Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/941 E. 2020/201 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/941 Esas
KARAR NO: 2020/201
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/08/2016
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında televizyon yayın haklarının kiralanması sözleşmesi yapıldığını, mezkur sözleşme ile sözleşmeye konu filmlerin 3. kişilere lisanslanması halinde elde edilecek gelirin sözleşme şartlarına göre (elde edilen gelirin % 65’i davalıya, % 35’i müvekkili şirkete verileceği şekilde düzenlendiği) bu çerçevede taraflar arasındaki sözleşmeye konu bir kısım filmlerin müvekkili tarafından———–tarafından ————— isimli filmler reddedilerek yerlerine müvekkili şirkete ait başkaca filmler verilip, keza müvekkilin haklan kendisine ait olan ————- isimli filmi pazarladığını, aynı isimli davalıya ait bir filimi bulunduğu için davalının filmi pazarlanmış gibi bir yanılgıya düşüldüğünü, müvekkili şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde davalı ile gelir paylaşımı yapıyor iken, yukarıda sayılan filmlerden—————-isimli filmlerin sanki reddedilmemiş gibi hesaplamada bulunarak davalıya sehven ödemede bulunduğunu, bu kapsamda reddedilen filmlerin ücreti olan —————- ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete fazladan ödenen bir bedelin bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili şirkete ———–tarihinde yapılan sözleşmeye dayalı olarak ödemeler yaptığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen faizin uygulanması için müvekkile bildirim yapılması gerektiğinin, bu nedenle mahkemenin yetkisizliğine, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, akdi ilişki sebebiyle hataen davalı şirkete ödenen paranın davalı şirketten iadesi istemine ilişkindir. Davacı ile davalı şirketin aralarında imzaladıkları sözleşmeye binaen sözleşmeye konu filmlerin üçüncü kişilere lisanslanması halinde elde edilecek gelirin belli oranlarda taraflar arasında paylaşılacağı yönünde anlaşma yapıldığı, ancak davacı vekili tarafından davaya konu bir kısım filmlerin anlaşmaya uygun lisanslanmadığı halde lisanslanmış gibi sanılarak sehven davalı şirkete para ödendiğini ve bu para tutarında davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, dava açılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra, davanın niteliği gereği dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından —— tarihli bilirkişi ön raporu ile ———- tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
—————- tarihli bilirkişi raporunda özetle,” davacı şirketin ticari defterlerinin açılış onayına sahip olmakla birlikte gerekli kapanış onayına sahip olmadığı, defterlerin delil niteliğine haiz olup olmadığı hususunda taktirin mahkemede olduğu, davacı şirketin davalı şirkete ——– tarihi itibariyle ——– borçlu olduğu, davalı şirketin defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle borç alacak durumunun karşılıklı olarak incelenerek tespitinin yapılamadığı, davacı iddialarını destekler nitelikte ———- yazısının dosya içinde yer aldığı, davalının düzenlediği faturanın detaylı olmadığı dolayısı iye bu fatura üzerinden hangi miktarda hangi film için ödeme yapılıp yapılamadığının tespitinin yapılamadığı, davacının davalı şirkete herhangi bir iade faturası düzenlemediği , davacının fazla ödeme yaptığı yönündeki iddiasını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. Maddesi gereği somutlaştıramadığı ”yönünde bilirkişi heyeti tarafından tespit yapılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından karşılıklı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmakla, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılması için dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişilerden —— tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
—— tarihli bilirkişi raporunda özetle ”davacı tarafın ——- tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin ekinde fotokopisini sunduğu— yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiki olsa bile ———- yılının sonuna kadar envanter defterinin kapanış tasdikinin bulunması zorunlu olup davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin delil niteliğinin takdirinin mahkemede olduğu, davacının ticari defter ve kayıtları baz alınarak alacaklı olduğu kanaatine varılırsa, davacı şirketin ——- tarihi itibariyle davalı şirkete ——— borcunun bulunduğu, dava konusu olay ile ilgili——– düzenlenen faturalar toplamı ——- olup bu tutarın aradaki anlaşmaya binaen ——— dahil——– olup davalı tarafından da davacıya ——- fatura düzenlenmiş olup aradaki fark kadar ——- davalının davacıya fazladan fatura düzenlediği , ————- davacının alacağının bulunduğu ve talebinin bu tutarın altında kaldığı, talep edilen alacağa sözleşmenin feshedildiği —- tarihinden itibaren avans faizi işletilmesinin uygun olduğu ancak sadece davacı kayıtları esas alınarak fazla yapılan ödeme tutarının ispat edilmiş sayılamayacağı dolayısıyla iddianın ispata muhtaç olduğu”yönünde bilirkişiler tarafından tespit yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve bilirkişi raporları ile taraf vekillerinin iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu ve akdi ilişkinin içeriği hususu ihtilafsızdır. Davacı vekili her ne kadar sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak bu davayı açmış ise de uyuşmazlığın niteliği akdi ilişkiye dayalı hataen ödenen paranın iadesi olup taraflar arasındaki sözleşmenin adı da ————– sözleşmenin içeriği incelendiğinde davacının dava dışı üçüncü kişilere lisanslama yaptığı kadar belli bir oranda davalı şirkete ödeme yaptığı göz önüne bulundurulduğunda tipik bir komisyonculuk sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle zaman aşımı hususunda , zaman aşımı bir defi olup itiraz olmadığı dolayısıyla davalı şirketin cevap dilekçesinde usulüne uygun bir zaman aşımı definde bulunmadığı görülmekle birlikte aksi durum düşünülse dahi ———— tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava açılış tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmaktadır. Davanın niteliği gereği ispat yükü tamamıyla davacı taraftadır. Dolayısıyla her ne kadar davacı vekili tarafından ————— tarihli dilekçesinde davalı tarafın defterlerini sunmadığı için iddialarını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/5 maddesi uyarınca ispat etmiş sayılacağı iddia edilmişse de , kanunun ilgili maddesinin münhasıran karşı tarafın ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanılması hususunu düzenlemiş olup davada davacı vekili tarafından dilekçesinin deliller kısmında tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandığı kaldı ki ispat yükünün davacıda olduğu göz önünde bulundurulduğunda davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını sunması kendisinden beklenemeyeceği gibi davalı şirketin aradaki akdi ilişkiyi ve ödeme hususunu kabul ettiği göz önünde bulundurulduğunda davalı şirket defterlerinin incelenmesi ile uyuşmazlığın çözümüne etki edecek herhangi bir hususun da bulunmadığı açıktır. Davacı şirket tarafından dava konusu filmlerin hiçbir yayın kuruluşuna kiralanmadığını ve davalı şirkete fazla para ödediğini ispatlaması temeldeki uyuşmazlığın çözümü için kilit nokta olmakla birlikte davacı şirketin defterleri üzerinde yapılan incelemede de defterlerinin delil kabiliyetinin bulunmadığı, aksi düşünülse dahi hangi film için ne kadar ödeme yapıldığı fazla bir ödemenin yapılıp yapılmadığı hususu davacı şirket defterleri ve dosya kapsamındaki deliller ile ispatlanamamaktadır. Kaldı ki öncelikli husus dava konusu filmlerin dava dışı üçüncü kişilere kiralanıp kiralanmadığı hususunda toplanmaktadır ki yalnızca davacı şirketin iddialarına dayanak yaptığı———— yazısı bu kapsamda yeterli olmamaktadır. Şöyle ki taraflar arasındaki akdi ilişkiye konu filmlerin kiralanabileceği ülke ve dünya bazında birden fazla yayın kuruluşu olup , kiralanmadığı iddiasının doğruluğunu teyit edebilmek için tüm yayın kuruluşlarından ilgili bilgi ve belgelerin temin edilmesi gerekli olup bu hususta da ispat yükü davacı şirketde bulunmakla birlikte davacı şirket tarafından mahkememize bu hususta ibraz edilen bir belge yahut talep bulunmamakla birlikte , ispat hususu da hayatın olağan akışına göre mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca davacı şirketin tacir olduğu ve şirketin iştigal sahası dikkate alındığında basiretli bir tacir gibi davranması gerekirken davranmayıp sehven ödeme yaptığı iddiasına dayanarak davayı açması ve iddiasını ispat edememesi karşısında davacının davasının reddine dair, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 390,74-TL harcın mahsubu ile artan 336,34-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 160,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davanın reddine karar verilmesi sebebi ile davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.432,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2020