Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/999 E. 2021/376 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/999 Esas
KARAR NO : 2021/376

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2016
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalının dava dışı —– üzere geldiğini, aracını—-görevli valeye teslim edildiğini, valenin aracı yol kenarına park ettiğini, araca—- plakalı aracı ile tam kusurlu olarak çarptığını ve hasar verdiğini, müvekkilinin — nedeniyle dava dışı sigortalıya—— Sigortacısı olduğunu, bu nedenle sigortalının aracının hasarından teminat limitine kadar sorumlu olduğunu, sonuç olarak sigortalıya yapılan ödeme tutarından davalıların ödenme tarihi olan 07.04.2016 itibariyle avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsilini talep edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ——-vekili cevap dilekçesinde özetle; savunmasında, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını,——- plakalı aracın yol kenarına park edilmiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ———– tarihleri arasında —— sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve maddi zararda araç başına 29.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, aracın ——- tarafından teslim alınmış olduğunu, bu nedenle davalı ——- ve müteselsilen sorumluluğun söz konusu olmadığını, davacı şirket tarafından sürücünün kazada %50 kusurlu olduğunun ikrar edildiğini, davacı taleplerinin somut delillere dayanmadığını, olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari faiz talebinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ——–ait olmadığını, bu nedenle—– fiillerinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını, bu davanın sadece araca sebep olan kaza sürücüsüne yöneltilmesi gerektiğini, kazada kusuru olmayan müvekkiline sorumluluk yükletilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 06/02/2016 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısına yapmış olduğu ödemenin —– şirketi ile araç maliki/sürücüsünden, birleşen dava da ise;— kusurlu eylemleri sebebiyle davalı şirketlerden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı,—- plakalı aracın sigortacısı olduğunu, davalılardan—- —– bıraktığı araca çarpıp hasar verdiğini, bu hasarın hasar bedelinin ödendiğini, oluşan hasardan asıl ve birleşen dosya davalılarının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ve ödenen bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak başlanmış 7101 Sayılı Kanunun 61.maddesi ile 6102 Sayılı TTK m.4/2 hükmü değiştirilmiş, ve miktar ve değeri 100.000 TL’yi geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulüne uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
——Karar sayılı birleştirme kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davalı —— esas sırasına kaydı yapılarak husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
11/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…”Rücu hakkı, zarar sigortaları için geçerli olan —– kaynaklanmaktır. — ilkesine göre ———- rücu hakkı, ödediği tazminat oranı ve gerçek hasar miktarını aşmaması suretiyle devam eder. —– kapsamında yer alan muafiyetler çerçevesinde sigortalıya zarar miktarının bir kısmını karşıladıysa, Ödediği tutar dışında hasara sebebiyet veren sorumluya rücu edemez. Sigorta ——– zamanı baz alınarak faiz isteme hakkını da kazanır. Yani rücu davasında faiz ödeme durumu, olay tarihi değil ——- tarafından sigortalıya ödeme yapılan tarih baz alınarak başlar. Hükmü uyarınca davacı sigorta şirketinin, davalıların %100 kusuruna karşılık gelen, 10.05.2016 tarihînde ödemiş olduğu 24.980,00 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte rücuen talep edebileceği, kanaati edinilmekle birlikte takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu…” görüşüne varılmıştır.
Birleşen dosya yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yapılması kararı verilmiş ve 02/09/2019 tarihinde bilirkişi tarafından ayrık rapor sunulmuştur, ayrık raporunda özetle, “…Davalıların TBK m. 61 uyarınca davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinden müteselsilen sorumlu olduğu, davacı tarafından —olduğu; davalıların temerrüt tarihleri ispata muhtaç olduğundan ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, ancak davalı olan ——- avans faiz oranı ile sorumlu olmasının mümkün olmadığı, diğer davalıların avans faizi ödemek zorunda olduğu…” görüşünü bildirmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde —– yönetimindeki———- seyrederken yeterince dikkatli ve tedbirli olmadığı, hızım aracının teknik özelliklerine ve yol şartlarına göre ayarlamadığı, yol kenarında park halindeki —–plakalı otomobiller ile kazaya karışmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 47/d – 52/b – 84/1 ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 95/d -101/b – 157/a/12 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, zincirleme kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, —– plakalı otomobiller yol kenarında park halinde oldukları için sürücülerinin kazasının meydana gelmesinde kusurlarının olmadığı, tazminata konu ———- tutarının KDV dahil 26.124,60 TL olduğu, davac——- ——-otomobilin hasar tutan karşılığı ——-ödenmiş olduğu…” yönünde görüş bildirmiştir
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
Davacı vekili,—- tarihinde meydana gelen kazada davalının kusurlu olduğunu ve dava dışı/ sigortalısına ait araçta hasar meydana geldiğini iddia ettiğinden bu hususları ispatla yükümlü olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; 06/02/2016 tarihinde meydana gelen kazada asıl davada davalı—– %100 oranında kusurlu olduğu, birleşen dosya davalılarının kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, (dava dışı —- kusurundan dolayı sorumlu oldukları) davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ait araçta oluşan hasar sebebiyle yapmış olduğu ödemeye ilişkin bedelin (davalı —— kusur oranı olan %100’ü oranında) asıl ve birleşen dosya davalılarından TTK 1472 md gereği halefiyete dayalı olarak rücuen tahsilini talep etmekte haklı olduğu, davacının iddiasını alınan son bilirkişi raporları ve dosya kapsamı dikkate alındığında ispat ettiği, 02/09/2019 ve 18/092019 tarihli bilirkişi raporlarının denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporlarının hükme esas alınması gerektiğine mahkeme kanaat getirilmiştir.
Dosya kapsamında davacı taraf iddiaları dikkate dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış, alınan rapor taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, davacı tarafından 02/09/2019 ve 18/092019 tarihli bilirkişi raporlarına itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Davacı vekili tarafın —–tarihli bilirkişi raporlarına itirazda bulunmadığı, 19/09/2019 tarihli beyan dilekçesi ile alınan raporları kabul ettiği anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir.
—— sigortalısına ödeme yapan rücu alacaklısı davacı— şirketinin, üçüncü kişi konumunda— ödeme yaptığı tarih itibariyle, rücu borçlusu olan davalı temerrüde düşmüş olup ayrıca temerrüde düşürülmüş olmasına gerek olmadığından, faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. —– Davacı tarafından 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun kabul edilmesi (itiraz edilmemesi) dikkate alınarak, davalı —-yönünden ödeme tarihlerinden, diğer davalılar yönünden 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen tespitler üzerinden faize hükmedilmiştir.
Anılan gerekçelerle, asıl dava yönünden, davanın kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalı ——- tarihinden (ödeme tarihlerinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı sigorta şirketi yönünden, 26.124,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, birleşen dava——–kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere, 26.124,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere;
A-Davalı ——yönünden;
-24.980,00 TL’nin 10/05/2016 tarihinden, 200,60 TL’nin 11/05/2016 tarihinden, 944,00 TL’nin 09/08/2016 temerrüt tarihinden (ödeme tarihlerinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
B-Davalı —– şirketi yönünden;
-26.124,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Karar harcı 1.784,58-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 446,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.338,43-TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 446,15-TL peşin harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 495,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.679,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden—-sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli —–. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Birleşen dava —— yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere;
-26.124,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Karar harcı 1.784,58-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 446,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.338,43-TL harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 446,15-TL peşin harcın davalı taraftan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 30,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 71,10-TL yargılama giderinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinde—— 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.