Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/65 E. 2020/610 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/65 Esas
KARAR NO : 2020/610
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2016
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin sigorta poliçesi tanzim ettiği müşterilerinden olan alacaklarına karşılık olarak aldığı, hamili bulunduğu davaya konu çekin de içlerinde olduğu bir kisim çekleri rızası hilafına elinden çıktığı, ay adli makamlara intikal etiği, davacı şirketin sigorta poliçesi tanzim ettiği müşterilerinden olan alacaklarına karşılık olarak aldığı, hamili bulunduğu davaya konu çekin de içlerinde olduğu bir kisim çekleri rızası hilafına elinden çıkardığı, olayın adli makamlara intikal etiği, davaya konu çek hakkında da ——- sayılı davası ile çeklerin iptali ve ödeme yasağı konulması talep edildiği, mahkeme tarafından davaya konu çek hakkında ödeme yasağı kararı verildiği, dosya halen derdest olduğu, Keşideci ——- tarafından, çek hakkında ödeme yasağı kararı veren ———- başvuruda bulunularak, hakkında ödeme yasağı verilen çek bedelini ödemek İçin tevdii mahalli karan verilmesi talep edildiği, ilgili mahkeme tarafından verilen karar ile TTK 757/2. Maddesi gereğince, çeklerin vadelerinde bankada çek bedeli kadar tutar bulunması halinde, banka tarafından tevdii mahalli sıfatıyla ——– karar verildiği, alacaklı ise, ödeme mahalli kararı veren ———- başvurarak, bankada blokeli olan söz konusu bedelin kendisine ödenmesini talep etmek ve bu hususta karar almak yerine, çek ile ilgili olarak davacı şirket ve keşideci aleyhine İcra takibine giriştiği, çekin hırsızlık mahsulü çek olmasının yanında, davacı şirketten çeki aldığı iddia edilen ——– şirketin herhangi bir borcu olmadığı, davaya konu çekin icra takibine girişildiği ve takibe itiraz edildiği, söz konusu icra takibi ile hem keşideci şirket hemde davacı şirket zarara uğratıldığı, davalı kötü niyetle giriştiği İcra takibinde, takibin kesinleşmesi halinde davacı şirketin ve keşideci şirketin malvarlıklarına haciz tatbik edebileceği, açıklanan nedenlerle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dava konusu çekin konu olduğu ——— İcra Takibinin durdurulması, İcra kasasına ödenen/ödenecek bedellerin alacaklı/ davalıya ödenmemesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı ——-vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ———- veren diğer davalı şirket olan—– yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere uygun olarak faktoring işlemi gerçekleştiği, dava konusu kambiyo çekinde lehtar ve ilk ciranta vasfı ile yer alan davacı ——- aralarında imzalamış oldukları araç kiralama sözleşmesine ilişkin ticari ilişki kapsamında alınan mal ve hizmet ticaretine konu faturalar davalı şirkete temlik edilmiş ve bu kapsamda dava konusu çek ciro edildiği, ayrıca davacı ———– diğer davalı ve müşteri —— aralarındaki ticari ilişkinin ispatı olan ve ——-konu olan kambiyo çeklerinin keşidecilerine kesilen sigorta poliçeleri de—– tarafından işlem öncesi gönderildiği, sonuç olarak müvekkil şirket ile diğer davalı —- imzalanan ——-uyarınca ilgili çek, ——– tarihli çek teslim bordrosundan görüleceği üzere davalı şirkete teslim edilmiş olup, davalı şirket çekin yasal hamili olduğu, dava konusu çek tarihinden önce, aynı ticari ilişki kapsamında ———-çek no.lu ——- bedelli ——-tarafından keşide edilen çek tahsil edilmiş olup, davacının tahsile yönelik herhangi bir itirazı da bulunmadığı,————— bile borçlunun zararına hareket ederek kambiyo senedini iktisap etmemiş ise şahsi def’ilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, kambiyo senetlerindeki soyutluk ilkesi gereğince iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunan davalı şirkete karşı asıl borç ilişkisinden kaynaklanan defi ve itirazların ileri sürülmesi hukuken mümkün olmadığı, Ciro yoluyla devredilen senette, şahsi defi ve itirazların davalı şirkete karşı ileri sürülebilmesi için davalı şirketin çeki devralırken kötü niyetli hareket etmiş olması gerekir ki, işbu dosyada davalı şirketin kötü niyetli olmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki iddia ve itirazları da hukuki dayanaktan yoksun olduğu, açıklanan nedenlerle haksız olarak ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ——- dava dilekçesinin ve tensip zaptının 35.maddeye göre tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, davacı şirket çalışanın dava konusu çeki çalarak 3.kişilere verdiği, çekle alakalı———- sayılı dosyası ile takibe girişildiği, davacı şirketin borcunun bulunmadığı iddiası ile takibin durdurulması, çek bedelinin davalıya ödenmemesi veya ödenmiş ise ödenen bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, icra dosyası mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
—————- dosyasında; şüpheli davacı şirket çalışanı ——– elde ettiği çekleri yetkisi olmadığı halde başkalarına ciro etmesinin ve çek asıllarının ele geçirilmesini ayrı bir suç ve soruşturma konusu olduğu, bu haliyle şüpheli hakkında CMK’nun 170/2 madde ve fıkrası uyarınca kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil mevcut bulunduğu, belirtilen kanun maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesine yönelik iddianame düzenlendiği ve———-ilamı ile sanık ———- hakkında ——– suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olup kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
İstirdat istemine konu ——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde;———ait ——keşide tarihli, —- çek numaralı, —– bedelli çeke yönelik——– tarafından borçlular ——adına ihtiyati haciz kararı verildiği, haciz ihbarnamesinin bankalara gönderildiği, takibin —— tarihinde —- asıl alacak üzerinden açılmış olduğu, ödeme emrinin davalı ——- tarihinde, ——- tarihinde, —- tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
——– sayılı dosyasının uyap üzerinden mahkememize gönderildiği, —— tarihinde verilen kararda; dava konusu ——- Şubesine ait ——— keşide tarihli —— bedelli keşidecisi ——— nolu çekin yönünden çek iptali talebinin feragat nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından —- tarihinde uyap üzerinden—— olarak gönderilen feragat dilekçesinde özetle; açılan davadan —- yönünden feragat edildiği, işbu sebeple davalılardan yalnızca———- yönünden ileri sürülen feragat talebinin kabulüne, davanın diğer davalı yönünden devamına, dosya kapsamında verilen tedbirlerin, kaldırılmasına ve tarafımızdan sunulan teminatın iadesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması nedeniyle dosyanın Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından ——— tarihli mahkememize sunulan raporda özetle; davacı şirketin sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olmakla birlikte kapanış (ibraz) tasdikleri yönünden de gerekli onaya sahip olduğu, davacı ticari defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, davalı yanların ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin mahkemede olduğu, davacı yanın ticari defterinde yapılan inceleme sonucunda; davalı ——- tarihi itibarı ile, kaydi olarak —- alacaklı olduğu, başka bir deyişle davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yana kaydi olarak çek vermesini gerektiren bir durumunun görülmediği, davalı ————ise defter ve belge sunmadığı, bu hususun hukuki yorum ve takdirinin mahkemede olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Taraf vekilleri bilirkişi raporuna beyan ve itiraz ve rapor içeriğine göre dosyanın yeniden aynı Mali Müşavir ve Nitelikli Hesaplamalar uzmanı bilirkişiye —– tarihinde tevdi edilerek ek rapor düzenlendiği, düzenlenen raporda özetle; dava konusu olan — keşide tarihli, — çek numaralı, —- tutarlı, keşidecisinin dava dışı ——– olduğu çekin, derdest davanın davacısının geçerli iradesi ile üçüncü bir şahsa ciro edilmemiş olduğu, ciro imzasının şirketi temsil ve ilzama yetkili şahsın eli ürünü olmadığını haklı kılacak çok sayıda verinin dosya kapsamında mevcut olduğu, kaldı ki, kök raporda da yapılan tespit çerçevesinde, senedin davacı tarafından, davalılardan —– ciro edilmesini haklı kılacak bir borç ilişkisinin de söz konusu olmadığı, zira, davacı yanın —–bir borcunun olmadığı, aksine davalılardan — davacıya borcunun bulunduğu hususunun açık olarak tespit edildiği, davacının, davalılardan ——- karşı olan alacağının miktarının derdest davanın konusunu da teşkil etmediği dikkate alındığında, cironun geçerli olarak yapıldığından söz edilemeyeceği, bu yönü ile davacı yanın anılan senetten dolayı bir sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, mutlak defi teşkil eden bu savunmanın, senette imzası olan herkese karşı dermeyan edilebileceği, mutlak defi teşkil eden bu savunmaya yol açan vakıanın ciro zincirini koparmakta olduğu, yönünde kanaatini bildirir rapor sunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunma, alınan bilirkişi rapor ve ek raporu,——esas sayılı dosya örneği, —- soruşturma dosyası ve —– sayılı ilamı ve —-dosya örneği hep birlikte incelendiğinde; davaya konu —— keşide tarihli, —- çek numaralı, —- tutarlı, keşidecisinin dava dışı—– çekin, davacı şirketin rızası dışında elinden çıktığı, çekin ciro yoluyla önce davalı —-, bu şirket tarafından da ciro yoluyla diğer davalı ———-devredildiği, mahkememizce taraf şirketlere ait ticari defterlerin incelenmesine yönelik ara karar oluşturulduğu ancak davalı şirketin ihtara rağmen defterlerini incelemeye sunmadığı gibi davaya da cevap vermediği, davacı tarafın defterleri üzerinde yapılan incelemede kendisinden sonra ciro zincirinde ciranta olarak bulunan davalı——-şirket ile davacı arasında ticaret ilişkisi olduğuna dair kayıt olmadığı ve defterlerin davacı lehine delil teşkil ettiği, dolayısıyla çekin davacı tarafından davalı——– cirolanmadığı, ciro imzasının davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili şahsın eli ürünü olmadığı, zira taraflar arasında bir borç ilişkisinin de bulunmadığı aksine davalı—– davacıya borçlu olduğu, kaldı ki davacı şirkette uzun yıllardır çalışan sanık———- dosyasında yargılandığı ve sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verildiği böylece davacının—– Şubesine ait,—- tarihli —– bedelli, keşidecisi —– nolu çek yönünden davalı —————olmadığı kanaatine varılarak davaya konu çek yönünden borçlu olmadığının tespitine ve her ne kadar davacı tarafça çek bedellerinin icra dosyasında ödendiğinden bahisle bedelin istirdatı talep edilmişse de ödemenin dava dışı keşideci şirket tarafından yapılması karşısında istirdat taleplerinin yerinde olmadığı ve ayrıca çek asıllarının davacıya iadesine ilişkin talebinde davacı lehtar ciranta konumunda bulunduğundan yerinde olmadığına karar verilmiş diğer davalı——— hakkında açılan davanın ise davacı vekilinin —— tarihli dilekçesi ile davalı şirket yönünden davadan feragat ettiklerini bildirdiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmekle davadan feragat HMK nun 307. ve devamı maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olduğundan açıklanan nedenlerle davalı ——- yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı —— hakkında açılan davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın davalı —— yönünden KABULÜ İLE;
-Davacının —- Şubesine ait, —- tarihli —bedelli, keşidecisi —– olan ——- nolu çek yönünden borçlu olmadığının tespitine,
-Çek aslının davacıya istirdatına yönelik talebin davacının lehtar ciranta konumunda olduğundan reddine,
-İcra dosyasındaki ödemeler davacı dışında keşideci şirket tarafından yapılmış olduğundan istirdat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 1.366,20-TL harçtan başlangıçtan ve sonradan alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile kalan 1.024,65‬-TL harcın davalı ——– alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 341,55-TL peşin harcın davalı ——— alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başlangıçta alınan harç, 230-TL posta ve tebligat ücreti, 2.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.259,2‬0-TL nin davalı——- alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı ——tarafından kullanılan 15-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalı ——–alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. nin 6. maddesi gereğince 1.500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/10/2020