Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1000 E. 2023/75 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1000 ESAS
KARAR NO : 2023/75

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilimiz Şirketin hamili bulunduğu —– tarafından basılan ve keşidecinin —- olduğu —- müvekkilimiz Şirket’in rızası halefine zilyetliğinden çıkmıştır. Bu sebeple söz konusu çeklerin iptali için —- ile çeklerin iptali için dava açılmıştır.—— Müvekkilimiz Şirket yetkilisinden alındığı için —- soruşturma numarasıyla yürütülen bir soruşturma da mevcuttur. Müvekkilimiz Şirket yetkilisi —- müvekkilimiz Şirket’in hamili bulunduğu çekleri internet üzerinden bulduğu ve faktöring alanında çalıştığını düşündüğü —- firmaya vererek karşılığında bir bedel almayı planlamıştır. Ancak kendisini—- yetkilisi olarak tanıtan ve gerçek kimliği bilinmeyen bir şahıs tarafından senetler alınmış ve karşılığında herhangi bir bedel ödenmemiştir. Kendisini —- olarak tanıtan şahıs çekleri aldıktan sonra parayı getirme bahanesiyle saatlik olarak kiraladıkları—– çıkıp bir daha geri dönmemiştir. Bunun akabinde tarafımızca söz konusu çeklerin iptali için —- dosyası ile çek iptal davası açılmıştır. Çek iptal davası devam ederken söz konusu—- tutarındaki çeke ilişkin olarak davalı tarafından — dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Söz konusu çekin hamili ortaya çıktığı için çekin iptaline karar verilmemiş tarafımıza istirdat davası açılması için süre tanınmıştır. Müvekkilimiz Şirket yetkilisi dolandırılmış ve bu sebeple çek elinden çıkmıştır.— Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada müvekkilimiz ….— cirolayan şahıs — ile ilgili olarak —- Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama kararı bulunduğu da bilinmektedir. Müvekkilimizden sonraki ilk cirantanın hakkında verilmiş olan yakalama kararı da çekin ciro silsilesinde bozukluk olduğunun açık bir kanıtıdır. Açıkça dolandırıcılık unsurları bulunan bu olay sonrası hiç şüphesiz savcılık tarafından cirantaların çekleri ne şekilde hangi ticari ilişki karşılığı aldığı araştırılacak olup, buradan varılacak sonuca göre dolandırıcılık suçunun faili ve tüm ticari ilişkiler ortaya çıkacaktır. Dolandırıcılık sonrasında çekin ciro silsilesinde bozukluk olmuştur. Dolayısıyla davalı taraf gibi çek ile ilgili olarak gerekli araştırmayı yapmış olsaydı çek üzerinde ödemeden men kararı bulunduğunu ve Müvekilimiz Şirket’ten sonraki cirantanın da kötü bir sicile sahip olduğunu kolayca öğrenebilirdi. Bu sebeple, davalının kötü niyetli ve çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu açıktır. Kaldı ki, çek ile ilgili olarak verilen ödemeden men kararı ——— bilgisine sunulmuştur.—– Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde, Müvekkilimiz Şirket yetkililerinin dolandırıcılık suçunun işlendiği tespit edilecektir. Bunun akabinde de müvekkilimiz Şirket’ten sonraki cirantaların ticari ilişkileri de ortaya çıkarılacaktır. Bu ticari ilişkiler neticesinde cirantaların somut olay bakımından kötü niyetli ve ağır kusurlu şekilde hareket etmiş oldukları sonucuna varılabilecektir. Ayrıca, müvekkilimiz Şirket ile cirantalar arasında çek ciro edilmesini gerektirecek herhangi bir ticari ilişki de bulunmamaktadır. Aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmayan iki kişiden birinin diğerine çek ciro etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu ilişkinin kanıtlanması ve cirantaların hangi ticari ilişkiler çerçevesinde çeke ulaşmış olduklarının ortaya çıkartılması gerekmektedir. Cirantalar ilgili çekin müvekkilimiz Şirket zilyedliğinden rızası halefine çıktığını gerekli özen gösterildiğinde öğrenebilecek durumdadırlar. Bu husus da cirantaların gerekli özeni ve dikkati göstermediğini kanıtlamaktadır. Hakkında yakalama kararı olan bir kişiden, ödemeden men yasağı karar verilmiş bir çekin cirolanmış olması cirantaların gerekli özeni göstermediğinin kanıtıdır. Bu sebeple söz konusu çekin Müvekkilimiz Şirket’e iadesi gerekmektedir. Yukarıda arz edilen ve resen dikkate alınacak hususlar çerçevesinde, işbu davanın kabulü ile; —– tutarındaki çekin istirdatına, yargılama gideri, vekalet ücreti ve masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini isteriz” şeklinde talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı tarafa —– tebliğ edilmiş, ancak davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibariyle;—- sayılı dosyası ile takibe konan takip ve dava konusu çeklerin elinden rızası hilafına çıktığını iddia eden davacının açtığı istirdat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmış, yargılama sırasında 7251 sayılı yasa ile ticari davalarda —- kadar olan davalarda yargılama usulünün basit yargılama usulüne dönüşmesi gerekçe gösterilerek mahkeme heyeti tarafından dosya —– tevdi edilmiş ve yargılamaya —— tarafından devam edilerek sonuçlandırılmıştır.
Davacı; hamili bulunduğu dava dışı —- çekleri kaybettiğini, çek iptali için dava açtığını, dava devam ederken çeklerden — bedelli olanın — konduğunu, çekteki ciro silsilesinin bozulduğunu, alacaklının araştırmış olsa idi bunu bilebilecek durumda olduğunu iddia ederek çekin istirdadını talep ve dava etmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; muhattabı ——-çekin davacının elinden rızası dışı çıktığı iddiası kapsamında davalının iktasabına ağır kusurlu veya kötü niyetli olup olmadığı, söz konusu çekin davacıya iadesinin mümkün olup olmadığı hususlarında toplandığı; davacının —yönünden açtığı istirdat davasının—–dosyasında devam ettiği anlaşılmıştır.
—-sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamız davalısı …, borçlularının çekin keşidecisi——-, dosyamızın davacısı — dava konusu da olan—– çek olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Diğer bir değişle, alacaklı olduğunu iddia eden kişi borcunun dayandığı hukuki sebebi ve onun geçerli olduğunu ispat etmek zorundadır. Ancak alacaklı kıymetli evraka dayalı alacağını talep ettiğinde ispat soyutluğu karinesi nedeniyle sebep göstermek zorunda değildir. Alacaklı, kıymetli evrak sunarak iddiasını ispatlamış kabul edilmektedir. Artık borcunun olmadığını ispatlamak zorunda olan borçludur. İspat yükü borçluya yani davacıya geçmiştir. Davacı tarafın borçlu olmadığına ilişkin iddialarını; çekin elinden rızası dışında çıktığına dayandırdığı görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, davacının iddiaları,—– konu çekin son cirantasının davalı … olduğu sabit olup, davada açıkça çek istirdatı talep edildiğinden, davacının davalının çeki iktisabında kasıtlı veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gereklidir. Davacı ne yazılı ne sözlü beyanlarında çek arkasında kendine atfen atılı ciroyu ve üzerindeki imzayı inkar etmemiştir. Bu durumda çekteki ciro zincirinde herhangi bir kopukluk bulunmaması nedeniyle çekin yetkili hamili olduğundan ve çeki istirdadına ilişkin talebin kabulü için anılan davalının çeki iktisabında yasanın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı gerekmekte olup bu hususta ispat yükü davacı üzerinde olmakla, dosya kapsamı itibariyle bu husus ispatlanamamış olup nitekim dava konusu çeke ilişkin zayi nedeniyle çek iptali davasının açılmış olması da tek başına davalının çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispata yeterli değildir. Her ne kadar davacı tarafından deliller kısmında yemin deliline dayanılmış ise de ağır kusur veya kötü niyet hususunda yemin teklifi mümkün olmamakla mahkememizce de yemin delili hatırlatılmamıştır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 623,33TL peşin harcın, alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 443,43‬TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 84,50-TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.