Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/86 E. 2019/847 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/86 Esas
KARAR NO: 2019/847
DAVA: Tazminat / Alacak
DAVA TARİHİ: 22/01/2016
KARŞI DAVA TARİHİ: 08/02/2013
KARAR TARİHİ: 02/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin online satışların artırılması amacı ile davalı ile———— e-ticaret sitesinin yapılandırılması için anlaştığını, ancak davalının servisinden kaynaklı olarak çeşitli sorunlar yaşandığını ve bu durumun müvekkili şirketin satışlarının düşmesine sebebiyet verdiğini, davalının zararı gidermediğini, bu nedenle davalıya —–Noterliği’nin ———— yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, bilahare davalı tarafından ——–Noterliği’nin ———– yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesini keşide ettiğini, daha sonra tekrar müvekkili şirket tarafından ———–.Noterliği’nin ———-yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını beyan ederek, müvekkili şirketin belirlenecek olan zararların web sitesindeki satışlann düşmesinden dolayı web sitesinin kapalı olduğu- gün için oluşan zararın —- TL’lik kısmın, ———— geçiş tarihi olan ——- tarihinden dava tarihine kadar web sitesinin açık olduğu ve fakat randımanlı çalışmadığı dönem in kar kaybına ilişkin zararın ——— TL’lik kısmın, yaşanan prestij kaybı, müşteriler nezdindeki yanlış konumlandırma ve marka sadakatinin sarsılması sebebi ile hesaplanması mümkün olmayan manevi zararlar için şimdilik——— TL’nin, HMK m. 105 hükmünce e-ticaret sitesindeki salt KDV ve tutar hesaplarının hatalı olması nedeniyle oluşan ——— TL’lik zararın dava tarihi itibariyle işleyen ticari faizi tazmin edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında —— tarihinde ——– Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme çerçevesinde olabilecek her türlü uyuşmazlık için – Mahkeme ve ———- icra dairelerinin yetkili olduğunu, dolayısı ile davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşme incelendiğinde davacının davalı şirketten kiraladığı programın————- projesi olduğunun anlaşılacağını, sözleşmenin akdi sırasında davacının, programla uyumlu çalışan ——- yazılımını,——— versiyonuna geçireceğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin bu geçiş entegrasyonu için ek bir ücret talep etmeyeceğini belirttiğini, programın davacıya sorunsuz olarak teslim edildiğini, sözleşmeye göre programın ve verilecek hizmetin sınırlı olarak sayıldığının görüleceğini, sözleşmenin 3. maddesinde verilecek hizmetin kapsamının belirtildiğini, müvekkili şirketin —— tarihli, ——- numaralı ve——-TL. bedelli faturası için ——-TL ödeme yaptığını, bu esnada davacının kiralamış olduğu programı teslim aldığını ve kullanmaya başladığını, davacının esas edimini yerine getirmediği gibi hizmet kapsamına girmeyen taleplerde bulunmaya başladığını, davacının ——— versiyonuna geçme kararını Haziran —-aldığını, davalının bundan çok önce ve sözleşmenin akdinden sonra ——- isimli firma ile irtibata geçerek entegrasyon için gerekli çalışmalara başladığını, söz konusu çalışmaların gerek——— gerekse müvekkili şirket tarafından aralıksız olarak sürdürüldüğünü, dolayısı ile bu hususta müvekkilinin kusuru veya gecikmesinin bulunmadığını, davacı fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak kısmi taleplerde bulunmuşsa da, müvekkiline keşide edilen ——– yevmiye numaralı ihtarnamede afaki ve fahiş bedeller talep ettiğini, müvekkilinin de bu haksız taleplere karşın olarak cevabi ihtarname keşide ettiğini ve bakiye borcun ödenmesini talep ettiğini belirtmiş, bu nedenle tümüyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davada davacıya tam ve eksiksiz olarak teslim edilen ve teslim anında kullanılması ile ilgili hiçbir sorun bulunmayan, sözleşme gereğince 30 iş günü içinde eksik ve kusur yönünde herhangi bir iddia ve talebinin de olmadığı, hizmet bedeli bakiyesi olan———-TL’nin sözleşme ğereğince sözleşmenin akdi anında ödenmesi gerektiğini, ancak ödeme ihtarına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacı-karşı davalının müvekkili şirkete olan ———-TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında düzenlenen, online satışların artırılması amacı ile davalı ile —————– sitesine ilişkin———- özel yazılım projesi ile e-ticaret sitesinin yapılandırılması amacıyla düzenlenen sözleşmenin gereğinin taraflarca yerine getirilip getirilmediği ve bu hususta sözleşmeden kaynaklı zararın tahsili amacına yönelik tazminat davası olduğu, açılan karşı dava da ise yanlar arasında düzenlenen ve online satışların arttırılması amacıyla yapılan sözleşmenin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği ve bu kapsamda davalının üstlendiği edimini tam ve eksiksiz süresinde yerine getirip getirmediği, kdv ve hesap yazılımlarının yapılıp yapılmadığı, sitenin yapılıp teslim edildikten sonra umulan faydanın yerine getirilip getirilmediği, davalının üzerine düşen hizmeti yerine getirmiş olduğu halde ücreti tam olarak ödenip ödenmediği, ödenmediyse ne kadar borcunun kaldığı noktasında uyuşmazlık hususları tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır. Tarafların gösterdikleri tanıklar mahkemece dinlenmesine karar verilerek tarafların dava konuları çerçevesinde beyanları alınmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre, “davacının sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla kapanış tasdiki yönünden gerekli onaya sahip olduğu, envanter defterlerinin ibraz ekmediği, davacı defterlerinin HMK m. 222 hükmüne göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunda hukuki yorum ve takdirin mahkemeye ait bulunduğu, davalının sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla kapanış tasdiki yönünden de (2012 yılı yevmiye defteri hariç) gerekli onaya sahip olduğu, davalı defterlerinin tüm yıllar dikkate alındığında tamamının yasal onaylara sahip olmadığı (2012 yılı yevmiye defterinin kapanış onayı yok) HMK m. 222 hükmüne göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunda hukuki yorum ve takdirin mahkemeye ait bulunduğu, tüm bunlara karşın, her iki yanın da ticari defter bakiyelerinin birbirini karşılıklı teyid ettiği, davalının ticari defterinde davacıdan kaydi olarak ——— tarihi itibarı ile———-TL. alacaklı göründüğü, davacının ticari defterinde ise, davalı yana kaydi olarak ——- tarihi itibarı ile kaydi olarak ——— TL borçlu göründüğü, davacının ve davalının ticari defterlerinin birbirini teyid ettiği alacak ve borç tutarlarının karşılıklı olarak aynı göründüğü, davacının davalı yana mevcut borcu için herhangi bir iade faturası düzenlemediği, başka bir deyişle kaydi olarak borcunu kapatmadığı, bu hususun karşı dava yönünden hukuken yorumu ve takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacının, davalı yan tarafından hizmeti verilen e-ticaret sitesinin yapılandırılması işi için davalı servisinden kaynaklı olduğunu iddia ettiği aksaklığa ilişkin hususların teknik olarak değerlendirilmesinin uzmanlık alanlarının dışında kaldığı, bahse konu değerlendirmenin bilgisayar yazılım uzmanı bilirkişinin alanına girdiği, davacının iddia ettiği zarar kalemlerinin (olası zararının), davacı ticari defterleri üzerinden kaydi olarak mevcut veriler ışığında tespitinin mümkün görülmediği, davacının iddiasına dayanak olacak dosya içerisinde veya defterler üzerinde somut olarak veri bulunmadığı, davacının bahse konu zararına ilişkin varsa defterlerinde kayıtlı belgelerini sunması halinde olası zararın değerlendirilerek hesaplanabileceği, davacının manevi tazminat talepleri konusunda değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkememizce yazılım-bilgisayar uzmanı bilirkişi eklenerek alınan 27/11/2018 tarihli heyet raporunda ise davacı şirketin iddiasına temel oluşturacak şekilde wep sitesi üzerinden yaptığı satışların ne miktarda azaldığının ve olası zararının tespitinin dosyaya sunulan deliller çerçevesinde tespit edilemediği, kullanıcı hataları ve teknik hataların davalıdan kaynaklandığına dair bulgu bulunamadığı yönünde raporlarını sunmuşlardır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, dava, karşı dava, sunulan deliller, dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı-karşı davalı vekili müvekkilinin online satışlarının arttırılması amacıyla davalıyla —————- sitesine ilişkin özel yazılım projesiyle——— sitesinin yapılandırılması amacıyla anlaştıklarını, davalı yanın sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle wep sitesindeki satışların düştüğünü ve sitenin 48 gün kapalı olmasından dolayı 38.851,48 TL zararı oluştuğunu, ayrıca ——— geçiş tarihi olan 08/03/2012 tarihinden dava tarihine kadar randımanlı çalışmaması nedeniyle kar kaybının oluştuğunu ve e-ticaret sitesindeki kdv tutar hesaplamalarının hatalı olması nedeniyle zarar oluştuğu, ayrıca prestij kaybı ve marka sadakatinin sarsılması nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek davalıdan tazminat talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı ise yanlar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre teslim edilen ve kullanılan hizmetin ödenen eksik bedel bakiyesinin davacı-karşı davalıdan tahsiline yönelik olduğu talep ve dava edilmiştir.
Davalı karşı-davacının davası takipsiz bırakıldığından HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden taraflar arasındaki sözleşmenin içeriği, bu sözleşmeye göre yapılıp teslim edilen web sitesinin kullanımına ilişkin sorunlar ve bu sorunlardan kaynaklı maddi manevi zararların oluşup oluşmadığı yönünde yapılan değerlendirmelere göre; bilirkişi incelemesinin yapıldığı sırada taraflar arasında kaydi olarak borç bulunmadığı, sözleşme gereğince yapılması üstlenilen işin sözleşme gereğince davalının hazırlamış olduğu e-ticaret programının paket süresi boyunca davacıya kullanılması için kiralandığı, bunun yanında davalı tarafından bu programın kullanılması süresince hizmet verildiği bu haliyle sözleşmenin karma nitelikli bir sözleşme taşıdığı, davacının davalıdan aldığı üründe çeşitli sorunların olduğu ortaya çıkmış ise de davacının bu ürünü teslim alarak müşteri kullanımına sunduğu, yargılama esnasında dosyaya sunulan deliller çerçevesinde yapılan incelemede web sitesi üzerinden yapılan satışların ne miktarda azaldığının ve olası zararının tespitine yönelik olarak delil sunulmadığı, keza her iki bilirkişi raporunda da bu yöndeki talebin incelenmesinde zararın belirlenemediğinin tespit edildiği yine uygulamanın kullanılmasından kaynaklı teknik hatalar, kullanıcı hataları ve entegrasyon servis yapısındaki sorunların davalı uygulamasından kaynaklandığının tespit edilemediği, yazılım, test süreçlerinin ve davacının yapması gereken kullanıcı kabul testlerinin dosyaya sunulmadığı, davacının talep ettiği zarar miktarlarının yine sözleşme kapsamında belirtilmediği, denetlenebilir ve bilimsel verilere uygun bilirkişi raporundan anlaşıldığından davacı yanın davasındaki taleplerinin ayrı ayrı reddine, buna bağlı olarak yine manevi tazminat talebininde istenemeyeceği düşüncesiyle davacının manevi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davacı-karşı davalının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 164,10 TL harçtan mahsubu ile 119,70 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı-karşı davalı tarafa iadesine,
3-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Karşı dava yönünden;
4-Davalı-karşı davacının davasının HMK 150/5. Maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davalı-karşı davacı tarafça yatırılan 150,00 TL harçtan mahsubu ile 105,60 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalı-karşı davacı tarafa iadesine,
6-Davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan dan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı-karşı davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2019