Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/720 E. 2018/70 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/720 Esas
KARAR NO : 2018/70

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/03/2011
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —” sayılı yerde bulunan gayrimenkul ile ilgili olarak proje, ruhsat ve çalışma ruhsat işlemlerine ilişkin bakiye alacağı karşılığı olarak KDV dahil 171.100,00TL bedelli 21.01.2010 tarihli 75 nolu faturayı keşide ederek davalıya gönderdiğini, davalının faturayı aldıktan sonra itirazda bulunmadığını ve faturanın kesinleştiğini, borcunu ödememesi üzerine müvekkilinin 23.03.2010 tarihli ihtarnameyi keşide ederek borcun 10 gün süre içinde ödenmesi, ödenmediği takdirde takip başlatılacağını ihtar ettiğini, 29.03.2010 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiğini, davalının temerrüt ihtarnamesine rağmen borcu ödemediğini ve 02.04.2010 tarihli ihtarname ile faturayı iade ettiğini, kesinleşmiş faturanın iadesi kabul edilemeyeceğinden 12.04.2010 tarihli cevabi ihtarname ile iadeyi reddettiklerini, bu ihtarnamenin de 28.04.2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, 171.100,00TL KDV dahil fatura bedeli karşılığı ile temerrüd tarihinden itibaren işlemiş olan ticari faiz karşılığı 4.560,00 TL olmak üzere toplam 175.660,00TL alacaklarını işlemiş ve işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi ile %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarına yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ve davadan muttali oldukları tarihin 29.04.2011 olarak kabul edilmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu faturanın hizmet bedeli faturası olduğunu, fatura tutarının ödenmesini talep edebilmek için söz konusu hizmetin hiç olmazsa bir kısmının yerine getirilmiş olması gerektiğini, oysaki söz konusu faturaya ilişkin sunulmuş, yerine getirilmiş bir hizmet olmadığını, söz konusu adreste bulunan benzin istasyonunun mülkiyetinin ilk önceleri müvekkiline ait olduğunu ancak dava tarihinden önce 3.şahsa devredildiğini, davacının faturaya konu hizmetini gerçekleştirdiğini ispatlaması gerektiğini, ancak ne dilekçede ne de delil listesinde böyle bir izin ve ruhsatları alınarak istasyonun işletime hazır hale getirildiğine dair bir belge sunulmadığını, bu nedenle öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, davanın reddine karar verilerek %40 tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan takibe davalı yanca yapılan itirazın İ.İ.K. 67 maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava dosyasının mahkememize tevzisinden önce geçirdiği safahat incelenmiş, davanın ilk olarak İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açıldığı, yapılan yargılama neticesinde anılan mahkemece 07/11/2013 tarihinde — esas ve — karar sayılı ilamıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 04/11/2015 tarih 2014/7401 esas ve 2015/7044 karar sayılı ilamıyla sözleşmeden doğan davalarda dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HMK’nın 10. Maddesi uyarınca sözleşmenin ifa olunacağı yer mahkemesi yetkili olduğu gibi aynı yasanın 9. Maddesine göre dava, dava açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi de yetkili olduğu yönündeki hükümlere rağmen davanın açıldığı yerin bunlardan hiç birine uymadığı, dolayısıyla davalı vekilince süresi içinde yapılan yetki itirazı gereği mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilmesi gerekirken esasa ilişkin hüküm kurulmasının doğru olmaması gerekçesiyle bozulduğu, İstanbul—. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce söz konusu bozmaya uyularak 01/03/2016 tarih —-esas ve — karar sayılı ilamı ile davanın yetki yönünden usulden reddine karar verildiği ve anılan kararın taraflarca temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra ve tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmış, taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi raporları alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş takibe konu fatura ile tarafların birbirleri aleyhine keşide etmiş oldukları ihtarnameler, vekaletname suretleri ile dava konusu taşınmaza ait İski ve Sancaktepe Belediye Başkanlığı imar dosyası suretleri dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir.
Davaya konu İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, takibin 28/06/2010 tarihinde başlatıldığı, takibe konu alacağın 171,100,00 TL asıl alacak, 4.560,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 175.660,00 TL alacak olduğu, takip dayanağının 21/01/2010 tarihli ve 075 nolu fatura alacağı ve İstanbul — Noterliğinin 23/03/2010 ve — yevmiye numaralı temerrüt iddianamesi olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya 05/07/2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 07/07/2010 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın davacı alacaklıya 13/07/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 17/03/2011 tarihinde ve dolayısıyla İ.İ.K. 67 maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından 2008-2009-2010 ve 2011 yıllarına ait ticari defter ve dayanakları ile tespit edilen hukuki ihtilaf noktalarında taraf iddiaları ve savunmalarını karşılar ve tartışır şekilde rapor tanzimi için dosya Mali Müşavir ile Ticaret Hukukçusu bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmiş, Mali Müşavir — ile hukukçu Öğretim Görevlisi — tarafından sunulan 08/03/2013 tarihli raporda belirtilen kanaate taraf vekillerince yapılan itirazlar doğrultusunda aynı heyetten alınan 10/10/2013 tarihli ek rapor İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesi’nce hükme esas alınmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anılan mahkemece verilen kararın yetki ilk itirazı sebebiyle Yargıtay 23. Hukuk Dairesi kararı ile bozulması ve yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında verilen ara karara istinaden daha önce alınan bilirkişi raporlarındaki ruhsat alımına yönelik iş ve işlerinin takibi alanında uzman İnşaat mühendisi ve mali müşavirden oluşan heyete tedvi edilmiş, İnşaat mühendisi — ile Mali müşavir — tarafından sunulan 08/02/2017 tarihli rapor HMK 282. Maddesi kapsamında mahkememizce denetime uygun görülmüş ve ilgili kısım hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin geçerli olup olmadığı, revize sözleşme yapılıp yapılmadığı, ödenen bedelin davalının borcunu sonlandırıp sonlandırmadığı, hizmet bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine konu borcun olup olmadığı, davacının bu hizmeti verip vermediği ve davalının hizmete konu işleri ne şekilde neticelendirdiği bu kapsamda takibe itirazın iptali ile icra inkar/kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadıığı noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda yazılı sebepler tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, taraflar arasında akaryakıt istasyonu ve ruhsat devir işlemlerine ilişkin 05/05/2006 tarihli 75.000,00 TL bedelli bir sözleşmenin yapıldığı, bu sözleşmenin iki tarafında kabulünde olduğu; davacı tarafından 04/01/2008 tarihli 225.000,00 TL bedelli revize sözleşmelerin yapıldığının iddia edildiği, ilk sözleşmede davacı şirketin ikinci sözleşmede ise davalının yetkililerinin imzasının bulunmadığı, Kadıköy —-. Noterliğinde düzenlenmiş 05.05.2006 tarih ve — yevmiyeli sayılı vekaletname içeriği incelendiğinde davalı tarafından davacı şirket yetkililerine dava konusu işlemler için yetki verildiği, vekaletnamede davacı şirketin ismi yer almasa da İski Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Sancaktepe Belediyesi imar dosyaları içeriğinde söz konu vekaletname ile davacı şirket yetkililerinin davalıya ait Akaryakıt İstasyonunun İşletme Ruhsatı alımı aşamalarında gerekli iş ve işlemleri ilgili Resmi Kurum ve Kuruluşlar nezdinde takip ettiği ve revize sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra da bu işlemlerin sürdüğü, sözleşmelerin şeklinin düzenlendiği Borçlar Kanunu 12. Maddesi ve vekalet sözleşmesinin düzenlendiği 502. vd. maddeleri kapsamında vekalet sözleşmesinin herhangi bir şekle tabi olmadığı, bu nedenle Borçlar Kanunu 19. madde hükmü doğrultusunda davalı tarafça imzalanmamış olsa da Borçlar Kanunu 1. Madde hükmünce taraflar arasında revize sözleşme ilişkisi kurulduğunun kabulü gerektiği, davacı şirket yetkililerine verilen vekaletname içerikleri ve ilgili kurum müzekkere cevabi yazıları ile yapılan işlemlerin tarihlerinin bu hususu teyit ettiği, kaldı ki davalı tarafından davacıya ilk sözleşmeye istinaden ödenen bedelin yazılı olandan daha fazla olduğu, bu hususun dahi tek başına iş ve işlemlerin devam ettiğini açıkça gösterdiği, dava konusu 21/01/2010 tarihli 171.100,00 TL bedelli faturanın 04/01/2008 tarihli sözleşme uyarınca ve yapılan işe ilişkin ödemede taraflarca mutabık kalınan 80.000,00 TL’nin sözleşmede yazılı 225.000,00 TL’den düşülmesi neticesinde bakiye 145.000,00 TL alacağa KDV alacağı da eklenmek suretiyle 171.100,00 TL olarak düzenlendiği, faturanın davalı yana tebliğ edildiği ve faturanın davalının ticari defterlerine işlendiği, söz konusu alacak fatura tarihi itibari ile davacı defterlerinde yer almıyor ise de maddi hataya dayalı olduğu belirtilen muhasebesel hatanın 2012 yılı içerisinde düzeltildiği bu hususun bilirkişi raporları ile sabit olduğu, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının yasal itiraz süresi geçtikten ve davalı tarafından defterlerine kayıt edildikten 2 ay sonra düzenlendiği ancak davacı tarafça kabul edilmediği ve TTK 18/3 maddesindeki usule uygun olarak süresi içerisinde iade edildiği hususları birlikte değerlendirilerek davacı şirket tarafından davalıya ait tesisin İşletme Ruhsatı (31.07.2009 tarihli) alımına kadarki iş ve işlemleri takip ve sonuçlandırmış olduğu ve takip konusu fatura tutarını davalıdan talep edebileceği, işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu anlaşıldığından; davanın kabulü ile davalının İstanbul — İcra Müdürlüğü — esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının itirazı haksız ve alacak likit bulunduğundan emsal içtihatlar doğrultsusunda dava ve takip tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK 67 maddesi gereğince takdiren asıl alacağın % 40’ı oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalının İstanbul —-. İcra Müdürlüğü — esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına.
2-Davalının itirazı haksız bulunduğundan asıl alacağın %40’ı oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 11.999,33-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.710,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.288,83-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.731,80-TL ilk masraf, 198,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.430,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.489,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2018