Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1033 E. 2018/132 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1033 Esas
KARAR NO : 2018/132

DAVA : Anonim Şirket Ortaklığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 31/08/2015
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 08/02/2018

Mahkememizde görülen Anonim Şirket Ortaklığının Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının muris —‘ın oğlu ve mirasçısı olduğunu, murisin ölümünden önce 1950’li yıllarda davalı bankanın tedavüle konulan hisse senetlerinden bir adedini satın aldığını, bu nedenle pay sahibi defterinin — no’sunda kayıtlığı olduğunu, yaptıkları araştırmada 31/12/2014 tarihine kadar kaydileştirilmeyen hisse senetleri sahiplerinin ortaklıklarının sone erdiğini öğrendiklerini, davalı bankanın hisse senetlerinin izlenmeye başladığı tarih olan 2007 yılından 2014 sonuna kadar senetlere ulaşması konusunda bir işlem yapmadığı, nüfus kayıt örneklerinden pay sahiplerine ulaşmanın kolayca mümkün olduğu, murisin ortaklık hakkının kaybettirilmesinin Medeni Kanunda açıklanan dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu bildirmiş, davacının davalı şirketin pay sahipleri defterinin — no’sunda kayıtlı muris —‘ın mirasçısı olarak ortak olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının murisi tarafından alınmış 1 TL numune değerli hissenin bulunduğunu, 2499 sayılı SPK’nun 4487 sayılı yasa ile eklenen hüküm gereği, sermaye piyasası araçları ve bunlara ilişkin hakların MKK tarafından izlendiğini, yasa hükmü gereği izlemenin başladığı tarihten 7 yıl sonrasına kadar teslim edilmeyen hisse senetlerinin ihraççıya kanunen intikal ettiğini, buna göre yasal mevzuat gereği davacının murisi adına kayıtlı olarak hissenin kaydileştirilmemesi nedeniyle YTM’ye intikal edip murisin ortaklık hakkının sona erdiğini, yasal bir zorunluk bulunmamasına rağmen —-Gazetelerde kaydileştirme için duyurular yapıldığını, işlemlerin yasal mevzuata uygun yapıldığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacının murisinin davalı banka tarafından tedavüle sokulan hisse senedini satın alması sonrasında kaydileştirme işleminin yapılmadığı gerekçesi ile 31/12/2014 tarihi itibariyle hisse senedinden doğan haklarının ve ortaklığının sona erdirilmesinin yasa ve hakkaniyete aykırı olduğu iddiası ile davacının, pay sahibi murisin mirasçısı sıfatıyla davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Bir mal veya hak üzerinde el birliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçıların terekeyi ilgilendiren konularda miras payına ilişkin doğrudan talepte bulunabilmeleri HMK’nun 702. maddesi hükmü karşısında mümkün değildir. Bir mirasçının kendine payına yönelik olarak açtığı dava tereke adına açılmış da sayılamaz. Bu nedenle terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün değildir.
Somut davada pay sahibi davacının murisi olup, davacı mirasçı sıfatına bağlı olarak davalı bankanın ortağı olduğunun tespitini talep etmektedir. Dosya içinde bir örneği bulunan veraset ilamında davacıdan başka mirasçıların olduğu bellidir. Davaya dayanak teşkil eden hisse muris adına kayıtlı olduğuna göre hisse üzerinde el birliği mülkiyeti söz konusudur. Yukarıda açıklanan kurallar ışığında davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması zorunlu olduğu davacının tek başına ve kendi payına yönelik olarak davalı bankanın ortağı olduğunun tespiti istemine yönelik davanın dinlenmesi mümkün olmadığı gibi diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanarak ya da terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de mümkün bulunmamakla davacının tek başına terekeyi temsil yetkisinin bulunmadığı, buna bağlı olarak taraf sıfatının olmadığı dikkate alınarak davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL red harçtan peşin yatırılan 27,70 TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yararına AÜTT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından harcanan ve harcanacak yargılama giderlerinin indirilmesinden sonra geriye kalan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2018