Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/706 E. 2020/477 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/706 Esas
KARAR NO : 2020/477
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/09/2008
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkiline ———–üzerinde inşa edilen —– edildiğini, müvekkilinin konutu eksik vaziyette aldığını, normal hale getirmek için — masraf yaptığını, daha sonra müvekkilinin konutu sağlam olarak geri teslim ettiğini belirterek bu miktarın —tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkilinin üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararının kesinleştiğini, — civarında da üyelik aidatı ödediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla —- üyelik aidatının ihraç kararını takip eden bilanço tarihinden itibaren bir ay sonrasından başlamak için ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatif üyesi iken akçalı yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ortaklıktan ihraç edildiğini, davacının konutuna yaptırdığını idda ettiği pek çok imalatın müvekkili tarafından yapıldığını, ortak ödemesi olarak — civarında olduğunu,—- tarihli genel kurulda, ortaklıktan çıkan veya çıkarılan ortaklara geri ödemelerin iki yıl sonra yapılmasınını kararlaştırıldığını, davacı iddialarının doğru olmadığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, davalı kooperatife yapılan ödemelerin istirdatı ve davacıya tahsis edilen konuta yönelik yapılmış olduğu iddia edilen masraflara dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen, — tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm—– sayılı ilamı ile davacının davalı kooperatiften ihraç edildiği, bu ihraç kararının iptali istemine ilişkin davanın ——— ilamı ile ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onandığını, bu itibarla, davacının ihraç kararının usul ve yasaya uygun olduğuna dair onama ilamının kesinleşmesini takip eden yıldan sonra yapılacak ilk genel kurul kararını takip eden 1 aylık sürenin sonu dikkate alınarak kooperatif defter ve kayıtları ile gerekirse banka kayıtları ve genel kurul kararları da birlikte değerlendirilerek çıkma payının hesaplanması ve bu hususlar nazara alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, diğer temyiz itirazları inceleme konusu yapılmamış, bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır
Usul ve yasaya uygun görülen —- doğrultusunda, dosya bilirkişilere tevdi edilmiş ,bilirkişiler tarafından —tarihli kök rapor , —tarihli ek rapor ile farkı bir bilirkişi heyeti tarafından ——— tarihli raporlar düzenlenmiş, mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonunda verilen —– tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, ——sayılı ilamı ile özetle, davacı temyiz itirazları yönünden, davacı tarafça, ——- dosyası ile konuta yapmış olduğunu iddia ettiği işlerin bedelinin tespit edildiği, 1163 Sayılı Kanunun 23.maddesinde; “Ortaklar ve kanunun kabul ettiği esaslar dâhilinde hak ve vecibelerde eşittirler” ifadesine yer verildiği, kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesinin geçerli olduğu, dairelerin teslim edilme anındaki niteliği, eşitlik ilkesi uyarınca değerlendirilmesi, aynı statüdeki diğer üyelere teslim edilen bağımsız bölümlerin ne şekilde teslim edildiğinin saptanması gerektiği, bu durumda davalı kooperatifçe, davacıya teslim edilen konutta bazı imalatların davacı tarafından yapılmış olduğunun kabul edildiği gözetilerek, davalı kooperatife ait genel kurul kararlarının istenmesi, sunulamaz ise ana sözleşmenin 40. Maddesi uyarınca ilgili —– veya ana sözleşmenin 41. Maddesi uyarınca bu belgelerin gönderildiği ——— getirildikten sonra, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişi, elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılarak, bilirkişi kurulundan, davalı kooperatifin üyelerine konutları hangi aşamada teslim ettiğinin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun’ nun 23. Maddesindeki eşitlik ilkesi çerçevesinde belirlenmesi, davacı tarafça yapılmış olan imalatların neler olduğu ve dava tarihi itibariyle bedelleri hususunda bir rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle davacı yararına, davalının temyiz itirazları yönünden ise davalı tarafından cevap dilekçesinde, kooperatifin gecikme faizi alacağı olduğu savunulduğu, daha sonraki dilekçesinde ise gecikme faizi alacaklarının ———olduğu açıklandığı, davalının üyelik ilişkisinden kaynaklanan ve mevcut olduğunu savunduğu alacağı ile ilgili itirazı mahsup itirazı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekeceği, bu durumda mahkemece, davalının mahsup itirazı ile ilgili hükmün gerekçe bölümünde tartışma ve değerlendirme yapılmaması ve bu hususta herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş,bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır
Usul ve yasaya uygun görülen —- doğrultusunda, bozma ilamında belirtilen nitelikte dosya elektrik mühendisi, inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından —– tarihli rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen raporda özetle, ”davacının kooperatife ödediği aidat toplamından, ortak olduğu dönem boyunca kendi hissesine düşen genel giderler payı düşüldükten sonra kalan——– tarihli bilirkişi ek raporunda kooperatiften talep edebileceği yönünde tespit yapıldığı, davaya konu olan konuttaki iç dekorasyon imalatların davacı tarafından yapılmış olabileceği kanaatine varıldığı—olarak tespit edilen —- tarihli bilirkişi tespit raporuna, elektrik tesisatı kablolarının yenilenmesi bedeli olan — su tesisatı montaj bedeli olan — ilave edilmesi gerektiği, —olarak tespit edilen bedelin — olması gerektiği, —tarihi itibariyle tespit edilen —, dava tarihi olan — tarihindeki değerinin — olduğu ve davacının bu bedeli davalı kooperatiften talep edebileceği, davalı tarafın mahsup itirazlarının — tarihli ek rapor ve —– tarihli bilirkişi raporlarında da incelendiği ve o raporlarda da açıklandığı üzere mahsup talebinin mevzuat hükümlerine, kesinleşmiş yargı kararlarına ve — görüşlerine uygun bulunmadığına , kooperatifin mahsup itirazında bulunamayacağı ” yönünde değerlendirmeler yapılmıştır.
Bilirkişi raporu her iki tarafa da tebliğ edilmiş, davacı vekili ve davalı tarafından rapora itiraz dilekçeleri sunulmakla, her iki tarafın da itiraz ettiği noktaların tek tek değerlendirilmesi ve yargılamanın geldiği aşamada göz önünde bulundurularak mahkememizin denetimine elverişli olacak şekilde rapor hazınlanması için heyete yapı kooperatifleri alanında uzman bir bilirkişi de eklenerek, bilirkişilerden—- tarihli ek rapor alınmıştır. Düzenlenen ek raporda özetle, yapılan tadilat ve masraflara ilişkin —— tarihli kök rapordaki görüşlerin aynen korunduğu, davalının itirazları yönünden yapılan incelemede ise , davalı kooperatifin ana sözleşmesinin incelendiği ve gecikme faizi ile ilgili herhangi bir hükmün bulunmadığı ,davalı kooperatifin genel kurul toplantılarında gecikme faizi ile ilgili kararlar alındığı, — yılından sonra faaliyete geçen konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmelerinin 23. maddesinin 6 bendinde «…Gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek» şeklinde genel kurulun devir ve terk etmeyeceği yetkileri arasında gecikme faizinin belirlenmesi hususunun mevcut olduğu, ancak davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 23. maddesinde böyle bir hükmün mevcut olmadığı, dolayısıyla davalı kooperatifin gecikme faizi talebinde bulunmasının yasal dayanağının olmadığı, sonuç olarak, gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etme hususunda, kooperatif ana sözleşmesiyle genel kurula yetki verilmediğine göre , ortaklardan genel kurulca belirlenen oranda faiz istenmemesi gerektiği” yönünde değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliler,—- tarihli bozma ilamından sonra alınan bilirkişi kök ve ek raporlar—- tarihli Yargıtay bozma ilamındaki gerekçeler ışığında değerlendirildiğinde, dosyada mübrez olan ve ———-Kooperatif konutlarının iç dekorasyonunun, her üyenin kendisi tarafından yaptırılacağını hükme bağlayan —— önce, konutlarına kooperatif tarafından iç dekorasyonla ilgili imalat yapılmış ortakların, bu imalat bedellerini günün rayiçlerine göre kooperatife ödemeleri, ödemelerin yönetim kurulunun bu konuyu üyeye tebliğ ettiği tarihten itibaren bir ay içinde yapılması oy birliği ile kabul edildi…daha sonra konutların içlerinin yaptırılması konusunda görüşmeler yapıldı; ——– konutların zemin uygulamaları yapılmadan kapılarının takılmasının sakıncalı olduğunu açıkladılar. — görüşmelerden sonra — tarihinden itibaren — ay içerisinde konutlarının içlerini yaptırmayan ortak üyelerimizin konutlarına kapı ve pencere doğramalarının ve camlarının takılmasına, bu nedenle doğabilecek zararlardan kooperatif Yönetim Kurulunun sorumlu olmamasına oy birliğiyle karar verildi” denilmektedir.—— dosyası ile yaptırılan —– tarihli bilirkişi raporunda, davacının kooperatife ödediği toplam bedelin —- olduğu, bu bedelden kendi payına düşen — gider payının düşülmesi ile alacağının — olduğu, bu husus göz önünde bulundurularak, —- tutanağında belirtildiği üzere ————kooperatif tarafından ic dekorasyonla ilgili imalat yapılmış ortakların, bu imalat bedellerini günün rayiçlerine göre kooperatife ödemeleri, ödemelerin yönetim kurulunun bu konuyu üyeye tebliğ ettiği tarihten itibaren bir ay içinde yapılması oy birliği ile kabul edildi” denildiği de göz önünde bulundurularak şayet iç dekorasyonların davalı iddiaları gibi kooperatif tarafından yapılmış olsa idi, davacının alınan karar gereği iç dekorasyon imalat bedellerini ödemiş olması gerekeceği oysa davacının kooperatife yaptığı —- tutarlı ödemeler içerisinde böyle bir ödeme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buradan yola çıkarak ve Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere bir kısım iç imalatların davacı tarafça yapıldığı mahkememizce de kabul edilmiş, teknik bilirkişiler tarafından dosyada imalatlara ilişkin yapılan tespit raporları da birlikte değerlendirmek suretiyle yapılan incelemede — olarak tespit edilen —tarihli bilirkişi tespit raporuna, elektrik tesisatı kablolarının yenilenmesi bedeli olan — su tesisatı montaj bedeli olan — ilave edildiğinde, — olarak tespit edilen bedel — bulunmuş, bu bedelin — dava tarihindeki karşılığı bilirkişiler tarafından — yayınlamakta olduğu — katsayılarından yararlanılarak hesaplanmış ve neticede —- kabul edilerek hükme esas alınmıştır. Davalının gecikme faizi alacağına ilişkin yapılan inceleme de ise davalı kooperatifin yapı kooperatifi olduğu, kooperatifin ana sözleşmesinin incelenmesinde gecikme faizi ile ilgili herhangi bir hükmün bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından genel kurulda böyle bir karar alınmasının yeterli olduğu savunulmuş ve davalı kooperatifin genel kurul toplantılarında gecikme faizi ile ilgili kararlar alındığı anlaşılmış ise de—- yılından sonra faaliyete geçen konut yapı kooperatiflerinin ana sözleşmelerinin 23. maddesinin 6 bendi göz önünde bulundurulduğunda, ”gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek” şeklinde genel kurulun devir ve terk etmeyeceği yetkileri arasında gecikme faizinin belirlenmesi hususu mevcut olduğu, ancak davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 23. maddesinde böyle bir hükmüm mevcut olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etme hususunda, kooperatif ana sözleşmesiyle genel kurula yetki verilmediğine göre , ortaklardan genel kurulca belirlenen oranda faiz istenmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmakla,
davalı kooperatifin gecikme faizi talebinde bulunması ve neticede mahsup talebi yerine görülmemiş, açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne,—- davacı tarafından davalı kooperatife yapılan ödeme ve — tadilat masrafı olmak üzere toplam — alacağın;—— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ———- dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
— davacı tarafından davalı kooperatife yapılan ödeme ve — tadilat masrafı olmak üzere toplam – alacağın; —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve —– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Karar harcı 1.291,78-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 405,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 886,78-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 405,00-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 14,00-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı, yargılama süresince yapılan toplam 670,44-TL tebligat ve müzekkere gideri, bozmadan önce toplam 4.550,00-TL bilirkişi ücreti, bozmadan sonra 4.00,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.240,84-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 5.825,30-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından bozmadan önce yapılan 400,00-TL bilirkişi ücreti ile yargılama süresince yapılan toplam 100,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 500,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 184,82-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafların yokluklarında, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2020