Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/794 E. 2019/325 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/794 Esas
KARAR NO : 2019/325
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/07/2012
KARAR TARİHİ: 19/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkili şirkete olan borcundan dolayı aleyhine takip yaptıklarını, davalı tarafın borca ve faize kötü niyetli bir şekilde itiraz ederek takibin durmasına karar verildiğini, davalının pastane işletmekte olup taraflar arasında sürekli bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin satmış olduğu mal ve gıda ürünlerinin teslimatını yaparak 4 adet irsaliyeli fatura keşide ettiğini, dolayısıyla ————– TL alacağının bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesi ile; davacıya ————- TL borcu olduğunu kabul ettiğini, kendi işletmesinde çalışan yeğeni ————– faturaları teslim aldığını, ancak itiraz ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,Kadıköy 8. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın safahatı incelendiğinde; mahkememizce yapılan yargılama sonunda ——- esas, ——karar sayılı ilamında davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, davalı borçlunun Kadıköy 8. icra Müdürlüğünün ——- esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden ———TL üzerinden devamına, davacının inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememiz hükmü davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 07/03/2016 tarihli 2015/12064 esas 2016/4101 karar sayılı hükmünde “Davalı 16 Temmuz 2013 tarihli dilekçesinde, faturaların kendisinin bulunmadığı bir zamanda iş yerinde bulunan akrabasına teslim edildiğini, davacı ile yapılan görüşme sonrası faturaların iptali için mutabakat yapıldığını bildirmiştir. Bu durumda davalının savunması değerlendirilip irsaliyeyi faturaların teslim edildiği kişilerin davalı ile olan bağlantısı ve vergi dairesine bildirilen BA BS formları da incelenmek suretiyle deliller eksiksiz olarak toplanıp mal tesliminin ispatı yönünden hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda mahkememizce deliller toplanmış ve bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi ek ve kök raporu içeriğine göre “Davalının ticari defterlerinin ibraz edilmediği, taraflar arasında ticari bir ilişkinin varlığı, dava konusu faturaların 2011 yılında düzenlendiği, ancak vergi dairesinden gelen BA-BS formlarının 2012 ve devamı yıllarına ait olduğu görülmüş olup davalının 2011 dönemi BA-BS formlarının neden gönderilmediği hususunda bilgi verilmemiş olduğu, ——— tarih ve 28 numaralı fatura ile——– tarih ve —– numaralı fatura üzerinde teslim alan olarak imzası bulunan —— ve ——— tarih ve———– numaralı fatura üzerinde teslim alan olarak imzası bulunan ———-davalının sigortalısı olmadığı, BA-BS Mutabakat Mektubunda davalıya 10/2011 yılı Ekim ayına 2 adet fatura karşılığı 6.736,00TL(KDV hariç) tutarında mal satışı yapıldığı belirtilmiş olup Davalı Mali Müşaviri ———– tarafından mutabık olunduğu yönünde kaşe ve imza edildiği, davalının yıl boyunca davacıdan mal aldığının anlaşıldığı, ancak davacı tarafından toptan şekilde düzenlenen irsaliyeli faturaların içeriği malların günler itibariyle davalıya teslimi ile ilgili ayrıntılı teslim belgesi sunamadığı, davalı her ne kadar faturaların kendisine tebliğ edilmediği, irsaliyeli fatura içeriği malları teslim almadığı yönünde beyanda bulunmuş olsa da faturaların varlığından haberdar olduğu, bu halde iken fatura ve fatura içeriğine yasal süresinde ‘itiraz etmediği, faturaları iade etmediği, davalının davacıya ———-TL, borcu olduğunu beyan etmiş olması da göz önüne alındığında, davacının dava konusu malları davalıya teslim ettiği durumunun ortaya çıktığı tespit edilmiş olup davacının, ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan ——- TL, alacaklı olduğu, davacının, borçlunun TBK m. 117/1 hükmü gereğince temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından temerrüt tarihinden değil ancak takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesi uyarınca faiz talep edebileceği” davalı …’ye ait vergi dairesinden istenilen BA-BS formlarının incelenmesi neticesinde de davalının davacı tarafından düzenlenen 2 adet toplam 7.274,88 TL tutarındaki fatura içeriği malları teslim alarak ticari defterlerine kaydettiğinin belirlendiği, bunun dışında talep edilen miktar yönünden asıl rapordaki değerlendirmeye bağlı kalındığı bildirilmiştir.
Davalı 11/10/2017 tarihli dilekçesinde davacı şirketin yetkili temsilcisini yemin teklifinde bulunmuştur. Mahkemece HMK 225 ve devam eden maddeleri gereğince davacı yana davalının yemin deliline dayanması üzerine yemin konusu belirlenerek meşruhatlı davetiye gönderilmiş, davacı şirket yetkilisi 19/03/2019 tarihli celsede hazır bulunarak yemin konusunu eda etmiştir. HMK 227/2 madesinde “Yemin teklifi olunan kimse yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez” denmektedir. HMK 233 madde dahilinde usulüne uygun yemin eda olunmakla uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile davalının 13.148,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 13.148,00 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 İcra inkar tazminatı tutarı 5.259,20 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile, Kadıköy 8. İcra Müdürlüğünün ———- sayılı takip dosyasında;
1-Davalının 13.148,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak 13.148,00 TL ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 İcra inkar tazminatı tutarı 5.259,20 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 898,14 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 195,25 TL harcın mahsubu ile 702,89 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 195,25 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 25,05 TL ilk dava masrafı, 160,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.465,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.650,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı şirket temsilcisinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/03/2019