Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/667 E. 2018/163 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/667 Esas
KARAR NO : 2018/163

DAVA : İtirazın İptali (Rücuen Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/01/2013
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Rücuen Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket nezdinde yangın sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan sigortalısı —‘a ait işyerinin otomatik giriş kapısı ve bağlantı duvarına davalı …’e ait — plaka sayılı aracın çarpması sonucunda iş yerinde hasar meydana geldiğini, hasara sebebiyet veren aracın beklemeksizin sahayı terk ettiğini, sigortalıya ait işyerinde kiracı olarak bulunan — Ltd. Şti. yetkilileri tarafından durumun tutanak altına alındığını, hasarın davacı şirkete ihbarı üzerine yapılan çalışmadan sonra ekspertiz raporuna göre davacı şirketçe 8.445,00-TL hasar tutarının sigortalıya ödendiğini, davalı hakkında Kadıköy — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı ile takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının aracının — bir araç olup söz konusu hasarı meydana getirebilecek bir araç olmadığını, aracın kazaya karıştığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin aracının kazanın olduğu yere hiç gitmediğini, tutanağı kabul etmediklerini, tutanağın olay yerinde dahi tutulmadığını, tutanaktaki yazıların … eli mahsulü olmadığını, bu şahsın tanık olarak dinlenilmesini, dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirkete sigortalı iş yerinde meydana gelen zararın davalıya ait araçla yapıldığı iddiası ile sigortalıya ödenen tazminatın tahsili için davalı hakkında yapılan icra takibinde davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf sigortalıya ait iş yerindeki zararın davalıya ait araçla meydana getirildiğini iddia etmektedir. Buna karşın davalı taraf ise iddianın gerçek olmadığını, hasarın davalıya ait araçla meydana getirilmesinin mümkün olmadığını iddia etmiştir.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere taraflar iddia ve savunmalarını ispatlamakla yükümlüdürler. Öncelikle davacı tarafın, sigortalı işyerinde zarar oluştuğunu, bu zararın davalı tarafça meydana getirildiğini davalının kusurlu bulunduğunu ve zararla davalı eylemi arasında illiyet bağının bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir. Daha sonra davalı taraftan savunmasını ispatlaması istenebilir. İspat yükü öncelikle davacıdadır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının sigortaladığı iş yerinde hasar oluştuğu, bu hasarın giderildiği, hasar bedelinin davacı şirket tarafından sigortalıya ödendiği bellidir. Uyuşmazlık noktası hasarın davalıya ait araçlar meydana getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı delil olarak poliçe örneğine, ekspertiz raporuna, ödeme belgesine, fotoğraflara, faturaya ve olay sonrasında tutulan tutanağa dayanmıştır. Bunlardan tutanak dışındaki diğer belge örnekleri davalıya ait aracın davacının sigortaladığı iş yerindeki hasarı meydana getirdiğine dayanak teşkil edecek deliller değildir.
Davacı vekili sigortalı iş yerinde kiracı olan şirketin yetkilisi …’in davalıya ait aracın iş yerine çarpmasına ve hasarı oluşturmasına tanık olduğunu, bu kişi tarafından tutulan tutanak nedeniyle adı geçen kişinin tanık sıfatı ile dinlenmesini talep etmiştir. Dosya içinde bir örneği bulunan tarihsiz ve … adı yazılı şirket kaşesi üzeri imzalı tutanakta — plaka sayılı aracın geri geri gelirken iş yerine çarpması nedeniyle hasar meydana geldiği, aracın beklemeksizin sahayı terk ettiği belirtilmektedir.
Tanık gösterilme şeklini düzenleyen HMK’nun 240(3) maddesinde tanık listesinde tanık adresinin gösterilmesi gerektiğini, listede adres gösterilmemesi veya gösterilen adreste tanığın bulunamaması halinde ilgili tarafa adres gösterilmesi için kesin süre verileceği bu süre içinde adres gösterilmediği ya da gösterilen adreste tanığa tebligat yapılamaması halinde ilgili tarafın tanığın dinlenmesinden vazgeçmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda tanık …’in yetkilisi olduğu şirketin ticari sicil kayıtları dosyaya celp edilmiş, ticaret sicilindeki kayıtlı adresine talimat yazılarak tebligat çıkarılmış, tanığın bu adreste tanınmadığı belirtilerek tebligat ve talimat iade edilmiş, bundan sonra HMK’nun 240 (3) maddesine uygun şekilde davacı vekiline tanığın adresinin bildirilmesi konusunda davacı şirketin sigorta şirketi olması nedeniyle personel ve araç ve iletişim imkanlarının yüksek düzeyde bulunduğu, adı geçen tanığın davacının sigortalısının eski kiracısı olduğu, tanığın henüz ticaret sicilinden terkin edilmemiş bir şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu göz önünde tutularak bir haftalık dosya kapsamına uygun şekilde kesin süre verilmiş, davacı vekili verilen kesin sürenin yetersizliği konusunda bir iddia dile getirilmediği gibi tanığın başkaca adresini bilmediklerini bildirerek Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla adres tespiti yapılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin zabıta araştırması yoluyla tanığın adresinin tespit edilmesi istemi usul ve yasaya uygun değildir. Mahkememizce yasal zorunluluk bulunmamasına rağmen tanığın dinlenilmesi amacıyla tanığın yetkilisi olduğu şirketin ticaret sicili kayıtları getirtilmiş, tanığın mernis adresine bakılmış, mernis adresinin bulunmaması nedeniyle ticaret sicilindeki kayıtlı adresine talimat yazılmış, bu adreste tebligat yapılamaması üzerine HMK’nun 240(3) maddesine uygun olarak davacıya kesin süre verilmiştir. Yasal hüküm karşısında mahkememizin tebligat yapılamayan tanığın adresini araştırma yükümlülüğü yoktur. Bu nedenle kesin süre içinde davacı tarafça tanığın adresi bildirilmemekle tutanakta adı geçen tanığın dinlenmesinden davacı tarafın vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile ve HMK’daki düzenlemeler ışığında davacı tarafın davalıya ait aracın sigortalı iş yerindeki hasarı meydana getirdiğini kanıtlamasının zorunlu bulunduğunu, davacının bu konuda yalnız … tarafından tutulan adi yazılı bir tutanağa dayandığı, tutanakta adı geçen bu kişinin tanık sıfatı ile dinlenmesini talep ettiği mahkememizce tanık sıfatı ile dinlenmesine karar verildiği, davacı tarafça gösterilen tanık adresine tebligat yapılamadığı, HMK’nun 240(3) maddesi uyarınca verilen kesin süre içinde tanığın yeni bir adresinin de gösterilemediği, buna göre yasal hükme uygun olarak davacı tarafın tanık delilinden vazgeçmiş sayıldığı, davacı tarafın davalının davaya konu zararın davalı tarafça meydana getirildiğini davalının kusurlu bulunduğunu ve zararla davalı eylemi arasında illiyet bağının bulunduğunu dair başkaca hiçbir delil sunamadığı, buna göre davacının davasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kanıtlanamayan davanın reddine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 114,80 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 78,90 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 35,00 TL dört adet tebligat giderinden oluşan toplam 435,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren on beş günlük yasal süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2018