Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1012 E. 2020/298 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1012 Esas
KARAR NO: 2020/298
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu ———- tarihinde —– Noterliğinden düzenlenen ———– yapını ——- devrederek aldığını, hisse devri ———- yayınlandığını, müvekkilinin ortağı olduğu şirket ile davalı banka arasında tanzim edilen ———- tarihli ibranamesinden de anlaşılacağı üzere ortağı olduğu dönemde kefalete vesair sebeplerle oluşan tüm borçları ticari işleri ve hayatına devam ede bilmek için taşınmazı üzerindeki ipoteği kaldırmak için ödediğini, davalının müvekkili üzerinde hiç bir hak ve alacağı bulunmadığını, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine ——— tarihinde ——– İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyası ile kefalet sebebiyle ——— borçları için takip başlattığını, müvekkilinin itirazı üzerine takip durduğunu, davalı bankanın itirazı ——– Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, müvekkilinin ticari olarak satması gerektiğinden banka ipoteklerinin kaldırılması için uzlaşma durumunda kaldığını, müvekkili davalı tarafa olan tüm borçlarını ödediğini, davalı banka kredi borçlusu ————- sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu borcuda ödediğini, müvekkili davalı banka adına ——— İcra Müdürlüğünün ———— esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalı tarafından takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibin devamına, itirazın iptaline, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili banka ile asıl borçlu arasında imzalanan———– müşterek borçluya ———- istinaden kredi kartı kullandırılabileceğini, kredinin çek yaprağı verilmek veya kredili mevduat hesabı açılması suretiyle de kullandırılabileceği açıkça belirtildiğini, davacı ——— müteselsil kefil olarak imzaladığından tüm dosya borcundan sorumlu olduğunu, çek yapraklarının her zaman ibraz edilmesi ve yasal yükümlülük bedellerinin müvekkili banka tarafından ödenmesi riski bulunduğunu, takibin iptaline müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesi kapsamında haksız olarak davacının hesabındaki paraya el konulduğu iddiasına dayalı olarak bu paranın davalıdan tahsil istemine ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemi ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyaları, ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında ——— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, ——– İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ———- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının——–olduğu; takibin ——— asıl alacak ve——— işlemiş faiz toplamı ——— alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya ——— tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde ———- tarihli dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu; itirazı dilekçesinin davacıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı bu doğrultuda hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın ———– tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesi teknik değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle dosya, bankacılık alanında uzman bilirkişi ——–tevdi edilerek rapor alınmış bilirkişi tarafından sunulan——– tarihli rapora davalı vekili tarafından itiraz dilekçesi sunulmuş, itirazların değerlendirilmesi amacıyla dosyaya nitelikli hesaplamalar uzmanı hukukçu bilirkişi eklenerek bilirkişilerden yeniden rapor alınmış, anılan bilirkişiler tarafından ———-tarihli rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporlarının içeriği ile taraf vekillerinin iddia ve savunmaları incelendiğinde, uyuşmazlığın davalı banka ile dava dışı——— arasında imzalanan —– tutarında genel kredi sözleşmesinde davacının müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, davacının aynı zamanda ortağı bulunduğu dava dışı ———— hisselerini —— tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davaya konu bloke konulan paranın dayanağını teşkil eden —— tarihli ——— tutarındaki dava dışı şirket ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmese imzasının bulunmadığı, davamızın konusu olmayan ——- İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı icra dosyasında davalı bankanın asıl borçlu dava dışı şirket ve kefillere yönelik kredi sözleşmesinden ve çek taahhütnamesinden kaynaklanan alacak için takip başlattığı , itiraz üzerine ———-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı ancak davacı——— İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosya borcunu ——– tarihinde —— olarak ödediği ve ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– esas sayılı dosyasındaki davanın konusuz kalarak kesinleştiği görülmüştür. Bu hususlarda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur. İhtilaf, davacı tarafından şirket ve kefillerin borçlarının ödenmesine rağmen , davalı bankanın davacının hesabına ———— tutarında çek taahhütnamesinden kaynaklı sorumluluk diyerek bloke koyulması ile başlamış olup, davacı gerek şirketten hisselerini devrederek ayrılmasını, gerek çek taahhütname bedellerine ilişkin yapılan sözleşmede imzasının bulunmadığını gerekse de davalı bankanın———- İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı dosyasında takip talebinde açıkça çek taahhütname bedellerinden yalnızca dava dışı asıl borçlu şirket ————- sorumlu tuttuğunu belirterek bu paranın iadesini istemekte, davalı banka ise davacının ortaklıktan ayrılmasının sorumluluğunu kaldırmayacağını çünkü davacının müteselsil kefaleti ile sorumluluğunun devam ettiğini ayrıca çek yaprağı verilmek suretiyle de kredinin kullandırılabileceği imzalanan çek taahhütnamelerine ilişkin sözleşmenin genel kredi sözleşmesinin eki sayıldığı, davacının ihtirazı kayıt yapmadan ödeme yapması ve bunun yanında —— tarihli yazılı beyanının feragat niteliğinde olması sebebi ile bloke konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı yönünde savunma yaparak davanın reddini istemektedir.
Öncelikle davalı itirazları bakımından değerlendirme yapacak olursak , gerçekten de davacının hisselerini devir etmesi onu tek taraflı irade beyanı ile ———— sorumluluklarından kurtarmayacaktır. ——–kefalet olup, kefaletinin geçerli olduğu tüm sözleşmelerde sorumluluğu devam edecektir. Dolayısıyla bu doğrultuda davacının iddiaları yerinde olmayıp davalı itirazında haklı görülmüştür.——————Ancak davacının imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmesinde çek kredi tahsisine ve çek kredisi kullandırılmasına ilişkin özel bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı vekili her ne kadar genel kredi sözleşmesinin 2.5 maddesine dayalı davacının sorumluluğunu belirtmiş , depo bedellerini davacıdan talep edebilmesine ilişkin destekleyici yargıtay kararlarını dilekçelerinde belirtmişse de çek hesabı açılış sözleşmesinden davacının sorumlu olması için ya imzalanan sözleşmede açıkça imzasının bulunması ya da genel kredi sözleşmesinde buna ilişkin özel hüküm bulunması gerekmektedir. Nitekim yargıtay kararları da esas itibariyle böyledir. Eğer özel hüküm genel kredi sözleşmesinde varsa davalı banka depo bedellerine ilişkin elbetteki davacının sorumluluğuna gidebilecektir. Ancak somut olayda genel kredi sözleşmesinde böyle bir hüküm bulunmamakta ayrıca imzalanan çek taahhütnamesinde de davacı imzası yer almamaktadır. Dolayısıyla davalının iddia ettiği gibi genel kredi sözleşmesinin ilgili maddesi davacının sorumlu olacağı şekilde geniş yorumlanamaz.————— Bu kapsamda davalı vekilinin bu hususa ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından ihtirazı kayıt konmadan ödeme yapıldığı ve davacının ibraname ile beyanının feragat niteliğinde olduğu savunulmuş ise de , davacının ödeme yaptığı miktar kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklara yönelik olup , çek taahhüt bedeline ilişkin bir ödemesi bulunmamaktadır. Dolayısı ile ihtirazı kayıt konmadan ödeme yapıldığı savunması bu davanın esasına teşkil edecek bir durum olmadığından yerinde değildir. İbranamenin niteliğinde ise davacı vekili tarafından imzalanan metinde icra dosyaları ile sınırlı olarak ödeme yapıldığı belirtilmiş, takip dosyasında da açıkça davalı tarafından çek taahhütnameleri dava dışı asıl borçlunun sorumluluğunda olarak gösterilmiştir. Bir an için aksi düşünülse bile bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere çek sorumluluk bedellerine ilişkin sorumluluğun hangi çekten kaynaklandığı ve her bir çek tutarına ilişkin ne kadar sorumlu olunduğuna ilişkin açık bir belirlemede yoktur. Dolayısıyla davacının açıkça feragat ettiği gibi bir durum söz konusu olmadığından davalının bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kök ve ek raporları ve açıklanan gerekçeler ile davacının davasını açmakta haklı olduğu ve davalının itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne davalının———-İcra Müdürlüğünün —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin——– asıl alacak ve——– işlemiş faiz olmak üzere (davacının dava konusu miktar için——– tarihli ihtarnamesi , davalı bankaya —–tarihinde tebliğ olmuş, ihtarname içeriğine göre davalı —– de temerrüte düşmüş olup, ——- tarihine kadar geçen sürede mahkememizce resen yapılan faiz hesabında davacının —— işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmış, icra dosyasındaki talebi———- üzerinden karar verilmiş ancak davacının davasındaki talebinin yalnızca asıl alacak miktarına ilişkin olduğu anlaşılmış olmakla talebi aşan şekilde sehven karar verildiği anlaşılmış ise de gerekçeli kararın kısa karara aykırı olamayacağından işlemiş faiz ile ilgili de gerekçeli kararda hüküm kurulmuştur.) toplam ———- alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına, alacak likit olup itiraz haksız olduğundan hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
-Davalının ———- İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin —– asıl alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam———– alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.929,43-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 339,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.589,58-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 339,85-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 141,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 777,00-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.236,75-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2020