borcun varlığı inkar edildiğinden, öncelikle davacı tarafça, davalı ile arasındaki ticari ilişkinin , sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Her ne kadar davalı, davacı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, dosyaya konu faturalardaki imzaya açıkça itiraz ettiğini beyan etmiş ise de; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA-BS formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağından —-miktarın davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca davalının —- yılına ilişkin BA formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu —- bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen —- faturaları kabul edip —- bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, davacı ile arasındaki ticari ilişkiyi inkar etse de; davalı– beyanname vermekle cari hesaba konu — hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir. ——–
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Davacı vekili ve davalı tarafından —— tarihli ek bilirkişi raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği tarafların ek bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve ek bilirkişi ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, — alacak yönünden davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu —— alacağa hak kazandığını yöntemince ispat ettiği ancak takip dosyası ile talep edilen fazlaya ilişkin alacak talebini yöntemince ispatlayamadığı —- anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, — asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin aynen devamına, davacının fazlaya ilişkin —– talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, — asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin AYNEN DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin —- talebinin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında—– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.608,20 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 727,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.880,37 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 727,83-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 227,4 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.263,4 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.107,38 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.666,73 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/01/2021