Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/845 E. 2018/1166 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/845 Esas
KARAR NO : 2018/1166

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hamili bulunduğu keşidecisi———- ——-., muhatabı ——————————– olan,——— çek nolu, 30/06/2010 keşide tarihli, 25.000 TL meblağlı çekin bankaya ibrazında mahkemece ödeme yasağı konulduğunun şerh düşüldüğünü, bu ödeme yasağının konulduğu çek iptali davasının hamil olan müvekkilinin ortaya çıkması ile yasal süresi içinde sonuçlandığını, bu çekten dolayı açılan çek istirdadı davasının İstanbul Anadolu——————-.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/927 esas sayılı dosyasında red kararı verilerek sonuçlandığını, ödeme yasağının kaldırıldığını, bu defa bankaya müracaat edildiğinde ibraz süresi geçtiğinden işleme alınmamıştır şeklinde şerh verildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, tedbir kararı talep eden davalının tedbir sebebiyle uğranılan zararın tazmini yönünden HMK’nun 399.maddesi gereğince kuusursuz sorumluluğu bulunduğunu belirterek uğranılan zarara karşılık şimdilik 4.000,00 TL nin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, keşidecisi ————————, muhatabı ———– Şubesi olan, —– çek nolu, 30/06/2010 keşide tarihli, 25.000 TL meblağlı çeke konulan tedbir nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın davalıdan tazmini istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”Haksız ihtiyati tedbir sebebi ile açılacak olan tazminat davasının bazı şartları olduğu, bunların ihtiyati tedbir kararının icra edilmiş olması (somut olayda bu şart gerçekleşmiştir), ihtiyati tedbirin haksız olduğunun anlaşılmış olması (somut olayda Gebze ———— As. Huk. Mah. 2011/625 E sayılı dosyasında verilen karar çerçevesinde bu şart karşılanmıştır), zararın varlığı (somut olayda alacağın tahsil edilememiş olması ve tahsil edilme imkanının da kalmamış olması sebebi ile bu şart karşılanmıştır), zarar ile haksız ihtiyati tedbir arasında illiyet bağı (somut olayda bu şart gerçekleşmiştir). Haksız ihtiyati tedbirden doğan sorumluluk bir kusursuz sorumluluk hali olduğu, dolayısıyla sorumluluk için ödemeden men karan alan kimsenin kötü niyetli ya da kusurlu olması şart değildir. Her ne kadar somut olayda haksız tedbir sebebi ile uğranılan zararın tazminine yönelen davada hukuki şartlar sağlanmış ise de davacı yan gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsaydı bu zararın oluşmasının da önüne geçilebilmesi mümkün gözükmektedir. Zira bir kambiyo senedine yönelik olarak ödemeden men kararının verilmiş olması, o kambiyo senedinin icra takibine konu edilmesini ya da ihtiyati hacze ilişkin işlemlere esas alınmasına engel teşkil etmediği, ödemeden men kararı olan kambiyo senedi ile ilgili olarak ihtiyati haciz kararının alınması yasal takibin yapılması, borçlu ya da borçluların malvarlığı üzerinde cebri icra işlemlerinin tatbik edilmiş olması halinde alacağı karşılamaya yeter derecede malvarlığının güvence altına alınması mümkün olabilecek iken bu icra takip işlemlerinin yapılmamış olmasının borçlu ya da borçluların somut olayda olduğu gibi hesaplarının sıfır olduğu ve keşidecinin ticareti bıraktığı bilgisinin edinildiği bir ortamda alacaklının söz konusu güvenceden kendi kusuru ile mahrum kalması anlamına geleceği de değerlendirilmektedir. Kuşkusuz haksız ihtiyati tedbirden doğan sorumluluk bir kusursuz sorumluluk hali ise de zarar ile haksız ihtiyati tedbir arasında bulunması gereken illiyet bağının da davacı yanın söz konusu kusurlu davranışı sebebi ile gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları , denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, davada haksız ihtiyati haciz iddiası çerçevesinde uğranılan zararın tazmini istenmektedir, haciz isteminin dayanağının bir hak veya alacak olması ve haciz tarihinde de mevcut bulunması gerekmektedir. Aksi halde haksız bir haciz ve buna bağlı olarak da sorumluluk söz konusudur. Davada eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Somut olayda ihtiyati tedbir kararı icra edilmiş, bu ihtiyati tedbirin haksız olduğu Gebze ———-. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilgili kararı çerçevesinde tespit edilmiş alacağın tahsil edilememesi ve tahsil edilme imkanının kalmamış olması ile zarar ile haksız ihtiyati tedbir arasında illiyet bağı kurulmuştur. Davacının çekten dolayı uğradığı zararın çek bedeli karşılığı olan 25.000,00 TL olduğu, ancak davacının icra takip işlemlerinin yapmamış olması da davacının ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğu düşüncesi ile mahkemece ortaya çıkan tazminat miktarının bir kısmının hakkaniyet indirimi çerçevesinde tenziline karar verilmiş, bu düşünce ile %50 nispetinde hakkaniyet indirimi yapılarak neticeten davanın kısmen kabulü ile, 12.500,00-TL alacağın davalıdan dava tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
12.500,00-TL alacağın davalıdan dava tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı 853,88 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 427,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 426,57 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 466,01 TL ilk masraf, 14,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 495,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 975,51 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 487,76 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —————–. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli————–.—– deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi .